'Kanal İstanbul'un önemi bir kez daha ortaya çıktı'

Dün İstanbul Boğazı'nda sahildeki yalıya çarparak durabilen ve büyük çapta maddi hasara neden olan kazanın yankıları sürerken 'Kanal İstanbul Projesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Google Haberlere Abone ol
'Kanal İstanbul'un önemi bir kez daha ortaya çıktı'

Genç Denizciler Dayanışma Derneği Başkanı Kaptan Umur Zamanoğlu, dün İstanbul Boğazı'nda yaşanan gemi kazasında temel sebebin insan faktörü olduğunu söyledi.

Kılavuz kaptanın tüm uyarılarına rağmen gemi kaptanının bunları dinlemediğine dikkati çeken Zamanoğlu, "Kanal İstanbul tamamlandığında bunların hiçbiri yaşanmayacak" ifadesini kullandı.

"Kaptanların 'sorumluluk bende' deme hakkı var"

Geminin makine dairesinde yaşanan arızanın geminin durmasını engellese de farklı yollarla geminin durdurulabileceğini anlatan Zamanoğlu, şöyle devam etti:

"Otomobille yolda giderken aniden motorun stop ettiğini düşünün. Bu gemide yaşanan olay da bu. Kılavuz kaptan 'demir atalım' diyor. Yani el frenini çekelim gibi düşünün bunu. Telsiz kayıtlarında da anlaşılacağı üzere kaptan 'sorumluluk bende' deyip buna yanaşmıyor. Halbuki o sırada kılavuzu dinlese bunların hiç biri yaşanmadan gemi durdurulabilirdi. Maalesef mevcut yasalar gereği kaptanların sorumluluk alma hakkı var. Ancak böylesine facialar yaşandıktan sonra sorumluluğum kimde olduğunun pek de bir önemi kalmıyor."

"Kanal İstanbul’un önemi bir kez daha ortaya çıktı"

Boğazlarda bu tür kaza riskinin sürekli olduğuna vurgu yapan Zamanoğlu, "Bu kaza ile Kanal İstanbul’un önemi bir kez daha ortaya çıktı. Kanal İstanbul tamamlandığında bu tür kazalar yaşanması imkansız. Çünkü orada kontrol tamamen Türk kaptanlarda olacak ve her gemi kılavuz kaptanı dinlemek zorunda kalacak. Ayrıca römorkörle eşlik edeceğiz gemilere. Onlar kazasız belasız Kanal İstanbul'dan geçerken, güzel Boğazımız da bizlere kalacak ve bu tür kazalar yaşanmayacak" şeklinde konuştu.

"Geminin şirketi çok ciddi bir mali yük altına girdi"

DENKAR Gemi İnşa AŞ Genel Müdürü Fikri Taha Mete ise 'Şimdi ne olacak?' sorusunun yanıtını verirken, geminin sahibi olan şirketin çok yüklü miktarlarda masrafla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

Tarihi yalının kendi sigortasının masrafları karşılayacağını ifade eden Mete, şöyle devam etti:

"Yalı'nın sigortası yoksa bu masraf da yalı sahipleri tarafından geminin sahibi olan şirkete ödetilecektir. Tabi bir diğer nokta da geminin de sigortalı olması. Eğer geminin bu tür olaylar için sigortası varsa, geminin sigorta şirketi yalının zararını da karşılayacaktır. Bu gibi konularda tek sıkıntı mahkemelerin uzun yıllar sürmesi. Sadece yalı değil, geminin de ciddi bir masrafı var. Ayrıca dünkü kurtarma çalışmaları sırasındaki tüm işlemlerin ücretleri de yine bu geminin sahibi şirket tarafından ödenecek. İstanbul Boğazı'ndaki güçlü akıntı nedeniyle burası gerçekten de çok zorlu bir yer. Bizimle çalışan tüm yabancı şirketlere Boğaz geçişlerinde kılavuz almalarını ve onları dinlemelerini tavsiye ediyoruz."

Yorumlar