Türk milletvekilleri Mısır'da 'terörle mücadele'yi anlattı

TBMM'den 4 kişilik milletvekili heyeti, Adalet ve Hukukun Üstünlüğü Ensitüsünün Kahire'de düzenlediği çalıştayda, farklı ülkelerden gelen parlamenterlere, teröre karşı yürütülen mücadeleyi anlattı

Google Haberlere Abone ol
Türk milletvekilleri Mısır'da 'terörle mücadele'yi anlattı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili ve AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli, "Biz kendi ülkemizdeki teröristlere karşı mücadelemizde başarılı oluyoruz. DEAŞ'e katılan militanlar Avrupa'dan geliyor. Avrupa bu insanların entegrasyonu konusunda başarılı olamamış ki DEAŞ kolaylıkla oralardan eleman devşirebiliyor." dedi.

Benli, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan ile Terörle Mücadele Küresel Forumunun alt birimi "Adalet ve Hukukun Üstünlüğü Enstitüsü"nün geçen hafta Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlediği "Terörle Mücadele Çerçevesinde Parlamenterler ile Yargı Aktörleri İlişkisi" konulu uluslararası çalıştaya katıldı ve AA muhabirine çalıştaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çalıştayda Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki başarılı ve iyi uygulama örneklerini farklı ülkelerden gelen parlamenterlere anlattıklarını belirten Benli, terörle mücadele konusunda ülkeler arası işbirliğinin nasıl yapılacağı, mücadelenin etkinliği konularının tartışıldığını bildirdi.

Kendi sunumunda, bütün ülkelerin daha fazla ya da daha az terörle mücadelenin bir parçası olmak zorunda olduğunu vurguladığına değinen Benli, "Hiçbir ülke terörden ari değil. Ya direkt patlamayla fazla karşı karşıya kalıyorlar, Türkiye gibi ağır bedeller ödemek durumunda kalıyorlar ya da daha az sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorlar. En iyi ihtimalle mülteciler gibi terörün yan etkileriyle karşı karşıyalar." diye konuştu.

"Cihadist terörist" kavramına itiraz

Benli, çalıştaydaki konuşmalarında "cihadist terörist" ifadesinden kaçınılması gerektiğini vurguladığını aktararak, şöyle devam etti:

"Cihadist terörist kavramı ilk gün kullanıldı. İtirazımız neticesinde kavramın kullanılmasından kaçınıldı. Müslümanların terörü bir şiddet biçimi olarak kullandıkları beyan edildi. Ben buna da itiraz ederek, 'cihadist terörist' kavramının kullanılmasının Batı'da İslam ve yabancı düşmanlığını artırdığını, Doğu'da da DEAŞ gibi örgütlerin eleman kazanmasına imkan sağladığını, terörden en çok mağdur olanların da Müslümanlar olduğunu ifade ettim."

Çalıştayda Türkiye'nin aynı anda PKK, DEAŞ ve FETÖ ile mücadele ettiğini sıklıkla dile getirdiklerini belirten Benli, şu görüşlere yer verdi:

"Siz terörü gerçekleştiren örgütü isimlendirirseniz, örgütlerin kimler tarafından oluşturulduğuna ya da kimleri mağdur ettiğine dair farklı kategoriler koyarsanız, terörle etkin mücadele etmiyorsunuz demektir. Bütün terör örgütlerinin tek bir amacı var; ülkelerde kargaşa ve kaos çıkarmak. Kargaşa ve kaos çıkaramadıkları ülkelerde bile yaptıkları küresel eylemlerle vatandaşların huzur, sükun içinde yaşama hakkını ellerinden alıyorlar. Eğer 'İslami cihadist' ya da farklı isimlerle bir terör örgütünü, örneğin bütün dünyanın şu an yaptığı gibi PYD'yi sevimli gösterip diğer terör örgütlerini hedefe koyarsak, en başta teröristlere destek vermiş oluruz. Biz, terörle mücadelemizde samimiyiz. Teröristleri ırkına, diline, dinine göre yaptığı işlemlere göre ayırmadan hepsiyle etkin bir mücadele veriyoruz."

"Daha fazla istihbarat paylaşımı gerekli"

Fatma Benli, terör örgütü DEAŞ'e karşı en etkili mücadeleyi Türkiye'nin verdiğini belirterek, sınırlardaki tedbirler sayesinde Avrupa'dan gelen savaşçıların Suriye'ye geçişinin, Suriye ve Irak'taki teröristlerin de Türkiye üzerinden başka ülkelere geçişinin engellendiğine işaret etti.

Türkiye'nin sınır entegre sistemleri, duvarları ve sınır işlemleriyle DEAŞ'a karşı ciddi başarı kazandığını vurgulayan Benli, "Biz kendi ülkemizdeki teröristlere karşı mücadelemizde başarılı oluyoruz. DEAŞ'a katılan militanlar Avrupa'dan geliyor. Bunlar bizatihi Fransa'da, Belçika'da doğum büyüyen insanlar. Avrupa bu insanların entegrasyonu konusunda başarılı olamamış ki DEAŞ kolaylıkla oralardan eleman devşirebiliyor." dedi.

Benli, bu kişilerin Türkiye'yi geçiş ülkesi olarak kullanıp, Suriye'ye gitmeye çalıştığını anımsatarak, Türkiye'ye turist olarak giren bu kişilerin on milyonlarca turist arasından ayırt edilmesi için başka ülkelerin daha fazla istihbarat paylaşımı yapması gerektiğini bildirdi.

"Tarihin en sinsi terör örgütü FETÖ"

Türkiye'nin terörle mücadelesi kapsamında "tarihin en sinsi terör örgütü FETÖ" ile mücadelesinin de ayrı bir yere ve öneme sahip olduğunu belirttiklerini aktaran Benli, "FETÖ kendisini dünyaya yardım ve eğitim kuruluşu gibi gösterirken, Türkiye'de içerisinde milletvekillerinin bulunduğu Meclisi bombalayabilen bir örgüt. 15-16 yaşında çocukları, insanları tanklarla ezdi. Bunları yapan FETÖ, kendisini çok rahat hümanist bir kurum gibi de gösterebildi." ifadesini kullandı.

FETÖ'nün, bir militanına Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'u öldürtebilecek kadar tehlikeli olduğuna işaret eden Benli, "Türkiye, bugün FETÖ ile mücadele ederken aslında sadece kendi ülkesini korumuyor, bölge ve dünya barışına da katkıda bulunuyor. Türkiye'nin PKK, DEAŞ ve FETÖ ile olan mücadelesi diğer ülkelere, özellikle Avrupa'ya da olumlu katkı yapıyor." diye konuştu.

Fatma Benli, Kahire'deki çalıştayda Birleşmiş Milletlerin "ya yargıla ya iade et" ilkesinin çok önemli olduğunu ifade ettiklerini aktararak, terörist eylemlere karışanların, kaçtıkları ülkeler tarafından ya iade edilmesi ya da yargılanması gerektiğini vurguladı. Benli, "Terörle mücadelede başarılı olmak istiyorsak cezasızlığı kaldırmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

Sığınmacı sorunu

Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan gelen mültecilere de uygun yaşama imkanı sağladığını, bu konuda Avrupa'da tek olduğunu vurgulayan Benli, şöyle dedi:

"Avrupa'da sürekli artan yabancı düşmanlığı varken, fiziksel şiddet olayları artarken, camiler ve insanlar yakılırken, Müslümanlara yönelik yeni yasaklar siyasi parti liderlerince ileri sürülürken, bu kadar çok yabancının varlığına rağmen Türk halkının misafirperverliği, kadirşinaslığı ve Cumhurbaşkanımızın konuya ilişkin insani söylemleri bizim farkımızı ortaya koymuştur. Türkiye'ye, Avrupa'nın çok daha ciddi destekte bulunma zorunluluğu var, lütfetmeyecekler. Çoğu ülke Suriyeli mülteciler konusunda kendisine düşen görevi yerine getirmedi ama bu bütün dünyanın beraber paylaşması gereken bir yük.

Türkiye diğer taraftan da Somali'deki, Myanmar'daki insanlara yardımda bulunuyor. Bizim için ırkı, dini, dili hiç farketmez, insanlık dünyasındaki kardeşlerimize dünyanın neresinde olursa olsun yardım ediyoruz. Bu yardımı yaparken şunun farkındayız; aslında o insanlara yardım ettiğimizde biz Türkiye'yi güçlendiriyoruz. Türkiye'yi büyük ve güçlü kılan bu."

Fatma Benli diğer ülkelerin de terörle mücadelelerinde başarılı olmasını isteyerek şunları kaydetti:

"Mısır, Ürdün, Lübnan, İtalya ve İspanya'nın da iyi olmasını isterim çünkü ben bilirim ki o ülkeler iyi olduğunda ben daha iyi olacağım. Biz samimiyiz, yardımlarda bulunurken başka ülkeler gibi ardını düşünmüyoruz, '3-5 sene sonra bunun maddi karşılığı' ne olur diye düşünmüyoruz."

Yorumlar