'İrşad faaliyetiyle uğraşan cemaatin bu şekilde anılmasından rahatsızım'

Saadet Partisi Rize Belediye başkan adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Başbakan'ın, yerel seçim öncesi gerginlik politikası uyguladığını ve seçimi bu iddialarla boğduğunu belirterek,"Bu politika şeklinin kimseye bir faydası yok.

Google Haberlere Abone ol
'İrşad faaliyetiyle uğraşan cemaatin bu şekilde anılmasından rahatsızım'

Saadet Partisi Rize Belediye başkan adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Başbakan'ın, yerel seçim öncesi gerginlik politikası uyguladığını ve seçimi bu iddialarla boğduğunu belirterek,"Bu politika şeklinin kimseye bir faydası yok. Paralel devlet ne demek? Derin devleti mi kastediyorlar, bilemiyorum. Hayır işleri yapan, okullar, yurtlar açan, irşad faaliyetleriyle uğraşan bir cemaatin isminin bu şekilde anılmasından son derece rahatsız oluyorum." dedi. Bekaroğlu, yasadışı dinlemelerle ilgili tek sorumlusunun hükümet olduğunu da savundu.

Vatandaşın yasadışı dinlemeler benzeri haberlerle oyalandığını ve Başbakan Erdoğan’ın bu şekilde gündemler oluşturarak seçimi boğduğunu ifade eden Bekaroğlu, gündemle ilgili soruları cevapladı.

Bekaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın seçim meydanlarında sıklıkla söylediği paralel devlet iddiaları hakkında kendisine yöneltilen soruya ise “Bu konuda herhangi bir bilgim yok. Başbakan ‘Ben bunlara ne istediler de vermedim’ dedi. Eğer bir paralel yapı olmuşsa, bu yapının kurulmasına Başbakan’da bizzat katkıda bulunmuştur. Rizeli Başbakan, gerginlik politikası uyguluyor. Seçimi bu iddialarla boğuyor. Bu politika şeklinin kimseye bir faydası yok. Olayı İstiklal Savaşı boyutuna çıkarmak, çok inandırıcı olmuyor. Paralel devlet ne demek? Derin devleti mi kastediyorlar, bilemiyorum. Hayır işleri yapan, okullar, yurtlar açan, irşad faaliyetleriyle uğraşan bir cemaatin isminin bu şekilde anılmasından son derece rahatsız oluyorum. Bunun kimseye bir faydası yoktur. “ şeklinde konuştu.

'DİNLENDİYSEM BUNUN SORUMLUSU HER HALÜKARDA HÜKÜMETTİR'

Bekaroğlu, hükümete yakın medya kuruluşlarının paralel devlet diye öne sürdükleri yapı tarafından terör örgütü üyesi adı altında 7 bin kişinin dinlenildiği iddiasıyla ilgili de şunları ifade etti: " Dinlenenler arasında benimde ismim varmış. Dinlendim mi? Dinlenmedim mi? Bunu bilmiyorum. Ben televizyonda konuştuğumu telefonda da, sokakta da konuşuyorum. Gizlisi saklısı olmayan bir adamım. Dinlenmem çok önemli değil fakat insanların bilgisi dışında, mahkeme kararı olmadan dinleme yapılması ciddi bir insan hakları ihlalidir. Suçtur. Türkiye’de bunların yapıldığı çok açık nettir. Kim yapıyor? Bunu hükümetin açıklaması lazım. Bu gazetelere dinleme yapıldığına dair bilgileri sızdıran kimse onların açıklanması lazım. Eğer paralel devlet diye bir devlet var ise ve bu devlet beni dinlemişse bunun sorumlusu hükümettir. Ben onlara güvendim. Vatandaş olarak vergimi veriyorum, bu memlekette yaşıyorum ve onlara güveniyorum. Eğer eşimle, dostumla yaptığım konuşma dinlenmişse ve bu durumdan meşru devletin haberi olmamışsa bu hükümetin görevi bırakması gerekir. Haberi var ve göz yummuşsa, o zaman o paralel yapı dediği yapı ile birlikteyse o da ayrı bir suç. Bu konunun muhatabı hükümettir. Bunları sızdırmakla, dağıtmakla bir şey yapamazlar. Bu dinlemelerin sorumluları hükümettir.” dedi.


CİHAN

Yorumlar