Kemal Burkay, yasaklar ve ses kayıtlarını değerlendirdi

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, Türkiye’de Twitter’in ardından Youtube’un da kapatılmasıyla akıllara 'Sıra Facebook’a mı geldi' sorusunun geldiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Kemal Burkay, yasaklar ve ses kayıtlarını değerlendirdi

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, Türkiye’de Twitter’in ardından Youtube’un da kapatılmasıyla akıllara 'Sıra Facebook’a mı geldi' sorusunun geldiğini söyledi. Burkay, son yayınlanan ses kayıtlarına ilişkin de “Yönetimler bu türden suçlarını, komplo ve operasyonları dünya kamuoyundan, hatta bizzat kendi halklarından gizlerler." dedi.

    Hükümeti sorumlu davranmaya çağıran Kemal Burkay, yazılı açıklama ile sosyal medyaya getirilen yasakları değerlendirdi. Başbakan Erdoğan’ın Twitter’ın kötü kullanımından rahatsız olduğunu belirten Burkay, “Gerçi herkese açık olan ve her türden kişinin yazabildiği bu tür iletişim araçları kötü amaçlarla kullanılabilir. Edeplinin yanı sıra edepsiz ve küfürbaz da orada boy gösterir. Yalan haber üreten ve yayan da olur. Ben de Twitter kullanan biriyim ve 80 bin dolayında takipçim var. Ama bazı seviyesiz ve tacizci kişilerin bu tweetlere yaptığı yorumlar nedeniyle tweetlerin altındaki notlara çoğu zaman bakmam. Bu durumdan zaman zaman da yakındım. Buna rağmen Twitter’ı kullanmayı sürdürdüm. Bu kötü kullanım Youtube’da, Facabook’ta da olabilir ve oluyor. Ama böyle olması bu çağdaş ve gelişkin, iyi ya da kötü herkesin kendisini ifade ettiği iletişim araçlarını kapamayı veya engellemeyi gerektirir mi? Kötü kullanımın çözümü elbette bu değil. Yapılması gereken, ciddi bir denetimin yanı sıra, hakaret, yalan haber ve benzeri biçimlerde kişilik haklarına yapılan saldırıların önlenmesi veya başka türden suçları işleyenlerden hesap sorulmasıdır.” görüşünü belirtti.

    Öte yandan dünyanın her yanında milyonlarca insanın kullandığı bu kadar kapsamlı bir iletişim ağında bunu önlemenin de kolay olmadığına dikkat çeken Burkay, şöyle devam etti: “Kimi izleyecek ve kimin peşine düşeceksiniz? Türk hükümeti bunun çözümünü, bazı başka ülkeler gibi, Twitter ve Youtube’u engelleyerek buldu. Ne var ki böylece kötünün yanında yaş da yanıyor, milyonlarca insanın haberleşmesine, görüş ifade etmesine yarayan önemli ve çağdaş yollar kapanıyor. Bu uygulama, trafik kurallarına uymayan sorumsuzlar var diye (ki bu ülkede sayıları çok fazla) yolları tümden ulaşıma kapamak gibi bir şey.Ve akla şu soru geliyor: Sıra Facebook’a mı geldi? Bu da yapılsa, Sayın Başbakan ve hükümet mensupları elbet bir şey kaybetmezler. Onlara açık onlarca televizyon kanalı ve gazete var. Miting meydanları var… Sabahtan akşama kadar konuşabilir, görüşlerini kitlelere iletebilirler. Ama bu olanakları olmayanların ve milyonlarca insanın kendini tek ifade aracı sosyal medyadır.”

    "BUNLARA ÇOĞU ZAMAN DEVLET SIRRI DERLER"

    HAK-PAR Genel Başkanı, kendilerinin de şu seçim döneminde, TV kanalları ve gazeteler bize hepten kapandığı için, asıl olarak sosyal medyayı kullandıklarını belirterek “Öte yandan sosyal medyada kötü kullanımdan şikayetçi olabiliriz; ama bu medyanın bilgiyi geniş kitlelere ilettiğini de unutmamalı. Yöneticilerin çoğu zaman şikayetçi oldukları da budur. Yöneticiler genel olarak eleştirileri sevmezler. Ayrıca yönetimlerin halktan gizledikleri olur. Bunlara çoğu zaman devlet sırrı derler. Ama bu sırların bir bölümü çoğu zaman yönetimin hukuk dışı tasarrufları, yani suçlarıdır.” diye konuştu.

    “YÖNETİMLER SUÇLARINI KOMPLO VE OPERASYONLARI GİZLER”

    “Bu ülkede 17 bin faili meçhul cinayet bu türden değil miydi? Wikileaks’in açıkladığı Pentagon bilgileri bu türden değil miydi?” diye soran Kemal Burkay, son yayınlanan ses kayıtlarına ilişkin, “Yönetimler bu türden suçlarını, komplo ve operasyonları dünya kamuoyundan, hatta bizzat kendi halklarından gizlerler. Örneğin Türkiye’de şu Youtube’un kapatılmasına neden olan olay neyin nesidir? Youtube’a yansıyan ve kapanmaya neden olan ses kaydı Dışişleri Bakanlığı’ndaki bir toplantı ile ilgili. Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, Mit Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanı oturup Suriye sorununu konuşmuşlar. Hükümet bu toplantının dinlenip kayıtların yayınlanmasını casusluk olarak niteledi, Youtube’a ulaşımı engelledi ve ses kaydının içeriğinin yayınlanmasını da yasakladı. Ama ses kaydı zaten anında dünyanın her yanına ulaşmıştı. Öyle olunca, bu toplantının içeriğinin yayınlanmasını, tartışılmasını engellemek sadece bu ülkenin insanlarının ne olup bittiğini bilmesini önlemeye yöneliktir. Bir başka deyişle hükümet gerçeği kendi halkından saklıyor. Oysa gerçeği öğrenmek bizim de hakkımızdır. Neler oluyor? Suriye konusunda ne planlar yapılıyor? Ülkeyi savaşa sokmak için kumpaslar mı kuruluyor? Dünyadan ve bizzat kendi halkından gizlenen ne? Devlet sırrı mı, yoksa bir suç mu? Hükümet açısından hukuk dışı bir durum yoksa 'devlet sırrı' paravanasının arkasına saklanmanın anlamı ne?” açıklamasını yaptı.

    "ÜLKEYİ DE SAVAŞ YANGININDAN UZAK TUTMALI"

    Burkay, her ülkenin saldırıya uğradığı zaman kendini savunma hakkı olduğunu belirterek, “Ama başka bir ülkeye saldırmak için komplolar düzenlemek uluslararası hukuka göre de iç hukuka göre de suçtur. Savaş çıkarsa yarın cephelerde ölecek olanlar bu ülkenin insanlarıdır. Suriye iç savaşına taraf olmak, bundan da öte, Suriye ile savaşa tutuşmak için böylesine yöntemler denemek doğru mudur? Hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sosyal medyayı susturmaya yönelik çabalara son vermeli. Gerçekler halktan gizlenmemeli. Türkiye Suriye iç savaşından uzak durmalı ve ülkeyi de savaş yangınından uzak tutmalı.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar