Kemal Kılıçdaroğlu: Başbakan yine yalvaracak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Lice’de indirilen Türk bayrağıyla ilgili, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yine yalvaracağını söyledi. Çözüm sürecinin Erdoğan ve Abdullah Öcalan arasında...

Google Haberlere Abone ol
Kemal Kılıçdaroğlu: Başbakan yine yalvaracak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Lice’de indirilen Türk bayrağıyla ilgili, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yine yalvaracağını söyledi. Çözüm sürecinin Erdoğan ve Abdullah Öcalan arasında geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, “İki tarafta da güvensizlik var. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilmiş. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilir mi? Öyle görülüyor ki bu süreç Türkiye’yi çıkmaz noktaya götürecek bir süreçtir. Süreci bu şekli ile götürmelerinin nedeni, kişisel kariyer hesabı üzerinden yapılıyor bütün bu hesaplamalar.” dedi.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçimi sürecinde görüş alış verişinde bulunmak için gerçekleştirdiği görüşmelere devam ediyor. Kılıçdaroğlu, görüşmeler çerçevesinde bugün Demokratik Sol Parti’yi (DSP) ziyaret ederek, Genel Başkan Masum Türker'le görüştü. İkili, çıkışta basın mensuplarına görüşeme hakkında açıklamalarda bulundu.

Ziyaret hakkında bilgi veren DSP Genel Başkanı Masum Türker, “Büyük ölçüde paralel düşünüyoruz, birlikte düşünüyoruz. Türkiye’nin saygın bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Seçilecek cumhurbaşkanının Türkiye’yi temsil etmesi, demokrasiye inanması, özgürlüklere inanması, hukukun üstünlüğüne inanması, Türkiye’yi yurt dışında ve yurt içinde hak ettiği şekilde temsil etmesi bizim en büyük arzumuz. Cumhurbaşkanı adayını büyük bir toplumsal uzlaşı ile belirlemek istiyoruz. Bu nedenle sayın genel başkanın ve arkadaşların görüşlerini aldık. Kendilerine yürekten teşekkür ediyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.

DSP ile düşüncelerinin aynı yönde olduğunu vurgulayan Kılıdaroğlu ise “Bizim de düşüncemiz kendileri ile aynı yönde, Türkiye’nin bütünlüğünü kucaklayacak, bölünmesini önleyecek bir cumhurbaşkanının geniş bir toplumsal mutabakatla seçilmesidir. Türkiye’de siyasi partilerin işbirliği yapması yasak, ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde adayların yüzde 10’dan fazla alan partiler tarafından gösterilebileceğini ve dolayısıyla her partinin mutabık kalanın aday için propaganda yapılabilmesine imkân veriyor. Bu konudaki görüşlerimiz paylaştık. Biz bu konuda CHP’nin yapacağı çalışmada bir bütünlüğü sağlayan bir cumhurbaşkanı bulunduğu ve bu konuda bizlerden destek alındığı zaman biz bu konuda destek vermeye hazır olduğumuzu kendilerine belirttik.” ifadelerini kullandı.

“BİZ İSTİYORUZ Kİ GENİŞ BİR MUTABAKAT SAĞLAYALIM”

Basın açıklamasının ardından Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının sorularına da cevap verdi. “Hafta sonu belediye başkanlarınızı toplayacaksınız. Önümüzdeki hafta adayınızı açıklayacaksınız diyebilir miyiz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Bir toplumsal uzlaşmadan, büyük bir toplumsal uzlaşmadan söz ediyoruz. Bütün görüşmelerimizi yapmadan aday açıklamamız, yaptığımız bu çalışmanın boşa gitmesi olur. Biz istiyoruz ki geniş bir mutabakat sağlayalım. Cumhurbaşkanı sıradan bir kişi değil, Türkiye’yi temsil edecek ve bizim en büyük arzumuz 76 milyon yurttaşın da “bu benim cumhurbaşkanım olabilir” diyebileceği birisini saptamak. O nedenle bu görüşmeleri yapıyoruz. Sanıyorum önümüzdeki süreç içerisinde çok uzun olmayacak bu, kısa bir süreç içerisinde görüşmelerimizi tamamlayacağız. Sonra cumhurbaşkanı adayımız belirleyeceğiz.” cevabını verdi.

“BİZ ASLINDA BİRLEŞMEK ZORUNDAYIZ”

“Sayın Türker ile paralel düşündüğünü söylediniz. Paralel kelimesi ile ne anlatmaya çalıştınız?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu, “Gayet basit. DSP, CHP biz farklı düşünen siyasi partiler değiliz, sosyal demokrat partiyiz. DSP’nin genel başkanlığını yapan, geçmişte CHP’nin de genel başkanlığını yaptı. Kastım budur. Hatta sayın genel başkanın önünde söyleyeyim. Biz aslında birleşmek zorundayız, ayrışmak değil, beraber olmak zorundayız. Düşüncelerimiz beraber, dünyaya bakışımız beraber, insana bakışımız beraber. Rahmetli Ecevit, “ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” demişti. Aynı ben de söylüyorum. Aynı şeyi sayın genel başkan da söylüyor. Türkiye, süratle başka bir alana evriliyor. Dolayısıyla bizim bölünme lüksümüz yok. Beraber olma, güç birliği yapma, birlikte olma ihtiyacımız var. Paralelden kastım buydu.” şeklinde cevap verdi.

“BAYRAĞIN İNDİRİLMESİNE TAHAMMÜL EDEMEYİZ”

“Diyarbakır’da çalıştay vardı. Lice’de de çatışmalar sürüyor. Yaklaşık 2 haftalık olaylar sonrası Türk bayrağı indirildi. Hem çalıştayı hem olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu şekilde cevap verdi:

“Türk bayrağını indiren bir hareketi asla ve asla kabul edemeyiz. O bayrak hepimizin ortak paydasıdır. Bayrak üzerinden siyaset yapılmaz. O bayrağın kırmızı renginde dedelerimizin kanları vardır. Biz öyle biliyoruz. Bayrağı indireceksiniz, siyaset yapacaksınız. Bu doğru değil. Doğru değil. Asla kabul etmiyoruz. Recep Tayip Erdoğan’ın çıkıp bu konuda konuşmasını bekliyorum. Gerçi her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını biliyorum ama bayrak konusunda ne söyleyecek gerçekten merak ediyorum. Biliyorum yine yalvaracak. Yine “ne olursunuz bayrağa saldırmayın” diyecek. Bayrağın indirilmesine tahammül edemeyiz. İşin özü budur. Lice’de olayları yakından izliyoruz. Milletvekili arkadaşlarımızı gönderdik. Çünkü hükümet kanadı doğru bilgi vermiyor. Bir süreç yaşanıyor. Sürecin ne olduğunu kimse bilmiyor. İki kişi biliyor. Masanın bir ucunda Recep Tayip Erdoğan oturmuş, öbür ucunda Abdullah Öcalan oturmuş, ikisi beraber oturup konuşuyorlar. Ne konuştuklarını bilmiyoruz. Ne ödün verildiğini de kimse bilmiyor. İki tarafta da güvensizlik var. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilmiş. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilir mi? Öyle görülüyor ki bu süreç Türkiye’yi çıkmaz noktaya götürecek bir süreçtir. Süreci bu şekli ile götürmelerinin nedeni, kişisel kariyer hesabı üzerinden yapılıyor bütün bu hesaplamalar. “Ben nasıl cumhurbaşkanı olurum”, “karşıdaki kişiyi nasıl aldatırım, onun oyunu alırım” bunun üzerine inşa ediliyor. Türkiye, bu gerçeği görmek zorundadır.”

CİHAN

Yorumlar