Abe suikastı Japon siyasetini nasıl etkileyecek?

- Abe Şinzo’nin öldürüldüğü nokta, Japon Şintoist itikadında, kadim hac yolu olarak tarif edilebilecek bir yer - LDP özelinde Abe’nin yokluğu, büyük bir açığı da beraberinde getirecek

Google Haberlere Abone ol
Abe suikastı Japon siyasetini nasıl etkileyecek?

Doç. Dr. Sinan Levent

Abe Şinzo, İkinci Dünya Savaşı sonrası Japon siyasetine üç başbakan, bir dışişleri bakanı, bir de milli savunma bakanı çıkartmış köklü bir aileden geliyor. Dedesi Kishi Nobusuke ile başlayan bu süreç, kendisi, kardeşi ve halihazırda Milli Savunma Bakanı olan Kishi Nobuo ile devam ediyor. Japonya’nın başbakanlık koltuğunda en uzun süre oturan Abe Şinzo’nun ölümü, hiç şüphesiz Japonya siyaseti ve ona yön veren Liberal Demokrat Parti (LDP) özelinde taşları yerinden oynatacak gibi görünüyor. Abe Şinzo’nun ölümü, şüpheli Yamagami Tetsuya’nın şahsi nefretinden dolayı gerçekleşen bir olaydan çok daha öte, derin bir tahlil gerektiriyor. Bundan sonra, Japon dahili ve harici siyasetini Abe öncesi ve sonrası diye okumak isabetli olabilir.

- Vurulduğu yer hac yolu üzerinde

Başbakan Abe’nin vurulduğu muhit, Japon İmparator ailesinin kurucusu ve Japonya’nın ilk İmparatoru kabul edilen Jinmu Tenno’nun mezarının bulunduğu Kashihara Mabedi’nin yanında. Bu bölgeden doğuya doğru gidildiğinde, Japon İmparatorluk ailesinin soyunun başlangıcı kabul edilen Güneş Tanrıçası ve Japon kültürel birliğinin sembolü Amaterasu’nun evi olduğuna inanılan Ise Mabedi’ne ulaşılıyor. Başka bir ifadeyle, Abe Şinzo’nun öldürüldüğü nokta, Japon Şintoist itikadında kadim hac yolu olarak tarif edilebilecek bir yer.

- LDP içindeki en büyük hizbin lideriydi

LDP, Japon siyasetine 1955’ten bu yana yön veren ve Japon siyasetini tekelinde bulunduran bir parti. LDP, 1955’ten bu yana farklı hizipleri ihtiva etti. Esasen, savaş sonrası Japonya’da yaklaşık 70 yıllık siyasi iktidar mücadelesi, sözde farklı partiler arasındaki bir mücadeleymiş gibi gözükse de özde LDP içindeki farklı hiziplerin yarışıdır. Çünkü LDP, Japon siyasetine 63 yıl iktidar partisi olarak hizmet verdi. 8 Temmuz 2022'de suikasta kurban giden Abe, LDP içinde 90’dan fazla milletvekiline nüfuz edebilen en büyük grubun lideriydi. Kendisinden sonra aynı koltuğa oturması için yetiştirdiği bir isim de yoktu. Dolayısıyla, LDP özelinde Abe’nin yokluğu, büyük bir açığı da beraberinde getirecektir.

Abe’nin başını çektiği hizbin en büyük özelliklerinden birisi, dış politikada Tayvan yanlısı bir siyaseti savunmasıdır. Bu yüzden Abe’nin ölümü, Tayvan’da büyük bir üzüntüyle karşılandı, hatta Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen’in talimatıyla, 11 Temmuz 2022 Pazartesi günü, tüm resmi kurum ve okullarda bayraklar yarıya indirildi.

- Japonya Danışmanlar Meclisi Seçimleri'nde LDP-NKP koalisyonunun ezici üstünlüğü

Abe’nin 10 Temmuz 2022 Pazar günü yapılan Japonya Ulusal Dieti’nin üst meclisi olan Danışmanlar Meclisi seçimlerinin arifesinde, Nara Bölge adayına destek maksatlı yaptığı konuşma esnasında öldürülmesinin, seçimlerde LDP-NKP (Yeni Komeito Partisi) koalisyonu lehine önemli bir tesiri oldu. Bunu, başta mevcut Başbakan Kişida Fumio olmak üzere LDP’li siyasetçilerin söylemlerinden de anlayabiliyoruz. 10 Temmuz 2022 Pazar günü yapılan seçimlerde LDP, bir önceki seçimlerde kaybettiği Iwate ve Niigata gibi şehirleri de geri kazanarak tek başına 63, koalisyon ortağı NKP ile birlikte 76 milletvekilini garantiledi. Bu oran, Abe ve kurmaylarının uzun yıllardır mücadelesini verdiği anayasa değişikliği için yeterli.

Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Abe’nin ölümü, seçimlere katılım oranını da LDP ve LDP-NKP koalisyonu lehine olumlu yönde etkiledi. Abe’nin ölümünün, gerek LDP içi hizipler gerekse de koalisyon ortakları özelinde safları sıklaştırdığı, ülke genelinde de halkı konsolide eden bir gelişme olduğu aşikar.

- Öncelikli siyasi ajanda: Anayasa değişikliği ve milli savunma bütçesinin artırılması

Abe, ülseratif kolit hastalığının kötüleşmesini neden olarak göstererek [1] 2020 yılında başbakanlıktan istifa etti. Kamuoyuna bu kararını bildirirken yaptığı konuşma esnasında, gerçekleşmesini çok istediği ama kendi dönemimde bir türlü tahakkuk ettiremediği konuların başında anayasa değişikliğinin ve Rusya ile barış antlaşması imzalanmasının geldiğini söylemişti. Başka bir ifadeyle, Abe’nin başbakanlığı dönemindeki en büyük üzüntülerinden birisi anayasa değişikliğiydi. Abe, Japonya’nın Doğu Asya bölgesi, özellikle de Asya Pasifik sularında artan Çin tehdidine karşı anayasanın değiştirilmesini müteaddit defalar dile getirmişti. Çin ve Rusya merkezli değişen uluslararası konjonktür göz önünde bulundurulduğunda, Japonya’nın 1947'den kalma askeri gücünü sınırlandıran ve sadece savunma üzerine kurulu barışçıl bir ülke profili çizemeyeceğini düşünüyordu. Bunun için de önce anayasanın değiştirilmesi sonra da milli savunma bütçesinin artırılması ile daha bağımsız ve güçlü bir Japonya meydana getirmek düşüncesindeydi. 2015'te Abe, bu doğrultuda girişimlerde bulunduysa da Japon kamuoyunun sert tepkisi ile karşılaştı ve geri adım atmak zorunda kaldı. Demokratik ve barış yanlısı Japon toplumu için anayasa değişikliği, bir nevi, İkinci Dünya Savaşı öncesindeki travmatik yıllara dönüş anlamı taşıyordu. Abe’nin anayasa değişiklik adımı, gerek LDP binası gerekse de Japonya Ulusal Dieti önünde yüzlerce insanın gösterileriyle geri püskürtüldü.

Mevcut Başbakan Kişida, Abe’nin ölümünden iki gün sonra, 10 Temmuz’da verdiği bir radyo mülakatında, Abe’nin en büyük isteklerinden birisi olan anayasa değişikliği konusunda bir an evvel harekete geçip referanduma gitmeyi planladığını alenen beyan etti. Aynı beyanatında, Japon Başbakan Kişida, milli savunma bütçesinde ciddi bir iyileştirme yapmayı planladıklarını dile getirdi.

- Abe’nin ölümü Pearl Harbor etkisi yaratacaktır

Japon toplumunun anayasal düzenlemede yapılacak değişikliğe karşı şimdiye kadarki tutumunun, Abe’nin ölümüyle tersi yönünde bir seyir izleyeceği tahmin ediliyor. Bu talihsiz olayın, anayasa değişikliğine müzahir bir kamuoyu doğurma olasılığı göz ardı edilmemeli. Tıpkı, 1940’lı yılların başında Japonlar tarafından gerçekleştirilen Pearl Harbour baskınının, ABD kamuoyundaki savaşa dahil olma karşıtlığını ortadan kaldırdığı gibi.

Demokratik toplumda ve siyasi düzende, kamuoyu görüşü, en çok önemsenen ve kıymet verilen unsurdur. Meclisten geçirilmiş anayasa değişikliği ve belki de savunma bütçesi artışı referandumuyla, Japon halkının nitelikli çoğunluğunun da desteği alınarak, daha keskin bir dış politikaya geçilebilir.

- Daha şahin bir Japonya göreceğiz

2021 yılı Milli Savunma Yıllık Raporu'nda Çin, son yıllarda Doğu Çin Denizi ve Japon Denizi civarındaki askeri faaliyetlerini artırmasından ve askeri konulardaki şeffaflıktan uzak tavrı yüzünden “ulusal ve uluslararası kamuoyunu endişeye sevk eden ülke” olarak tarif ediliyor. Aynı raporda Kuzey Kore de güvenlik tehdidi olarak anılıyor.

2021 yılı sonu itibariyle, Doğu Asya bölgesinde Çin lehine şekillenen mevcut şerait düşünüldüğünde, Çin’in, Japonlar için resmiyette Kuzey Kore ile aynı grupta kategorize edileceği günler hiç de uzak olmasa gerek. Tarih tekerrürden ibarettir sözünü haklı çıkarırcasına, ikili münasebetlerin tekrardan nispeten askeri konular üzerinden okunacağı yeni bir dönemin de ayak seslerinin duyulmaya başlandığı söylenebilir. Bu noktada, 1947 Devlet Anayasası ile sabitlenmiş olan ve büyük bir askeri güç olmaktan çıkan Japonya’nın, gelecek yıllarda yine öz savunmayı aşan oranda silahlanma ve askeri istihdam sağlama yoluna gideceği ve yeniden askeri anlamda büyük bir devlet olabileceği öngörülebilir. Bu durumda ise Çin ile sıcak temaslara neden olabilecek bir vaziyet doğacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

***

[1] 2007 yılındaki ilk başbakanlığında da aynı sağlık sorunu neticesinde istifa ettiğini ifade etmişti.

[Doç. Dr. Sinan Levent, Ankara Üniversitesi]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yorumlar