'PKK'nın önünde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdünüz'

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, geçen hafta Tunceli'de jandarma komutanının ölümden döndüğünü hatırlatarak, hükümete 'PKK'nın önünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdükleri' eleştirisini yöneltti. Türkkan, "Bunlar...

Google Haberlere Abone ol
'PKK'nın önünde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdünüz'

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, geçen hafta Tunceli'de jandarma komutanının ölümden döndüğünü hatırlatarak, hükümete 'PKK'nın önünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdükleri' eleştirisini yöneltti. Türkkan, "Bunlar da mı Oslo'da yaptığınız anlaşmaların maddeleri arasında veya bir taktik mi? Yarın öbür gün PKK yine eylemlerine başlayacak, analar ağlayacak, siz hâlâ 'İmralı canisini serbest bırakalım mı?' diyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir döneminde bu kadar âciz bir duruma düşmemişti. PKK'nın önünde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdünüz. PKK'nın amacı Türkiye'nin güneydoğusunu sizden koparmaktır ve siz de hizmet ediyorsunuz." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 84. birleşimi saat 14.00'te yoklama yapılmaksızın müşahede ile açıldı. Birleşimi Meclis Başkanvekili Meral Akşener yönetiyor. TBMM Genel Kurulu'nda, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekelerle ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu kurulup kurulmamasıyla ilgili önergeler görüşülecek.

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin kurulmasına onay verilmesi ve PKK'nın son günlerde artan şiddet olayları hakkında söz alan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, İçişleri Bakanlığını ve İçişleri Bakanı'nı böyle bir partinin isminden dolayı onay verdikleri için esefle kınadığını ifade etti.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise "Öyle bir onay yok." karşılığını verdi. "Kürdistan neresi? Ben böyle bir yer bilmiyorum. Haritaya bakıyorum bulamıyorum. Bugüne kadar birilerinin hayalinde yaşayan ve bundan sonra da hayalinin ötesine geçemeyecek sözde bir bölgeyi, siz, sadece tabelalarda yaşatırsınız." diyen Türkkan, İçişleri Bakanı'na "Kürdistan neresi?" diye soru önergesi verdiğini ancak cevabın Bakandan önce BDP Grubu'ndan bir milletvekilinden geldiğini söyledi.

"BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN TEZİNİ SAVUNAN PARTİYE ONAY VERDİN"

Türkkan, şöyle devam etti: "Ya, arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin uzantısısınız, tamam. Bununla da gurur duyuyorsunuz, ona da tamam. Biz gönül işlerine karışmayız ama bunu bu kadar çok belli etmeyin ya da açık açık ilan edin aşkınızı. Bir yerde iktidara esip gürleyeceksiniz, verip veriştireceksiniz, daha sonra onlara methiyeler düzeceksiniz. Onların vermesi gereken cevabı onların adına da siz vereceksiniz. Hani piyanoda 'do' tuşuna basarsınız ya, arkasından bakarsınız 'si'den ses gelmiş, bu da öyle bir şey oldu. Safınızı belli edin."

İçişleri Bakanı'na seslenen Türkkan, "Sen bağımsız Kürdistan tezini savunan bir partiye onay verdin. Bu, Türkiye'de Kürtlerin bağımsızlığının kabul edilmesi anlamına mı geliyor? Diyarbakır'da daha önce kurulan Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği ve Kürdistan Sanayici ve İşadamları Derneği'nden, isimlerinde 'Kürdistan' kelimesi geçtiği için kendilerinden tüzük düzeltmeleri istenmişti. Peki, bu örnekler varken Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin torpili nereden kaynaklanıyor? Şimdiden dillendirmeye başladılar zaten. Yarın öbür gün 'Diyarbakır başkentimiz.' dediğinde ne yapacaksınız, merak ediyorum. 'Polisinizi, askerinizi tanımıyoruz; dağdaki eli kanlı teröristleri getirip kendi kolluk kuvvetlerimizi kuracağız.' dediklerinde ne yapacaksınız? Şimdi de durum çok farklı değil." şeklinde konuştu.

"PKK'NIN AMACI TÜRKİYE'NİN GÜNEYDOĞU'SUNU KOPARMAKTIR"

Hükûmette çok önemli yerlerde bulunmuş bir bürokrat arkadaşla konuştuğunu dile getiren Türkkan, şu anda görevde olmadığını ve bir özel şirkette danışmanlık yaptığını aktardı. 'Diyarbakır'a gittim, durum içler acısı ve çok üzüldüm. Türkiye oraları gözden çıkartmış.' dediğini dile getiren Türkkan, şöyle devam etti: "Bu, sizin arkadaşınız. On yıl sizinle beraber çalışmış bir bürokrattan bahsediyorum. Sarı, kırmızı, yeşil renklerden oluşan, sözde 'bayrak' dedikleri paçavranın Diyarbakır'da, Van'da, Hakkâri'de, Şırnak'ta dalgalanmasına izin verecek misiniz? Size soruyorum. 'Kendi para birimimizi basacağız, üstüne de bebek katilinin fotoğrafını koyacağız.' dediklerinde alkışlayacak mısınız siz? Size de soruyorum. Bu soruların yanıtını vermek zorundasınız. Bize değil, önce kendinize. Adına 'çözüm süreci' denilen bu süreçte terör örgütü hiç güçlenemediği kadar güçlendi, dinlendi, morallendi. Şimdi de yavaş yavaş şehirlerde eylemlere başladı; şantiye basıyorlar, adam kaçırıyorlar. Şantiye sahibi il jandarma komutanına gidiyor, komutandan 'Bizim elimizden bir şey gelmiyor, PKK'yla uygun bir kanal bulun.' cevabını alıyor. Bir başkası Kuzey Irak'ta bulunan bir yere para yatırarak adamlarını kurtarıyor. Kalekol yapımı protesto ediliyor, askerler kaçırılıyor. Hükûmet de âdeta BDP'li milletvekili arkadaşların gözlerine bakıyor ki 'Bizim şu askerleri bir kurtarın.' diye. Bu kadar âciz bir hâldesiniz, bu kadar âcizsiniz. Geçen hafta Tunceli'de jandarma komutanı ölümden döndü. Bunlar da mı Oslo'da yaptığınız anlaşmaların maddeleri arasında veya bir taktik mi? Yarın öbür gün PKK yine eylemlerine başlayacak, analar ağlayacak, siz hâlâ 'İmralı canisini serbest bırakalım mı?' diyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir döneminde bu kadar âciz bir duruma düşmemişti. PKK'nın önünde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni diz çöktürdünüz. PKK'nın amacı Türkiye'nin güneydoğusunu sizden koparmaktır ve siz de hizmet ediyorsunuz. Bölgede önce özerk, sonra da şartlar olgunlaştığında bağımsız bir devlet kuranlara siz de payanda oluyorsunuz, suç ortaklarısınız."

"UTANILACAK SIKILACAK BİR DURUM DEĞİL"

HDP'li İdris Baluken ise konuşmanın çerçevesini hiç anlamadığını söyledi. AK Parti'nin bu savaş hafızasını canlandıran uygulamalarının çözüm sürecinin ruhuna denk düşmediğini belirten Baluken, uzman çavuşların burnu kanamasın diye, çözüm süreciyle ilgili farklı herhangi bir sıkıntı yaşanmasın diye, ülkede otuz yıldır akan kanın tekrar akması gündemleşmesin diye tamamen kendi iradeleriyle bir inisiyatif aldıklarını; o inisiyatif neticesinde hem devlet yetkilileriyle hem de oradaki gençlerle bazı temaslar yürüttüklerini, uzman çavuşların burnu kanamadan da kendi ailelerine kavuşmasını sağladıklarını ifade etti. "Bu öyle utanılacak sıkılınacak, burada açıklaması yapılamayacak bir durum da değil." diyen Baluken, "Yarın farklı bir durum olursa yine aynısını yaparız. Keşke bugüne kadar, otuz yıldır çatışmalı süreç devam ederken bütün bunlar yapılmış olsaydı." dedi. CİHAN

Yorumlar