KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Hasgüler: Ada için kritik bir sürece girildi

KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıs'ın Çarlık Rusyası tehdidiyle İngilizler tarafından işgal edildiğini ve Sovyet tehdidi yüzünden de bölündüğünü hatırlatarak, yaşananların tarihî bir bütünlük içinde...

Google Haberlere Abone ol
KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Hasgüler: Ada için kritik bir sürece girildi

KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıs'ın Çarlık Rusyası tehdidiyle İngilizler tarafından işgal edildiğini ve Sovyet tehdidi yüzünden de bölündüğünü hatırlatarak, yaşananların tarihî bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Hasgüler, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi (ÇABMER) tarafından düzenlenen "Doğu Akdeniz'de Son Gelişmeler ve Kıbrıs" konulu konferansta konuştu.

Kıbrıs'ın Rusya yüzünden birleştirilmek istendiğini belirten Cumhurbaşkanı Danışmanı Hasgüler, "1960'ta Kıbrıs'ta kurulan devletin başına, Başpiskopos Makarios getirildi. Sakallı, asalı bir din adamı, Müslümanlara da baş oldu. Böylece sorunlar başladı, haliyle toplumsal ayrılıklar başladı. 5 Kasım 1914'te İngilizler, ilk olarak medeni hukuka ilişkin işlem tutan müftülüğü lağvetti. Her türlü işlemlerde hem hakem hem kayıt tutan müftülüğün ilgası, Kıbrıs Türkünü sahipsiz bıraktı. Vakıfları kapattı ama Rumların hiçbir kurumuna müdahale etmedi. Devletler tarihinde, 50 yılda bir bellek tazelemek gerek. 1974 harekâtını 1980'lerde konuşmak başka, 2000'de, 2014'te konuşmak başka. Zaman geçtikçe hem olayların dayanakları hem de ilgisi azalıyor. Bu özellikle Kıbrıs Türklerinde böyle, Rumlarda böyle değil.” dedi.

'ADA İÇİN KRİTİK BİR SÜRECE GİRİLDİ'

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in, Kıbrıs müzakerelerine katkıda bulunmak amacıyla 21-23 Mayıs 2014 arasında Lefkoşa’yı ziyaret etmesini de değerlendiren Prof. Dr. Hasgüler, “İngiltere’nin üslerle ilgili açılımı, AİHM kararı ve de ABD’den 52 yıl aradan sonra en üst düzeyde ziyaret olarak ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya Maraş ile ilgili fonlarla gelmesi, oldukça kritik bir sürece girildiğini gösteriyor. AİHM kararının Kıbrıs ile ilgili de boyutu var. Herkesin bir Kıbrıs’ı var. Nasıl bir dönem herkesin bir Filistin sorunu vardıysa her bir gücün kendi otlayacağı bir Kıbrıs’ı var. ABD’nin, Avrupa’nın, Yunanistan’ın, Rusya’nın bile farklı bir Kıbrıs’ı var. Bu sürece kadar orada yaşayan insanların nasıl bir Kıbrıs’ta yaşamak istedikleri ortaya koyulamadı.” şeklinde konuştu.

'BİZ KENDİMİZİ AZINLIK OLARAK GÖRMÜYORUZ'

Kıbrıs’a küresel seviyede bakıldığında Müslüman-Hristiyan, bölge bazında Türk-Yunan, Kıbrıs’tan bakıldığında ise Kıbrıslı Türk-Rum çatışması olarak görüldüğünü ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Hasgüler, Türk kesiminin azınlık olarak görülemeyeceğini vurguladı: “Batılılar, Yunanlılar tarihe hep kendilerinin işine gelen kısımlarından bakarlar. Biz kendimizi azınlık olarak görmüyoruz. Rumlar, kendilerinin dışında herkesi azınlık olarak görürler. Hastaya doktor lazım, yarayı doktor olarak görmeyip kaşırsanız yara daha da büyür. Onların da Türklerin de büyük acıları vardır. Üç asır orayı yöneten bir imparatorluğun bakiyesi olarak bu konuya ilişkin barışı ortaya koyan, Avrupa’ya hiçbir kompleks duymadan yaratıcı, barışı inşa edici, çözümü ortaya çıkarıcı projelerimizi sunmamız lazım. Tarihî kimliğimizden, dinimizden, kişiliğimizden ödün vermeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Hiçbir ortaklık, iki kimliğin birinden birini az gözeterek, öbürüne aşağıdan bakarak başarılı olmaz. Eşitlik ve demokrasi gerekir.”

'YOĞUN OLARAK MANİPÜLASYON YAPILIYOR'

Önümüzdeki süreçte Kıbrıs'ta yaşanacak hareketliliğe de işaret eden Prof. Dr. Hasgüler, Türkler üzerinde manipülasyonun oldukça yoğun olduğunu ifade etti: “Bugün sadece Güzelyurt’a gelecek olan Rum sayısı 150 bindir; 150 bin Türk de güneye hareket edecek. Nüfusun üçte biri, adanın ekonomisi üzerine etki edecek. Federal bir Kıbrıs’a gidildiğinde, uzun yıllar sonra insanların yerlerinden edilmeleri söz konusu olabilir. Manipülasyon o kadar üst düzeyde ki Güzelyurt’ta olan bir Türk, cenazesini buraya defnedemiyor, Lefkoşa’ya götürüyorsunuz. Bu çok acı, çünkü o toprağın Rumlara verileceği kanısını dışarıdaki güçler size dayatmış.”

'EKONOMİK BAŞARI FEDERAL KIBRIS’I GETİREBİLİR'

Maraş’ın stratejik önemi hakkında da açıklamada bulunan Mehmet Hasgüler, kurulacak ulusötesi bir komitenin katkısıyla adada yaşayan halklar arasında ekonomik bir köprü oluşturulabileceğini ifade etti: “Maraş bizce Avrupa Kömür Çelik Birliği gibi ulusötesi bir komiteyle açılabilir. Burası bölgesel ekonomik bölge, serbest bölge olarak değerlendirilebilir. Diğer önemli konu ise 20 Temmuz’da Türkiye’den su geliyor. Bunun da katkısıyla su, gaz ve elektrikten oluşan ulusötesi bir komite kurulabilir. İki halkın ekonomik işbirliğiyle çıkar üzerinden sağlayacakları başarı, federal Kıbrıs’ı getirebilir. Kıbrıs’ta federasyon, zaman gerektirecek bir tartışmadır, kültürel olarak kolay tüketilecek bir şey değildir. Bu yüzden Maraş üzerinden yapılacak işbirliği, ekonomik birlik hem öyle bir yapıya gidip gitmeyeceğimize risk almadan bir öngörü olabilir.”

'AB CEHENNEM DE DEĞİL, CENNET DE DEĞİL'

Rum kesiminin yaşadığı ekonomik sıkıntıların, oradaki halkın Türkiye’ye bakış açısını da değiştirdiğini vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Hasgüler, “Artık Türkiye’ye Troyka'dan daha fazla sempati duymaya başlandı. Barış ve çözüm için bu çok önemli değişimdir. 40 yılda Troyka'dan el etek çekmiş bir Rum oluşmuş sokakta. Öte yandan bizim kesimde de AB’yi cennet sananlar var. AB cehennem de değil, cennet de değil. Demokrasi, insan hakları yüzü var ama ırkçı yüzü de var.” dedi. CİHAN

Yorumlar