MHP operasyonunun perde arkası

MHP'yi yakından takip eden Yazar Emin Pazarcı, Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik muhalif hareketi bastırmak için düzenlediği operasyonları, partinin siyasi çizgisinden kaydığı savunmasıyla yaptığını, ancak partiyi zaten kendisinin çizgiden kaydırdığını söyledi. Bahçeli'nin, muhalifleri Gülen grubuyla hareket etmekle suçlamasına değinen Pazarcı, Bahçeli'nin bu kaygısının koltuğu kaybetme korkusundan kaynaklandığını savundu. Pazarcı'ya göre, Bahçeli zaten daha önce birçok konuda Gülen grubuyla hareket etti. Şimdi ise muhalifleri suçluyor. İşte Pazarcı'nın Akşam Gazetesi'nde yer alan o yazısı:

Google Haberlere Abone ol
MHP operasyonunun perde arkası

Devlet Bahçeli, yine esti gürledi. Üstelik bu defa isim verip, hedef bile gösterdi. “Sığınak arayışında olan Gülen Cemaatinin MHP’ye operasyon düzenlediğini” söyledi. Daha da ileri gidip, “Milliyetçi ülkücüleri sokağa çekip, MHP’yi operasyon partisi haline getirecekler” dedi.

Böylece parti içinde yaptığı tasfiyeleri haklı göstermeye çalışıp, diğer genel başkan adaylarını itibarsızlaştırmak istedi.

Bu, artık herkesçe bilinen bir Bahçeli taktiği. Koray Aydın’ın 400’ün üzerinde oy aldığı kongrede de aynısını yapmıştı. “Parti içindeki fitne hareketi başarılı olamadı” demişti. Aydın’la birlikte, MHP’de demokratik hakkını kullanan o delegeleri bir kalemde silip atmıştı. Koltuğu kurtarıp, kendini sağlama aldıktan sonra da “fitnenin başı” olarak gösterdiği Koray Aydın’ı yeniden yanına almıştı.

Şimdi baştan tedbir alıyor. Yaptığı son açıklama ortada. Karşısında “Yeminli Türklük ve Türkiye düşmanlarının” bulunduğunu söylüyor. Böylece, “Bahçeli ile gitmiyor” diyenlerin tamamını ve görevden aldığı teşkilat yöneticilerini çok geç olmadan yerin dibine gömmek istiyor.

Şaşırtıcı değil, Bahçeli hep böyle yaptı. Hatırlarsınız, daha önce de karşısına çıkan başta Ümit Özdağ olmak üzere bütün rakiplerine, “Amerikan-İsrail ajanı” dâhil, her türlü karayı çaldı. İşi bitince de o ağır suçlamayı yaptığı isimleri yeniden yanına aldı.

 

* * *

Bahçeli isim vermiyor, ancak “cemaatçi” suçlaması ile özellikle Meral Akşener’i hedef alıyor.
Bir an için haklı olduğunu düşünelim. MHP’nin büyük bir Gülen operasyonuyla karşı karşıya kaldığını varsayalım. Operasyonun başında da Akşener’in olduğunu kabul edelim.
O zaman da sorarlar adama:

1) Madem Gülen ve ekibi ile Türkiye ve Türklük düşmanları el ele. O durumda Akşener’i neden TBMM Başkanvekili yaptınız? Yoksa o günlerde siz de o ittifakın içinde miydiniz?
2) Bugün Gülen’in MHP’ye operasyon düzenlediğine inanıyor ve tepki gösteriyorsunuz da 17-25 Aralık’ta Türkiye’ye operasyon düzenlendiğine niye inanmak istemediniz? Niçin o operasyondan kendinize pay çıkarmaya çalıştınız? Sizin milliyetçilik anlayışınız bu mudur?
3) Türkiye’yi karıştırmaya, MHP’lileri sokağa dökmeye çalıştığını söylediğiniz o FETÖ grubu ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yapan kimdi?
4) Söz konusu siz olduğunuzda, “Türkiye ve Türklük düşmanı” olarak gördüğünüz bu adamlara, Türkiye’ye operasyon düzenledikleri günlerde niçin “hukuk savunucusu” payesi verdiniz?

* * *

Bahçeli’nin yaptığı açıklamaları bugün ciddiye alanlar olabilir. Ancak, bana şaka gibi geliyor. Çünkü Bahçeli bugün MHP’ye operasyon düzenlediğini iddia ettiği çevrelerin amaçlarını sıralarken bakın ne diyor:

-MHP’yi siyasi çizgisinden saptırmak, etkisizleştirmek, seçim barajının altında kalmasını sağlamak…

Peki bugün MHP nerede, hangi konumda?

TBMM’de oturum düzeninde en solda, kapının yanında, HDP’nin bile gerisine düşmüş durumda. Bazı kamuoyu araştırmalarında baraj altı görünüyor. Siyasi çizgisi de tartışmalı. Türkeş’in hayali olan Başkanlık Sistemi’ni reddediyor. Türkeş’in vasiyeti olan Erciyes Zafer Kurultayı ve Türk Dünyası Kurultayı çoktan tarihe karışmış durumda.

Bütün bunlar da “operasyon” sonucu mu oldu? İstiklal Marşını bile bilmeyen Ekmelettin İhsanoğlu’nu da o operasyoncular mı getirip MHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı yaptı? Yoksa geçmişte Türkeş’in en yakınında bulunan onlarca efsane ismi Gülen Cemaati mi tasfiye etti?
Lütfen güldürmeyin insanı!

* * *

Elbette bugün Devlet Bahçeli’nin, Türkiye’nin başında FETÖ diye bir bela bulunduğunu keşfetmesi güzel bir gelişme. Ancak, bunu keşke kendi koltuğu sallantıya girmeden görebilseydi.

Seçim öncesi tabloyu hatırlarsınız. Ne kadar MHP yöneticisi ve milletvekili adayı varsa, FETÖ’nün kanallarındaydı. Bahçeli dâhil, bütün MHP’lilerin açıklamaları Zaman gibi gazetelerin birinci sayfalarındaydı. Karşılıklı desteklemeler, alış-veriş sürüp gidiyordu. Hatta Kanaltürk ve Bugün’e el koyulduğunda kapı önünde polisle itişip-kakışan MHP’liler bile gördük biz.

Sahi şimdi ne oldu da böyle oldu?...

Gördüğümüz kadarıyla kimsenin kafasına taş falan da düşmedi. Demek ki, koltuktur bütün mesele, koltuk!...

Yorumlar