Tanrıkulu: AKP'nin çözüm icraatları daha fazla kalekol ve gözyaşından ibaret

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “AKP’nin Kürt sorununun çözümü konusundaki icraatları daha fazla tutuklama, daha fazla karakol-kalekol, daha fazla ananın gözyaşını döktürmekten ibarettir.” dedi. Tanrıkulu, "Ne yazık...

Google Haberlere Abone ol
Tanrıkulu: AKP'nin çözüm icraatları daha fazla kalekol ve gözyaşından ibaret

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “AKP’nin Kürt sorununun çözümü konusundaki icraatları daha fazla tutuklama, daha fazla karakol-kalekol, daha fazla ananın gözyaşını döktürmekten ibarettir.” dedi. Tanrıkulu, "Ne yazık ki AKP anaların gözyaşlarını siyasete, seçimlere alet etmektedirler. Oysa eğer anaların gözyaşlarını dindirmek istiyorsanız, somut adımlar atarsınız, nutuk değil! Bu samimiyetsiz yaklaşımla, bu zihniyetle çözüme gidilmesi mümkün değildir.” şeklinde konuştu.

Yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu “Kürt sorunun her geçen gün daha da derinleştiği bir ortamda, AKP iktidarı 2009 yılından itibaren barışı ve çözümü seçim propagandasının aleti haline getirmiş ve böylece sorunu daha da çetrefil hale getirmiştir. AKP iktidarı 2009 yılındaki yerel seçimler öncesinde ‘açılımı’ seçim propagandası malzemesi yapmış, ancak seçimlerden hemen sonra da KCK operasyonlarıyla yüzlerce siyasetçiyi hapse atmıştır. Sonraki genel ve yerel seçimler öncesinde de halkın çözüm umutlarını sömüren AKP şimdi de önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde aynı nakaratı tekrarlamaya başlamıştır. AKP’nin Kürt sorunu konusunda lafı çok ama icraatı yoktur!” dedi.

Her seçim öncesinde Diyarbakır’a gidip nutuk atmanın “AKP’nin klasik kandırmaca siyasetinin seremonisi” haline geldiğini söyleyen Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı eleştirdi: “Dün bir grup AKP kurmayının Diyarbakır’da gerçekleştirdiği çalıştayda yapılan açıklamalar da bu samimiyetsiz seremoninin yeni bir örneğidir. Sayın Beşir Atalay, Sayın Efkan Ala bir taraftan çözüm sürecine siyaset kurumunu dâhil edeceklerini söylerken aynı esnada siyaset kurumuna parmak sallamıştır. Sayın Atalay’ın sürece toplumun tüm kesimlerini dâhil ettiklerine dair beyanatı kelimenin tam anlamıyla abesle iştigaldir. Zira en küçük toplu gösteriye bile tahammül göstermeyen, halkın taleplerini biber gazıyla, infazlarla, tutuklamalarla bertaraf eden bizzat AKP iktidarıdır. Merak ediyoruz, şimdiye kadar AKP, toplumun hangi kesimlerini çözüm sürecine dâhil etmiştir? Artık gelinen aşamada halkımız lafa değil, icraata bakmaktadır. AKP’nin Kürt sorununun çözümü konusundaki icraatları daha fazla tutuklama, daha fazla karakol-kalekol, daha fazla ananın gözyaşını döktürmekten ibarettir!”

Geçtiğimiz yıl Lice’deki kalekol inşaatını protesto eden gençlerden Medeni Yıldırım için “Çözüm için mi öldürülmüştür?” diye soran Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Aralarında 17 çocuğun olduğu 34 köylü Roboski’de çözüm için mi katledilmiştir? Binlerce çocuk çözüm için mi TMK kapsamında yargılanmış, yüzlercesi hapsedilmiştir? 2006’daki Diyarbakır olaylarından bu ana ısrarla çocukların bu çatışmaların tarafı haline getirilmemesi gerektiğini söylediğimiz halde, AKP çocukları bu çatışmaların içine çekmiştir. Mart 2006’da 'kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılacaktır' diyen Tayyip Erdoğan’ın talimatından sonra Diyarbakır olaylarında 10 kişi öldürülmüştür. Bunların içinde 8 yaşındaki Enes Ata, 8 yaşındaki İsmail Erkek, 9 yaşındaki Abdullah Duran olmak üzere 18 yaşını doldurmamış 5 çocuk vardı. O dönem Diyarbakır Valisi olan Efkan Ala, dün yine Diyarbakır’da çocuk haklarından nasıl bahsedebilmektedir? Ne yazık ki AKP anaların gözyaşlarını siyasete, seçimlere alet etmektedirler. Oysa eğer anaların gözyaşlarını dindirmek istiyorsanız, somut adımlar atarsınız, nutuk değil! Bu samimiyetsiz yaklaşımla, bu zihniyetle çözüme gidilmesi mümkün değildir. Sayın Atalay, ‘çözüm sürecinin asıl hedefinin dağdakilerinin hepsini getirmek' olduğunu ifade etmiştir. Fakat sırf ‘çözüm sürecinde' bile örgüte yüzlerce, binlerce katılım gerçekleşmektedir. Madem amaç dağdakileri getirmekse, dağa gidişe sebep veren uygulamalarınızdan neden vazgeçmiyorsunuz?"

'HİÇBİR SİYASİ PARTİ, ÇÖZÜM KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALARI BİLMEMEKTE'

Gerek CHP’nin gerekse BDP’nin Kürt sorununun çözümü konusunda TBMM’ye sunduğu onlarca araştırma önergesinin, yasa teklifinin ‘çözüm' adına mı AK Parti tarafından reddedildiğini soran Tanrıkılı, "Sayın Atalay, Diyarbakır’daki konuşmasında sürecin şeffaflığından söz etmektedir. Soruyorum, kendileri dışında sürecin içeriğini bilen var mıdır? Anamuhalefet partisi başta olmak üzere TBMM’deki hiçbir siyasi parti, çözüm konusunda yapılan çalışmaları bilmemektedir. Siz buna mı şeffaflık diyorsunuz? Bu mudur sizin toplumu sürece dahil etme anlayışınız? Kürt sorunu gibi can yakan bir meselenin tek çözüm yolu samimiyettir. Samimi olunduğu zaman şeffaflık da olur. Ancak ne yazık ki AKP samimiyetten uzak, tamamen oyalayıcı, seçim endeksli bir taktik uygulamaktadır. AKP açısından çözüm stratejik değil, taktikseldir. Tayyip Erdoğan’ın hala cebinde B ve C planları bulunmaktadır. Oysa başından beri söylediğimiz gibi, Kürt sorunu konusunda tek bir plana ihtiyacımız vardır. O plan da demokratik, barışçıl, özgürlükçü bir içeriğe sahip olmalıdır.” CİHAN

Yorumlar