MHP'li Vural: Erdoğan ve Öcalan yüz yüze görüştü, anlaştı
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Oslo görüşmelerine Abdullah Öcalan ve Başbakan Erdoğan'ın da katıldığını ima etti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Oslo görüşmelerine Abdullah
Öcalan ve Başbakan Erdoğan'ın da katıldığını ima etti. Terörist
başı Öcalan’la Başbakan Erdoğan'ın 'KCK Paralel Devlet'
oluşturulmasında Kuzey Kürdistan’ın inşa edilmesinde ve Türkiye’de
bir Kürdistan coğrafyası oluşturulmasında anlaşmaya vardığını iddia
eden Vural, "Bu anlaşma muhtemelen yüz yüze bir görüşme neticesinde
olduğuna ilişkin bende bir kanaat güçlüdür." dedi.
Seçim gezileri kapsamında Antalya'ya gelen Oktay Vural, parti
binasında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemiyle ilgili
açıklamalarda bulundu. Vural, son günlerde sosyal medyada dolaşan
"Oslo görüşmelerine Başbakan Erdoğan ve Abdullah Öcalan da katıldı"
iddialarını değerlendirdi. Kendisinin bir ay önce "Oslo’da
Öcalan’ın fotoğrafının yer aldığı bir şey var mıdır?" diye
sorduğunu hatırlatan Vural, "Yine soruyorum. Ben yadırganacak bir
şey de görmüyorum. Çünkü ruh ikizi Erdoğan ve Öcalan beraber
yürüyorlar, iki tarafı var. Erdoğan 'Beraber yürüdük biz bu
yollarda' demişti. 'Beraber ıslandık' demişti vatandaşa. Ustalık
döneminde gördük ki beraber yürüttüklerini ve beraber böldükleriyle
devam ediyor. İşte beraber yürüttükleri hayırsever Reza, beraber
böldükleri de Öcalan. Böyle bakıldığı zaman Abdullah Öcalan’ın
doğrudan doğruya Erdoğan tarafından muhatap alındığı gayet açık ve
nettir." şeklinde konuştu.
"HARİTA ÜZERİNDE ANLAŞTIKLARINI BİLİYORUZ"
Milliyet gazetesi sahibi Erdoğan Demirören’in İmralı tutanaklarının
yayınlanmasından dolayı Başbakan Erdoğan tarafından azarlandığını
ifade eden Vural, Öcalan'ın Erdoğan’ın koruma ve kollaması altında
olduğunu kaydetti. Oslo'daki müzakereler sırasında Başbakan’ın
Öcalan’la irtibata geçmesinin yadırganacak bir husus olmadığını
belirten Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun böyle
olabileceğini düşünen genel başkanımız 'Televizyon verildiğinde
acaba görüntülü telefon var mıdır?' Acaba Öcalan İmralı'da mı? diye
sormuştu. Demek ki bu soruların bir hikmeti vardır. Dolayısıyla bu
millet Öcalan’ı muhatap alan, Öcalan’ı koruyan ve kollayan
zihniyetin ne yaptığını bilme hakkıdır. Bu resimlere ne diyecek
doğrusu merak ediyorum. Biz de bekliyoruz. Ama görünen köy kılavuz
istemez. Başbakan Erdoğan yol arkadaşı Öcalan olduğu gayet açık ve
net ortadadır. Böyle bir fotoğraf olduğunu biliyoruz. Fotoğrafın
ötesinde bir harita üzerinde anlaştıklarını biliyoruz. Bu haritayı
da meşrulaştırmak için adım atacaklarını söylüyorlar."
"ÖCALAN İLE ERDOĞAN KUZEY KÜRDİSTAN İNŞASINDA ANLAŞTI"
Başbakan'ın miting meydanlarında 'Çözüm süreci devam edecektir'
dediğini hatırlatan Vural, şu soruları sordu: "Nereye kadar? Ne
vaat ettin ve vereceksin? Kimi sen kontrol etmek istiyorsun? Bu
süreçten sonra devam edilecek dediği şey 30 Mart’tan sonra Doğu ve
Güneydoğu'da özerklik ve federasyondur. Siyasal çözümün hedefi
budur. 'Çözüm devam edecek' diyen Erdoğan, devam ettireceğin başka
ne kaldı?"
AKP’ye oy verenlerin bu soruları sorması gerektiğini ifade eden
Vural, "Türkiye’yi nereye götüreceksin? Sonucunu söyle. Tablo
bellidir ki Öcalan’la Erdoğan 'KCK Paralel Devlet' oluşturulmasında
Kuzey Kürdistan’ın inşa edilmesinde, Türkiye’de bir Kürdistan
coğrafyası oluşturmakta bir anlaşmaya varmışlardır. Bu anlaşma
muhtemelen yüz yüze bir görüşme neticesinde olduğuna ilişkin bende
bir kanaat güçlüdür." iddiasında bulundu.
"AKP, BALYOZ VE ERGENEKON SÜRECİNİ YÖNLENDİRDİ"
Okta Vural, Balyoz davasında hüküm giyen milletvekilleri Engin
Alan'ın tahliye edilmemesini ise "Maalesef bir tahliye söz konusu
değil. Zaten yargı karman çorman, mahkemeler birbiriyle girmiş.
Adalet bakanı ne yaptığını bilmiyor." şeklinde değerlendirdi.
Vural, AK Parti’nin Balyoz ve Ergenekon süreçlerini
yönlendirdiğini, bunun tarihin karanlığında kalmayacağını ifade
etti. "Raflarda indirilen planların hangi amaçlar için
kullanıldığını hangi amaçlar için yönlendirildiğini bütün
milletimiz idrak etmelidir." diyen Vural, şunları ifade etti:
"Bundan önce Balyoz ve Ergenekon ile ilgili iddiaları 'milli
iradeye darbe vurmak istiyorlar. Biz demokrasinin yanındayız' diye
milli iradeden yetki isteyenler, milli iradeyi çalmışlardır. HSYK
ile ilgili 12 Eylül referandumunda da 'milletin yargısı yapacağız'
diye yine milli iradeyi çalmışlardır, 'darbe tehditleri var'
diyerek. Şimdi geldiğimiz bu noktalarda da rüşvet ve yolsuzluğun
üstünü örtmek için de 'yargı darbesi var' diyerek yine kendilerini
bu süreçten kurtarmak istiyorlar. Bu süreçlerin hangi siyasi
hedeflerle yönlendirdiğini AKP’nin nasıl yönlendirdiği yaşla
kurunun nasıl bir araya getirildiği bundan sonraki süreçte de takip
edilmesi gerektiğini düşünüyorum."
"FETHİYE'DE DERİN AKP İŞ BAŞINDA"
Muğla'nın Fethiye ilçesinde önceki gün yaşanan olaylarla ilgili
olarak da Vural, "Derin AKP iş başında." yorumunu yaptı. 'Derin AKP
ve AKP’yi kurtarmak için kaotik bir ortamın, başka tartışmaları
gündeme getirmek istediğini' söyleyen Vural, "Toplumun içerisinde
bu karmaşaların oluşturulabilmesi için birileri maşa olarak
kullanılıyor mu? Yönlendiriliyor mu?" sorusunu sordu.
AK Parti'nin kendisi ile ilgili tartışmaları toplumdan
uzaklaştırmak amacıyla toplumda bir çatışma ortamı oluşturulmak
amacıyla 'cambaza bak' siyaseti uygulandığını kaydeden Vural,
"Provokasyonlar olabileceğini genel başkanımız çok önceden ifade
etmiştir. Rahmetli Cengiz Ayyıldız’ın öldürülme sürecinden itibaren
bakıldığında bu süreç içerisinde gerçekten AKP toplumda kendisinin
tartışılması yerine başka olayların tartışılmasını gündeme
getiriyor olabilir. Bu konuda endişemiz var. MHP olarak biz
demokrasiyi sokakta değil sandıkta çalıştıracağız. Kaotik ortama
girilmesi kabul edilecek bir durum değildir. Bu durumdan en fazla
faydalanacak olanda sıkışmış, yorulmuş bitmiş Recep Tayyip Erdoğan
ve AKP’dir." ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN, İNSANLARI BİRBİRİNE KIRDIRMAK İSTİYOR"
Erzurum'da veli ziyaretine giden iki öğretmenin AK Partili
oldukları iddia edilen 5 kişi tarafından dövülmesi olayına da
değine Oktay Vural, bunun Başbakan Erdoğan'ın toplumla kutuplaşma
ve çatışmayı körüklemesinin sonucu olduğunu vurguladı. Başbakan'ın
miting meydanlarında kin, nefret ve düşmanlık ürettiğini belirten
Vural, şöyle devam etti: "Çok tehlikeli bir oyundur. Toplumsal
kutuplaşmayı hızlandırarak düşman üreterek kendisine oy vermiş
insanları başkalarına düşman kılarak seçmen konsolidasyonu yapmak
istiyor. Bunu Gezi Parkı ekseninde de uyguladı. Şimdi de uyguluyor.
Bu bir toplumdan giderek uzaklaşan ve toplumsal desteği azalan
Erdoğan’ın manipülasyonudur. Böylelikle kutuplaşma ve çatışma
meydana getirip bu konuda düşman üreterek toplumu yönetme
modellerinden biridir. Bunun hayrı yoktur. 'Türkiye’de iç düşman
yok' diyen Erdoğan bugün kendisine iç düşman oluşturmakta ve
insanları birbirine kırdırarak siyaset üretmektedir. Böyle bir
olay, gerçekten toplumsal kutuplaşmanın hangi boyutlara kadar
götürebileceğini, makam mevki ve ihtirasın birbirine düşman
kılınarak bu boyuta gelmesi kabul edilebilir gibi değildir. Bu
bakımdan Erdoğan, kin ve nefret kusmaktan ve milleti birbirine
kırdırmaktan ve devleti çökertmekten vazgeçmelidir." CİHAN
Yorumlar