Numan Kurtulmuş: Soru önergesinin gereğini Meclis yapar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Hizmet'e kumpas planı' iddialarının cevabının Meclis tarafından verileceğini söyledi.

Numan Kurtulmuş, partisinin Bursa il başkanlığını ziyaretinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir gazetecinin ‘Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 'Hizmet'e kumpas planı' iddialarını Meclis'e taşıdı. Siz bu kumpas planıyla ilgili değerlendirme yapar mısınız?' şeklindeki sorusu karşısında Kurtulmuş şöyle konuştu: "Sayın Şahin'in iddialarına cevap verilecek yer Meclis'tir. Herhangi bir şekilde buna cevap vermek istemem. Meclis gereğini yapar, gerekli soru önergesine gerekli cevaplar ilgili bakanlıklar tarafından verilir, ancak ortada olan 30 Mart seçimleri öncesi yaşadığımız bir gerçek var. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla bir taraftan algı operasyonu yürütülmeye çalışıldı. Bunun bir siyasi tarafı vardı ama siyaset üstü bir tarafı vardi ki millet gördü, cevabını sandıkta verdi.”

30 Mart seçimlerinde Türkiye’nin tarih yazdığını öne süren Kurtulmuş, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye'nin siyaseti bakımından devrim niteliğinde olduğunu savundu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanacaklarını iddia eden Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’deki tüm etkin çevreleri, birtakım çıkarcı çevreleri, güç odaklarını şu ya da bu şekilde etkilemiştir. İlk defa cumhurbaşkanı doğrudan doğruya halk tarafından seçilecek. Bu Türkiye’nin siyaseti bakımından devrim niteliğinde önemli bir adımdır. Bunu referandumdan itibaren söylüyoruz. Halk tarafından seçilmesi cumhurbaşkanlığı makamını bütünüyle halk denetimine açacaktır. Cumhurbaşkanlığı makamı artık milletin makamı olacaktır."

Türkiye’nin 1,5 yılda geçiş sürecini başarıyla tamamlayarak 'Yeni Türkiye' istikametinde yoluna devam edeceğini dile getiren Kurtulmuş, siyasi polemiklerin dışında yeni Türkiye’nin nasıl inşa edileceğinin konuşulacağını kaydetti. Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Irak ve Suriye’de olanları görüyorsunuz. 1990 yılından bu yana bütün bölge yanarken Türkiye istikrar adası olarak ortada durdu. Bugün bazı gazetelerde haritalar yayınlanmış. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Birtakım dış güçlerin, hatta Ankara’daki önemli temsilcilerin bile söylediklerini gün gibi hatırlıyoruz. ‘Bu bölgede 22 tane yeni ülke ortaya çıkacak. Hatta 11 Eylül olaylarından sonra ABD efsanevi dışişleri bakanı Ficager'in ‘Hristiyan dünyası ile Müslüman dünyası arasındaki bir savaş değil, bu artık İslam’ın iç savaşıdır’ sözlerini hatırlıyoruz. Maalesef bugün Suriye’de derinleşen ve çıkmaz sokağa giren Suriye krizi ile birlikte bölge karışıklığın içine sokulmaya çalışılıyor. 1 asır evvel oynanmaya çalışılan senaryo aynen bugün oynanmaya çalışılıyor. Dün insanları, Arnavutlar, Bulgarlar, Pomaklar, Türkler, Boşnaklar diye ayırarak Balkanların çözülmesini sağlayanlar bu gün aynı şekilde Sünniler, Aleviler, Şiiler, Türkler, Kürtler, Araplar, Şii Türkmenler, Sünni Türkmenler, Şii Araplar, Sünni Araplar diyerek bölgeyi bölerek aynı senaryonun ikinci perdesini ortaya koymak istiyorlar. Türkiye’nin bölge inisiyatifinde daha fazla bölünmenin değil bölge halklarının bütünleşmesi sözcüsü olmasını istiyoruz. Burada yaşayan herkes aynı coğrafyanın insanları. Bölge halklarının tamamının bütünlüğü, birliği, dirliğinden yanayız. Türkiye olarak da bölge halkının gözünün içine baktığı bir konumdayız."

Musul'da tutulan 80 kişinin bulunması için çalışmaların hassasiyetle sürdüğünü ifade eden Numan Kurtulmuş, burnu bile kanamadan Türkiye’ye getirileceklerini ve Türkiye’ye bu bölgesel sorunun uzamasını isteyenlerin amacına ulaşamayacağını kaydetti.

Bir gazetecinin ‘Parti, Erdoğanlı veya Erdoğansız sürece hazır mı?' sorusu üzerine Numan Kurtuluş şu görüşleri dile getirdi: "Biz dün yoktuk yarın da olmayacağız. Bizim hedefimiz dava taşını gediğine koymaktır. Hiçbirimiz kişisel hesap yaparak siyaset içinde olmayız. Biz, 'Numan Kurtulmuş ne olacak’ diye düşünerek siyaset yapmayız. İnsanlığa ne faydamız olur diye düşünerek her sabah kalkıyoruz. İnşallah doğru şeyler yaparız. Bu mesele bir şahıs meselesi değildir. Bu bir dava meselesidir. Dava taşını gediğine koymaktır. AK Parti 30 Mart ile kalıcı bir siyasi hareket olmaya terfi etti. Bir parti siyasi hareket olmaya dönüşmezse gelip gidiyor. AK Parti bunu başardı. Bu siyasi hareketin lideri başbakanımızdır. Dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın yeri ve pozisyonu ne olursa olsun bu siyasi hareketin lideri olmaya devam edecektir. Erdoğanlı AK Parti ya da Erdoğansız AK Parti diye bir soru olmaz. Allah ömür verdiği sürece mücadeleye devam edecek." CİHAN