Kürkçü: HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü, HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracağını açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçimine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar mücadelesinin bir parçası olarak yaklaştığını...

Google Haberlere Abone ol
Kürkçü: HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü, HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar mücadelesinin bir parçası olarak yaklaştığını vurgulayan Kürkçü, “Tıpkı karşısındaki CHP ve MHP gibi. Deniz Baykal’ın dün ortaya attığı 'CHP ve MHP ittifak yapsın Tayyip Erdoğan karşısında' çağrısı bize aslında iktidar mücadelesinin nasıl cereyan ettiğine dair net bir fikir veriyor. Hayır biz bu saflaşmayı kabul etmiyoruz. Bu saflaşmanın yanında bunun bir parçası olmayacağız. Halkların Demokratik Partisi halkların özgürlüğü için mücadele eden herkesin, yoksulların, ezilenlerin, bu sistemin dışladığı herkesin, kadınların, emekçilerin, Kürtlerin, anadili Türkçe olmayan bütün halkların ortak gücü olarak kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak ve kendi suretinde bir cumhurbaşkanının Türkiye’nin sesi ve sözü olması için çaba gösterecek. O yüzden herkese diyoruz, hodri meydan, çıkartın adaylarınızı, biz de geliyoruz göreceksiniz.” şeklinde konuştu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Halkların Demokratik Partisi (HDP)Grup toplantısı konuşmasını Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü yaptı.

Dün Meclis'te dört bakanın hırsızlıkla suçlandığını belirten Kürkçü, “Ağır bir ceza söz konusu değildi. O sözleri herkesin önünde ve herkesin karşısında bir idam mahkumunun cesareti ile savunacak cesareti gösteremediler. Meclis televizyonunu yasakladılar, kapattılar. Meclis'in internet yayınını kestiler, halkın dediklerini diyemediklerini görmesini önlemeye çalıştılar. Önlerine yazılan kağıtlardan hiçbir gerçeği cesaretle haykırmayan, kendi haklılıklarını cesaretle savunamayan 4 bakanı izledik. Onlar şimdi bir komisyonda haklarında verilecek kararı bekleyecek. Dokunulmazlıkları kaldırılıp acaba yargının önüne gönderilecekler mi gönderilmeyecekler mi? şimdiden iddiaya girebilirim, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çoğunlukta olduğu bütün Meclis komisyonları nasıl çalışıyorsa öyle çalışacak. Örnek Uludere komisyonu. Uludere komisyonunda gözümüzle gördüğümüz halde, bütün bant kayıtlarını gözümüzle izlediğimiz halde, insansız hava araçlarının yaptığı kayıtları apaçık anladığımız halde Adalet ve Kalkınma Partili üyeler bu kayıtları gördüklerinde elbette onların da vicdanları ve çocukları var, bu gençlerin adım adım katledilişe gidişlerini görünce gözyaşlarını tutamamışlardı.” ifadelerini kullandı.

Uludere komisyon raporu çıkınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in görünmeyen elinin komisyon üyelerinin zihnine girdiğini anlatan Kürtçü, sözlerine şöyle devam etti: “Onlara olay yok, ne olduğunu bilmiyoruz, kasıt da yok diye bir hüküm verdirtti. Hakikati ancak Genelkurmay savcılarının en son kendi başkanını takipsizlik ile ödüllendirirken verdiği kararı verince gördük. Meclis komisyonunun ortaya çıkaramadığı şeyi apaçık Genelkurmay kayıtlarında görüyoruz.”

Uludere komisyonunun verdiği kararı asla kabul etmediklerini kaydeden Kürkçü, “Bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Şimdi bu tahkikat komisyonunun akıbeti de aynı olacaktır, bundan emin olabilirsiniz. Onun için fezlekeler kamuoyu ve milletten kaçırılıyor. Bu komisyon nihayet zor bela bir araya getirildi. Şimdi ilk toplantısını kim bilir ne zaman yapacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra büyük bir olasılıkla hüküm vermek durumunda kalacaktır. O zamana kadar kim öle kim kala. İşte yolsuzluk karşısında budur cesaretleri.” sözlerini kaydetti.

"ZULMÜN ARTSIN SONUN GELSİN"

AK Parti’nin 2010 yılında 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Bayramı ilan ettiğini ve tüm Taksim’i afişlerle donattığını anlatan Kürkçü, “Bütün taksim afişlerle donatılarak Artık 1 Mayıs Taksim’dir de ve bu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sayesinde denildi. Sene 2014 Tayyip Erdoğan ve polisleri 40 bin kişilik bir güçle Taksim'i kuşattı ve dediler ki hayır buraya giremezsin çünkü giremezsiniz de ondan. Şimdi hani yüzleşmiştik 1 Mayıs yasakları ile hani yüzleşmiştik her şeyle. Adalet ve Kalkınma Partisi aslında bugün kendi ile yüzleşse daha iyi olur. Bırak geçmişi sen kendine bak. Bundan 12 yıl önce iktidara gelirken diyordun ki 'garip gurebanın fakir fukaranın hakkı yenilenlerin gücün hukukun değil hukukun gücünün partisi olarak hareket edeceğiz.' Ama akıbetten kaçamadın. Sen bizzat kendin devlet oldun. Devletin bütün pratiklerini, sermayenin bütün pratiklerini devraldın, kendinden önceki hükümetlerin askeri diktatörlüğünü, 1 Mayıs yasaklarını devraldın, bir de üstüne oraya Osmanlı meydanı yapacaksın, hiçbir şey yapamayacaksın. Toplumun akışını tersine çevirmen mümkün değil. İşçilerin hakkını gözetmeyen bir demokrasi işçilersiz bir demokrasi olamayacağı için ancak bir diktatörlük olacaksın. Bir diktatörlük olduğun için de bütün diktatörler gibi eninde sonunda yıkılacaksın. Ne kadar çok diktatörleşirsen yıkımına o kadar çok yaklaşıyorsun. Sana daha fazla yardımcı olmayacağız, zulmün artsın sonun gelsin.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar mücadelesinin bir parçası olarak yaklaştığını vurgulayan Kürkçü şunları söyledi: “Tıpkı karşısındaki CHP ve MHP gibi. Deniz Baykal’ın dün ortaya attığı 'CHP ve MHP ittifak yapsın Tayyip Erdoğan karşısında' çağrısı bize aslında iktidar mücadelesinin nasıl cereyan ettiğine dair net bir fikir veriyor. Bir tarafta İslamcı bir otoriterlik öbür tarafta milliyetçi bir otoriterlik, bunların ikisi arasında saf tutmaya çağrılan Türkiye halkları. Hayır biz bu saflaşmayı kabul etmiyoruz. Bu saflaşmanın yanında bunun bir parçası olmayacağız. Halkların Demokratik Partisi halkların özgürlüğü için mücadele eden herkesin, yoksulların, ezilenlerin, bu sistemin dışladığı herkesin, kadınların, emekçilerin, Kürtlerin, anadili Türkçe olmayan bütün halkların ortak gücü olarak kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak ve kendi suretinde bir cumhurbaşkanının Türkiye’nin sesi ve sözü olması için çaba gösterecek. O yüzden herkese diyoruz; hodri meydan, çıkartın adaylarınızı, biz de geliyoruz göreceksiniz.” CİHAN

Yorumlar