MHP’li Arslan: Tenkit edilmek Başbakan'ın nefsine ağır geliyor

21. Dönem Ankara Milletvekili MHP MYK Üyesi Mehmet Arslan milletin hırsızlığa olan bakışının 'Çalıyor ama çalışıyor' noktasına getirildiğini, bunun vebal olarak hükümete yeteceğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
MHP’li Arslan: Tenkit edilmek Başbakan'ın nefsine ağır geliyor

21. Dönem Ankara Milletvekili MHP MYK Üyesi Mehmet Arslan milletin hırsızlığa olan bakışının 'Çalıyor ama çalışıyor' noktasına getirildiğini, bunun vebal olarak hükümete yeteceğini söyledi. Arslan, Başbakan'ın kullandığı nefret dilini ise “Tenkit edilmek Başbakan'ın nefsine ağır geliyor” sözleri ile açıkladı.

21. Dönem Ankara Milletvekili MHP MYK Üyesi Mehmet Arslan, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) Türkiye gündemini değerlendirdi. Arslan, Türkiye’yi derinden etkileyen 17 Aralık operasyonu sonrası emniyet ve yargıda yaşanan görev yeri değişikliklerini eleştirdi. Ülkenin kaosa sürüklendiğini söyleyen Arslan, “Alelacele o insanları görevden almak kaos yaratır. Terörle mücadelede uzman olan bir kişi inşaat ile görevlendiriliyor. Bu terörün, kaçakçıların işine yarar. Hükümetin hakkıdır, ama bir anda binlerce kişinin görevden alınmaları neye göre yapılıyor? Soruşturma açılsın ya da dava açılsın. Dava açılmaz ise burada bir keyfilik söz konusu. Alınan kişilerin yerine gelenler gerçekten liyakat sahibi. Siz İstanbul’a birini atıyorsunuz, burada hiç görev yapmamış. Bir ilçenin nüfusu kadar yeri bile yönetmeyen birinin 12 milyonluk bir şehirde ne kadar başarılı olması bekleniyor. Görülüyor ki bu alelacele alınmış bir karar. Atamalar yanlış. Ülkemize zarar veriyor.” ifadelerini kaydetti.

"HIRSIZLIĞI VE YOLSUZLUĞU MEŞRULAŞTIRIYORLAR"

Müslümanların hırsızlığa bakış açısının değiştirildiğini savunan Arslan, “Bunların anlayışı; 'Biz devletin kasasından almıyoruz vatandaştan alıyoruz' diyorlar. Hırsızlığı yolsuzluğu meşrulaştırıyorlar. Saat için hazineden mi alındı deniyor. Devletin işi yapılırken alındı. Bu hırsızlık yolsuzluk değil mi? Acı olan bu millet Allah diyenden zarar gelmez diyordu. Bunlar bunu değiştirdi. 'Çalıyor ama çalışıyor' noktasına getirdiler bu milleti. Müslümanları; 'Hırsızlık en büyük günahtır' noktasından 'Çalmayan mı var' anlayışlına getirdiler. Habil ile Kabil meselesinde olduğu gibi ilk yanlışı yapan kimse sonra yapanların bütün vebali ilk yapana gelir. İnanan insanlara 'Çalmayan mı var. Çalıyor ama çalışıyor' dedirtiyorlar. Kur'an ayetlerini ve hadisleri böylelikle inkâr ediyorlar. Bunun günahı bunlara yeter. Hırsızlık olmamış gibi göstermeye çalışıyorlar. Dış mihrak deyip ABD ve İsrail’i gösteriyorlar. O zaman Başbakan İsrail’e hizmet etmeyenlere verilmeyen İsrail Üstün Hizmet Madalyası’nı geri versin. Niye vermiyor? Büyük yanlış yapıyorlar. Dışişleri Bakanlığı İsrail ile yakınlaşmaya çalışıyor." şeklinde konuştu.

"DAHA ÇOK BASKI KURACAK"

Kara propaganda siteleri ile gazetelerinde yazılan haberleri eleştiren Arslan, “Batmaya başladılar ve daha çok öfkelenecek ve daha çok baskı kurmaya başlayacaklar. Villalar yeni mi? Bu villalar Beyt-ul Mal ise, kaçak ise, ruhsatsız ise kanuni işlemini yapacaksınız. Gel bakalım buraya, bu arsayı nasıl aldın, ruhsatı niye yok diye hesap sorarsın. Buraya villa yapıldı, hırsızlık mıdır? Bu imajını estirmek bile bunlara günah olarak yeter. Namuslu bir insanı namussuz gibi göstermek, inançlı bir insanı inançsız olarak göstermek bunların hepsi geri gelir gülle olarak yüzünüzde patlar. Patlıyor ama farkında değiller.” dedi.

"NE OLDU DA DEĞİŞTİ?"

Başbakan’ın Hizmet Hareketi ile ilgili geçmişte sarf ettiği sözleri hatırlatan MHP’li Arslan, şunları söyledi: “Sayın Başbakan Türkçe Olimpiyatlarında Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi’ye sen ve bakanların methiyeler düzmediniz mi? Ne oldu da değişti? Başbakan vebal altında. Bu insanlar hata yapıyorlarsa, ihanet ediyorlarsa, ülkenin imkânlarını çeşitli yollarla götürüyorlarsa sen de başbakan olarak buna dur demiyorsan 76 milyonun vebali senin üzerindedir. Laf ile olmaz.”

"SAHTE OLAN HOCANIN BU KADAR SEVENİ OLMAZ"

İslam alimlerine yöneltilen hakaretlerin kabul edilemez olduğunu söyleyen Mehmet Arslan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bilal Erdoğan’ı evlatlıktan reddedeceğini söylüyor. Gerçekten samimi isen gönder oğlunu, o hâkimler ve savcılar oğlunun gerçekten suçlu olup olmadığını ortaya çıkarsın. Ondan sonra konuş. Bunlar sahtekâr, bu milleti kandıramazlar. Sağa sola Fethullah Gülen Hocaefendi’ye, Hizmet'e, cemaate çamur atmasın. Varsa hırsızlık yolsuzluk ve ihanet gereğini yerine getirsin. Sahte hoca ne demek? Sahte hocanın bu kadar destekçisi mi olur? Bir milyon satan gazetesi mi olur? Bu millet Kur'an-ı, hadisi bilmiyor mu? Biliyor. Hangi hocanın sahte olduğunu bilmiyor mu? Ne sıkıntın var. Gizli bildiğiniz bir şey varsa dava aç. Öyle kalabalık laf ve sözlerle bu iş olmaz. Türki Cumhuriyetlerde bulundum. Bu ülkelerle ilgili hareket olarak bizim bir ülkümüz var. Bizim yapamadığımızı bunlar yaptı. Orada Türk bayraklarının dalgalandığını gördüm. Kırgısiztan’da beni karşıladılar. İstiklal Marşı okudular, Kerkük’ü iki defa ziyaret ettim. Onlar bizim uç beyliğimiz ve gönül elçilerimiz."

17 Aralık'tan sonra Başbakan'ın tavrı4nın değiştiğine dikkat çeken Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: "Hırsızlıkları yolsuzlukları ortaya çıkınca Oslo’dan bu yana şekilleri değişti. Tek başına iktidar olanlar ikinci ve üçüncü dönemden sonra herkesin kendisine biat etmesini ister. Ne derse uymasını isterler. Alışmamış nefsine tenkit edilmek, ağır geliyor. Tehlikeli olmaya başladı. En kısa zamanda erken seçim yapılması lazım. Yeni gelen hükümet de bunları Yüce Divan'da yargılayacak. Aklanırlar ise vicdanen aklanmış olacaklar.” CİHAN

Yorumlar