13. Petroleum İstanbul 2017 Fuarı

- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Dönmez: - "(Akaryakıt sektöründeki yaptırımlar konusunda) Öldürücü değil, caydırıcı olmasını ve sonuçları itibarıyla sektörü daha iyi bir noktaya taşıyacak düzenlememize son şeklini verme aşamasındayız, takiben de TBMM’ye sunacağız" - "Mevcut yasada birtakım oranlar var, yeni düzenlemede herkesin acısı, bulunduğu sektöre göre yeniden belirlenmiş olacak" - "Yüksek tüketici talebinde dağıtım sektöründeki artan hizmet kalitesi ve standartların büyük payı olduğu şüphesiz. Kaçak rakamlarının da azalması ile sektörün imajının çok iyi bir yerde olduğunu söyleyebiliriz"

Google Haberlere Abone ol
13. Petroleum İstanbul 2017 Fuarı

İSTANBUL (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, petrol ve LPG sektöründeki idari yaptırım miktarları konusundaki görüş ve taslakların kendilerine ulaştığını belirterek, "Öldürücü değil, caydırıcı olmasını ve sonuçları itibari ile sektörü daha iyi bir noktaya taşıyacak düzenlememize son şeklini verme aşamasındayız, takiben de TBMM’ye sunacağız. Mevcut yasada birtakım oranlar var, yeni düzenlemede herkesin acısı, bulunduğu sektöre göre yeniden belirlenmiş olacak." dedi.

Dönmez, 13. Petroleum İstanbul 2017 Fuarı'nda yaptığı konuşmada, akaryakıt sektörünü, tüketicilerin en çok güvendiği, en çok vergi veren, büyümenin itici gücü bir sektör olarak gördüklerini söyledi.

Türkiye'nin dünya petrol sektöründe talep artışı ve coğrafyasının sağladığı avantajlarla önemli bir ülke olduğunu aktaran Dönmez, "Daha önce boru hatları ve ham petrol geçişleri ile dünya petrol ticaretinde önemli geçişlerden biri olarak anılmaya başlanmıştık. Şimdi ise ürün pazarındaki dinamizmi ile uluslararası oyuncuların da artan oranda yer almak istedikleri bir ülkeyiz. Bu bence sizlerin başarısı." değerlendirmesinde bulundu.

Dönmez, petrol sektörünün sorunlarını öncelikli olarak değerlendirdiklerini, mevzuatsal ve teşviksel konularda bazı çalışmaları olduğunu açıkladı.

Ulusal petrol stoku konusunda EPDK ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün (PGİM) uzlaştığı bir hesaplama yönteminin bakanlık tarafından incelendiğini bildiren Dönmez, şöyle konuştu:

"LPG sektöründeki koku sorunu ile ilgili olarak kanuni düzenlememizi yaptık ve yıllardır hukuki açmazlara sebep olan bir sorunu da çözmüş olduk. Petrol ve doğalgaz arama-üretim tarafında ise bir teşvik sistemi üzerinde çalışıyoruz. Petrol ve LPG sektöründeki idari yaptırım miktarları konusunda da görüşler ve taslaklar bize ulaştı. Öldürücü değil, caydırıcı olmasını ve sonuçları itibari ile sektörü daha iyi bir noktaya taşıyacak düzenlememize son şeklini verme aşamasındayız, takiben de TBMM’ye sunacağız. Mevcut yasada birtakım oranlar var, yeni düzenlemede herkesin acısı, bulunduğu sektöre göre yeniden belirlenmiş olacak inşallah."

- "Talep artıyor, ama..."

Dönmez, dünya petrol piyasalarındaki talep artışının büyük kısmının Çin başta olmak üzere Asya’dan kaynaklandığını ve 2030'a kadar talebin artmaya devam edeceğini fakat verimlilik sebebiyle bugünkü talebin yarısı kadar olacağını anlattı.

Bu artışın dünyanın farklı bölgelerinde farklı şekilde olacağına işaret eden Dönmez, şöyle devam etti:

"Bu sebeple bakanlığımızın da içinde bulunduğu Afrika açılımında pazar çeşitlendirmesi anlamında sizlerin de bulunması gerekiyor. Talep artarken, ürünler arası rekabet de pazar paylarını değiştirecek. Mesela 2016'da Çin’de ham petrol talebi yüzde 5,5 artarken, dizel talebi 5,3 düştü. Benzin talebi ise en az yüzde 3,3 artıyor. İlginç şekilde Çin’de LPG de temiz yakıt olarak hızla artıyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) 2020’deki denizcilik yakıtlarındaki kükürt sınırlaması sonucu, denizcilikteki ağır ürünlerden dizele kayış olma ihtimali yüksektir. Belki bu yakıt değişiminin bir kısmı LNG’ye de kayabilir. Dolayısıyla petrol sektörünün üstü de altı da önemli dönemeçlerde. Türkiyede mevcut durumda hızlı bir değişim beklemiyoruz ama bu küresel değişimden pozitif de etkilenebiliriz."

Dönmez, Türkiye'nin nihai enerji tüketiminin 99 milyon ton eşdeğer petrol olduğu düşünüldüğünde, nihai tüketiminin yüzde 37'sinin petrol ürünlerinden oluştuğuna dikkati çekti.

Doğalgazın ise nihai tüketimde yüzde 20’lik bir pay alarak 20 milyon ton eşdeğer petrollük bir dilimi bulunduğunu ifade eden Dönmez, "Kömür ve ürünleri yüzde 18 paya sahip. Yani petrol en yakın birincil enerji kaynağının neredeyse iki misli tüketime sahip. Kendisini takip eden iki kaynağın toplamı kadar payı var. Türkiye enerji arz güvenliğinin aslında en büyük parçası petrol ve ürünleridir. Tüm bir petrol ürünleri tüketiminde ise tüketimin yarısından fazlası motorin, dizel. Tüketimin yüzde 12'si LPG, yüzde 8,7si petrol koku, yüzde 7,1'i bitümen ve yüzde 5,5’i benzindir." bilgisini paylaştı.

- Tüpgaz'da yıllar sonra ilk defa yüzde 2'lik artış

Dönmez, söz konusu ürünlerin talep artışında ise ülke büyümesinin çok üzerinde yükseliş oranları görüldüğünü ve 2016’da benzinde yüzde 5,67, motorinde yüzde 7,08, otogazda yüzde 2’lere yaklaşan bir artış kaydedildiğini vurguladı.

Yıllar sonra 2015'te ilk defa yüzde 2'lik tüpgaz artışı da görüldüğünü belirten Dönmez, şunları söyledi:

"Bu yüksek tüketici talebinde dağıtım sektöründeki artan hizmet kalitesi ve standartların büyük payı olduğu şüphesiz. Kaçak rakamlarının da azalmasıyla sektörün imajının çok iyi bir yerde olduğunu söyleyebiliriz. Bayilerin tüketiciye yaklaşımı, dağıtım şirketlerinin çabaları diğer enerji sektöründeki oyuncularımıza da örnek olacak durumdadır. Benzer şekilde siber güvenlik konusundaki ön araştırmalarımızda, petrol sektörünün diğer enerji sektörlerinin çok önünde olduğunu gördük. Bu sebeple hem olgunluk seviyesi hem de tüketici ile ilişkisi hem de ödediği vergi bakımından sektörümüze enerji sektörünün 'ağabeyi' demek yanlış olmaz sanırım."

Dönmez, akaryakıt sektörünün temsilcilerine "Yaptığınız işi sakın küçük görmeyin, vergisinden güvenliğine lojistiğinden istihdamına bir devsiniz. Bizim için önemlisiniz." diyerek sözlerini tamamladı.

Yorumlar