Kılıçdaroğlu: Sen darbe yapıyorsun; adalete darbe vuruyorsun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yapılması planlanan değişikliği eleştirerek "Tek bir parti var adaleti isteyen, o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu: Sen darbe yapıyorsun; adalete darbe vuruyorsun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yapılması planlanan değişikliği eleştirerek "Tek bir parti var adaleti isteyen, o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi. O kadar ileri gidiyorlar ki, hakim ve savcı yurt dışına çıkacaksa ancak bakan izin verebilir. Bir şey daha yapıyorlar, HSYK'daki bütün memurların işine son veriyorlar. Darbe yapıldı, diyor. Sen darbe yapıyorsun. Adalete, darbe vuruyorsun." dedi.

Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, hükümet sözcüsünün 'yolsuzluk yok' dediğini belirterek "Afaki bir rakam bu diyor. Bu ülkede bir 'baş çalan' var. Başbakan değil baş çalan. En iyi rakamı o bilir. Çıkar söyler ne kadar olduğunu rakamın. Hüsnü Mübarek'i bilirsiniz. 55 milyon dolar götürmüş. Bunlarınki 85 milyar Euro. Bari, mağduriyet edebiyatı yapmayın. 247 milyar nasıl alınır? Herhalde bir tek kişi götüremez. Paralel yapı, bürokrat, savcı, hakim, iş adamı gerekiyor. Hayırsever iş adamı diyor. Hayırsever iş adamı, 700 bin liralık kol saati gönderiyor bakana. Yatağa aç giren çocukları, doyurayım demiyor. Başka kim var? Siyasetçi, olması lazım. Devletin içinde bir çete var. Kimse darbe oldu, filan demesin. Ülkenin bir gerçeği var. Ülke soyuluyor. 76 milyon vatandaşın her kuruş vergisinin hesabını sormak benim boynumun borcu. Rüşveti veren adamın uçağı ile umreye gidiyor, yine mağdur bunlar. 700 bin liralık saat olur mu, diyorlar. Fotoğrafı var. Mamak'ta oturan yurttaşlarıma sesleniyorum. 700 bin liralık kol saati, 10 apartman dairesi demektir. Evsizlere söylüyorum. Ne diye takıyorlar, o saati? Bakan mağdur olsun diye. Çetenin reisi kim? Çete üyesi bakan söylüyor: Başbakan söyledi, ben gereğini yaptım, diyor. Sen yolsuzluklar konusunda çete reisisin ve de ustasın, bu konuda. Kimse senin eline su dökemez. Efendim bunların bir bakanı var, devlet şerik kabul etmez, diyor. Ortak kabul etmez diyor. Bunu başındaki zata söylesene, sen devletin ortağı değilsin desene. Parayı götürüyor, Sayıştay raporunu getirmiyor. Sonra ortak kabul etmez devlet diyor." diye konuştu.

"BAŞBAKANIN OĞLUNU YANINA ALMASI DEVLETE MEYDAN OKUMADIR"

"Darbe yapacaklar korkusunun altında oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin yatıyor." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Çocuğu olan, iş arayan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Biri aranacak, aranan senin çocuğun ise alır götürürler. Başbakan'ın çocuğu ise kimse dokunamaz. Geçen çıktı ortaya, Başbakan'ın arabasına binmiş. Bu, devlete meydan okumadır. Benim çocuğum yolsuzluk da yapsa, rüşvet de verse, rüşvet de alsa onun garantisi benim diyor. Onun çocuğunun sizin çocuğunuzdan farkı ne? Ayrıca özelliği ne? Temel bir özelliği var: Rüşvet almak. Bütün dünyanın terörü destekliyor diye, listeye aldığı adamla oturup konuşuyor. Bu darbe 60, 70, 80 darbesinden de ağırdır, diyor. Ağır çünkü, senin tüm rüşvetlerin ortaya çıkarıldı. Sen diyorsun ki, ben seçimlerde hesaplaşacağım. Demokratik ülkede rüşvete bulaşanın hesap verdiği yer yargıdır. Benim görevim seni yargının karşısına çıkartmaktır." şeklinde konuştu.

"TEFTİŞ KURULU TEHDİT KURULU HALİNE GETİRİLİYOR"

Konuşması sırasında "Haram olsun" sloganlarının atılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Haram olsun diyorsunuz. Demek yetmiyor. Rezil oldular, hala devam ediyorlar, halkın önüne çıkmaya. İstifa ederken, beni destekleyin diyor, bakanlara. Bir de çıkmış, bize darbe yapıldı diyor. Operasyon yapan polisi 2 saat içinde görevden aldılar. Şimdi bütün hakim ve savcıları Adalet Bakanı'na bağlıyorlar. Bakan tek yetkili olacak. Sözünü dinlemezlerse Teftiş Kurulu'na gidilecek. Ama Teftiş Kurulu da bakana bağlanacak. Teftiş Kurulu'nu tehdit kurulu haline getiriyor. Ne diyordu Erdoğan yargılarım HSYK'yı diyordu. İşte o yargılama yetkisini almaya çalışıyor. Adalet Bakanı'na adli genelge çıkarma yetkisi veriyor. Bu teklif Bakanlar Kurulunda görüşülmüyor. AK Parti vekillerine vermişler. Tek bir parti var adaleti isteyen o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi. O kadar ileri gidiyorlar ki hakim ve savcı yurt dışına çıkacaksa ancak bakan izin verebilir. Bir şey daha yapıyorlar HSYK'daki bütün memurların işine son veriyorlar. Darbe yapıldı diyor. Sen darbe yapıyorsun. Adalete darbe vuruyorsun."

Seçime az bir süre kaldığını ve adresin CHP olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında 5 kuruş rüşvet alana da rüşvet verene de göz açtırmayacağım. Güçler ayrılığı ilkesini yeniden oluşturacağız. Hakim vicdanının sesini dinleyecek. Yeter mi? Yetmez. Devletin kurumları çalışacak. Herkes işini yapacak. Güvencesi ben olacağım. Yeter mi? Yetmez. CHP iktidarında kesin hesap komisyonu kurulacak, başkanı da Muhalefetten olacak. Ben hesap vermeyi namuslu ve onurlu bir görev sayacağım. Yeter mi? Yetmez. Siyasi Ahlak yasasını çıkaracağım. Hesabını vermeyen siyasete giremeyecek. Yeter mi? Elbette yetmez. Bağımsız özel kuruluşlar var. SPK gibi bunlar oturacak işilerini adam gibi yapacak. Kamu ihale yasasını yolsuzluk yapmaya izin vermeyecek şekilde değiştireceğiz." dedi.

Uludere'de ölen 34 vatandaşın hesabını soracağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "O dosyayı açmak, hesabını sormak benim boynumun borcu. İstediğin kadar kapatmaya çalış. Allah büyüktür. Bunun hesabını vereceksin." ifadelerini kullandı.

"MAĞDUR OLAN İLKER BAŞBUĞ, SEN DEĞİLSİN"

"Bu mücadele sıradan bir mücadele değil. Haklıyla haksızın mücadelesi. Hukuku savunanla hukuku çiğneyenlerin mücadelesi. Rüşvetle müdacele edenle, rüşvet verenin mücadelesi bu." diyen Kılıçdaroğlu, "'Hapishanelerde yüzlerce masum insan var' dedi. Düne kadar o insanlar hapse girsin diye davanın savcısı benim, dedin. Şimdi masum insanlar, diyorsun. Bir sorgula bakalım kendini, neden ben savcısıyım dedin. Bir mağdur varsa, İlker Başbuğ'dur o. Sen değilsin. Teğmen Çelebi'dir mağdur. Boynuna poşu taktı diye, 11 yıl hapisle yargılanan Kırmızıgül'dür. Parasız eğitim istiyoruz diyen gençlerdir, mağdur. Mağdursa Kuddusi Okkır mağdur. 8 milletvekili hapisteydi. Hala mağdurum, diyor. Sen zalimsin, sen mağrursun. Millet aç, sefil perişan, sen milyarlarınla oynuyorsun. Hepimiz bu bağlamda düşünecek ve mücadele edeceğiz." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, sözlerini "Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşamak." diye bitirdi.






CİHAN

Yorumlar