MHP'li Türkkan: Kanunlarla birtakım operasyonların ön hazırlığı yapılıyor
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, iktidarın Meclis'ten geçirmeye çalıştığı kanunların amacının 30 Mart'a kadar düzenlenecek birtakım operasyonların ön hazırlığı olduğunu söyledi.
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, iktidarın Meclis'ten
geçirmeye çalıştığı kanunların amacının 30 Mart'a kadar
düzenlenecek birtakım operasyonların ön hazırlığı olduğunu söyledi.
30 Mart'a kadar yapılacak operasyonlardan bir tanesinin, cemaate
örgüt operasyonu olacağını belirten Türkkan, "TUSKON vesaire gibi
sivil toplum örgütlerinin mutlaka ve mutlaka, kendi tabirleriyle,
inlerine inilecek. Birtakım gazeteciler, cemaate mensup birtakım
gazeteciler tutuklanacak." dedi.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut başkanlığında yapılan Meclis Genel
Kurulu'nda, Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını da
öngören Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşülmeye
başladı. 21 maddelik teklifte, 9 kanunda değişiklik
öngörülüyor.
Önerge üzerinde söz alan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan,
Özel Yetkili Mahkemeler'in kapatılmasıyla neyin değişeceğini sordu.
Daha önce DGM'lerin ve sıkıyönetim mahkemelerinin kapatıldığını
dile getiren Türkkan, "Biz her ikisinin rahleitedrisinden geçtik de
özel yetkili mahkemelere yetişemedik ama hiçbir şey değişmedi.
Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandık. Ondan sonra Devlet Güvenlik
Mahkemeleri'ne sıra geldi. Şimdi Özel Yetkili Mahkemeler, bunları
da kaldırıyorsunuz. Ama, ben bir şey söyleyeceğim size: Zihniyet
değişmedikçe mahkemenin ismini ne koyarsanız koyun, hiçbir şey
değişmeyecek." diye konuştu.
"YARGIYA YÖNELİK 17 ARALIK'TA BAŞLAYAN TAARRUZ DEVAM EDİYOR"
Yargıya yönelik 17 Aralık'ta başlayan taarruzun devam ettiğini
anlatan Türkkan, bu taarruzun esas sebebinin de 17 Aralık yolsuzluk
ve rüşvet operasyonlarının üzerini örtmeye yönelik olduğunu
vurguladı. Hükümetin paralel yapılanma diye sanal bir yapıyı
topluma hedef gösterdiğini anlatan Türkkan, şöyle devam etti:
"Yargıyı tamamen ele geçirme hamleleri yapıyor. Yalnız, bu arada o
kadar hızlı kanunlar geçiriyoruz ki sanki Adalet ve Kalkınma
Partisi bir daha bu Meclis'e gelmeyecek 30 Mart'tan sonra. O kadar
hızlandınız ki ben merak ediyorum, acaba 30 Mart'tan sonra
gelmeyecek misiniz buraya? Yani bu kanunları geçirmeye daha
fırsatımız olmayacak mı? Ama, şöyle bir şey düşünüyorum: 30 Mart'a
kadar düzenlenecek birtakım operasyonların ön hazırlığı. Buradan
kamuoyunun vicdanına, Meclis'in kulağına küpe olsun diye
söylüyorum. 30 Mart'a kadar yapılacak operasyonlardan bir tanesi,
cemaate örgüt operasyonu mutlaka yapılacak. TUSKON vesaire gibi
sivil toplum örgütlerinin mutlaka ve mutlaka, kendi tabirleriyle,
inlerine inilecek. Birtakım gazeteciler, cemaate mensup birtakım
gazeteciler tutuklanacak. Cemaat-Hükûmet didişmesinin ön hazırlığı
yapılıyor. Bütün bunların sebebi o."
"7 BİNİ BULAN KAMU GÖREVLİLERİNİN GERİYE DÖNME YOLU
KAPATILIYOR"
Kanunla birlikte 17 Aralık rüşvet soruşturması nedeniyle görevden
alınan başta emniyet mensupları olmak üzere sayıları 7 bini bulan
kamu görevlilerinin geriye dönme yolunun da kapatıldığını savunan
getiren Türkkan, şunları söyledi; "Teklifin 12, 13 ve 14'üncü
maddelerinde yapılan düzenlemeyle, dinlemelerde süre azaltımı
yapılacak, örgütlü suçlara yönelik süresiz süre uzatımlarına da son
verilecek. Bunun iyi tarafı da var, kötü tarafı da var yani bir
kişiye örgüt diyeceksiniz, senelerce dinleyeceksiniz, o bir hata
ama şu anda bunun miktarı, zaman miktarı kısaltılarak gerçekten
örgütlü suçların takip edilmesinin de önüne geçilebilir; bu da bir
tehlike. Ceza yargılamasında soruşturma aşamasında tedbir kararıyla
görevli merci, kural olarak, sulh ceza veya özgürlük hâkimleridir.
Bu kuraldan dönülmesi ve kararın oy birliğine bağlanması, suçla
mücadelede önemli bir handikaptır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası için 2 yargıcın oyu yeterken koruma tedbiri için oy birliği
şartı aranması da düşündürücüdür. Oysa ülkemizin bir bölümünde
'paralel yapıyım' diyerek bas bas bağıran, mahallî seçimlerden
sonra özerklik ilanına heveslenenlere nedense hükûmet hiçbir tepki
göstermiyor. Onlara karşı çok sessiz. Değil tepki göstermek, bu
girişimleri görmezden geliyor. Ben, şimdi buradan hükûmet
yetkililerine sormak istiyorum: Eğer denilen yapılırsa, yerel
seçimlerden sonra özerklik ilan edilirse tepkiniz ne olacak. Tepki
gösterecek misiniz yoksa hayırlı olsuna mı gideceksiniz? Bunu merak
ediyorum. Bu da sürpriz olmaz Türkiye'de yaşayan insanlar için.
Yeniden yargı konusuna dönecek olursak: Ülkemizde yargı
bağımsızlığı yok edildi, yargı bağımsızlığının yok edildiğini
duyuracak basın da yok edildi. Yargının bitirildiğinin bir başka
resmi de HSYK Yasası'dır. HSYK Yasası'nda yapılan değişikliklerle
yargı tam anlamıyla Adalet Bakanına bağlandı. Yani bir anlamda
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet Bakanlı'ğının sekretaryasına
dönüştürüldü. Hâkim ve savcılar ise bakanlığın memuru yapıldı.
Artık bağımsız yargıdan söz edilmesi asla ve kata mümkün değil."
CİHAN
Yorumlar