Kılıçdaroğlu'nun açtığı hakaret davasına ret

Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sürekli 'diktatör bozuntusu' ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında aynı ifadeyi kullanan vatandaşa dava açtı. Mahkeme ceza talebini reddetti

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu'nun açtığı hakaret davasına ret
Ankara'nın Mamak ilçesinde bir vatandaş evinin balkonuna "Sayın Kılıçdaroğlu, olsa olsa diktatör bozuntusu siz olursunuz" pankartı astığı için hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. 

Evinin balkonuna astığı "Sayın Kılıçdaroğlu, olsa olsa diktatör bozuntusu siz olursunuz" yazılı afişle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açılan vatandaş hakkında "takipsizlik" kararı verildi. Kararda, "Somut olayda mağdurun, devletin başı olan Cumhurbaşkanı hakkında söylediği sözlerle, buna tepki olarak kendisine söylenen sözler birebir aynıdır. Bu itibarla sert eleştiri mahiyetinde kaldığı ve hakaret boyutuna ulaşmadığı sonucuna varılmıştır" denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, evinin balkonuna astığı "Sayın Kılıçdaroğlu, olsa olsa diktatör bozuntusu siz olursunuz" ibaresi bulunan pankartla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen vatandaş için "takipsizlik" kararı verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararında, CHP Mamak İlçe Başkan Yardımcılarının, bir evin balkonunda Kılıçdaroğlu'na hakaret içeren afiş asıldığı gerekçesiyle ihbarda bulunduğu, ardından açılan soruşturmada, İrfan Karataş adlı vatandaşın evinin balkonuna, "Sayın Kılıçdaroğlu halkın seçtiği Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanına diktatör bozuntusu diyemez, olsa olsa diktatör bozuntusu siz olursunuz. TBMM'de görev yapan 550 milletvekiline sesleniyorum, PKK'ya maddi ve manevi destek veren namussuz, alçak, şerefsiz ve vatan hainidir. Sayın 1128 akademisyen bozuntularına sesleniyorum, akademisyen olmuşsunuz ama adam olamamışsınız, bildiriye imza atan namussuz, alçak, şerefsiz, vatan hainidir. Şehitler ölmez vatan bölünmez. İrfan Karataş" yazılı afiş astığının belirlendiği aktarıldı.

Karataş'ın, alınan ifadesinde, afişi tanımadığı bir tabelacıya hazırlatıp kendisinin astığını, afişin yapımı ve asılmasında başka kimsenin iştiraki bulunmadığını beyan ettiği bildirilen kararda, afişteki "TBMM'de görev yapan 550 milletvekiline sesleniyorum..." diye başlayan cümledeki olumsuz nitelemelerin, yasa dışı terör örgütü PKK'ya maddi ve manevi destek verme şartına bağlı tutulduğu ve isim belirtilmediği kaydedildi.

Kararda, "Bu sözlerin kime söylendiğine ilişkin duraksanmayacak bir açıklık bulunmadığı göz önüne alındığında, müsnet hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır." denildi.

Akademisyenlere yönelik ifadelerde muhatap belliyse de hakaret suçunun takibinin şikayete bağlı olduğuna işaret edilen kararda, akademisyenlerce şikayette bulunulmaması nedeniyle Karataş hakkında kovuşturma talebinde bulunmanın mümkün olmadığı belirtildi.

Kararda, afişte "hakaret olarak değerlendirilebilecek ifadenin" Kılıçdaroğlu ile ilgili cümle olduğuna yer verilerek, "Afişte, Kılıçdaroğlu'nun, halkın seçtiği Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına 'diktatör bozuntusu' demesine karşı çıkılmakta ve mağdur Kemal Kılıçdaroğlu'na ait olduğu iddia olunan 'diktatör bozuntusu' sözüyle kendisine tepki gösterilmektedir." ifadesi kullanıldı.

İnternetten yapılan araştırmada, Kılıçdaroğlu'nun, başbakanlığı döneminden başlayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 13 Mayıs 2014 ve 15 Aralık 2015 tarihlerinde, TBMM'deki CHP Grup toplantılarında bu sözü kullandığının belirlendiği kaydedilen kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) örnek kararlarına da yer verildi.

Kararda, şunlar belirtildi:

"Soruşturmaya konu sözler, kişisel bir husumet ortamında değil, siyasal bir tartışma zemininde sarf edilmiştir. Anamuhalefet partisi lideri olan Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı hakkında söylediği 'diktatör bozuntusu' şeklindeki eleştiriye açık ifadelere cevap mahiyetindedir. Bir kışkırtmaya cevap olarak kullanıldığında saldırgan dilin daha fazla koruma altına alınması gerekmektedir. Somut olayda, mağdurun (Kılıçdaroğlu), devletin başı olan Cumhurbaşkanı hakkında söylediği sözlerle, buna tepki olarak kendisine söylenen sözler birebir aynıdır. Bu itibarla, sert eleştiri mahiyetinde kaldığı ve hakaret boyutuna ulaşmadığı sonucuna varılmıştır."

Yorumlar