8. Aman Union Yıllık Toplantısı

- Başbakan Yıldırım: (2) - "Terör, küresel bir beladır, küresel bir tehdittir. Onun için terörle, teröristler konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük zafiyettir, en büyük yanlıştır. Terör, İslam dünyası dışında bir yerden gelirse ona terör demeye bile ağızları varmıyor. Ama her türlü terör olayını İslam'la ilişkilendirmek gibi bir hastalık var dünyada. İslam barış dinidir. İslam kardeşlik dinidir. İslam öldürmeyi değil yaşatmayı emreden evrensel bir dindir" - "Terör ile İslam'ı yan yana telaffuz etmek, hem İslam'a hem de Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. O yüzden biz bütün gelişen ülkelere, gelişmiş ülkelere de diyoruz ki 'Bırakın bu çifte standardı. Dürüstçe, samimi bir şekilde oturalım terörle mücadele edelim. Bununla da kalmayalım, terörün köklerine inelim, kaynağına inelim" - "11 Eylül'de ABD'de terör hadisesi olduğunda Dünya Ticaret Merkezi vurulduğunda hemen adını koydular. Bütün dünya bir oldu, arkasında durdu terörle mücadelede... Türkiye'de demokrasiyi yok etmek istediler. Ülkeyi karanlığa boğmak istediler. Yapanlar da belli. Burada niye net duruş görmüyoruz? Niye hala bu terörün arkasında olan bu alçak örgütün topraklarımızda yaşamasına, faaliyetlerini rahatça sürdürmesine müsaade ediyoruz? Bugün bana yarın sana"

Google Haberlere Abone ol
8. Aman Union Yıllık Toplantısı

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, terörün, küresel bir bela ve küresel bir tehdit olduğunu belirterek, "Onun için terörle, teröristler konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük zafiyettir, en büyük yanlıştır. Terör, İslam dünyası dışında bir yerden gelirse ona terör demeye bile ağızları varmıyor. Ama her türlü terör olayını İslam'la ilişkilendirmek gibi bir hastalık var dünyada. İslam barış dinidir. İslam kardeşlik dinidir. İslam öldürmeyi değil yaşatmayı emreden evrensel bir dindir." dedi.

Yıldırım, Türk Eximbank ev sahipliğinde düzenlenen "8. Aman Union Yıllık Toplantısı"ndaki konuşmasında, mevcut desteklerin ve yeni destek paketleriyle ihracatçılara da 2017'de yaklaşık 3 milyar nakit destek verildiğini söyledi.

Özellikle yılın ikinci çeyreğinde, sabit sermaye yatırımlarındaki artışın önümüzdeki dönemdeki büyüme potansiyeline olumlu bir yansıma yapacağını ifade eden Yıldırım, "Bu yılın eylül ayında ilginç olan bir başka gösterge de Avrupa Birliği'ne ihracatımız, ilişkilerimizdeki gerilmeye rağmen, tatsız duruma rağmen yüzde 8 oranında artmıştır. Bir aylık artıştan bahsediyorum ve yaklaşık olarak 6 milyar dolara yükselmiş bulunmaktadır." diye konuştu.

Yıldırım, ihracatçıların yurt dışı pazarlarda aktif şekilde yer alması için yeni destek politikalarının ve mekanizmalarının hayata geçirildiğini dile getirerek, Tahran'da, New York'ta, Dubai'de, yurt içinde birçok noktada ticaret merkezleri kurulduğunu, bunların da ihracatçıların oradaki işlerini gördüğünü ve kolaylaştırdığını söyledi.

Önümüzdeki dönemde bunların sayılarının artırılacağını vurgulayan Yıldırım, böylece küresel ve bölgesel ticaretin çok daha artması, ama bu artmayı sağlarken de İslam ülkelerinin payının artırılması gerektiğini kaydetti.

- "Terörü istismar aracı olarak kullanmak süreklilik arz etmekte"

Başbakan Binali Yıldırım, İslam ülkelerine bakıldığında nüfusunun 2 milyara yaklaştığını, İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerin nüfusunun 1 milyar 800 milyonun üzerinde olduğunu ancak oluşturdukları ticaret hacmi, küresel ticaret içindeki ticaret hacminin potansiyelin çok gerisinde olduğunu belirtti.

Buna kafa yorulması gerektiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Şu anda Aman Birliği'nde olan üye ülkelerin küresel ihracattan aldığı pay sadece yüzde 8. Bu çok mütevazi bir orandır. Azdır ve mutlaka bunun artırılması için bu dönemde genel sekreterliği alan Eximbank Türkiye gayretlerini bu yönde yoğunlaştırmalı. Refah nasıl gelecek? Refah daha çok üretilecek, daha çok istihdam sağlanacak, daha çok adil paylaşım yapılacak. Terörün de yok edilmesi, kontrol altına alınabilmesi hem küresel refahın geliştirilmesine hem de üretilen bu adil refahın dağıtımına bağlıdır. Bu adil dağıtım olmadığı sürece terör maalesef artmakta ve terörü bir istismar aracı olarak kullanmak süreklilik arz etmektedir."

Türkiye'nin bütün olumsuzluklara rağmen turizmdeki gelirlerinin de artmaya devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, yılın üçüncü çeyreğinde, bir önceki yıla göre yüzde 38 oranında turizmde bir ilerleme kaydedildiğini anlattı. Yıldırım, bunun iyi bir gelişme olduğunu, ancak 2016'daki darbe girişimi öncesindeki değerlere henüz ulaşılmadığını söyledi.

Bu alçak darbe girişiminin Türkiye'ye her bakımdan büyük zarar verdiğini belirten Yıldırım, ekonomiye, turizme ve demokrasiye zarar verdiğini, ülkenin maalesef kalkınma yönündeki hızlı adımlarla yürüyüşünün zarar gördüğünü kaydetti.

- "Başka bir ülke belini doğrultamazdı"

Başbakan Yıldırım, "Şunu iddiayla söylüyorum; böyle bir darbeyle karşı karşıya başka bir ülke olsaydı, belini doğrultamazdı." dedi.

Çok kısa sürede bunun getirdiği olumsuzlukların geride bırakıldığını, kararlılıkla yola devam edildiğini ifade eden Yıldırım, şimdi de bunun faillerinin hukuk içerisinde hesaplarını verdiğini, şehitlerin kanının asla yerde kalmayacağını kaydetti.

Yıldırım, çeşitli ülkelerden gelenlerin bilmesini istediğini, bu örgütün bunları İslam adına yaptığını, kutsallara ve değerlere çok büyük zarar verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"DEAŞ, El-Kaide, her türlü PKK, PYD bütün bu terör örgütlerinin ortak bir hedefi var. İnsanlığı yok etmek, masum insanları öldürmek. Amerika'da bakın caddede insanların üzerine sürdü ve insanları öldürdü. O insanların dünyadan haberleri yok, işine, gücüne gidiyor. Ne istiyorsunuz o insanlardan? Dolayısıyla terör, küresel bir beladır, küresel bir tehdittir. Onun için terörle, teröristler konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük zafiyettir, en büyük yanlıştır. Terör, İslam dünyası dışında bir yerden gelirse ona terör demeye bile ağızları varmıyor. Ama her türlü terör olayını İslam'la ilişkilendirmek gibi bir hastalık var dünyada. İslam barış dinidir. İslam kardeşlik dinidir. İslam öldürmeyi değil yaşatmayı emreden evrensel bir dindir. Onun için terör ile İslam'ı yan yana telaffuz etmek, hem İslam'a hem de Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. O yüzden biz bütün gelişen ülkelere, gelişmiş ülkelere de diyoruz ki 'Bırakın bu çifte standardı. Dürüstçe, samimi bir şekilde oturalım terörle mücadele edelim. Bununla da kalmayalım, terörün köklerine inelim, kaynağına inelim. Acaba neden bu terör devam ediyor? Birini yok ediyorsunuz başka biri."

- "Londra İstanbul'dan daha güvenli değil"

Yıldırım, 11 Eylül'de ABD'de terör hadisesi olduğunda, Dünya Ticaret Merkezi vurulduğunda hemen adının koyulduğunu ifade ederek, "Bütün dünya bir oldu, arkasında durdu terörle mücadelede... Türkiye'de demokrasiyi yok etmek istediler. Ülkeyi karanlığa boğmak istediler. Yapanlar da belli. Burada niye net duruş görmüyoruz? Niye hala bu terörün arkasında olan bu alçak örgütün topraklarımızda yaşamasına, faaliyetlerini rahatça sürdürmesine müsaade ediyoruz? Bugün bana yarın sana. Eğer bir dayanışma içinde olmazsak terörün getirdiği belalardan, sorunlardan hiçbir zaman beri olamayız, emin olamayız." diye konuştu.

Kimsenin Londra'nın İstanbul'dan, New York'un Ankara'dan daha güvenli olduğunu söyleyemeyeceğini vurgulayan Yıldırım, bu nedenle terörde küresel ortak duruşun şart olduğunu, ama ve fakat demeden bu mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini anlattı.

(Sürecek)


Yorumlar