Terim: Liderlik koltuktan alınan güçle değil, ona katılan değerle ortaya çıkar
Türkiye Futbol Direktörü ve A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim, liderlerin oturdukları sandalyeden güç almaması gerektiğini söyledi.
Türkiye Futbol Direktörü ve A Milli Futbol Takımı Teknik
Direktörü Fatih Terim, liderlerin oturdukları sandalyeden güç
almaması gerektiğini söyledi. Terim, "Liderlikte oturulan sandalye
insana güç vermemeli, eğer mümkünse sandalyeye siz güç
vermelisiniz. O bulunduğunuz yerin gücü ile hareket etmektense,
sizin ona verdiğiniz güç olmalı. Ben hayatımda oturduğum
sandalyeden hiç bir zaman güç almadım, tam tersi o sandalye gücünü
benden aldı." dedi.
Bursa’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılan Fatih Terim,
'Yeni Dönemde Liderlik' konulu oturumda konuştu. Liderlik konusunda
herkesin bir fikri olduğunun altın çizen Terim, "Ben muhakkak ki
hepimiz liderliğin ne olduğunu biliyoruz. Ama aramızda çok önemli
bir fark var. Ben kendi yaşadığım liderlikten söz ediyorum yani ne
karar vermişim, ne kadarını başarmışım. Hem kendimle en önemli
bilgi yaşanmışlık olsa gerek dolayısı ile böyle bir farkımız var.
Çünkü zaten teoride birçok şey yapıyoruz ama pratiğe yansımak öyle
değil." diye konuştu.
Liderlikle ilgili 10 senedir konuşmalara gittiğini dile getiren
tecrübeli teknik adam, "Avrupa şampiyonu olunca daha rahat
gidiyorsunuz. İtalya'dan sonra da daha kolay oldu. Ben ekonomiye
nasıl bakıyorum? 1996 yılında ben şu cümleyi sarf ettim; 'Ben
yönetime girmek isterim ayda bir de olsa ve bana istediğinizi
sorabilirsiniz.' Futbol sadece teknik değil, idari ve ekonomiktir.
Yönetim, transfer kararı idaridir. Buna rakam biçilince, bunu
ekonomik ve teknik olarak kime soracaksın? En azından benim olduğum
takımlarda bana soracaktır. Benim işe karışmak ya da kendime ait
bir erki daha güçlendirmek gibi niyetim yok. Sadece doğru kararı
birlikte verelim. Madem bir kuruluşuz, benim kararım iyi, kötü,
eksik, fazla, direk ilintili. Bu yüzden ekonomi zirvesini bir
futbol adamı hak ediyor." diye konuştu.
Futbol hayatında çok az takımda çalışmasını aidiyet duygusuna
bağlayan Terim, "Hiçbir zaman emir-komuta zinciri ile çalışmadım.
Muhakkak ki bir mesafe olacak ama ben göründüğüm gibi otoriter
değilim. O kendiliğinden oluşunca güzeldir. Duygusal bir bağın
olmasından yanayım. Mekanik olmamalı. Duygulara hitap etmeli. Her
oyuncum benimle her şeyi konuşabilir. Saatin hiç önemi yok, evim de
buna dahildir." dedi.
PANSUMAN YAPARAK HİÇ ÇALIŞMADIM
Her zaman, pansuman yaparak değil, ameliyat ederek meseleyi kökten
çözdüğünü anlatan Fatih Terim, "Ben pansuman yaparak hiç
çalışmadım. Ameliyat etmeye, sıkıntıyı kökten çözmeye reform olarak
rönesans olarak yaklaştım. Ben tarihin en kabiliyetli
futbolcularıyla oynadım. Ama buna rağmen biz mağlubiyetlere engel
olamadık." diyerek, şöyle devam etti:
"Zaten yeniliyorduk, söylenmeyecek şeyleri söylemeye başladık. Ben
hiçbir zaman risk almadan hiçbir şey kazanılmayacağını düşünüyorum.
Herkesin futbolu bir değil, bazılarının hobi, bazılarının oyuncak
olarak kullandığı bu oyunda herkes bir teknik adam olarak gereğini
yapar. Eğir siz başarıyı iyi ifade ediyorsanız, nezaket olarak
eleştiriye hakkınız vardır. Risk almadan başarı olmaz.
Hayallerinizi gerçeğe çevirmek için, o statükoyu koruma adına bu
ülke bir asrını vermiş. Ben farklı olmaya çalışmıyor, fark
oluşturmaya çalışıyorum."
GALATASARAY'IN BAZI DEĞERLERİ VAR, TAKIM ONA GÖRE OYNAR
Herkese, yaptıkları işin çok önemli olduğunu her zaman aktardığını
bildiren Fatih Terim, "Türkiye'de bazen böyle davrandığınız zaman
işinizden de olabiliyorsunuz. Real Madrid maçı sonrası biri gelip
ne kadar prim istediğimi sordu. Ona maçtan sonra bakarız. Galiba
Beşiktaş maçı vardı. Galatasaray'ın bazı değerleri var, takım ona
göre oynar." diyerek, şunları söyledi:
"Ekonomisiz de çok şey halledebilirsiniz. Para vererek bir şeyi
kaybedersiniz ama manaya geçirerek çok şey kazanabilirsiniz.
Kendinizle birlikte çalışan insanları takdir etmekten geri
kalmayın. Liderlikteki en önemli şey kriz yönetimidir. Bizim gibi
hep fiziğe, hep psikolojiye dayalı durumlarda, her an bir
karışıklık, başkası için kaos olabilecek bir çok hadise oluyor.
Bunların içinde bence boğulup kalmamak lazımdır."
HAYATIMDA ÜÇ H'YE ÇOK ÖNEM VERDİM
Hayatında her zaman 3H'ye çok önem verdiğini anlatan Fatih Terim,
"Bunlar hazır, hızır ve huzurdur. Hazır olursanız Hızır yetişir,
huzur bulursunuz. Hazır olmak için elinizden geleni yapın. Hızır
nasıl olsa yardımınıza koşar. Hazır olmadan Hızır'ın gelmesini
beklemeyin. Her şeye hazır olmak lazım." diyerek, şunları
söyledi:
"Bırakın 24 saati, bir dakikada bile gündem değişti soluklanayım
demeye bile kimsenin vakti yokken, böyle bir şeye hep hazır
olmalısınız. Güven çok önemli. Benim kasamda bugün 20-25
futbolcunun boş kağıdı güvenerek imzaladığı mukaveleleri vardır.
Adam bana güvenmiş ve imzasını atmış. Başarısız olduk mu 'ben',
başarılı oldu mu en yukarıdan saymaya başlarlar; böyle tuhaf bir iş
yapıyorum ben. Futbol sadece bir hobi, oyuncak değildir. Çok pahalı
bir oyuncak da zarar verir. Herkesi bu kadar ilgilendiren, bir
ülkenin hayatını değiştiren, bir ülkenin barış ve savaşında önemli
yer edinen sektörden konuşuyoruz. Söylenen her şey, atılan her adım
önemlidir. Ben 25 yıl önce, 'Bir Türk gencinin her şeyi yapacak
kapasitesi vardır' sözünü, laf olsun diye söylemedim. İşte
bulunduğumuz yer ortada."
Takdir ve ceza adaletini iyi ayarlanması gerektiğinin altını çizen
Terim, "Mesela ben bir örnek vereyim; son şampiyon olduğumuz sene
Melo Riera'nen bazen isteseniz de engel olamıyorsunuz. Tam 7 dikiş,
hastane falan oldu. Eğer O gün için yazılanlara, söylenenlere
baksak belki de şampiyonluğu kaybedecektik. Arkadaşlarla görüştük
ve o gün eve gittim ve o gece de sabaha kadar yatmadım. O gün
antrenmana geldim basın mensuplarına da antrenmanı biz atmıştık.
Saklamaya da gerek yoktu zaten saklayamıyorsunuz da. O maçı ceza
olarak kabul edip kendilerini kendi hataları içinde kendilerini
sorgulama fırsatı verdik. Bu da önemli bir performans olarak geri
döndürmeyi kurumun ve çalışanlarımın hiç bir zaafiyete düşmemesi
için ikisi de çok önemli bir şekilde başarıda etkili oldu."
ifadelerini kullandı
İŞİMİN DIŞINDA BİR İŞ DENEMEDİM
Gündemi de takip ettiğini anlatan Fatih Terim, "Bulunduğunuz yere
şükrederken, hep bir üstü için de çalışmalısınız. Birçok dal var,
bizde sorun değil. Hele hele gazete ve TV programı yapmak için hiç
sahada stres yapmaya gerek yok. Ama ben işimin dışında bir iş
denemedim. Hiçbir zaman. Paranın amaç değil, araç olacağı güzel
günler diliyorum." dedi.
FUTBOL ADAMLARI GAYRİ MENKULE YATIRIM YAPAR
Ünla teknik adam daha sonra soruları cevaplandırdı. Salonda
bulunanların, ‘Bu güne kadar edindiğiniz gelirleri nasıl
değerlendiriyorsunuz’ sorusuyla muhatap olan Terim şu cevabı
verdi:
"Ben veya futbolla ilgilenenlerin genel olarak yapacağı bir şey
vardır, en iyi yaptığımız iş budur, öbür işi yapamayız. Hangi işi
yapıyorsanız onun başında olacaksınız. Biz onun başında
olamayacağımıza göre, ben diyorum ki herkes uzmanlık alanında
çalışmalı, ben de başka bir işi yapamayacağıma göre, futbol
adamlarının futbolcuların en önemli yapacağı iş gayri-menkul
almaktır. O şansına iyi çıkarsa çıkar çıkmazsa ayrı veya ailesinde
bir iş yapan varsa eşi dostu varsa ki eşi dostu bunların çoğunluğu
sonunda kavgaya dönüşür."
Fatih Terim, ‘Transferde size yüksek ücretli futbolcular
önerildiğinde kulübü düşünerek 'ben bu futbolcuları istemiyorum'
dediğiniz oldu mu?’ şeklindeki bir soru üzerine de şöyle
konuştu:
"Günün mana ve ehemmiyetine göre herkesin böyle bir tasarrufu
olabilir. Ama ben tabi bir ayrıcalık taşıyorum. Benim işim
profesyonel ama ben hiç kendi kulübümde profesyonel davranmadım.
Ben ikinci gelişimde ayrılmak isteyince yardımcılarıma ağır yazılar
yazılmıştı. Baktım ki söylemlerde var. Ben de yönetimden bir kaç
arkadaşa dedim ki, çok fazla konuşmayın gerekirse parasını kendim
veririm' dedim. Ayrıldım arkasından ben ödedim. 'Böyle söyledin mi
dediler' 'evet' dedim ve ben ödedim. Benim o anki öyle bir
yaklaşımım var. O anki tasarruf öyleydi. Öyle karar vermişlerdi,
ama ben her şeyi düşünmek zorundayım. Elimden geleni yapmak
zorundayım. O anda o icap etmişti. Sonuç olarak liderlikte oturulan
sandalye insana güç vermemeli, eğer mümkünse sandalyeye siz güç
vermelisiniz. O bulunduğunuz yerin gücü ile hareket etmektense,
sizin ona verdiğiniz güç olmalı. Ben hayatımda oturduğum
sandalyeden hiç bir zaman güç almadım, tam tersi o sandalye gücünü
benden aldı."
'Liderler emekli olur mu, siz hiç emekli olmayı düşündünüz mü?'
şeklindeki bir soru karşısında ise ünlü teknik adam şunları
aktardı:
"Bu konuda başladı ise yakında oluyor demektir bu. Bu durum, Allah
bize güç verdiği sürece, nefes verdiği sürece beni hiç bir zaman,
ben bazı insanların hayatı çalışmak için vardır. Ben bakıyorum
babamda Allah uzun ömür versin bunu söylüyor. Bir gün tabi ki evet,
ama şuanda öyle bir düşüncem yok, eğer faydalı olabiliyorsam. Bu
kadar bilgimi, birikimimi, tecrübeli Türkiye'ye vermek
durumundayız. O yüzden emekli olamam ben."
CİHAN
Yorumlar