Başbakan Yardımcısı Şimşek: (3)

- "KGF'de en büyük öncelik ihracatın finansmanıdır. Bu kadar net. Dolayısıyla finansmana erişim noktasında elimizden ne geliyorsa yapacağız" - "'Nasılsa iç pazar büyük, burada kar marjları daha iyi, şimdi koruma duvarları da örüyoruz, iç pazarda bu işi iyi götürüyoruz' dersek yanlış olur. Bizim ihracatı birincil alan ve esas konumuz olarak görmemiz lazım" - "Gelecek vadeden şirketlere destek için yeni bir yatırım bankası veya mevcut yatırım bankasının yeniden yapılandırılması gündemde. Hazine'nin teknoloji fonlarına kaynak aktararak firmalara destek olması gündemde"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı Şimşek: (3)

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "KGF'de en büyük öncelik ihracatın finansmanıdır. Bu kadar net. Dolayısıyla finansmana erişim noktasında elimizden ne geliyorsa yapacağız." dedi.

Şimşek, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenen Türkiye İhracat Haftası’nın üçüncü gününde yaptığı sunumda, reform gündemlerinin beşeri sermaye, yatırım ortamı, Ar-Ge ve yenilikçilik, iş gücü piyasası, yargı sistemi, sermaye piyasalarının derinleşmesi ve kamu maliyesi çerçevesinde şekillendiğini ifade etti.

Eğitimin çok kritik olduğunu vurgulayan Şimşek, “Eğitim ile kişi başı milli gelir arasında çok yakın bir ilişki var. Aslında biz eğitim düzeyimize oranla daha yüksek bir gelire sahibiz. Bunu da girişimcilik ruhu sayesinde başarıyoruz.” diye konuştu.

Hükümetin en temel önceliğinin eğitim olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

“Bütçenin 5’te 1’ini eğitime harcıyoruz. Eğitime erişim noktasında sınıf atladık. Şimdi kaliteyi artırma meselesi var. Derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayıları azalıyor. Bu kaliteyi getirecek. Eğitim kalitesine ilişkin soru işaretlerini teknoloji, derslik sayısı ve öğretmenlerle çözeceğiz. Önemli bir eksiğimiz; bilim, teknoloji, mühendislik, matematik alanlarına giden öğrenci sayımız az. 4. Sanayi Devrimi fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarındaki insanlara büyük ihtiyaç olacağı bir dönem. Öğretmenlerin yeniden eğitilmesi, mesleki ve teknik eğitimin önceliklendirilmesi, yoğun yabancı dil eğitimi, hayat boyu öğrenme ve okul öncesi öğretimin yaygınlaştırılması konularında birçok çaba var. Bunlar aynı zamanda yeni iş alanları olduğunu hatırlatıyor.”


- "Türkiye İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde 9 sıra atladı"


Mehmet Şimşek, Türkiye’de yatırımların milli gelire oranının yüzde 29’un üzerinde olduğunu, ancak bu oranın yüzde 56’sının inşaatta bulunduğunu belirterek, daha çok makine ve teçhizat, Ar-Ge ve yazılım ile ticarete konu olan mallarda yatırım yapılması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin yaptığı reformlarla bu sene Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde 9 sıra atladığını ve 190 ülke arasında 60’ıncılığa yükseldiğini ifade eden Şimşek, “Küresel rekabet gücünde 138 ülke arasında 53’üncüyüz. Dijitalleşme Türkiye’de maalesef düşük ama hızı çok yüksek. Gelecek 10 yıl içinde Türkiye’nin dijitalleşme noktasında büyük mesafe kat etmesi bekleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, Türkiye’deki doğrudan yatırımlarda ve küresel şirket sayısında muazzam bir artış olduğuna dikkati çekerek, çok büyük ve kapsamlı bir reform paketini gelecek yılın ilk çeyreğinde meclise sunacaklarını ve böylece iş yapma kolaylığında ilk 30’lara çıkılabileceğini dile getirdi.

Ar-Ge harcamalarını 2’ye katladıklarını ama bunu gelecek 10 yıllarda tekrar 2’ye katlamak gerekeceğini bildiren Şimşek, Ar-Ge personeli sayısında da 27 binden 122 bine çıkıldığını ama Türkiye’nin az 300 bin Ar-Ge personeline ihtiyacı olacağını ifade etti.

Şimşek, Türkiye’nin patent başvurularında 38’incilikten 21’inciliğe yükseldiği bilgisini vererek, burada da daha üst sıralara çıkmayı hedeflediklerini söyledi.

Şimşek, Türkiye’nin ihracatının kilogram başına değerini artırmaya yöneldiklerini aktardı.


- "Hazine'nin teknoloji fonlarına kaynak aktarması gündemde"


Başbakan Yardımcısı Şimşek, gelecek dönemde reform yapmaya devam edeceklerini, bunların en önemlilerinin Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik ekosistemini desteklemeye yönelik olacağını kaydetti.

Burada politika noktasında bir eksiklikleri olmadığını belirten Şimşek, TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılması yasasının mecliste olduğunu, finans konusunda da Kredi Garanti Fonu (KGF) ile birlikte sorunu önemli ölçüde çözdüklerini dile getirdi.

Teşviklerde dünyanın en cömert ülkelerinin başında geldiklerini ifade eden Şimşek, sermaye piyasalarının gelişmesi gerektiğini, bankacılığa mahkum bir girişimcilik ekosisteminin olamayacağını bildirdi.

Gelecek dönemde kitle fonlamasına ilişkin düzenlemenin meclisten çıkacağını anlatan Şimşek, “Gelecek vadeden şirketlere destek için yeni bir yatırım bankası veya mevcut yatırım bankasının yeniden yapılandırılması gündemde. Hazine’nin teknoloji fonlarına kaynak aktararak firmalara destek olması gündemde.” dedi.


- "Dolaylı vergilere bağımlılığı azaltmak istiyoruz"


Şimşek, istihdamı ve iş gücüne katılımı artıracak çalışmalar içinde olduklarını aktararak, özellikle part-time çalışmanın önündeki engelleri kaldıracak çaba içine gireceklerini söyledi.

Kıdem tazminatı konusunun da bütün paydaşlarla çözüme kavuşturulması halinde istihdamın artacağını, işsizlik oranlarının düşeceğini, iş gücü piyasasındaki katılıkların azalacağını belirten Şimşek, kısmi zamanlı çalışma üzerindeki katılıklar kaldırıldığı takdirde daha çok genç ve kadının istihdamda kendine yer bulacağına dikkati çekti.

Yargı alanında yaptıkları reformlara değinen Şimşek, “Memnuniyetle söyleyebilirim ki iş mahkemelerinde dava süresinde, sözleşmenin uygulanmasında, yargılama sürenin kalitesinde iyi ülkeler arasındayız. Yargı süreci hızlanmıştır, kalite artmıştır. Bunu Dünya Bankası ve OECD söylüyor.” ifadelerini kullandı.

Kamu maliyesinin pozisyonunu iyi olduğunu belirten Şimşek, “Vergileri artırmadan tabanı genişletmek istiyoruz. Dolaylı vergilere bağımlılığı azaltmak istiyoruz. Onun için gündemimizde vergi reformu da var.” dedi.


- "Uzun vadede geleceğimiz çok parlak"


Türkiye'nin uzun vadede önü açık bir ülke olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

“Uzun vadede bizim geleceğimiz çok parlak. Çünkü demografik yapımız bir fırsat. Çalışma çağındaki nüfus dünyanın birçok ülkesinde azalırken Türkiye’de hızla artıyor. İstihdam ve iş gücüne katılım oranımız düşük ama artacak ve Türkiye daha da zenginleşecek. Verimliliği daha çok artırmak için altyapı yatırımları yapıyoruz, Ar-Ge ve yenilikçiliğe destek veriyoruz, eğitim ve beşeri sermayeye muazzam yatırım yapıyoruz. Girişimcilik ruhumuz da iyi. Kurumsal kalitemize ilişkin soru işaretleri var ama o daha çok başımıza gelen felaketlerden dolayı verdiğimiz tepkiden kaynaklanıyor.

Şunu net olarak ortaya koyalım. Tabi ki Avrupa bizim temel pazarımız. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ikinci en büyük pazarımız. Fakat gelişmekte olan ülkeleri esas almamız lazım. Çünkü gelişmekte olan ülkeler zemin kazanıyor. İçinde Türkiye’nin de olduğu gelişmekte olan 7 ülke 1995’te gelişmiş G7’nin yarısı kadardı. Bugün gelişmekte olan 7 ülke, gelişmiş 7 ülkeye eşittir. 2040 yılında gelişmekte olan 7 ülke, gelişmiş 7 ülkenin 2 katına çıkacak. Onun için siz ne yaparsanız yapın eğer Çin’de Hindistan’da, Brezilya’da, Rusya’da, Meksika’da, Endonezya’da yoksanız yoksunuz demektir. Buralara odaklanmak lazım. Geleneksel pazarlarımızı koruyacağız, payımızı artıracağız ama gelişmekte olan ülkelere de ağırlık vereceğiz.”

Şimşek, Türkiye’nin bu gidişle dünyada kişi başına milli gelirini, ekonomik büyüklüğünü en hızlı artıracak ülkelerin başında geldiğini belirterek, ülkenin 2050’li yıllarda 5 trilyon doların üzerinde milli gelirle başarısını sağlayacağını ifade etti.


- "İhracatı birincil alan olarak görmeliyiz"


Türkiye’nin ihracatında kaydedilen gelişmelere değinen Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:

“Bizim yüksek ve orta yüksek teknolojideki ürünlerin toplam üretim ve ihracatımızdaki payı en az yüzde 70 olmalı. Bunu yapmak için biz hükümet olarak üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Bütün bu reformların amacı mevcut resmi tersine çevirmek. Bu durumda ihracat potansiyelimiz de artacak. İhracatçılarımızı destekliyoruz. Orta vadede ihracatta artış öngörüyoruz. Türkiye sorunlarını iyi biliyor. Bunların çözümüne yönelik kapsamlı bir reform programı uyguluyor. Ama ihracatı ikinci bir iş olarak görmemek lazım. Maalesef böyle bir kültür var. 'Nasılsa iç pazar büyük, burada kar marjları daha iyi, şimdi koruma duvarları da örüyoruz, iç pazarda bu işi iyi götürüyoruz' dersek yanlış olur. Son dönemde ithalata karşı en fazla tedbir alan ülkelerin başındayız.

Bizim ihracatı birincil alan ve esas konumuz olarak görmemiz lazım. 'İç piyasa sıkıştı şimdi biraz ihracata dönelim' kültürü değil, tam aksine 'Biz bütün dünyaya satalım, nasılsa Türkiye’ye de satarız' yaklaşımı gerekiyor. TOBB üyelerinin yüzde 10’u ihracatçı bile değil. Bizim ihracatı esas işimiz olarak görmemiz lazım. Bunu yaparsak inovasyonda da verimilikte de sınıf atlarız. Ben şahsen çok umutluyum."

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin çok zor bir dönemden geçtiğini hatırlatarak, "Başımıza gelmeyen felaket kalmadı. Ama bütün bu felaketlere karşı biz doğru ve zamanında tedbirler geliştirdik. Onun için hiç umutsuzluğa gerek yok. Bizim ihracat performansımız önümüzdeki dönemde inşallah çok daha güçlü bir şekilde artacak. Biz size güveniyoruz. İnanıyoruz ki siz ihracat hedeflerini gerçekleştirmemizde, inovasyonda sınıf atlamamızda liderlik rolü oynayacaksınız. Biz de sizin yanınızdayız. KGF’de en büyük öncelik ihracatın finansmanıdır. Bu kadar net. Dolayısıyla finansmana erişim noktasında elimizden ne geliyorsa yapacağız.” diye konuştu.

(Son)



Yorumlar