Kılıçdaroğlu'ndan Ala'ya tepki: Sen kimsin, devlet hukuk devleti değil mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eski Başbakanlık Müsteşarı şimdi, İçişleri Bakanı oldu.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu'ndan Ala'ya tepki: Sen kimsin, devlet hukuk devleti değil mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eski Başbakanlık Müsteşarı şimdi, İçişleri Bakanı oldu. Yalakalığından ötürü oldu. Ala(Efgan Ala) diyor ki; 'Savcının yazısını yırt ve çöpe at. O savcıyı hemen gözaltına alın, hemen tutuklayın.' Sen kimsin? Bu devlet, hukuk devleti değil mi? Şimdi yeni bir haber geldi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na, bir liste gönderdiği söyleniyor. 'Bunları 24 saat izleyeceksin' diyor. Buradan Telekomünikasyon Başkanı'na açık çağrı yapıyorum. Sakın ola ki yasa dışı işlere bulaşma. Sakın ola ki o kurumun saygınlığını yıpratma. Bu benim en büyük arzumdur. Yaparsan hesabını verirsin. Yaparsan hesabını sorarım." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Kocaeli'nin Gebze ilçesinde düzenlediği mitinge katıldı. Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, provokasyonu dikkat çekerek, "Sakın ola ki hiçbir provokasyona prim vermeyin. Çünkü Abbas yolcu. Provokasyon yapıyor, milleti bölüyor. Asla bölünmeyeceğiz, beraber olacağız. İster güneyde, ister kuzeyde..." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, son günlerdeki olaylarda hayatını kaybedenlere değinerek, şunları kaydetti: "Bakınız geçen gün gencecik çocuğumuz 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Allah kimseye evlat acısı vermesin. O acıyı yaşayanlardan birisi olarak söylüyorum, yine ifade ediyorum. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sadece Berkin hayatını kaybetmedi. Ertesi gün bazı olaylar oldu. Burakcan da hayatını kaybetti, o da bizim evladımız, o da bizim çocuğumuz. Askerden yeni gelmişti. 22 yaşında. Annesinden izin istiyor. Anneciğim dışarı çıkacağım diye. Çık olaylara bulaşma diyor. Ama önce elektrik söndürülüyor ondan sonra provokasyon yapılıyor ve Burakcan hayatını kaybediyor. Buradan açıkça söylüyorum. Başınız sağolsun diyorum. Bütün Türkiye'ye başınız sağolsun diyorum. Ölen her çocuk bizim çocuğumuzdur."

Kılıçdaroğlu, yurttaşlar arasında hiçbir zaman ayrılık, gayrılık yapmadığını belirterek, şöyle konuştu: "Hiçbir zaman yurttaşlarım arasında ayrılık gayrılık yapmadım. Hiçbir yerde sen neden bu partiyi oy vermedin hadi buradan çık diye bir laf ağzımdan çıkmadım. Demokrasiye inanıyorum. İsteyen vatandaş elbette ki istediği partiye oy verebilir. Ben saygıyla karşılarım. Ama bu kişi, bu zat, memleketi soyan bu zat, geçen açıklama yapıyor. Diyor ki falan işveren mağazasından alışveriş yapmayın. Yav sen ülkeyi mi yönetiyorsun, yandaşlarını mı yönetiyorsun. Siz böyle bir başbakan gördünüz mü Allah aşkına? O nedenle ben buna ne diyorum, başçalan diyorum, malı götüren adam diyorum. Ertesi gün sizin kapınıza vergi müfettişleri gelmeyecektir. Tam tersine eleştirilerinizi dikkatle izleyeceğiz, dikkatle değerlendireceğiz. Çünkü biz, baskı kurmayacağız. Biz özgürlükten yana bir partiyiz. Herkes konuşsun. Konuşan bir Türkiye'yi savunacağız. Konuşan Türkiye ne güzel. Herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı gün Türkiye ne güzel. En büyük arzumuzun en büyük emelimizin bu olması gerekir. Birlikte yaşacağız bu topraklarda."

"YAPARSAN HESABINI SORARIM"

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümetin bir devleti soyduğuna tanık olduk." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Herkes bunu bilmeli. Götürülen paranın miktarı 85 milyar avro. Türk lirasıyla 247 milyar. Eski parayla 247 katrilyon. Onların çocuğu işsiz mi? Ama vatandaşın oğlu kızı işsiz. Onların çocuklarının yatak odalarında milyarlar var. Kahveci Mehmet efendinin oğlunun yatak odasında para var mı?" Kılıçdaroğlu, yargıya müdahalelere tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Diyor ki, 'Şu iş adamının mahkum edilmesi lazım.' Kime söylüyor. Adalet Bakanına söylüyor. Sen hakim misin? Hayır. Onu mahkum edeceksin diyor. Yine aynı şekilde eski başbakanlık müsteşarı şimdi, içişleri bakanı oldu. Yalakalığından ötürü oldu. Söylüyorum. Efkan Ala. Diyor ki, 'Savcının yazısını yırt ve çöpe at. O savcıyı hemen gözaltına alın, hemen tutuklayın.' Sen kimsin yav. Bu devlet, hukuk devleti değil mi? Şimdi yeni bir haber geldi. Diyor ki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na, bir liste gönderdiği söyleniyor. Bunları 24 saat izleyeceksin diyor. Buradan Telekomünikasyon başkanına açık çağrı yapıyor. Sakın ola ki yasa dışı işlere bulaşma. Sakın ola ki o kurumun saygınlığını yıpratma. Bu benim en büyük arzumdur. Ya parsan hesabını verirsin. Yaparsan hesabını sorarım."

"TİB'E BAŞVUR KANITLA"

Başbakan Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Bunlar doğru değil, montaj diyor. Sakın inanmayın. Hepsi doğru. Neden doğru olduğunu ben size anlatacağım. Bir, eğer bunlar yanlışsa dedim, arkadaş sen başbakansın. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na talimat verirsin. Dilekçeyle başvurursun, senin hangi saatte, hangi dakikada, hangi saniyede ne kadar konuştuğunu ve ne konuştuğunu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı açıklasın. Doğru değil mi? Açıklarsa gerçek ortaya çıkar mı? Açıklıyor mu? Niye açıklamıyorsun o zaman çünkü onlar doğru. Bu yetiyor mu? Hayır. İki, kendisine yine teklif ettim. Eğer bunlar montajsa, sahteyse gönderirsen ABD'de saygın kuruluşlara. Dersin ki, bunlar sahtedir. Ben sahteliğini ispat etmek istiyorum. Sizin dünyada saygınlığınız var, bantları inceleyin ve raporunuzu verin. Gönderdi mi? Gönderebilir mi? Çünkü hepsi doğru. Gebze ne kadar doğruysa onlar da o kadar doğru. Milletin kafasını karıştırmaya çalışıyor." diye konuştu.

"İDDİA BİR BÜYÜKELÇİYE AİT"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın İsviçre bankalarında hesabının olduğunu Türkiye'deki bir büyükelçinin ABD'ye bildirdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Diyor ki, 'İki ayrı kaynaktan bize ulaşan bilgilere göre ve net bilgilere göre bu adamın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı var.' Wikileaks belgeleri benim iddiam değil. Kendisi geçen demiş ki, onu ispat etsin parayı ona vereceğim. Yav benim haram parayla ilgim yok ki, ben senin haram paranı ne yapacağım. Eğer bir insan, bakın örnek veriyorum. Deniz Baykal. Onun içinde böyle bir iddia sürüldü. Dendi ki, 'Baykal'ın İsviçre bankalarına parası var' Ne yaptı? Deniz Baykal gitti dilekçesini verdi. Benim bankalarda hesaplarımın olup olmadığını bana bildirin dedi. İsviçre bankaları dediler ki hayır Deniz Baykal'ın bizim bankalarımız da hiçbir hesabı yoktur. Getirdi Türkiye'nin önüne koydu. Şimdi ben bu başçalana sesleniyor. Sen bu yüreğin varsa İsviçre bankalarına aynen Baykal'ın yaptığı gibi git dilekçeni ver hesabını olup olmadığı bütün Türkiye öğrensin. Yapar mı, yapabilir mi? Diyor ki, sen ispat et parayı sana vereceğim. İddia bana ait değil. İddia bir büyükelçiye ait. Sıradan bir büyükelçi değil. Dönemin büyük elçisi. ABD'ye bildiriyor, iki kaynaktan çek ettik ve doğrudur bunlar. 8 ayrı hesabı var. Dedi ki ben dava açacağım bekledik dava açacak. Aradan geçti 2,5 yıl dava açtı mı, açabilir mi? Ne diyorum yalancıdan başbakan olmaz, hırsızdan başbakan olmaz. Hem yalancı, hem hırsızdan zinhar olmaz." Mitinge katılan Tanju Altunkaynak isimli vatandaş, kürsüye çıkarak elindeki ayakkabı kutusunu Kılıçdaroğlu'na verdi. Kılıçdaroğlu, kutunun içindeki bozuk paraları vatandaşlara gösterdi.

Miting sonunda Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarını yanına çağırarak vatandaşları selamladı. CİHAN

Yorumlar