Kılıçdaroğlu: Ses kayıtlarının gerçek olduğunu Erdoğan da biliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili ses kayıtları için 'montaj' ifadesini kullandığını, ancak kayıtların gerçek olduğunu kendisinin de Erdoğan'ın da bildiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Miting öncesinde vatandaşlara Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan ile 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarına adı karışan dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ve gözaltına alındıktan sonra bir süre tutuklu kalan oğlu Barış Güler arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları dinletildi.

Partililerin 'Başbakan Kemal' sloganları arasında kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, "O da olacak inşallah. Bu ülkeye temiz siyaseti getireceğiz. Bu ülkede kul hakkı yiyenleri sandıkta devireceğiz. Bu ülkede emeklinin, işçinin, memurun çiftçinin, hakkını koruyacağız. Çünkü biz halkın partisiyiz, Cumhuriyet Halk Partisi'yiz." dedi.

Başbakan'ın, ailesiyle ilgili internete düşen ses kayıtlarının montaj olduğunu söylediğini belirten Kılıçdaroğlu'nun sözleri sık sık 'AKP'den hesabı Türk milleti soracak' sloganlarıyla kesildi.

"ELBETTEKİ HESABINI SORACAĞIZ"

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Elbetteki hesabını soracağız. Diyor ki 'Bunlar yanlıştır, bunlar montajdır.' Ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak söylüyorum; montajsa ispat edersen hep beraber mücadele ederiz. Bir ülkenin başbakanına kimse iftira atmamalıdır. Ama ben sordum, dedim ki; 'Bunlar montajsa Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kayıtlarını yayınla.' Yayınladı mı? TİB şudur; Türkiye'deki bütün telefon konuşmalarının kaydını orası alır. Eğer Erdoğan, namuslu bir adamsa, 'bana iftira atıyorlar' diyorsa, o kayıtları yayınlasın. Defalarca çağrı yaptım, yayınlamıyor. Niye yayınlamıyor? Çünkü tamamı doğru, ben de biliyorum, o da biliyor."

"MİT, YOLSUZLUĞU 18 NİSAN'DA 3 SAYFALIK RAPORLA TESPİT ETTİ, BAŞBAKAN HİÇBİR ŞEY YAPMADI"

Kılıçdaroğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT), 18 Nisan 2013'te sunduğu 3 sayfalık bir raporla, İranlı işadamı Reza Zarrab'ın bazı bakanlarla olan ilişkisinin hükümete zarar verebileceği konusunda Başbakan'ı uyardığını, ancak Erdoğan'ın 17 Aralık'a kadar bu konuda hiçbir şey yapmadığını söyledi.

Kırıkkale'deki 53 bin, Türkiye'deki 10 milyon emeklinin vicdanına seslendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Aldığınız emekli parasıyla geçinebiliyor musunuz? İkinci iş yapıyorsunuz. 247 katrilyonu götüren adamlar emeklinin halini düşünüyorlar mı? Çocuklarımız ölüyor, 'Yazık oldu seramiklere' diyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Esnaf kardeşime sesleniyorum; senin sorununu çözmediler. 10 yıldır AVM yasasını çıkarmadılar, senin sırtından, senin oyunla geçiniyorlar. Sana bir sözüm var; emekli olduğunda aldığın emekli aylığıyla geçinemiyorsun ama işine devam ediyorsun. İşine devam edince senin aylığından yüzde 15 Sosyal Güvenlik Destek Primi kesiyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında o kesintiyi ortadan kaldıracağım. Çünkü o emekli aylığı senin ananın ak sütü kadar sana helaldir. Emekliye, çiftçiye, esnafa sözüm var. Belediye işçileri, taşeron işçiler, 8 aydır maaş alamıyorlar. Bu nasıl belediye diye sormayacak mısınız? Kırıkkale Belediyesi'nin ne kadar borcu ne kadar geliri var biliyor musunuz? O zaman yapacağımız bir şey var; size bilgi vermeyen, sizden topladığı vergilerin hesabını size vermeyen bir belediyeye hesap sormayacak mısınız? Demek hesabını soracağız. Nerede? Sandığa gideceğiz. Bayram havası ve demokrasi şöleni içinde gideceğiz. Haramilerin iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kurmak için gideceğiz." şeklinde konuştu.

"HIRSIZLIKLARI ORTAYA ÇIKARDILAR DİYE POLİSLERİ, SAVCILARI HAKİMLERİ SÜRDÜLER"

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları üzerinden hükümete yüklenen Kılıçdaroğlu, "Hırsızlıkları ortaya çıkardılar diye polisleri sürdüler, savcıları sürdüler, polis amirlerini sürdüler hakimleri sürdüler, yolsuzluğumuz öğrenilmesin diye. Bütün dünya biliyor, herkes biliyor. Başımızda bir çete var ve kendi çıkarları için çalışıyor. Bu ülkenin işsizi, esnafı, çiftçisi için ne yaptılar? Köşeyi döndüler, yedi sülalelerini zengin ettiler. Artık yeter demeyecek misiniz?" CİHAN