Tanrıkulu: Ses kaydını dört kişiden biri sızdırmış sonucu çıkıyor
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, dün bazı internet sitelerinde yayınlanan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da bulunduğu toplantıyla ilgili ses kaydı iddialarına değindi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulu, dün bazı internet sitelerinde yayınlanan ve Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da
bulunduğu toplantıyla ilgili ses kaydı iddialarına değindi.
Geçmişte Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da yapan Tanrıkulu, “Daha
vahimi, bunu yaparken yine belirli bir kesimi suçlayarak
yapacaksınız, işte, 'Bunu bir cemaat yaptı, belli birileri yaptı.'
diyeceksiniz ama kendinize dönüp bakmayacaksınız. Dört kişinin
oturup toplantı yaptığı bir yerde, belirli bir iyi kötü devlet
tecrübesi yaşamış biriyiz, biz de biliyoruz, yani o toplantıların
nasıl ortamlarda yapıldığını, 'sağır oda' diye tabir edilen veya
herhangi bir iletişim sisteminin çok da fazla içeriye girip veya
dışarıya sinyal gönderemediği yerler buralar. Mantık yürüttüğünüz
zaman dört kişiden bir tanesi vermiş diye bir sonuç çıkıyor. Bu
kendi kendilerine çıkarılan bu tür şeylere de son 48 saat içinde de
fazla itibar etmeyin.” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, MHP İzmir Büyükşehir Belediye
başkan adayı Murat Taşer’le birlikte gündemdeki konularla ilgili
olarak il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Türkiye
gündemine oturan ses kaydıyla ilgili açıklamalarda bulunan
Tanrıkulu, “Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Genelkurmay İkinci
Başkanı bir toplantı yapmışlar. Sosyal medyaya aktarıldığı
kadarıyla da bu konuşmaların içinde çok vahim sözler var. İşte MİT
Müsteşarı diyor ki, ‘Dört beş adam yollarım. oradan yedi sekiz tane
füze sallarım, neticede bu gider.’ diyor. Bunu biraz da mantık
itibariyle sorgulamamız lazım. Bunu gerekçe göstererek Youtube’u
kapattılar deniyor ama bizim kanaatimiz sadece bu değil. Günlerdir
Youtube’a aktarılan, Twitter’da olan veya diğer sosyal paylaşım
sitelerinde olan ve hükümeti, hükümet üyelerini, çalışanlarını
töhmet altında bırakan, en azından onları şu anda yasal olmasa bile
belirli bir şekilde suçlu duruma düşüren birtakım olaylarla karşı
karşıyayız. Bunların bir kısmı görüntülü, bir kısmı sesli. Şimdi
Youtube da durup dururken kapatılmadı. Sadece bu meseleden
kapatılmadı. O da enteresan. Siz Youtube veya Twitter’ı kendi
vatandaşınıza kapatıyorsunuz, ABD ve Avrupa’daki oh ne güzel
giriyor, bakıyor. Siz kendi ülkenizin insanına esir ve köle
muamelesi yapıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey
görülmemiştir. Daha vahimi, bunu yaparken yine belirli bir kesimi
suçlayarak yapacaksınız.” şeklinde konuştu. Dört kişinin olduğu,
standartları belirli, üst düzey güvenlik alarmı olan bir
toplantının kolay kolay ortam dinlemesiyle çıkmayacağını ifade eden
Tanrıkulu, “Arkadaşlar, eğer öyleyse o kadar kötü ve vahim bir
durumdayız ki. Ülkenin güvenliğiyle ilgili demek ki hiçbir şey,
hiçbir yerde konuşulmaması lazım. O zaman da hissî anlaşacağız.
Şimdi bu konuda bir yerleri suçlamaya çalışıyorlar, çünkü bu daha
kolay olan bir şey. Şu anda bu şekilde bir provokasyon yapmak daha
kolay. Zaten uzun bir süredir bu sızdırılan tapelerin, görüntülerin
hep belirli bir kesim tarafından yapıldığı söylendi ama Sayın Deniz
Baykal bile söyledi, ‘O kesimin yaptığına inanmıyorum.’ dedi ve bu
konuda tek töhmet altında kalan da Sayın Başbakan'dır. Kendisinin
çok açıklayıcı ve tatmin edici cevapları da yok.” dedi.
Tanrıkulu, seçimlere hile karıştırılacağı iddialarına da değindi.
Türkiye genelinde en az 8 milyon ölmüş kişinin adının seçmen
listelerinde bulunduğunu ileri sürerek, yıllar önce vefat eden
kayınvalidesinin adının da seçmen listesinde olduğunu söyledi.
Yerel seçimlerle ilgili her gittikleri yerde kendilerine, Suriyeli
mültecilerin oy kullanıp kullanmayacağının sorulduğunu aktaran MHP
Genel Başkan Yardımcısı, “Seçmen olabilmeniz için Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olmanız lazım. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı değil, Bunlara verilen, Birleşmiş Milletler Mülteci
Komiserliği’nin bir kimlik belgesi ve numarası var. O da altı
haneli bir numara. Bizim TC kimlik numaramız gibi değil ama bir
düzenle karşı karşıya kalınıp bunlar vatandaşlık statüsüne
kazandırılmıştır, ondan çok da emin değiliz. Bize gelen bazı
ihbarlarda, fotoğraflara baktığımız zaman Suriyeli vatandaşlara
gelen seçmen kâğıtlarını da görüyoruz. Suriyeli mültecilerin oy
kullanamaması lazım. Benim oturduğum sitede yan komşu dört kişilik
bir aileye, iki kişilik ilave seçmen kartı geldi. Yıllar önce vefat
eden kayınvalidem bugün seçmen. Verilen bilgilere göre en az 8
milyon vefat etmiş insana seçmen kartı çıkarıldığı ihbarı var.
Genel merkezimiz, seçim işleri başkanlığı bu konu üzerinde
çalışıyor.” diye konuştu.
‘BİNALİ YILDIRIM’IN GEMİLERİNDE HOLLANDA BAYRAĞI VAR’
AK Parti Milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı
Binali Yıldırım’a da gemiler üzerinden yüklenen Ahmet Kenan
Tanrıkulu, “Bu zihniyetin İzmir’deki adayı, Adalet Bakanlığı’nı bir
yandan kıskaç altına almış ve denizcilik sektöründe Türk
armatörlerin gemilerine Türk bayrağını çekmesi için geçtiğimiz
yıllarda kanunlar çıkarılırken bu aday kendi ailesinin, kendi
çocuklarının gemilerinin bir başka bayrak altında tutulmasında da
herhangi bir sorun yaşamamıştır. O bayrak da söyleyeyim, Hollanda
bayraklı. Sayın adayın çocuklarının gemileri, Hollanda bayraklı
olarak seyrüsefer halindedir.” dedi. CİHAN
Yorumlar