SP lideri Kamalak: Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ne devlet içindeki paralel yapılanmaya ne de yolsuzlukların üzerinin örtülmesine rıza gösterdiklerini söyledi. "Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez. Bizim derdimiz makam derdi değil, hizmet...

Google Haberlere Abone ol
SP lideri Kamalak: Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ne devlet içindeki paralel yapılanmaya ne de yolsuzlukların üzerinin örtülmesine rıza gösterdiklerini söyledi. "Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez. Bizim derdimiz makam derdi değil, hizmet aşkıdır, millet aşkıdır." diyen Kamalak, hükümetin doğru hizmetlerini teşvik etmek, yanlış faaliyetlerini engellemek için her türlü gayret ve çabanın içinde olacaklarını belirtti.

Saadet Partisi (SP) 5. Olagan Büyük Kongresi, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştiriliyor. SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile rahmetli Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, genel başkanlık için yarışıyor. Kongrede konuşma yapan Kamalak, sözlerine besmele ile başladı. Kamalak konuşurken sözleri zaman zaman 'İşte Ordu, İşte Komutan', 'Başbakan Kamalak, Mücahit Erbakan' sloganları ile kesildi. Bugün tarihi bir gün olduğunu ve 'Yaşanabilir Bir Türkiye', 'Yeniden Büyük Türkiye', 'Yeni Bir Dünya' için büyük bir adım atıldığını dile getiren Kamalak, bağımsızlar hareketinde hangi inançla yola çıkıldıysa; MNP’yi, MSP’yi, Refah’ı, Fazilet’i kurarken hangi ruh ve heyecana sahip idiyse; bugün de aynı coşku ve aynı heyecanla hedefe doğru yürüdüklerini ifade etti.

Darbeciler tarafından idama mahkum edilen 529 Mısırlı masum başta olmak üzere birçok kesimin gözünün bugün burada olduğunu dile getiren Kamalak, Türkiye’nin önünün tıkandığını belirterek şöyle konuştu: "Siyaseten tıkanmıştır. Ahlaken tıkanmıştır. Ekonomide tıkanmıştır. Türkiye kısır kavgaların, içi boş polemiklerin, seviyesiz tartışmaların esiri edilmiştir. Dış Politikada ise tam bir facia yaşanmaktadır. Gerçekten Türkiye tarihinin hiçbir döneminde bu kadar yalnız ve bu kadar etkisiz duruma düşmemiştir. Bu yüzden Türkiye’nin yeni bir sese, yeni bir söze, eskimez pörsümez yeni bir siyasete ihtiyacı vardır. Bu siyasetin adresi Saadet Partisidir. Saadet Partisi, kökünü maziden alan bir atidir. Kadim gelenekleriyle, kerim geleceğe yürüyen partidir."

30 Mart seçimlerinin kutuplaştırma siyaseti nedeniyle bir genel seçim havasında geçtiğini hatırlatan Kamalak, projelerin değil, kasetlerin etkin olduğu bir seçim olduğuna dikkat çekti. "Sanki seçimden değil savaştan çıktık." diyen Kamalak, 18 vatan evladının bu seçimlerde hayatını kaybettiğini söyledi.

Tillo adaylarının da öldüğünü dile getiren Kamalak, hayatını kaybedenlere Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine de başsağlığı diledi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen seçimlerde 27 yerde belediye başkanlığını kazanarak varlığını hissettirdiğini ifade etti. Belediye meclisi ve il genel meclisi üyelikleri dikkate alındığında bu seçimlerden yüzde 2.8 oy ile çıktıklarını aktardı. Bu oranın son yapılan 2011 genel seçimleri dikkate alındığında önemli bir yükselişin habercisi olduğunu kaydetti. 2010 yılında 'biz daha iyisini yaparız' diyerek Saadet Partisi’ni bölenlerin, bugün siyasi hayattan silinip gittiğini vurgulayan Kamalak, Saadet Partisi'nin ise istikrarlı bir yükselişle varlığını sürdürmeye devam ettiğini söyledi. "Küresel emperyalizmin temsilcileri, içerideki bir kısım işbirlikçiler eliyle bizim arsamıza gecekondu kurdurmuşlardır." diyen Kamalak, Allah'ın izniyle bu gecekonduları, 1970'lerde Milli Selamet ile 1980 ve 90'larda Refah Partisi ile nasıl söküp attıysalar, bugün de Saadet eliyle söküp atacaklarını ve milletin yolunu açacaklarını vurguladı.

Konuyu cumhurbaşkanlığı seçimlerine getiren Kamalak, "Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri siyasal hayatımızın en önemli dönüm noktalarından birisi olacaktır. Saadet Partisi hem aldığı oy oranı bakımından hem de hitap ettiği kitle yönünden, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin anahtar partisi haline gelmiştir. Saadet Partisi son seçimlerde, Türkiye geneline hitap eden oy dağılımı ile dikkat çekmiştir. Saadet Partisi Karadeniz’de olduğu kadar Akdeniz’de de vardır. Doğu Anadolu’da olduğu kadar Batı’da da vardır. Bayburt’ta olduğu kadar Konya’da, Malatya’da olduğu kadar Bursa’da vardır. Bu, Saadet Partisi açısından Türkiye’nin tümünü kucaklayabilecek bir potansiyelin göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Milli Görüşçülerin ülkenin ikbal ve istikbalini, her zaman kendi ikbal ve istikbalinden önde tuttuklarını belirten Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi hesaplar yaparak, kimseye tuzak kurmadık. Birlikte yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımıza satmadık. Gizli kapaklı işler çevirmedik. Göründüğümüz gibi olduk, olduğumuz gibi göründük. Gün geldi partilerimiz kapatıldı. Engellendik, yasaklandık, hapislere atıldık. Gün geldi üzerimize tanklar sürüldü. Ama tek bir taş atmadık. Tek bir kem söz dahi söylemedik. Korktuğumuzdan değil, Milletimize olan sevdamızdan dolayı göz yaşımızı gönlümüze akıttık. Bugünler geçicidir dedik. Biz bedel ödedik, ama asla milletimize, ülkemize, hiçbir bedel ödetmedik."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde temel sorunun 'Kim Cumhurbaşkanı olacak?' sorusu değil, 'Nasıl bir cumhurbaşkanı?' sorusu olduğuna dikkat çeken Kamalak, "Kurulu düzenden yana olacaksa, sömürgeci ekonomiden yana duracaksa, beylerden, zadeganlardan, küresel baronlardan yana olacaksa, AB’nin ABD’nin talimatına pür dikkat kesilip, milletin feryadını duymazdan gelecekse, adı Ahmet olmuş, Mehmet olmuş ne fark eder. Biz adamın kaşına gözüne değil, hak ve batım mücadelesindeki duruşuna bakarız." değerlendirmesinde bulundu.

Milli Görüşçülerin nasıl bir cumhurbaşkanı istediklerini ise Kamalak, şöyle açıkladı: "Basiret, feraset ve dirayet sahibi olacak. Olayların gelişimini önceden görecek. Gücün değil Hakkın ve Haklının yanında yer alacak. Beytülmale sahip çıkacak. Fakir fukaranın, garip gurabanın hakkını koruyacak. Kendi ikbalini değil, Memleketin istikbalini düşünecek. İnançlı olacak. Başka düşünce ve inançlara da saygılı olacak. Şeffaf ve güvenilir, şaibesiz ve dürüst olacak. Nizamulmülk o meşhur Siyasetname'sinde der ki; devlet yöneticisinin kapısı mazlumlar için hep açık olmalı. Allah bu rütbeyi bize, zalimlerin elini mazlumlardan çekelim diye vermiştir. Bu yüzden bizim seçeceğimiz cumhurbaşkanı zalimle işbirliği yapmayacak, şartlar ne olursa olsun mazlumun yanında yer alacak. Bizim seçeceğimiz cumhurbaşkanı her şeyden önce adil olacak, bütün icraatlarında adaleti gözetecek. Unutulmamalı adalet mülkün temelidir. Merhametli olacak. Bir insanın ayağına diken batsa onu yüreğinde hissedecek. Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Adli İlahi gelir de Ömer’den sorar onu' şuurunda olacak."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öncelikli temennilerinin öfkenin değil sağduyunun, gerilimin değil aklıselimin hâkim olması olduğunu dile getiren Kamalak, Türkiye'nin son dönemde çok fazla gerildiğini, çok fazla kutuplaştığını, dün Çanakkale’de vücudunu birbirine siper eden ecdadın torunlarının bugün birbirine taş atar, kurşun sıkar hale geldiğine dikkat çekti.

"Bu gerilim daha fazla sürdürülemez, sürdürülmemelidir." diyen Kamalak, şöyle devam etti: "Gerilimin, kavganın kimseye faydası olamaz. Geçmişte bunu çok acı ve çok kanlı faturalarla tecrübe ettik. Bir an evvel Türkiye normalleşmelidir. Haset ve kaset siyasetinden vazgeçmelidir. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya ihtiyacı vardır. Renklerimiz, düşüncelerimiz, hassasiyetlerimiz farklı olabilir. Ama hepimiz aynı bahçenin gülleri, ayni milletin evlatlarıyız. Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, bu Milletin arasına yeni fitne tohumları serpmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu noktada en büyük sorumluluk ise hem iktidara, hem de anamuhalefete düşmektedir. Maalesef her iki tarafın da kullandığı üslup milletimizin sahip olduğu asalet ve nezaketten çok uzaktır. Son 12 yılda yapılan bütün seçimler hep suni gerginliklerle, kısır kavgalarla, içi boş polemiklerle yürütülmüştür. İktidar ve anamuhalefet arasında hep aynı horoz döğüşü sahneye konmuştur."

"KİMSE BİZİ KENDİ GÜNAHLARINA ORTAK EDEMEZ"

Kendilerine daha önce 'Ergenekoncu musunuz, Esadcı mısınız' dendiğini hatırlatan Kamalak, "17 Aralık operasyonları başladı. İktidar bütün kanalları bize kapattı. Mesela Kanal 7’ye çıkmak istedik. Hatta araya aracılar koyduk. Bir saniye olsun bizi çıkarın, düşüncelerimizi anlatalım dedik. Çıkamadık, çıkarmadılar. Ama 12 yıl boyunca Cemaatle iş tutanlar kendi geçmişlerini unutup, Bugün TV’ye çıktık diye döndüler bize; vay efendim siz paralelci misiniz dediler. İşte 12 yılın özeti budur; Tayyipçi misin, Ergenekoncu mu; Tayyipçi misin Esadcı mı; Tayyipci misin paralelci mi? İkisi de değiliz arkadaş, ikisi de değiliz. Biz Milli Görüşçüyüz. Biz yalnız hakkı bilir, yalnız hakkı söyleriz. Biz ne devlet içindeki paralel yapılanmayı tasvip eder, ne de yolsuzlukların üzerinin örtülmesine rıza gösteririz. Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez. Bizim derdimiz makam derdi değil, hizmet aşkıdır Millet aşkıdır. Biz, ne yaparsak Allah rızası için yaparız. Herkes bilsin ki bundan önce olduğu gibi bundan sonra da, hükümetin doğru hizmetlerini teşvik etmek, yanlış faaliyetlerini engellemek için her türlü gayret ve çabanın içinde olacağız. Kınayıcıların kınamasından korkmadan, hak bildiğimiz doğruları en gür sesle haykırmaya devam edeceğiz. Susarsak namerdiz." şeklinde konuştu.

Divan Başkanı Birol Aydın ise Kamalak konuşurken, "Fatih Erbakan birazdan salona gelecektir. Herkes önce büyük bir olgunluk içinde Sayın Genel Başkanımızın konuşmasını sükunetle bize yakışır şekilde dinlemesini rica ediyorum." uyarısında bulundu. CİHAN

Yorumlar