'Sadece İstanbul için değil Türkiye için...'
AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı Av. Mehmet Yalçınkaya neden aday olduğunu ve hedeflerini anlattı.
Kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Mehmet Yalçınkaya?
1968 Kastamonu/Çatalzeytin doğumluyum. Çocukluk ve ilk gençlik
yıllarım Karabük’te geçti. İlk eğitimimi, Karabük’ün o devirde dahi
en kökünden eğitim kurumlarından bulunan Fevzi Çakmak İlkokulu’nda
aldım. Ortaokul ve liseyi Karabük İmam-Hatip Lisesi’nde okudum.
Karabük İHL 1986 yılı mezunuyum. Aynı yıl, M.Ü. İlahiyat
Fakültesi’ni kazandım. İlahiyat Fakültesinden 1992 yılında mezun
oldum. 1992 yılında hem öğretmenliğe hem de Uludağ Üniversitesi’nde
Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansa başladım. “IV-XV.
Yüzyıllar Arasında Doğu Roma Devleti’nde (Bizans) Din-Devlet
İlişkileri” isimli tezimle yüksek lisansımı tamamladım. Bu tez
yurdumuzda bu konu için hazırlanmış Türkçe ilk tez olma durumuna
sahiptir. Elim bir seyrüsefer kazasında kaybettiğimiz rahmetli
Hocam Prof. Günay Tümer Bey’inde okuyup tasdik verdiği son tez
olmuştur. 28 Şubat sürecinin ağır koşulları neticesinde akademik
kariyerime mesafe verip Hukuk okumaya karar verdim. Bir yandan
öğretmenlik görevim, öteki taraftan üç çocuğumun ve ailemin
sorumluluklarını aksatmadan İKÜ Hukuk Fakültesi’ni kazandım ve sene
kaybetmeden 2005 yılında mezun oldum. 2001 yılında değişen
Avukatlık Kanunu nedeni ile avukatlık stajına başlayabilmek için 14
yılı geride bıraktığım öğretmenlik mesleğinden istifa ettim. Stajın
ardından, 24 Mayıs 2007’de yapılan törenle saat 15.30’da avukatlık
ruhsatımı aldım, 16.30’da da ilk büromu kiralayarak avukatlık
mesleğine adım attım.
Evliyim. İkisi kız dört çocuğum var. Büyük kızım, Güngören Anadolu
İHL mezunu, Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi
öğrencisi. Büyük oğlum Beyoğlu Anadolu İHL son derslik öğrencisi,
küçük oğlum Kadıköy Erkek Anadolu İHL 9. Sınıf öğrencisi, küçük
kızım da ilkokul birinci derslik öğrencisidir.
Milletvekili namzet adaylığı süreci nasıl gelişti? Siyaset yapma düşüncesi aklınıza nereden geldi. Ya da “ben siyasette olmalıyım.” diye karar verdiğinizde milat sayılabilecek bir hadise var mı? Niçin siyaset?
Siyaseti yalnızca milletvekilliği şekilde görmemek gerekir. Bu evreye gelinceye kadar çok sayıda bölgede siyasal hizmet verebilirsiniz. Bugüne kadar yaşantımızda kendi çizgimiz ve ideallerimiz noktasında vatana ve millete hizmet yönünde her çeşitli faaliyetin içerisinde bulundum. 1986 mesafe seçiminde, 1987 ve 1991 umumi seçimlerinde, 1989 mahalli seçimlerinde Refah Partisi içerisinde seçim çalışmalarına katıldım. 1992 yılında öğretmenliğe başlamam ile ortak resmi şekilde parti faaliyetlerinde bulunmasam da sekiz sene vazife yaptığım Bursa’da, peşinden İstanbul’da bilhassa seçim dönemlerinde siyasal faaliyetlere katıldım. 2000 yılından sonra Hukuk bu şeklinde aşırı ağır bir fakültede okumam, başka yandan öğretmenliğe devam etmem siyasetin içerisinde fiilen yer almamı zorlaştırmıştı. Öğretmenliği bırakıp avukatlığa başladığım yıldan itibaren de fiili şekilde siyasetin içerisinde yer aldım.
Bu anlamda söylemekte bir beis görmüyorum. 2009 mahalli
seçimlerinde Karabük İl Belediye Başkanlığı için AK PARTİ’den
namzet adayı olmayı düşündüm. Ö dönemki il başkanımıza da bu
fikrimi söyledim. Fakat umumi merkezden var belediye başkanı ile
seçime gidileceğinin söylenmesi üstüne namzet olmaktan vazgeçtim.
2011 umumi seçimlerinde gene namzet adayı olmayı düşündüm. Dördüncü
çocuğumun yeni doğması ve o çağ ciddi bir rahatsızlık geçirdiğinden
devamlı hastanelerde olmamız sebebiyle, bu düşüncem gerçekleşemedi.
2014 mahalli seçimleri Gezi ve Paralel kalkışmaları nedeni ile
bambaşka bir atmosferde gerçekleştiğinden gene adaylık süreci nasip
olmadı.
Bu sene ise bütün bilgi ve birikimimiz, politika bu şeklinde zor ve
çetrefilli bir yolda ilerlemeyi bize adeta emretmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın birlikte politika yapmayı bir
haysiyet addediyorum. AK PARTİ’nin üst yönetimi başta olmak üzere
tıpkı ideali paylaştığım AK kadrolarla ortak politika yapmak,
ülkenin istikbaline yardım sunmak istiyorum.
Milletvekili adayı bu şeklinde çalışıyorsunuz. Adaylığınız kesinleşirse neler yapacaksınız?
Şu anda kendi seçim bölgemde ziyaret etmediğim sivil cemiyet
kuruluşu kalmadı. Temayül yoklaması nedeni ile bilhassa
delegelerimizi ziyarete yoğunluk verdik. Ayaklarına
gidemediklerimizi telefonla arayıp, kendimizi tanıttık. Allah’ın
izni ile adaylığımız kesinleşirse, ev, ofis bütün vatandaşlarımızı
ziyaret etmeyi düşünüyorum. İstanbul’da mukim Kastamonulu ve
Karabüklü hemşerilerimin hummalı şekilde var bulunduğu yerler başta
olmak üzere iri küçük demeden seçmenlerimizin tamamına ulaşacağız
inşallah. Ayrıca 8 yıldır Ataköy’de oturuyorum. Göreceli şekilde AK
Parti’nin daha aşırı çalışması gerektiği yerlerden birisidir
Ataköy. Özellikle komşularımın AK Parti’ye ve AK Parti kadrolarına
karşı takındığı mesafeli tavrın değişmesi için hususi çaba
göstereceğim. Yazılı ve görsel medyayı etken kullanmayı
düşünüyorum.
Siyasete yönelme çizginizde üzerinizde tesirli bulunan
hususlar neler olmuştur?
Daha evvela söylediğim gibi, siyasetten ırak bir tanesi değilim. Son devirde iç ve hariç yaşadığımız olaylar, belirgin mihraklardan yönetildiğini bundan böyle hepimizin kabul ettiği, demokrasi dışı saldırılar, siz bunu hainlik şekilde ta okuyabilirsiniz, aklı başında, vatanını, milletini seven, ülkesinin 2002 öncesinde yaşadığımız kargaşa ortamına bir daha düşmemesi için çaba göstermek gerektiğine inanıyorum. Eğer yaşam gayemiz “Hakkı yakalayıp kaldırmak” ise bu uğurda tabir caizse kelle koltukta savaş sağlayan büyüklerimizi yalnız bırakmamak duygusu siyasete yönelmemizi sağlamıştır. Allah’ın izniyle de maddi ve manevi bütün varlığımızı da Ülkü yaşama ulaşmak için vermeye hazırız.
İstanbul 3. Bölge namzet adayı olduğunuzu biliyoruz. Başvurunuzda ikinci tercih şekilde Karabük’ü seçme sebebiniz nedir?
Karabük benim memleketim. Çocukluğumun ve ilk gençlik günlerimin
geçtiği aşırı hususi bir yer. Babam rahmetli, 1950 yılında
Karabük’e gelip yerleşmiş. Bugün üzerimizde var bulunan iyi diye
vasıflandırabileceğim her şeyin mayasında Karabük vardır.
Karabük’ten üniversite okumak için ayrıldığım günden bu yana
irtibatımı hiç kesmedim. İmam-Hatip’ten arkadaşlarım, Karabük’ün
bürokrasisi başta olmak üzere, ciddi mevkilerde hizmetler
vermektedir. Karabük il merkezinde MHP’li belediye başkanı aslen
Kastamonulu bulunduğu için Karabük’teki var Kastamonulu oylarını
blok şekilde almıştır. eğer partim bana Karabük’te talih verecek
olursa bu oyların aşırı iri çoğunluğunun bu çağ partimize
geçeceğini şimdiden söyleyebilirim. 1983’ten bu yana mezun sağlayan
Karabük İHL mezunları başta olmak üzere bütün camianın şahsım
çevresinde birleşeceğine inanıyorum.
Özel şekilde eğitim ve yasa konularındaki görüşleriniz
nelerdir?
Eğitimde ana sorunun insan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Başta
muallim ve idarecilerimizin devamlı çıkarlarını yetiştirmeleri,
yeniliğe açık olmaları, talebe ve öğrenme merkezli eğitimi
içselleştirmeleri için elimden geleni yapacağım. Öğretmenlerimizin
özlük haklarının 2002’den bu tarafa nasıl iyileştirildiğinin
birinci elden şahidim. Bu konu için içerisinde bulunduğum iktidar
partisinde eğitim camiasının bir neferi şekilde çalışacağım.
Eğitim-Bir Sen İstanbul 2 No’lu şube kurucu üyesiyim. Bir sene
İdare kurulunda vazife yaptım. Avukat olduktan sonra 6 sene kadar
avukatlığını da üstlendim.
25. Dönem yasa dalında yepyeni bir çığır açılacağını düşünüyorum.
Yeni anayasa en ciddi amacımız olacaktır. Başkanlık sisteminin
kaçınılmaz şekilde önümüzde durduğunun bilinci ile meclis çatısı
altında belki de hiç bulunmadığı kadar hukukçuya gereksinim var
diye düşünüyorum.
Meclis çalışmalarına katıldığınızda eğitimci kişiliğiniz mi
hukukçu kimliğinizi mi öne çıkaracaksınız? Ya da her ikisi mi?
Şimdiden bir kanaatiniz var mı?
Meclis çalışmalarına katılmak nasip olursa, herşeyden önce
bizden hangi noktada hizmet beklenirse oraya koşacağımın
bilinmesini isterim. Necip Fazıl’ın dediği bu şeklinde “Kim var?”
denildiğinde sağına ve soluna izlemeden “Ben varım” diyerek ortaya
çıkacak bir karaktere sahibim. Eğitim her süre önceliğimiz
olmuştur. 15 yıllık öğretmenlik tecrübem bu konu için meclis
çalışmalarında aktif rol oynayabileceğim gücünü bana vermektedir.
Yeni anayasa ve başkanlık tyükselişmalarının hummalı şekilde
yapılacağı bir ortamda hukukçu kimliğimiz ciddiyet kazanacaktır
diye düşünüyorum. Bu anlamda bakılınca da hukukçu kimliğimiz ile
milletimize ve partimize meclis çatısı altında ciddi hizmetler
vereceğime inanıyorum.
İktidar partisinden namzet adayı olmak size nasıl bir
mesuliyet yüklüyor?
Siyaset bir iddiadır. Ülkeyi yönetme iddiasıdır. Milletin 2002’den bu yana üzerimize yüklediği bu sorumluluğun bilincindeyim. Mecliste vatandaşlarımızın hevesleri ile ilk muhatap olacak parti grubuyuz. Bu husus bize ayrı bir mesuliyet yüklemektedir. Ülkeyi yönetme sorumluluğuna sahip bir partide politika yapmak, başka siyasal partilerdeki vekillere nazaran en az iki kat meslek mesuliyeti demektir. Allah nasip ederse, duruşumuzla, çalışmamızla bütün vekillere misal olmak bu şeklinde bir mesuliyeti taşıdığımın bilinci ile devinim edeceğim.
Gelecekte nasıl bir Türkiye düş ediyorsunuz?
Hukukun ve demokrasinin bütün kaide ve kurumları ile hâkim bulunduğu bir Türkiye en iri hayalim. Hak kavramının lazım devlet, lazım insanlar bakımından içselleştirildiği, yeni nesillerin maddi ve manevi anlamda varlıklı bulunduğu bir memleket düşlüyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında, ekonomisi ile dünyanın en diri ülkelerinden bir tanesi olmak ana hedefimiz. Bizden sonraki kuşaklara, coğrafyamız başta olmak üzere bütün dünyada Türkiye’nin devamlı artan saygınlığının ve ağırlığının hissedildiği bir memleket bırakmak istiyorum.
Kaynak: HABER7.COM
Yorumlar