MHP’li Yalçın: Erdoğan, 'Tarascon’lu Palavracı' tiplemesinden farksızdır
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve
Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, Başbakan’ın yerel
seçimler yaklaşırken yine milliyetçilikten nemalanma çabası içine
girdiğini belirterek “’MHP laf milliyetçiliği yapıyor. Biz laf
milliyetçiliği değil, icraat milliyetçiliği yapıyoruz.’ diyen
Başbakan, öylesine desteksiz atmaktadır ki değme palavracı avcılar
parmak ısırmaktadır. Erdoğan, Fransız yazar Alphonse Daudet’nin
roman kahramanı ‘Tarascon’lu Palavracı’ tiplemesinden farksızdır. “
dedi.
Semih Yalçın, ‘Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın palavracılığı’ başlığı altında yaptığı yazılı
değerlendirmede, Daudet’nin romanından örnek vererek, şöyle devam
etti: “Romana göre Daudet’in palavracısı Afrika'ya aslan avlamaya
gider, ancak bir türlü başarılı olamaz. Fransa'ya dönerken, rezil
olmamak için yaşlı ve kör bir aslanı bir dilenciden satın alır ve
öldürüp ülkesine döner. Sonra da sahte safarisini ballandıra
ballandıra anlatır. AKP’nin baş palavracısının milliyetçilikle
övünürken sarf ettiği sözlerde, Tarascon’lu palavracınınkilere
benzemektedir.”
“PKK’LI TERÖRİSTLER VE MECLİS’TEKİ KRAVATLI
TEMSİLCİLERİNE HER TÜRLÜ KOLAYLIK…”
Milliyetçilik için önce bir millete
mensubiyet şuuru taşımak ve onun bekası için çalışmak gerektiğine
işaret eden MHP’li Yalçın, “Ayrıca ferdi olmakla övünülecek bu
milletin bir adının da olması gerekir. Erdoğan’ın ağzından millet
kelimesiyle birlikte herhangi bir adın telaffuzu duyulmamıştır.
Başbakan Erdoğan, buna karşılık ayrılıkçılığı teşvik ve tahrik
edecek şekilde bol miktarda etnik isim sayarak Türk milletini 36’ya
bölmeye kalkışmış, 11 yıldır sicilli Türk düşmanı unvanını
kimselere bırakmamıştır. Başbakanlık koltuğunda bulunduğu sürede
Türk milletinin bütün değerlerini çiğnemiş, PKK’lı teröristlere ve
Meclis’teki kravatlı temsilcilerine Türk toprakları üzerinde uydu
devlet kurmaları için her türlü kolaylığı sağlamıştır.” ifadelerini
kullandı.
“BEN ÖMRÜMDE AĞZIMA İÇKİ KOYMADIM”
Yalçın, sırf istismar için “Gazi Mustafa
Kemal” dediği Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene!” şeklindeki
veciz sözünü yazılı bulunduğu her yerden sildirdiği, Türk adını
devlet kurumlarından kaldırdığını belirterek “Erdoğan’ın
milliyetçilik taslaması, ayyaşın ‘Ben, ömründe ağzıma içki
koymadım.’ demesi gibidir. Türk egemenliğine düşman kesilmiş bir
Başbakan’ın milliyetçilikten söz etmesi ve bununla övünmesi
züldür.” dedi.
“ERDOĞAN, YALANCILIĞI ARTIK HUY EDİNDİ”
Semih Yalçın, “Başbakan son günlerdeki
konuşmalarında MHP’yi, ana muhalefet partisi CHP’yi ve kanlısı
Gülen cemaatini birlikte hedefe koymaktadır. Aklınca bir taşla üç
kuş vurmak niyetindeki Erdoğan’ın bu taktiği de avcılık
palavralarından mülhemdir. Erdoğan’ın yalancılığı artık huy
edindiğinin son delili, 2011’deki kaset komplolarıyla ilgili
ifadeleridir. O dönemi hatırlatarak daha fazla kasetin
yayınlanmasına engel olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, 'Bunun
bizim ne inancımızda ne ahlakımızda yeri var' diyerek vebalden
sıyrılmaya çalışmaktadır. Oysa 2011 seçimlerinde kaset komplosunu
en çok kullanan siyasetçi olarak kayıtlara geçmiştir.2011 seçimleri
öncesinde MHP kaset komplosuyla karşı karşıya kaldığında mahalle
dedikoducularına bile pes dedirtecek bir utanmazlıkla meydan meydan
gezip 'Bunlar şöyle yapmışlar. Ortaya çıkan çirkin kasetler şöyle…'
diyerek kaset komplosunu diline dolamıştır. En küçük arlanma ve yüz
kızarması belirtisi vermeden her yerde bu konuyu gündeme
getirmiştir. O zaman ahlakı ve terbiyeyi oy uğruna ayaklar altına
almaktan çekinmeyen Başbakan, bugün sureti haktan görünme
çabasındadır. Oysa kendi ailesine kadar uzanan yolsuzluk ve
hırsızlık iddialarının üzerini örtmek için akla ziyan bir
pişkinlikle yasa değiştirmiş, Bakan azletmiş, yargıyı zapturapt
altına almıştır. Başbakan Erdoğan; insafı, izanı, Allah korkusunu
öylesine terk etmiştir ki 1999 Marmara depreminde yaşananlarla 2011
Van depreminde yaşananları çıkarcı mantıkla mukayese
edebilmektedir. Erdoğan, doğal afetin acılarından siyasi menfaat
temin etmeye tenezzül edecek kadar küçülebilmektedir.” diye
konuştu.
“ATMA RECEP DİN KARDEŞİYİZ”
“Eden bulur hakikati, sonunda Erdoğan’ın
çelişkilerle dolu siyasi hayatını bitirecek bir yafta olarak
sırtına yapışmıştır.” ifadesini kullanan Yalçın, şunları
kaydetti:“Dün büyük bir keyifle muhalefet partilerini kasetler
üzerinden vuran Erdoğan; bugün, 17 Aralık tapeleri ve ses
kayıtlarının ağırlığı altında ezilmektedir. Başbakan, Erdoğan 17
Aralık’tan bu yana yatağında rahat uykuya hasrettir. Çünkü yakın
çevresindeki kan emicileri korumak, yaşadığı saltanatı muhafaza
etmek ve rakiplerine enselenmemek için 7 gün 24 saat ‘cadı
avı’ndadır. Ama artık ortada ne kör aslan, ne de onu satın alacak
dilenci kalmıştır. Ancak şeytan azapta gerektir. Özellikle MHP
hakkında söylediği yalanların attığı iftiraların, bir Müslüman’a
yakışmayan aşağılama ve karalamaların hesabını teker teker
verecektir. MHP camiası ilahi adalete gönülden inanmaktadır.
Erdoğan’ın MHP camiası hakkında söyledikleri ve ürettikleri fitil
fitil burnundan gelecek, son pişmanlık ise fayda etmeyecektir.
Ekvatoru 3 kez dolanacak kadar yalan üreten palavracı Erdoğan’a bir
tiyatro repliğiyle sesleniyoruz: Atma Recep, din kardeşiyiz.”
CİHAN
Yorumlar