Kılıçdaroğlu: Konuşmasın diye Reza Zerrab’ı çıkaracaklar
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan Reza Zarrab’ın tahliye edileceğini iddia etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet
operasyonu kapsamında tutuklanan Reza Zarrab’ın tahliye edileceğini
iddia etti. Kılıçdaroğlu, “İçeride tutuklu olan aslen İranlı Zerrab
var. Buna diyecekler ki, ‘Seni çıkaracağız, sen konuşma.’ Çünkü bu,
‘biraz daha beni içeride tutarsanız konuşacağım’ dedi. Haber
gönderdi. Onun konuşması istenmiyor. Bir süre sonra onu
çıkaracaklar. Önce mal varlıkları üzerindeki tedbirleri
kaldırdılar. Sonra dışarı çıkartıp ‘sen konuşma biz idare edeceğiz’
diyecekler. Herkes bunu aşama aşama görecek.” ifadelerini
kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cihan TV Network’te
yayınlanan Anadolu’da Sabah programının Başkent konuğu oldu.
Kılıçdaroğlu programda şu ifadeleri kullandı: “Sağlıklı çalışan bir
demokraside ve yolsuzluk yapmadığını iddia eden Bakanların
bulunduğu bir demokraside herhangi bir fezleke gelebilir.
Fezlekenin muhatabı TBMM’dir. Normalde kendi bürokratik prosedürü
içerisinde gelir ve Adalet Bakanlığı bunun üzerinde hiçbir yorum
yapmadan Başbakanlığa gönderir. Oradan da TBMM’ye. Şimdi
fezlekelerin geri iade edildiğini görüyoruz. Bir açıklama
yapacaklardır herhalde. Korkuyorlar çünkü yolsuzluk ve rüşvet
olduğunu çok iyi biliyorlar. Seçimlere kadar da uyutmak istiyorlar.
Seçimlerden sonra da uyutmak ve kapatmak istiyorlar. Ama bu o kadar
büyük bir rüşvet ve yolsuzluk operasyon ki kapatmak mümkün değil.
247 milyar liralık toplam tutarı var bu işin. Bakanların 1 değil 30
kez rüşvet aldığı rüşvet aldığı tespit edilmiş. Fotoğraflarla,
çantalarla, elbise askılıklarıyla taşınan paralarla tespit edilmiş,
fotoğraflandırılmış, delillendirilmiş ve dosyaya konmuş. Neden iade
ediyorsunuz, gerçekler görünmesin diye. Savcılar, valilileri,
emniyet müdürlerini değiştirdiler. Bunların hepsini biliyoruz.
İmanı olan bu milletin kul hakkı yiyenlerden hesap sorması lazım.
Kul hakkı yemek Müslümanlıkta en büyük günahsa, kul hakkı yiyeni
Allah, ‘Her türlü günahınla gel ben seni affederim. Ama kul
hakkıyla gelme bunu affetmem’ diyorsa bunu milletin şapkasını önüne
koyup düşünmesi lazım. Neden bu insanların fezlekeleri TBMM’ye
gelmiyor. Eğer bunlar düzgün ve namuslu adamlar olsaydı derlerdi ki
‘Fezlekeleri getirin. Benim suçum, günahım yok’ demesi
lazımdı."
'PEK ÇOK DELİLİ KARARTMAYA ÇALIŞACAKLAR'
Eski Kayseri Milletvekili Suat Hayri Ürgüplü'nün de adının
yolsuzluğa bulaştığında, önce Bakanlıktan istifa ettiğini
hatırlatan Kılıçdaroğlu, "TBMM kürsüsünden dedi ki, ‘Beni Yüce
Divan’a sevk edin. Ben aklanmak istiyorum.’ dedi. Yüce Divan’a sevk
ettiler. Gitti Yüce Divan’a yargılandı. Beraat etti geldi, tekrar
Meclis’te oturdu. İşte dürüst adam budur. Dürüst adam kaçmaz.
Boğazından aşağıya haram lokma inmemişse onun verilmeyecek hesabı
yoktur. Siz her türlü pisliğe bulaşmışsınız, hala bağırıyorsunuz,
‘Biz bir şey yapmadık’ diye. Yapmadıysan çık milletin önünde.
Normal mahkemede değil Anayasa Mahkemesinde, Yüce Divan’da
yargılanacaksın. Çık hesabını ver. Ama yapılmıyor. Fezlekeleri iade
edecekler. Pek çok delili karartmaya çalışacaklar. Pek çok delili
fezlekelerin içine koymamaya çalışacaklar. Savcılar ona göre
ayarlandı. Ona göre bürokrasi oluşturuldu. Emniyet ona göre
ayarlandı. Bu fezlekelere belki birkaç uyduruk şey koyup hiçbir şey
yokmuş gibi meclise gönderecekler. Ama milletime söylüyorum. Eğer o
delilerde oynama yapar, bazı deliller fezlekelerin içine konmazsa
biz onun hesabını soracağız. Bu iddialar ciddi iddialar. Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu
nasıl kapatacaklar onu biliyoruz. İstanbul Emniyet Müdürü’nü nasıl
değiştirdiler. Başbakan özel uçağını gönderdi Valiyi aldı getirdi
İstanbul’a ve o gece olaya nüfuz etmeye ve kapatmaya başladılar.
Savcıları, Emniyet Müdürlerini görevden aldılar. Bu olayı bir
şekilde kapatın dediler. Bu bütün milletin gözünün önünde yapıldı.
Şimdi bunu nasıl kapatmak istiyor. Bir paralel devlet var. O
paralel devlet varsa gider paralel devletle mücadeleni yaparsın.
Ben ayakkabı kutusunda saklanan 4 buçuk milyar doları merak
ediyorum. Ben bakan çocuklarının yatak odalarındaki kasaları,
içindeki milyar dolarları, para sayma makinalarını meral ediyorum.
O paraları oraya kim getirdi, kim koydu. Bir bankanın genel müdürü
parasını bankaya yatırmıyor da ayakkabı kutusunda evde saklıyor.
700 bin liralık saati Allah aşkına kim aldı. Bana bunun hesabını
versin. Bir bakanın 700 bin liralık saati Mamak’ta 10 daire
demektir." ifadelerini kullandı.
'İKTİDAR YOLSUZLUĞUN ÜZERİNİ KAPATMAYA ÇALIŞIYOR'
Tutuklu olan İran asıllı Reza Zarrab'ın 'Biraz daha beni içeride
tutarsanız konuşacağım' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, ‘Seni
çıkaracağız sen konuşma.’ şeklinde haber gönderildiğini, Onun
konuşmasının istenmediğini vurgulayarak şunları söyledi: "Bir süre
sonra onu çıkaracaklar. Önce mal varlıkları üzerindeki tedbirleri
kaldırdılar. Sonra dışarı çıkartıp sen konuşma biz idare edeceğiz.
Diyecekler. Herkes bunu aşama aşama görecek. Bunlarda Allah korkusu
yok. Emin olun bunu inanarak söylüyorum. Din, iman diyorsun bu
kadar büyük hırsızlık yapan sistemi nasıl kurdun. Paralel devlet
var. Ben inanıyorum. Yolsuzluk yapmak konusunda bir paralel devlet
oluşturmuşlar. Bakanı, Başbakanı, büroklatları var. Diğer
altyapıları oluşturulmuş. Kirli iş adamları da var. Sistemi
kurmuşlar. Al takke ver külah. Sen önce bunu aydınlatacaksın.
Yolsuzluk yapanlardan hesap soracaksın. Hesap sorarsan biz senin
yanındayız. Yolsuzluk yapandan hesap sor. Öyle bir noktaya geldik
ki, bir bakan çıktı ne dedi. ‘Sayın Başbakan, sen bana istifa et
diyorsun. Ama sen talimat verdin, ben de yerine getirdim. Sen
söyledin ben imzaladım. İstifa edeceksen senin istifa etmen lazım.’
Çıkıp televizyonda ifade etti. Senin bakanın söyledi. Bütün bunlar
biliniyor. Bunların üzeri kapatılamaz. Artık dünyada da
kapatılamaz. Yolsuzluk her ülkede olur. İktidarın görevi
yolsuzlukları kapatmak değil, üzerine gitmektir. Sorunumuz da
burada. Ben neden yolsuzluk oldu diye hükümeti eleştirmiyorum. Bir
tanesi gitmiş yolsuzluk yapmış olabilir. Yolsuzluğun üzerine gidip
hesabını sormaktır ve temiz toplum oluşturmaktır. İktidar
yolsuzluğun üzerini kapatmaya çalışıyor. Bizim de isyan ettiğimiz
nokta budur. Bırakın herkes hesabını versin.”
YENİDEN YARGILAMA TARTIŞMASININ AMACI YOLSUZLUĞUN ÜZERİNİ
KAPATMAK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon ve Balyoz davasında
yeniden yargılama tartışmalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede
hükümeti samimi bulmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu şunları
söyledi: “Hükümetin bu konudaki adımlarını samimi bulmuyoruz. Biz
öteden beri Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasını istiyoruz.
Bununla ilgili kanun teklifi verdik. Bununla ilgili kanun teklifi
verdik. Yeniden normal mahkemelerde görünmesini istiyoruz. Biz 6 ay
önce 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi’nde söyledik. Bu
davalar yeniden görülsün. Hemen kanun teklifi verdik. Hükümet bu
davaların yeniden görüşülmesini istiyorsa hemen gelsin bir günlük
iş. Ama gündem değiştirmek amacıyla, yolsuzluk olaylarını örtmek
amacıyla. Bunların yeniden görüşeceğiz. Bu mahkemeleri
kaldıracağız. Biz itiraz etmiyoruz ki. Bizim itiraz ettiğimiz ve
üzerinde durduğumuz nokta bunların getirin demokrasi açısından
gelişecekse hiçbir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz yolsuzlukların
üzeri örtülmez. Demokrasinin önündeki en büyük engellerden
birisidir. Yolsuzluğun geleneksel hale gelmiş olması. Yolsuzluğun
üzerine gidilmezse bir toplumu çürütür. Başbakan, ‘yolsuzluk
olsaydı bu kadar yatırım olur muydu?’ diyor. Yolsuzluğu o kadar
içselleştirilmiş ki. Yolsuzluk, oluşturulan katma değerin
paylaşımında yolsuzluk olur. Anadolu’da bir esnaf, sabah dükkanını
açtı, alışverişini yaptı. O da bir miktar kar elde etti." CİHAN
Yorumlar