Turgay Demirel: Desteği olan herkese teşekkürler
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, İspanya’da düzenlenecek olan 2014 FIBA Dünya Kupası’na katılım hakkı elde etmemiz üzerine açıklamalarda bulundu.
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, İspanya’da
düzenlenecek olan 2014 FIBA Dünya Kupası’na katılım hakkı elde
etmemiz üzerine açıklamalarda bulundu.
Başkan Demirel, 2004 Aralık ayında Malezya’da, 2010 FIBA Dünya
Şampiyonası'nın ev sahipliğinin alınma sürecinde Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın çok büyük desteğini aldıklarını belirttiği
açıklamada, "Bu destek, günümüze kadar da sürdü. Sayın
Başbakanımızın 2014 FIBA Dünya Kupası’na katılma hakkını elde
etmemizde de çok büyük bir rolü oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz."
dedi.
TBF Başkanı Turgay Demirel’in basketbol federasyonunun internet
sitesine yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye Basketbol Federasyonu olarak, arka arkaya dördüncü kez,
2002, 2006, 2010 ve şimdi de 2014 Dünya Şampiyonası, yeni adıyla
Dünya Kupası’na katılacak olmamızdan dolayı çok mutluyuz. 2014
yılında hem Erkekler Dünya Kupası’na hem de ülkemizde düzenlenecek
Kadınlar Dünya Şampiyonası’nda yer alacak olmamız, Türk
basketbolunun yeni yükseliş noktasını ifade ediyor. Yani her iki
dünya şampiyonasına da birden katılıyor olacağız.
Burada uzun bir süredir, yani Slovenya’daki Avrupa şampiyonasından
sonra FIBA’nın tüm kriterlerini belirlemesiyle beraber, iki- üç ayı
geçen süredir bu konuyla ilgili temaslarda bulunuyoruz. Bu konuda,
FIBA’nın açıkladığı kriterler arasında, hem sportif hem de
tanıtımsal, promosyonel unsurlar, ekonomik ve yönetimsel unsurlar
şeklinde 12 maddeden oluşan bir ilke vardı. Bu ilkelerin
değerlendirmesinin yapılacağı ve dördüncü olarak da yine bu
ilkelerden beklenecek bir yardım unsuru vardı. Fakat baktığımız
zaman biz tüm bu görüşmelerde de bunu ifade ettik; özellikle
sportif ve tanıtımsal anlamda, ya da yönetimsel anlamda Türkiye’nin
tüm bu sıralamalarda ülkeler arasında, birinci ya da ikinci
olduğunu ifade ediyorduk.
Tüm bu noktalarda da haklı olduğumuzu şuan görmüş bulunuyoruz. Dört
ülke arasında ülkemizin seçilmiş olması, Türkiye’nin basketbolda
uzun yıllardan bu yana geldiği noktada elde ettiği başarının bir
göstergesi oluyor. Türkiye’nin bugüne kadar ülke olarak, son 10
yılda hem ekonomik hem istikrar bakımından büyümüş olması, geldiği
noktayı da göstermiş oluyor. Türk sporuna ve Türk basketboluna çok
büyük destek olan Sayın Başbakanımıza da çok teşekkür ediyorum.
Yine bu yarışmada biz bir anlamda ipi göğüslüyorsak, bu bize
verilen destekler ve yardımlar sayesinde oldu.
Bu yaz ülke olarak basketbol heyecanını yaşayacağız. 2014’ün en
önemli spor organizasyonları arasında Brezilya’da düzenlenecek
futbol Dünya Kupası ve İspanya’da organize edilecek 2014 FIBA Dünya
Kupası bulunuyor. Tabii ülkemizde düzenlenecek Kadınlar Dünya
Şampiyonası da var. Bu anlamda bizim, her iki organizasyonda da yer
alacak olmamız, futbol turnuvasında ne yazık ki katılamayacak
olmamız, basketbol açısından ülkemiz en üst noktada olması anlamına
geliyor. Bu açıdan çok gururluyuz ve çalışmalarımızın karşılığını
aldığımız için de memnunuz."
FIBA’nın, wildcart seçim kriterleriyle ilgili olarak da önemli
açıklamalarda bulunan Başkan Demirel, "Bu kategoriler arasında
ülkedeki basketbolun popülaritesinden, milli takımların aldığı
neticeler ve kaliteleri, FIBA ev sahipliği ve adaylık yapmış olmak,
basketbol milli takımının kupaya katılması durumunda ülkeye
etkileri ve ülkenin en iyi oyuncularının katılması yönündeki
tahütler vardı. Onun dışında ekonomik unsurlar arasında da
televizyon şirketlerinin ve ülke firmalarının basketbola ulus ve
uluslararası anlamda destek ve katkıları, bu pazarın FIBA ile olan
önemi ve bu dünya kupası düzenleyen İspanya’ya katacağı değerler
gibi unsurlar vardı." diyerek açıklamalarında şu ifadelere yer
verdi:
"Türkiye bu anlamda gerek uzun yıllardır Beko Basketbol Ligi ile
başlayan ilişkisi sonucunda, Beko’nun hem dünya hem Avrupa
şampiyonası isim sponsoru olması, Turkish Airlines’ın kulüpler
düzeyinde sponsorluk yapması, NTV’nin uzun yıllardır hem Avrupa hem
dünya şampiyonalarını yayınlayarak FIBA ile iyi ilişkiler içinde
olması, ülke olarak bizim 2004 yılında Malezya’da başlayan Dünya
Basketbol Şampiyonası’na adaylığımızla birlikte FIBA ile
ilişkilerimizin ve ülke hükümetimizin yakın ilişkisi. Tüm bunların
çok önemli rolü oldu.
Karşımızda çok ciddi adaylar ve ülkeler vardı. Bir kısmı sonradan
çekildiler ya da çekildik açıklamaları yaptılar. Bu bizim gücümüzü
gösteriyor. Bu para konusu, seçim kriterleri arasında en az önemli
olandı. Çünkü dünya şampiyonasında üçüncü defa bu uygulanıyor ve
her seferinde buna benzer bir bağış da söz konusu oldu. Katılımcı
ülkeler de bu durumun başından beri farkındalardı. İtalya’nın üç
gün kala yapmış olduğu açıklama, sadece iç politikalarını
ilgilendiren bir açıklamaydı.
Ülke federasyonu olarak hem kupaya katılmak istiyor hem de bu
kaynağı bulamıyorsa yeterli güçte olmadığının bir göstergesi. Bizim
ülke olarak zaten bir sıkıntımız yoktu. Kriterleri bilerek
geliyorduk. Bağış istendiği taktirde diğer ülkeler gibi eşit
şekilde yapabilecek durumdaydık. FIBA da hiçbir zaman bunu bir
yarış haline getirmek istemedi. Yoksa Katar da Venezuela da Nijerya
da başvuran ülkeler arasında. Bu ülkelerin hepsi petrol zengini
ülkeler. Katar ve Rusya ile para ödemesi anlamında bu ülkelerle
kimse boy ölçüşemez. Rusya’nın spor tesisleri için harcadığı milyar
dolarları düşündüğümüzde basketbol dünya kupasına katılmak
isteseler ve kriterleri de yeterli olsa, verecekleri bir milyon
dolar onlar için çok büyük para olmazdı. Maalesef iç politikaları
nedeniyle bu yönde bir açıklama yapıyorlar. Dolayısıyla para ile bu
kriterlerin belirlendiği ya da ona göre ülkelerin seçildiğine
katılmıyorum.
Kazanan ülkelere baktığımızda özellikle Çin’in, milli takımlarının
başarılı olamayacağını gördükleri için son anda katılmaktan
vazgeçtiklerini açıklamaları nedeniyle, biliyorsunuz ki Çin, 2010
FIBA Dünya Şampiyonası’na da katılmış ve farklı yenilgiler
almışlardı. Kuvvetli ülke imajı içerisinde kendi imajlarının zarar
gördüklerini düşünmüşlerdi.
Rusya Basketbol Federasyonu’nun yaz ayında bir federasyon seçimi
vardı. Orada hukuka aykırı işlemler olması nedeniyle konu mahkemeye
intikal etti. Kendi iç olayları nedeniyle Rusya’nın bu konuda
belirsizliği vardı. Ama hukuksal sürecin devam etmesi nedeniyle
çekilme kararı aldılar. Gerçekten Rusya basketbolun üst düzeyde
olduğunu ve federasyonu da çok yakından tanıyorum. Ama bu hukuki
süreci istedikleri gibi aşamadıklarından bu konuda bir sürpriz
yaşandı.
FIBA bir açık arttırma istemedi, esasında başta bir rakam
belirlemedi, tüm katılımcı ülkelere söylediler ve bizim
belirlediğimiz kriter, örneğin katar 5 milyon, Venezuela bir gemi
petrol yollayacak, böyle şeylere kapalıyız dediler. Önemli olan,
tüm bu kriterlere göre yapacağımız seçim. Biz basketbol ve ülke
olarak gerçekten güçlü durumdayız. Sponsorlarımız da bakanlığımız
da genel müdürlüğümüzün sağladığı kaynaklarla çok büyük yatırım
yapıyoruz. Bu katılma karşılığında bağış da Avrupa basketbol
şampiyonasına gitmek yerine de 2015 Avrupa şampiyonasına katılmayı
da garantiledik. Japonya’da dünya 6.’sı olan milli takımımız, çok
büyük basketbol coşkusu yaratmış ve yeni yıldız oyuncularımız
çıkmıştı. Orada ne kadar iyi takım olduğumuzu göstermiştik.
İnşallah 2014 yılında da aynısını yaşatabiliriz."
A Milli Basketbol Takımı'nın yeni teknik heyetiyle ilgili olarak da
açıklamalarda bulunan Başkan Demirel, sözlerini şu şekilde
noktaladı:
"Elemelere gidecek kadromuz farklı, buradaki kadromuz farklı
olabilirdi. Dünya şampiyonasına katılma hakkını elde etmemizle
beraber şimdi önümüzde 2014 yılıyla yeni bir süreç başlıyor. Burada
uzun soluklu bir planlama için çalışmalarımız var. Kadınlarda
olimpiyat oyunlarına katıldık ama erkeklerde son 50 yıl içerisinde
olimpiyatlara katılamadık. Önümüzde bir hedef var. Bunları
başarabilecek, hedefleyen uzun vadeli çalışabileceğimiz bir teknik
kadro kurmamız gerekiyor.
Dünya şampiyonasının son 4 takımının belirlenmesi sonrasında
bırakmıştık. Salı gününden itibaren en kısa sürede netleştirmek
istiyoruz. Geçen yıl bazı isimlerle konuşmalarımız olmuştu. Bu yıl
içinde de konuşmalarımız olacak. Şubat ayı içerisinde süreyi çok
uzatmadan bitirmemiz gerekiyor. Avrupa şampiyonasını direkt elde
ediyoruz. Ekonomik açıdan baktığınızda, mesela bir Avrupa
şampiyonası elemelerine 5 ülke oynayacağımızda tüm bu ülkelere
gitmek ve misafir etmek Türkiye Basketbol Federasyonu bütçesinden
karşılanıyordu ve ciddi bir gider harcanıyordu.
Dünya şampiyonasına katıldığımızda ise direkt ev sahibi ülkelerin
masrafları karşıladığı bir ortam oluyor. Yapacağımız harcamaların
önemli bir kısmını da tasarruf etmiş oluyoruz. Bu giderlerin bir
kısmı da otomatik olarak karşılanmış oluyor."
CİHAN
Yorumlar