"Merkez Bankası faiz kılıcını çekerek hükümete seçimlere kadar serum verdi"
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Merkez Bankası'nın 17 Aralık depreminin ardından faiz kılıcını çekerek seçimlere kadar hükümete serum verdiğini söyledi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Merkez Bankası'nın 17
Aralık depreminin ardından faiz kılıcını çekerek seçimlere kadar
hükümete serum verdiğini söyledi. Bunun acısını sonradan yurttaşın
çekeceğini ifade eden Kaplan, adalette, hukukta hukuksuzlukta sınır
tanımama anlayışının çok büyük etkisi olduğunu dile getirdi.
Kaplan, "Yani hukuk yoksa bir yerde, adalet yoksa bir yerde,
sermaye bile güvenilir bir liman göremediği zaman asgari hukuk
devleti olmayan bir ülkeye yatırıma gitmez." ifadelerini
kullandı.
Mecliste bir basın toplantısı düzenleyen Kaplan, kırılgan
ekonomiden bahsetti. Merkez Bankası'nın kendilerini
bilgilendirdiğini dile getiren Kaplan, Merkez Bankası'nın bağımsız
olması gerektiğini ifade etti. Merkez Bankası'nın 17 Aralık
depreminin ardından faiz kılıcını çekerek seçimlere kadar hükümete
serum verdiğini dile getiren Kaplan, hükümeti rahatlattığını ama
acısının sonradan yurttaştan çıkacağını vurguladı.
Çözüm sürecinin ekonomiye olumlu katkısı olduğunu ancak bu konuda
hükümet yetkililerinin sorularına cevap vermediğini anlatan Kaplan,
yazılı olarak cevap verilmesini beklediklerini ifade etti. Kaplan,
şöyle devam etti: "Bu risk faktörünü tetikleyen bir diğer konu ise
HSYK düzenlemeleri, adaletsizlik, bağımsız yargının olmayışı,
hukukun olmayışı, Zarrab kanunlarının torba yasayla Meclis'e
gelmesi, dinleme konularında önleyici dinleme konusunda hiçbir
tedbirin getirilmeyişi, sadece adli yasak kapsamında ağır cezalara
üyelik getirilmesi ve bütün bunlarla beraber birşey daha hükümet
bizim çözüm süreciyle ilgili verdiğimiz yasa tekliflerini ciddi
ciddi düşünmesi lazım."
Merkez Bankası Başkanın'ın Plan ve Bütçe Komisyonunda "17 Aralık
olmasa idi; 1,92 TL'lik kur hedefini tuttururduk" sözleriyle ilgili
Kaplan, "Merkez Bankası çok açık olarak 17 Aralık depreminin bütün
bu istikrarsızlığının ana kaynaklarından birinin çok açık bir
şekilde ifade etti. Ve bunun dışarıya yansımasını, dışarıda haber
biçimini çok açık ve net ifade ettiler. Hepsinin var. Gezi
olaylarının da var, 17 Aralık'ın da var ama en önemlisi adalette,
hukukta hukuksuzlukta sınır tanımama anlayışının çok büyük etkisi
var. Yani hukuk yoksa bir yerde, adalet yoksa bir yerde, sermaye
bile güvenilir bir liman göremediği zaman asgari hukuk devleti
olmayan bir ülkeye yatırıma gitmez. Taşımaya başlar, olay bu kadar
açık ve net." değerlendirmesinde bulundu.
Halkbank'ın eski genel müdürünün tahliyesiyle ilgili bir soruya da
Kaplan, "Yargı aşamasındaki bir konuda ne iddianamesini gördük, ne
yargıya intikalini gördük, yargıyla ilgili hiçbir hususu
görmediğimiz için bizim yorum yapmamızın çok doğru olduğunu
düşünmüyorum bir hukukçu olarak. Ancak yargının özellikle HSYK
değişikliği, savcı ve hakimlerin tamamının görev yerlerinin
değiştirilmesi, özel yetkili mahkemelerin lav edilmesi, tedbirle
ilgili hükümlerin değiştirilmesi hükümetin çok yönlü bir baskı ve
prese alma olayının bir takım bu tür benzer sonuçları görürsek
şaşmayacağımızı şimdiden ifade etmek istiyorum." şeklinde
konuştu.
Kabataş iskelesinde başı örtülü bir kadınla ilgili görüntülerin
sorulması üzerine Kaplan, görüntüleri izlemediğini belirterek
"Zaten cami olayı da o olay da çok kirli bir propaganda olayı
olduğunu başından beri biliyorduk. Çünkü olsaydı bir saniye bile
durmadan o deliller 24 saat durmadan tekrar tekrar yayınlanırdı.
Zaten olmayışı da bunu gösteriyordu. Çok fazla şey etmenin bir
anlamı yok. Olsaydı o gün gösterilirdi. Demek ki yoktu yani
belliydi. Bu tür kirli propagandanın da hiçkimseye
kazandırmayacağını ifade etmek istiyorum." dedi. CİHAN
Yorumlar