MHP'li Yalçın: MİT yasası ile yeni bir paralel devlet ihdas edilmiş olmakta
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın, MİT'in 'devlet içinde devlet' mertebesine çıkarılmak istendiğini söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve
Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın, MİT'in 'devlet içinde devlet'
mertebesine çıkarılmak istendiğini söyledi. Teklifin yasalaşması
halinde, yeni MİT Yasası'nın adının 'Terörle Müzakere Yasası'
olacağını savunan Yalçın, Başbakan'ın emrindeki MİT'le vatandaşın
can ve mal emniyetinin ortadan kalkacağını, demokrasinin tarihe
karışacağını ifade etti.
MİT yasası hakkında yazılı bir açıklama yapan Yalçın, kendini
devletin yerine koyan AK Parti'nin, birçok devlet kurumuna yaptığı
gibi MİT'i de dönüştürerek tamamen Başbakan'a bağlamak istediğini
ve teşkilatı 'devlet içinde devlet' mertebesine çıkaracağını ileri
sürdü.
Böylece, Türkiye'nin en hayatî kurumlarından birinin siyaset aracı
ve Erdoğan'ın çiftliği hâline getirileceğini belirten Yalçın, "MİT
Müsteşarı Başbakan'ın ve çiftliğin kâhyası, MİT mensupları da
ırgat, rençber ve yanaşma durumuna sokulmaktadır. Yeni teklif, MİT
Kanunu'nu diğer yasalardan daha üstün kılmakta, ona bütün yasaların
üzerinde, âdeta anayasal bir konum kazandırmaktadır. MİT, Millî
İstihbarat Cumhuriyeti'ne dönüşmekte, yeni bir paralel devlet ihdas
edilmiş olmaktadır." dedi.
Teklifte yer alan 'Bu kanun ile diğer kanunlarda aynı konuyu
düzenleyen farklı hükümler bulunması hâlinde bu kanun hükümleri
uygulanır.' şeklindeki ibarenin; kişisel verileri, özel hayatın
gizliliğini, iletişim ve basın özgürlüğünü koruyan diğer
kanunlardaki hükümleri MİT için geçersiz kılacağına dikkat çeken
Yalçın, temel hak ve hürriyetleri hedef alan teklifin hemen her
yerinde Anayasa'ya aykırı hükümler bulunduğunu ifade etti. Yalçın,
şöyle dedi:
"Teklifte yer alan hükümler bağımsız mahkemeler ve yargıya müdahale
etmekte, hakim güvencesini yok ederek, yargı erkinin Anayasa
teminatı altındaki bağımsızlığını ortadan kaldırmaktadır. Eşitlik,
özel hayatın gizliliği, temel hak ve hürriyetlerin korunması gibi
ilkeleri çiğnemektedir. Teklif ayrıca, haberleşme ve basın
hürriyetine aykırı hükümler, ağır cezalar getirmektedir. Bu yasa
geçerse siyasi özgürlükler rafa kalkacağı gibi, MİT iktidara
muhalefet eden herkesin peşine düşecektir. Bundan böyle Başbakan
Erdoğan, şahsına yönelik eleştirileri doğrudan Türkiye'ye yapılmış
göstererek muhaliflere, hür basına göz açtırmayacaktır. Muhalif
siyasi partilerle bunların yönetici ve üyeleri, artık MİT'in
sürekli taciz ve takibi altında faaliyet göstermek zorunda
kalacaklar, serbestçe siyaset yapma imkânı ortadan kalkacaktır.
Başbakan'ın kendini emniyete alma, etrafında dokunulmazlık ve
ulaşılamazlık zırhı örmek için hazırlattığı bu yasa teklifiyle MİT,
görünürde yasal ama hakikatte hukuksuz bir örgüt olacaktır."
"DIŞİŞLERİ'NDEKİ GİZLİLİĞİN İHLALİNDEN SİYASİ HESAP KOKUSU
ALINMAKTA"
Siyasi rakiplerini sürekli tehdit eden, ağzı kin ve nefret kokan
bir Başbakan'ın emrindeki MİT'le vatandaşın can ve mal emniyeti
ortadan kalkacağını, demokrasinin tarihe karışacağını ifade eden
Yalçın, şunları ifade etti: "Tek adamlık özlemi içindeki bir
başbakanın elinde bu MİT yasası ile hiçbir vatandaşın, kurum ve
kuruluşun demokratik güvencesi kalmayacak, vatandaşlarımız temel
hak ve hürriyetlerinden mahrum bırakılmış olacaktır. Yeni teklif
yasalaştığı takdirde Erdoğan'ın keyfî yönetimi başlayacak,
kendisine yan bakan bile koluna girilip götürülebilecek, meçhul
yerlerde sorumsuzca cezalandırılabilecektir. Kimsenin can ve mal
emniyeti kalmadığı gibi fikir ve ifade hürriyeti ortadan
kalkacaktır. Başbakan, kendisini devlet zannettiği müddetçe bu
zihniyet daha Türkiye'ye çok zarar vermeye devam edecektir. MİT,
birtakım siyasi operasyon ve manipülasyonlarla algı yönetimi
metotları için de kullanılabilecektir."
MİT vasıtasıyla halkın algılarıyla tehlikeli biçimde
oynanabileceğinin işaretinin, yerel seçimlerden önce MİT
müsteşarının da katıldığı Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantıda
konuşulanların dışarıya sızdırılması olduğunu dile getiren Yalçın,
MİT'e ve müsteşarının varlığına rağmen konuşmaların internete
sızması mümkün olmayacağından, Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili
fevkalade mahrem konuların konuşulduğu toplantının gizliliğinin
ihlalinden, siyasi hesap kokusunun alınmakta olduğunu kaydetti.
Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'ndan Süleyman Şah Türbesi
meselesinden faydalanılmasını istemesi ve MİT Müsteşarının, Suriye
konusundaki maceraperest tutumunun da MİT üzerinden tehlikeli
senaryolar yazılabileceği tezlerine haklılık kazandırdığını anlatan
Yalçın, "Hâlbuki devletin gizli bilgileriyle gizlilik üzerine
faaliyet gösteren MİT'in siyasi manipülasyon ve çıkarlar için
kullanılması suçtur, ihanettir. MİT'in görevi; Türkiye'nin terörle
mücadele, güvenlik ve savunma politikalarını destekleyen haber alma
faaliyetlerinde bulunmaktır. Yasa teklifinde dikkati çeken en
önemli hususlardan biri, MİT'e, terör örgütleri dahil olmak üzere
'millî güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilme'
yetkisi verilmesidir. Bu yetkiyle, terörle mücadeleden
vazgeçilerek, uzun zamandır PKK'nın elebaşı ve önde gelen
isimleriyle yasa dışı yollardan yapılan görüşmelere, pazarlıklara
ve MİT'in KCK içindeki yapılanmasına meşruiyet kazandırılmış
olacaktır. Böylelikle MİT'in terör örgütüyle organik bağ kurmak
suretiyle kurduğu suç ilişkisi aklanmış olacaktır. Aynı şekilde PKK
ve KCK'ya da bir tür siyasi meşruiyet alanı açılmış olacaktır. Daha
da kötüsü, MİT mensupları yeni suçlar işleyebilecek, terör
örgütleriyle yeni organik bağlar kurabilecek yetkiye sahip
olacaklardır. Eğer teklif yasalaşırsa, yeni MİT Yasası'nın adı
'Terörle Müzakere Yasası' olacaktır." dedi.
Yalçın, MİT'le ilgili yasa teklifinin Meclisten ve AK Parti'nin
serüvenci icraatına ve hukuksuz uygulamalarına sessiz kalan
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den geçse bile HSYK Kanunda olduğu gibi
Anayasa Mahkemesi tarafından mutlak surette iptal edileceğini öne
sürdü.
CİHAN
Yorumlar