Kurtulmuş: Türkiye tümseğin tam ucunda

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin son 12 yılda önemli başarılar kazandığını savundu. Kurtulmuş, "Çok mesafe aldık ama bunun artık rehavete sürüklememesi gerekiyor. Daha alacak çok mesafemiz var, tam tümseğin...

Google Haberlere Abone ol
Kurtulmuş: Türkiye tümseğin tam ucunda

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin son 12 yılda önemli başarılar kazandığını savundu. Kurtulmuş, "Çok mesafe aldık ama bunun artık rehavete sürüklememesi gerekiyor. Daha alacak çok mesafemiz var, tam tümseğin ucundayız. Yani yokuşun en üstündeyiz. Karadenizliler bilir; yokuşun üst tarafları, yolların zirve tarafları en tehlikeli yerlerdir." dedi. Kurtulmuş, eski Türkiye’nin kodlarını değiştirdiklerini de dile getirdi.

Kurtulmuş, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 2014 Ekonomi Raporu Bursa toplantısına katıldı. ASKON Genel Başkanı Mustafa Kocabey’in konuşmasının ardından kürsüye gelen Kurtulmuş, dünyanın küresel ölçekte fevkalade mühim değişikliklerin yaşandığı bir süreçten geçtiğini dile getirdi. Kurtulmuş şunları kaydetti: "Hiç şüpheniz olmasın bugün Irak’ta farklı kimliklerle tanımlanan masum insanların tamamına yakın gözünü dikmiş Türkiye’ye bakıyor. Türkiye’ye dünyanın dört bir tarafından Myanmar’dan Timbuktu’ya kadar geniş coğrafyada tüm mazlum, mağdur halklar gözünü dikmiş Türkiye’ye bakıyor. Türkiye hem bu bölgede huzur ve istikrar adası olmaya hem ekonomi ve siyasi istikrarını sürdüren bir ülke olmaya devam etmeli hem de Türkiye ortaya koyacağı ekonomik ve siyasi gücüyle dünyanın tüm mağdur insanlarına umut, örnek olmalıdır, onların geleceği için yapacağı çok şey olan büyük bir ülke olmalıdır. Bizim kavgamız budur. Şahıslar gelip, geçer dönemler gelir geçer, insanlar gelir geçer ama baki olan bu memlekette bu ülkenin geleceğine sahip çıkacak bu memlekette yeniden büyük güçlü medeniyetimizi kuracak ve tüm bu coğrafyada daha fazla parçalanmanın değil daha fazla bütünleşmenin iradesini ortaya koyacak bir Türkiye’nin oluşturulmasıdır, gayretimiz bunun içindir. Her kim ne yaparsak olursa olalım. Hepimizin ortak amacı, hepimizin maksudu, amacımız yeniden büyük güçlü Türkiye’yi ayağa kaldırmaktır."

'TÜMSEĞİN TAM UCUNDAYIZ, EN TEHLİKELİ YER'

Ülke olarak çok mesafe aldıklarını ancak bunun rehavete sürüklememesi gerektiğine dikkat çeken Kurtulmuş, "Daha alacak çok mesafemiz var, tam tümseğin ucundayız. Yani yokuşun en üstündeyiz. Karadenizliler bilir; yokuşun üst tarafları, yolların zirve tarafları en tehlikeli yerlerdir. Erzurum’dan gelirken Ovit Tüneli’ni geçerken o taraf günlük güneşlik Ovit tarafında kar, fırtına, buz. Zigana’da aynı şey. Şimdi Türkiye tam zirve noktasındadır. Türkiye’yi bu zirve noktasında yolundan çıkartmak isteyen olacak. Gerçekten yoluna büyük engeller çıkartmak isteyenler olacak; ama gerçekten bu milletin büyük bir feraseti var. Bu millet bu ferasetiyle yoluna devam edecek bu zirveyi aştıktan sonra Allah’ın izniyle gerisi günlük gülistanlık olacaktır." diye konuştu.

ORHAN VE MÜSLÜM BABAYI ÖRNEK VERDİ

Eski Türkiye’nin anlayışında birisinin kamuda başörtüsü takması durumunda ‘laiklik elden gidiyor’ dendiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Ama bugün gördük ki Parlamento'da 5 tane başörtülü milletvekilimiz var. Kıyamet kopmuyor, laiklik de elden gitmiyor. Son 30 Mart seçimlerinde 7 tane başörtülü belediye başkanı seçildi. Bunlardan 3’ü bizim partimizden, 4 tanesi başka partilerden seçildi. Laiklik falan elden gitmedi. Aslında laiklik elden gidiyor tartışmalarıyla elden giden eski Türkiye beylerinin saltanatıydı. O saltanatın ellerinden gitmesini istemiyordu. Bu memlekette, mesela İbrahim Tatlıses’in Kürtçe şarkıyı, bırakın devlet televizyonunu özel televizyondan bile söylemesi yasaktı. Hatta ve hatta Orhan Gencebay’ın, rahmetli Müslüm Gürses’in arabesk şarkıları söylemesi yasaktı. Çünkü bunlar gerici bir halkın unsurlarıydı, seçkin devlet ideolojisine uymazdı. Bunlar da daha ‘dün’ denilecek kadar kısa bir süre önceydi. Şimdi çok şükür bu memlekette Diyarbakır Meydanı’nda Sayın Başbakanımızın katıldığı törende Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses bir araya geldi, Kürtçe, Türkçe, Arapça şarkılar söylediler, millet halay çekti, millet bölünmedi, devlet bölünmedi. Aslında bölünen yine devlet değildi eski Türkiye beylerinin önlerine koydukları pastaları küçülecekti de onun için korkuyor, bu memleketi bir takım bölünme paranoyaları çerçevesinde maalesef kamplaştırıyorlardı." dedi.

'TÜRKİYE’NİN KODLARINI DEĞİŞTİRDİK'

Türkiye’nin fevkalade önemli dönemden geçtiğine işaret eden Kurtulmuş şöyle devam etti: "Aynı zamanda Türkiye’de çok ciddi şekilde eski Türkiye’nin o kodlarını değiştirecek önemli işler yapıldı, bunlara da eyvallah ama bana ’12 yılda en çok ne değişti, bu başarının arkasındaki en temel faktörlerden biri nedir?’ derseniz hiç kuşkusuz birinci sıraya ‘zihniyet’ değişimini koyarım. Dünyanın her bölgesinde sıkıntılar yaşanıyor. Sanayi kapitalizminin geride bırakmasına rağmen dünyadaki politik dengeler oturmuş değil, bu süreç bir müddet daha devam edecek. Temel tartışma; üretimden yana problem yok, ancak sorun burada değil bu üretimin nasıl hakça paylaşılacağı, dünya ekonomisinin ortaya çıkaracağı katma değerin adil olarak paylaşılacağı ve adil paylaşım üzerinden düzenin kurulmasıdır. Türkiye’de son 12 yılda önemli başarılar kazandık. Türkiye hem ekonomi hem siyaset alanında önemli gelişmeler kaydetti. Bu başarının arkasındaki temel sebebin birincisi siyaset ve ekonomideki değişiklikleri eş zamanlı gerçekleştirilmesidir. Sadece ‘askeri vesayetlerle darbelerle mücadele ederiz’ deme şansınız yok."

Kurtulmuş, Türkiye’nin bir taraftan ekonomisinde reformlar yaparken diğer taraftan da darbelerle yüzleşmek ve 2007 ile 2010 referandumlarında olduğu gibi demokratik adımları atmak zorunda olduğunu dile getirdi. Kurtulmuş şunları söyledi: "Ne zaman Türkiye’de ekonomik başarılar kazanılsaydı, ekonomik ve siyaset başarıları baş başa yapıldığı zaman başarı gelmiştir. Türkiye geçmişte, 780 bin kilometre kareye hapsedilmiş demirden ağlarla örülmüş, yakın komşularla birlikte herkesle zihinsel olarak problem halindeydi. Şimdi baktık ki dünya 780 bin kilometreden ibaret değil. Sınırlarımızın dışında yakın coğrafyada gönül birlikteliği yaptığımız insanlar var, Şam’dan Bakü’den Tiflis’ten Süleymaniye’den tutun Bosna’ya kadar büyük bir coğrafya var. İyi bir 12 yıl geride bıraktık." CİHAN

Yorumlar