Kılıçdaroğlu vatandaşa seslendi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Urla İlçesindeki villalar konusunda sert sözlerle eleştirdi.
Kılıçdaroğlu “İki villayla Vali’yi sattı. İki villayla Vali
satana hiçbir ülkede Başbakan denmez. Ona, valiyi pazarlayan adam
denir" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, arıtma tesislerinden çıkan günlük
800 ton çamuru 4 kat azaltacak ve yüzde 92 oranında kurutacak Çiğli
ilçesindeki “Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisiö CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da yeraldığı 5 bin kişinin katılımıyla
yapılan törenle açıldı. CHP’nin henüz adayını açıklamadığı
ilçelerdeki aday adaylarını destekleyen pankartlar dikkat çekti.
Özellikle tesisin yeraldığı Çiğli ilçesindeki belediye başkan aday
adayları pankart yarışına girdi.
Kılıçdaroğlu’yla birlikte törene CHP Ankara milletvekili Sinan
Aygün, CHP İl Başkanı Ali Engin, CHP Genel Başkanı Yardımcıları
Erdoğan Toprak, Bülent Tezcan, Sezgin Tanrıkulu, CHP İzmir
milletvekilleri Alattin Yüksel, Hülya Güven, İTO Başkanı Ekrem
Demirtaş, İTO Meclis Başkanı Nebi Akdurak ta katıldı. Kılıçdaroğlu
“Başbakan Kemalö sloganlarıyla karşılandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürseye çıktığından bir
vatandaşın gösterdiği ayakkabı kutusunu gördüğünü belirterek,
“Ayakkabı kutusunu gördüm Ne olduğunu iyi biliyorumö dedi. İzmir’de
olmaktan mutlu olduğunu ve İzmirlilerle gurur duyduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin en aydınlık kenti, sanayi, çevre dostu,
kültür, fuarlar kenti İzmir. Sadece Türkiye’nin değil Akdeniz’in de
incisi İzmir. Başkan Kocaoğlu, çevre konusunda ne kadar duyarlı
olduğunu gösterdi. Devletin yaptıklarının daha fazlasını İzmir
Büyükşehir Belediyesi İzmir’e yaptı. Ankara, İstanbul Büyükşehir
Belediyeleri metro yapamadılar. “Biz yapamıyoruz, boyumuzu aşıyor’
dediler. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise kendisinin yapacağını ve
kente hizmet vereceğini söylediö dedi.
Çevre’nin çok önemli olduğunu, Başkan Kocaoğlu’nun İzmirlilerin
güzel bir çevrede yaşamasını istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu
hedef için büyük yatırımlar yapılıyor. Çiğli Belediye Başkanı
siyasetteki kokuyu de gidereceğimizi söyledi. İzmir
güzel kokuyor çünkü güzel kent. Kokunun büyüğü Ankara’dan geliyor
Ankara’ya giderseniz burnunuzu tıkayacaksınız" dedi.
Kılıçdaroğlu, 30 Mart seçimlerinde bir gerçeğin altını
çizeceklerini belirterek “Türkiye’de temiz siyasetin
yolunu açmak zorundayız. Halka hesap veren siyaset
yolunu açmak zorundayız . İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı beş
altı yerde kent ormanı yaptı. Yargılanıyor. Kalkıyorsun kent ormanı
yapıyorsun. Milyon Ali’ye verebilirdin. Biliyorsunuz İzmir’e gelen
bir Milyon Ali var. Müteahhitlerin parasıyla parfüm dağıtıyorö
dedi.
DARBEYE BERABER KARŞI ÇIKARIZ
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da seslenerek
“Gerçekleri sen de ben de biliyoruz. Şu ana kadar 50 kez sordum.
Bir soruya yanıt almış değilim. En basit soruyu soruyorum. Ayakkabı
kutusunda 4.5 milyon dolar banka genel müdürün evinde ne arar?
Yanıtı var mı? Yok. Konuşmuyor. Sadece darbe yapıldığını söylüyor.
Kim yaptı? Darbe yapıldıysa gel yanıma beraber karşı çıkacağız.
Halkın dışında başka irade kabul etmiyoruzö dedi.
VALİYİ PAZARLAYAN ADAM
CHP lideri Kılıçdaroğlu, İzmirlilere seslenerek “Sizin bir Vali’niz
vardıö dedi. Urla’da güzel bir koyda Başbakan Erdoğan’ın
yakınlarının villa yapmak istediklerini, ancak Vali’nin 1. derece
doğal sit alanı olduğu için yıkmak istediğini belirten Kılıçdaroğlu
“İki villaya Vali’yi sattı. İki villayla vali satan hiçbir ülkede
Başbakan denmez. Ona “Vali’yi pazarlayan adam' denirö dedi.
ERDOĞAN MUHALEFETE TAHAMMÜL EDEMİYOR
Başbakan Erdoğan’ın Gezi olayları sırasında özel bir tv
yöneticisini aramasıyla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu “Fas’tan
telefon ediyor. “Aman bu sözler neden tv ekranında yazıyla
yeralıyor’ diyor. Düşünebiliyor musun muhalefete tahammül edemiyor.
Hep beraber ayın 30’unda sandığa gidecek, kul hakkı yiyenden hesap
soracağız. Temiz siyaset yolunu açmak için oyumuzu kullanacağız.
Kadın erkek eşitliği için oy kullanacağızö dedi.
Seçim tarihi olan 30 Mart’ın demokrasi tarihi açısından önemli bir
gün olacağını belirten Kılıçdaroğlu “Çocuklarımız geleceğin
belirleyeceğiz. Demokrasimizin, halkın güvencesi altında olduğunu
kanıtlama imkanına kavuşacağız. Hepimize düşen görev var. Ben
görevimi yapmaya çalışıyorum. Kadınlar erkeklere düşen görevler
var. Çocukların geleceği için hep beraber çalışacağız. Güzel
İzmir’e selamlar. Türkiye’nin gözü 30 Mart’da İzmir’e kilitlendi.
Daha yüksek oy bekliyoruz. Sesinizi tüm Türkiye ve dünya inşallah
duyacakö dedi.
KOCAOĞLU ÇEVRE YATIRIMLARINI ANLATTI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çiğli arıtma
devreye girmesinden bugüne kadar 600 ton çamur bu sahadaki
çukurlara döküldüğünü, çevrede de koku yarattığını söyledi. Artık
bu tesiste günde 600 ton çamuru çürütüldüğünü, 800 tonun ise
kurutulduğunu beliten Kocaoğlu, çürütmeyle elde edilen enerjinin
kurutmada kullanıldığını söyledi. Kocaoğlu ise yaptığı konuşmada
Yeni Foça dışında tüm arıtmaları bitirdiklerini, yüzülebilir körfez
hedefiyle, liman kenti niteliğini sürdürecek projeyi
gerçekleştirdiklerin belirtti. Körfez projesi’nin Türkiye’nin en
büyük çevre projesi olduğunu belirten Kocaoğlu, “195 milyon TL
yatırımla yeni bağlanan 10 ilçedeki asbestli borular değişti. 16
milyon 500 bin km arazi yolunu asfaltladık. Gördes barajında gelen
suyun arıtması için 70 milyon TL yatırım yaptık. İzmir’de çeşmeden
akan sular arıtmadan geçirilerek temiz olarak akmaktadır. Kentsel
dönüşüm iyi bir çevre için 300 milyon tl harcadık. Yasaya bize
verilmiş görev olmamasına karşın 400 milyon TL yatırımla inşaatı
devam eden Fuar alanın Temmuz’da açacağız. Kongre merkezi temelini
de yakında atacağızö dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e 10 yılda 6 milyar 138
milyon TL Hükümet’in ise 5 milyar 300 milyon TL yatırım yaptığını
belirten Kocaoğlu “Tasarruf ederek başardık. Bir liralık işi bir
liraya yaptırarak kazandık. Bir liralık işi 3 liraya yaptırmadık.
Onlar bir iş, biz üç iş yaptık. İzmirliler kazandıö dedi.
NAMUSLUYA OY VERİN
Kocaoğlu “İl özel idare malları belediyenin olacak. Köy tüzel
kişiliği arazileri, topraklar köylülerde kalacak, kooperatiflere
verilecek. CHP’li belediyeler bunları almayacak. Vatandaşların
hayatını sürdürmesi için kullanılacak. Kime oy verirseniz verin.
Bana verin demiyorum. Bir tek ölçünüz olsun, namuslu, şerefli,
haysiyetli, dürüst, ahlaklı insanlara oyunuzu verin ki ülke
kalkınsın. Verin ki Cumhuriyet kazanımları ham yapılmasınö
dedi.
Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak da, “İzmir’in çamurunu arıtacak
bu tesisin yanında Genel Başkanımı Kemal Kılıaçdorğlu ve Aziz
Başkan siyasetin çamurunu arıtacakö dedi. Konuşmalarınl
ardından Kılıçdaroğlu, Kocaoğlu’yla birlikte kurdele keserek tesisi
hizmete açtı
KURUTMADA BİRİNCİ, ÇÜRÜTMEDE İKİNCİ SIRADA
2012 Mayıs ayında Türkiye’nin en büyük ileri biyolojik atık su
arıtma tesisi olan Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi sahasında 30 bin
metrekarelik alanda temeli atılan ve 61 milyon 500 bin TL’lik
malolan tesis Ocak ayında devreye girdi. Tesis, kurutma
kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük, çürütme kapasitesiyle ise
ikinci tesisi oldu. Günlük 800 ton çamuru 4 kat azaltarak 200 tona
düşürecek olan tesiste yüzde 92 oranında katı madde içeriğine
ulaşan kurutulmuş çamur, hem tarım ve kentsel yeşil alanlarda hem
de ek yakıt olarak sanayide kullanılabilecek, Tesisten çıkan A
sınıfı biyokatı özelliğine sahip çamurların gübre ve toprak
iyileştiricisi olarak tarımsal alanlarda, orman alanlarında, kömür
ve maden yatakları ile park, bahçe ve rekreasyon alanları gibi açık
alanlarda değerlendirilebilecek. Tesis, çamur çürütme tankları,
çamur depolama tankları, çamur haznesi, basınçlandırma ünitesi, gaz
yakma ünitesi ve biogaz toplama tanklarından oluşuyor.
İTO’DA KONUŞTU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadoğlu, İTO üyeleriyle Meclis
Salonu’nda bir araya geldi. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş, selamlama konuşmasında İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı ve adayı Aziz Kocaoğlu için "Umarız seçimi
kazanır" dedi. Demirtaş daha önce kendisini ziyaret eden Ak Parti
ve MHP adayları için de aynı dilekte bulunmuştu.
EĞİTİME VURGU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üçüncü kez geldiği İTO’da
sözlerine İzmir’i överek başladı. Kılıçdaroğlu, İzmir’in bir dünya,
sanayi ve ticaret, sanat ve inanç kenti olduğunu bunun korunması ve
büyütülmesi için herkese görev düştüğünü söyledi. Kılıçdaoğlu,
dünyanın en stratejik ürününün insan beyni olduğunu vurgulayarak,
“Düşünüyor sorguluyor. Bir toplumun büyümesi gelişmesi için temel
aktör. İnsan nasıl bir çerçeve çizmeli ki biz bilgi toplumunu
yakalamış olalım. Bütün dünya bunu biliyor, eğitim. Eğitimle
toplumu geriye de götürebilirsiniz ileriye de taşıyabilirsiniz.
Çocuk dillendiği andan itibaren 'bu nedir’ diye soru sorar. Biz
eğitime yeteri kadar önem verdik mi? Biz bilgi toplumunu yakalamak
için eğitim politikamızı yeniden oluşturduk mu? Bilgi toplumunu
yakalayan ülkelere baktığımızda eğitimde çok önemli mesafeler
almışlar” dedi.
DÜŞÜNCEDEN KORKMAMALIYIZ
Kılıçdaroğlu, son günlerde yaşanan tartışmalara üzüldüğünü
belirterek, şöyle konuştu: "Türkiye’yi yeniden inşa etmek
zorundayız. Son günlerdeki tartışmalara bakın hepimiz üzülüyoruz.
Keşke tartışma alanlarımız farklı şeyler olsaydı. Oturup uygarca
tartışabilseydik. Ekonomik Sosyal Konsey’in üç ayda bir
toplanması lazım. Bir anayasal kurumdur. Ülkenin ekonomik
ve sosyal sorunlarını tartışır, ama beş yıldır toplanmıyor. O zaman
ciddi bir sorunumuz var demektir. Siyaseti
yeni bir alana taşımak zorundayız. Bu da daha fazla demokrasi ve
özgürlük alanıdır. Asla düşünceden korkmamalıyız. İnsanlar farklı
düşünürler. Farklı düşünen toplumlar gelişir. Bunun yolu eğitimdir.
Eğitime yeterli kaynak ayırabilir muyuz? Hayır."
BİR TRAFİK POLİSİ BİR BAKANA CEZA YAZABİLİR
Mİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ülke düşünün bakan trafik kurallarını aşıyor, hızlı gidiyor.
Devleti temsil eden bir kişi polis de uyarıyor, ceza yazıyor. Kimse
itiraz etmiyor. Soru şu? Türkiye’de bir polis bunu yapabilir mi?
Hayır. Neden? Yasayı uygulama görevi poliste ama uygulamıyor. Güç
tek kişide toplanmasın diye güçler ayrılığı vardır. Öyle bir düzen
kuralım ki gücü bir kişiye temsil etmeyelim. Demokraside geldiğimiz
nokta bu. Yasama yürütme yargı. Milli iradeyi bu üç güç temsil
eder. Dördüncü güç medya ama bizde oluşmadı. İlk üç oluştu mu? Onu
da sorgulamamız lazım. Yasama organı TBMM gerçekten halkın
iradesini temsil ediyor mu? Sizin önünüze biz listeyi koyuyoruz ve
'bunlara oy ver’ diyoruz. 'Vermezsen ayrıca ceza yazacağım’
diyoruz. Millet kendi vekilini seçemiyor. Lider yazdığı zaman
yasama organı kendini yürütme ile bir bütün olarak
görüyor."
HİBRİT DEMOKRASİ
Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporlarının iki yıldır meclise gelmediğini
hatırlatarak, ticaret ve sanayi odalarının, STK’ların bunu
sorgulaması gerektiğini söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu
şöyle konuştu: "Açıkça bir yolsuzluğu ortaya koydunuz çok açık tüm
belgeleriyle. İktidar partisi derse ki bunu reddedeceksiniz red
çıkıyor. O zaman burada ahlaki sorunumuz var. Sağlıklı denetimi
yerine getirmiyor. TBMM kanun çıkarır, kamu harcamalarını denetler.
Bu görevi Sayıştay aracılığıyla yapar ve bir mali rapor hazırlar.
Milletvekilleri de açarlar okurlar doğru ya da yanlış ona göre
bütçe görüşmelerinde konuşurlar. Son iki yıldır mali raporlar
gelmedi. Dünyada örneği yoktur arkadaşlar. İtiraz eden oldu mu?
Ticaret odaları borsalar TÜSİAD, TOBB, sivil toplum itiraz
edecek. Benim vergimi nereye harcadın diye soracak. Demokrasinin
çıkış noktası ödenen vergilerin nereye harcandığını sormaktır.
Bizim demokrasimiz dünyada hibrit demokrasi olarak adlandırılıyor.
Yargı bağımsız ve tarafsız olmak zorundadır."
MERKEL BİR DAKİKA O KOLTUKTA OTURAMAZDI
Kılıçdaroğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i örnek göstererek,
şunları söyledi: "Toplumu ileriye taşımak ahlaki değerleri
yükseltmek zorundayız. Siyaset
ahlaki temeller üzerine inşa edilmezse bizim anladığımız siyaset
değildir. Son günlerde yaşadığımız olaylar herhangi bir batı
ülkesinde olsa Hükümet çoktan gitmişti. Merkel’i düşünün. Bir
televizyon kanalında bir şeyi beğenmiyor, telefon açıp da 'kaldır
oradan’ diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bütün Almanya ayağa kalkar,
Merkel bir dakika o koltukta oturamaz. Bize ne oldu? Bir sorunumuz
var. Bunu bağırmadan çağırmadan oturup düşünmek zorundayız. Toplumu
yeniden inşa edelim derken bunu kastediyorum."
CEBİNİ DÜŞÜNEN SİYASETÇİYE PRİM VERDİK
Kılıçdaroğlu, tarım alanında sözde üstün olan Türkiye’nin yıllık
tarım ihracatının 12 milyar dolar, Konya kadar büyüklüğü olan
Hollanda’nın ise 80 milyar dolar olduğunu vurgulayarak, bazı büyük
kentlerde güneş battıktan sonra sosyal hayat sıfırlandığını, üç
tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin lojistik alanda yeterince
gelişmediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, "Edebiyatta Nobel ödülü
alanımız var, tıpta uluslararası başarılara imza atanımız var.
Hayatın her alanında son derece etkin insanlarımız var. En büyük
yanlış alanımız siyaset. Siyasette
dünya çapında siyasetçi yetiştiremedik. Ülkesini değil cebini
düşünen siyasetçiye prim verdik O nedenle Türkiye bu noktada”
dedi.
GÜNEY KORE ÖRNEĞİ
Kılıçdaroğlu, konuşmasını Güney Kore örneği ile sürdürerek,
"Türkiye, Güney Kore’den önce otomobil üretti markası Anadol. Güney
Kore’nin bugün dünya çapında üç markası var. Biri Samsung. Bizde
Anadol da kalmadı. Bilime teknolojiye olağanüstü yatırım yaptılar.
Kore, Ar-ge’ye milli gelirini yüzde 3.4 ayırıyor biz ise binde 8.
Her 1 milyon kişiye bin 459 buluş düşüyor bizde ise 9. Ne ile
yapıyor bunu üniversite ile yapıyor. Bizim üniversitelerimiz bilgi
üretmiyor korkudan konuşamıyor. Özgürlüğün olmadığı yerde bilim
gelişmez kafanın özgür olması lazım” dedi.
SÜREKLİ ÖVÜLEN LİDER DİKTATÖRE DÖNÜŞÜR
Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından işadamlarından gelen üç soruya
yanıt verdi. CHP lideri, belediye başkan adaylarını açıklamada
neden geç kaldıkları yönündeki soruya “Büyük metropollerde
adaylarımızı henüz belirlemedik. 9 Şubat Pazar günü belirleyeceğiz.
Bütün belediye başkan adaylarımızı belirleyip noktayı koyacağız”
dedi. CHP lideri internet yasağı ve Torba Yasa hakkındaki
düşüncelerini soran işadamlarına şöyle konuştu: "İçinizde Batı’ya
giden çok kişi vardır. Torba Yasa diye tanımladığınızda Batılı der
ki; ne demek Torba Yasa. Medeni Kanun, Ticaret Kanunu vardır. Torba
Kanun yoktur. 20 kanunda değişikliği bir torbanın içine koyup
parlamentoya getirirseniz vatandaş da torba yasa der.
Demokrasilerde bu olmaz. Demokrasilerde yasak olmaz. Yasaklarla bir
yere varılmaz. 12 Mart, 12 Eylül yasakları vardı. Şimdi de yasaklar
getiriliyor. Yasaklarla bir toplum ıslah edilmez. İnternet
yasaklarına karşıyız. Bir politikacının en çok eleştiriye ihtiyacı
vardır. Bir politikacı eleştiriden ders çıkarmak ve hatalarını
görmek zorundadır. Sürekli övülen bir lider diktatörlüğe dönüşür.
Medya üzerinde bu kadar büyük baskılar olmasaydı iktidar bu kadar
büyük hatalara düşmezdi. Eleştirenler işten atıldı. Bu tablo
Türkiye’nin kaldıracağı bir kadro değil."
İKTİDAR DEVLET OLMAYACAK ÜLKEYİ
YÖNETECEK
Kılıçdaroğlu, yine bir soru üzerine partisinin iktidara hazır
olduğunu dile getirerek, "İktidara hazırız. Kadrolarımızla da
hazırız. Son üç yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir.
Tüzüğü değiştirdik, yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Başka
partide yok. Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Ekonomi
politikalarımızı yeniledik. Özel sektörün dinamizminin teşvik
edilmesi gerektiğini biliyoruz. CHP iktidarında ilk 4 ayda siyasi
ahlak yasasını çıkaracağız. Milletvekillerini güveniyor musunuz?
Kimse güvenmiyor. Siyasi partilere de güvenmiyor. Güvenmemekte
haklı mı? Haklı tabi çünkü sorun siyasetin
kendisi. Hazır mısınız? hazırız. Üniversiteleri özgür olmayan bir
toplumun geleceği olamaz. Her türlü düşünce özgürce dile
getirilmeli. Biz Ortadoğu’yu besliyorduk şimdi saman ithal
ediyoruz. Soracağız kendimize neden? Pek çok alanda büyük
yatırımlara imza atabiliriz. Siyaseti
ahlaklı, halkına hesap veren, sosyal devleti, yargı bağımsızlığını
işleten, devletin kurumlarına müdahale etmeyen, Merkez Bankası’nın
bağımsızlığına saygı gösteren yeni bir yapıya ihtiyaç var. İktidar
devlet olmayacak ülkeyi yönetecek. Batıda dış politikada
saygınlığımız olacak. Dış politikada ekonomide
en değerli uzmanlar bizde. Ekonomik
krizde Türkiye’yi çıkaran kadroların içinde olanlar bizde"
dedi.
BOĞAZINIZDAN HARAM LOKMA İNMİYORSA HİÇBİR ŞEYDEN
KORKMAYACAKSINIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını şu sözlerle
tamamladı: "SSK Genel Müdürlüğü yaptım. Türkiye bütçesinden sonra
en büyük ikinci bütçeyi yönettim. Çok sorunlar vardı. Her bakanla
kavga ettim. Sistemi kendi içinde düşündüğünüz zaman her sorunu
aşabileceğinize inanın. Ülkenin her sorunu aşabilecek ve
çözebilecek kapasitesi insan kaynağı var. Genel Müdür iken
soruşturma geçirdim. Her şeyin hesabını verdim. Boğazınızdan
aşağıya haram lokma inmiyorsa hiçbir şeyden
korkmayacaksınız."
Yorumlar