Gümüş serisini altına dönüştürecek

ANKARA (AA) - GÖZDE ŞAHİN - 2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda masa tenisinde tek kadınlarda ikincilik elde eden Kübra Korkut, gümüş serisini tamamlayarak altın madalya serisine başlamak istediğini söyledi.

Paralimpik sporcu Kübra Korkut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elde ettiği başarılarda ailesinin büyük payının bulunduğunu anlattı.

Antrenörü Fatih Korkut ile 3 yıl önce evlendiğini ve bir kızının bulunduğunu anımsatan Kübra, "İleride kızımın beni arkadaşlarına gururla anlatacağını hayal ederek büyük başarılar elde etmek istiyorum." dedi.

Rio'da gümüş madalya aldığında çok sevindiğini belirten Kübra, "Daha önce galip gelemediğim Koreli rakibimi yarı finalde yenerek Türkiye adına madalya elde ettiğim için çok mutluyum. Kazandığımda sevinçle bağırmışım, neler söylediğimi hatırlamıyorum, kendime yeni yeni geliyorum." diye konuştu.

Yozgat doğumlu 22 yaşındaki milli sporcu, elektrik çarpması nedeniyle 4 yaşında iki bacağını ve sağ kolunu kaybettiğini tedavisi için geldiği Ankara'da Doğan Çağlar Özel Eğitim Meslek Lisesi'ne başladığını dile getirdi. Kübra, o dönemde okula engelli öğrencileri spora yönlendirmek için gelen antrenörler İlhami Kılıçkaya, Yusuf Kılıçkaya ile eşi Fatih Korkut sayesinde 2002 yılında masa tenisine başladığını ifade etti.

- Hedefi Tokyo'da altın madalya

Masa Tenisi Milli Takımı'nda 12 yaşından beri mücadele eden Kübra, uluslararası organizasyonlarla 2016 Paralimpik Oyunları'nda ikincilikler elde ettiğini anlattı.

Daha önce bireyselde 2010'da dünya ve 2011'de Avrupa ile 2012 Londra Olimpiyatları'nda da takımlarda ikincilik elde ettiğini anımsatan Kübra, şöyle konuştu:

"Hedefim her zaman altın madalya oluyor ama gümüşle dönüyorum. Gümüş madalya serimi altına çevirmek istiyorum. En büyük hedefim 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalya elde etmek. Tokyo'da gümüş serime altın madalya eklemeyi hedefliyorum."

2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na katılabilmek ve orada altına uzanmak için çalışmalara başladığını ifade eden Kübra, bir yıldır Trabzonspor'da engelsizler liginde mücadele ettiğini kaydetti.

Kübra, sporun hayata pozitif bakmasında büyük etkisi olduğunu belirterek, "Kendimi engelli gibi görmüyorum. Sporla öz güvenim arttı, insanların bakışlarını, tavırlarını umursamıyorum. Bunlar spor sayesinde oluyor." diye görüş belirtti.

Başta eşi Fatih Korkut ile Gençlik ve Spor Bakanlığına teşekkür eden Kübra, Bedensel Engelliler Spor Federasyonunun desteğini ise her zaman yanlarında hissettiklerini vurguladı.

- "O engelini aştı"

Milli sporcunun eşi ve antrenörü Fatih Korkut ise Kübra'nın başarılı olacağına her zaman inandığını ve onu her zaman desteklediğini ifade etti.

Kübra'yı engelli bireyleri masa tenisiyle tanıştırmak amacıyla gittiklerinde okulda keşfettiklerini anlatan Fatih Korkut, "Kübra bir dönem hiç madalya elde edemedi ama o dönemde de onun başarılı olacağına inandım ve her zaman arkasındayım. Onun mücadelesi herkese örnek olmalı. O engelini aştı. Bunun için çok mücadele etti. Bu süreçte ondan desteğini esirgemeyenlere minnet borçluyuz." değerlendirmesinde bulundu.

Korkut, kızları Zeynep Alya'nın 2 yıl önce dünyaya gelmesinin ardından Kübra'nın bir süre masa tenisine ara verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Eşim, bebeğimiz için masa tenisine ara vermesine rağmen döndüğünde hemen olimpiyatlara odaklanabildi. Önce kota almak için mücadeleler verdi. Ardından olimpiyat madalyası için çok çalıştı. Aynı zamanda okuluna devam ediyor. Büyük bir özveriyle hedeflerine odaklanıyor. Ben onun her alanda başarılı olacağına her zaman inandım."

Kübra ile mutlu bir evlilikleri olduğunu dile getiren Korkut, "Biz çok mutlu insanlarız. Çocuğumuz da çok mutlu bir çocuk. Allah'a şükürler olsun çok huzurluyuz. Bu da ikimizi de yaptığımız işlerde olumlu etkiliyor. Bizim motivasyon kaynağımız mutlu yuvamız." şeklinde konuştu.

Masa tenisinin hayatlarında çok önemli bir yeri olduğuna dikkati çeken Fatih Korkut, şunları kaydetti:

"Büyük emek ve özveriyle bu sporu yapıyoruz. Kübra'nın büyük hedefleri var ben de ona destek oluyorum. Birlikte çok çalışıyoruz ama sosyal yaşamımıza da vakit ayırmayı ihmal etmiyoruz. Birlikte sinemaya gidiyoruz. Yemeklere gidiyoruz. Mutluluğumuz, başarısında en büyük etken."