İnce: Bir Bilal uğruna Ya Rab hukuk devleti batıyor
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinerek, “Başbakan’ın oğlunun ifadeye gitmemesi, Türkiye’de bir rejim değişikliğidir aslında.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yolsuzluk ve rüşvet
operasyonuna değinerek, “Başbakan’ın oğlunun ifadeye gitmemesi,
Türkiye’de bir rejim değişikliğidir aslında. Türkiye bir faşist
devlet olmuştur artık. Buna beraber dur diyeceğiz.” dedi. İnce,
şairin, 'Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor' dediğini
hatırlatarak, "Ben onu değiştiriyorum; 'Bir Bilal uğruna Ya Rab,
hukuk devleti batıyor' diyorum." şeklinde konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP Yalova Belediye başkan
adayı Vefa Salman’ın İsmetpaşa Mahallesi’ndeki seçim irtibat
bürosunun açılışına katıldı. Burada partililere hitap eden İnce,
yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinerek, şunları söyledi: “Siz
çocuğunuzu okutamazken, çocuğunuza yurt bulamazken, çocuğunuzun
çeyizini düzemezken, birilerinin kutularından milyon dolarlar
çıkıyorsa, siz çocuğunuza cep harçlığı veremiyorsanız, bu gidişe
bir dur demeniz lazım. Hep birlikte buna dur demeliyiz. Başbakan’ın
oğlunun ifadeye gitmemesi, Türkiye’de bir rejim değişikliğidir
aslında. Sizin çocuğunuza polisten bir yazı geldiğinde sabaha kadar
uyuyamazsınız. Sabah çocuğum, karakola gidecek mi, gitmeyecek mi
diye. Sizin çocuğunuzla Başbakan’ın çocuğunun arasındaki fark
nedir? Hukuk devletiyse burası, hiçbir fark yoktur. Eğer bu ülkede
savcı, Başbakan’ın oğlunu ifadeye çağırıyorsa, Başbakan’ın oğlu
meydan okuyorsa ve gitmiyorsa, Türkiye bir faşist devlet olmuştur
artık. Buna beraber dur diyeceğiz.”
Türkiye’nin kötü gidişatta olduğunun altını çizen CHP’li Muharrem
İnce, “AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, ANAP’lısı, Doğru Yolcu’su,
Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si, Karadenizlisi, Güneylisi,
Kuzeylisi, hepimiz, hep beraber, 76 milyon, bu kötü gidişe dur
demeliyiz. 'Benim müsteşarım' diyor, 'Benim valim' diyor, yakında
'Benim hâkimim, benim savcım' diyecek. Türkiye’de hukuk işlemezse,
Türkiye’de ucu Başbakan’ın oğluna dokunacak diye, TBMM kanun
değiştiriyorsa, Türkiye bir padişahlığa doğru gider. Başbakan
demişti ya 'Bu bir İstiklal Savaşıdır' diye, ben de o zaman bu bir
İstiklal Savaşı değil, bir 'İstikbilal Savaşı' demiştim. Şimdi de
diyorum ki, ne diyordu şair, 'Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler
batıyor' diyordu ya, ben onu değiştiriyorum; 'Bir Bilal uğruna Ya
Rab, hukuk devleti batıyor' diyorum.” ifadelerini kullandı.
Yaşanan rüşvet ve yolsuzluklara karşı hep beraber dur diyeceklerini
kaydeden İnce, sözlerine şöyle devam etti: “TÜBİTAK’ın başına bir
kereye mahsus, Başbakan’ın atadığı kişi gelecek. MİT müsteşarını
yargılamamak için gece yarısı kanun çıkaracaklar. Gazetelere,
televizyonlara yayın durdurma yetkisini Başbakan alacak. Sonra bu
ülkede hırsızlıkları, yolsuzlukları engelleyeceğiz öyle mi? Bu
mümkün değil. Her taraf rüşvet, her taraf yolsuzluk fışkırıyor.
Türkiye batmış, Türkiye’nin çivisi çıkmış artık. Yargı kokmuş,
adalet çökmüş, üniversite bitmiş, ordu dağıtılmış ve hepimizin
parası bu milletin 90 yıllık birikimleri çalınmış. Buna bir dur
demek lazım. 89’da yolsuzluklar konuşulurken, bu millet dur dedi.
Şimdi 2014’te hep beraber aynısını yapmalıyız.”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de yüklenen İnce,
“Türkiye’de bütün bunlar olup biterken, Sayın Cumhurbaşkanı kılını
kıpırdatmıyor. Bakanlar Kurulu'nu toplayıp başkanlık yapmıyor.
Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmıyor. Siyasi parti liderlerini
çağırıp bir toplantı yapmıyor. Yargı zirvesi yapmıyor.
Cumhurbaşkanı’nın görevi, bir kriz olduğunda kurumlar arasında
uyumu sağlamaktır. Ne yazık ki Cumhurbaşkanı etliye sütlüye
karışmadan, durumu idare etme yolunu seçiyor. Türkiye, durumu idare
etmenin yollarını çoktan geçmiş durumda. Türkiye’nin çivisi çıktığı
bu ortamda siz yurtsever, Atatürkçü, sağcı, solcu hiç fark etmez.
Geçmişte hangi partiye oy verirse versin, hiç fark etmez.”
eleştirilerinde bulundu.
Ülke olarak coğrafyada büyük cadı kazanının ortasında olduklarını
vurgulayan Muharrem İnce, “Bu coğrafyada işimiz zor zaten. Zaten
etrafımız Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu, bir büyük cadı kazanının
ortasındayız. Böyle bir coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti’nin
gelenekleri bozulursa, ordusu dağıtılırsa, kurumları çökertilirse,
iyi yaşayamayız, rahat yaşayamayız, özgür yaşayamayız, bağımsız
yaşayamayız. Çocuklarımızın geleceğini çalıyor bunlar, görmüyor
musunuz? Bir insanın yatak odasında 6 tane kasanın ne işe yarar?
Çocuk denecek yaşlarda bakan çocukları bunlar. Eğer bir bakanın
çocuğunun yatak odasında 6 tane kasa çıkıyorsa, para sayma makinesi
çıkıyorsa, hala daha Başbakan çıkıp, 'Bunu İsrail yaptı, Amerika
yaptı' diyorsa, sen de buna inanıyorsan, yuh olsun o zaman.” diye
konuştu.
17 Aralık operasyonunda çıkan para sayma makineleriyle ilgili ise
İnce, şunları söyledi: “Sonradan öğrendik ki o para sayma
makinesini ne diye koymuşlar oraya, biliyor musunuz? Onlara
demişler ki, 'Haram paraya el sürmeyin', onlar da el sürmemek için
makine koymuşlar. Onun için haram paraları saymak için koymuşlar
oraya. Nasıl olur da bu ülkenin bakanı, işadamlarının uçağıyla
umreye gider. Sen de gidersin ona, 'Allah kabul etsin' dersin, öyle
mi? Bu kadar kolay mı? Allah Allah dediler, memleketi yediler. İş
hesaba gelince, süt dökmüş ak kediler bunlar.”
Siyasetin, din ticaretiyle karıştırıldığını savunan İnce, “Bu
topraklarda hep Müslümandık biz. Sorarlar ya, 'Ne zamandan beri
Müslümansın?' Ne cevap veririz? 'Kalu beladan beri Müslümanız7
deriz. Müslümanlar ikye ayrıldı. Bir bizim gibi kalu beladan beri
Müslüman olanlar, bir de Tayyip’ten sonra Müslüman olanlar çıktı
başımıza. Müslümanlık bunların tekelinde değil. Müslümanlık,
yetimin hakkını yememektir. Müslümanlık, devletin parasına el
uzatmamaktır. Müslümanlık, bu milletin fakir çocukları aç gezerken,
işsiz gezerken, yatak odasında 6 tane kasada dolar
biriktirmemektir. Bunlar Hz. Muhammed’in, Hz. Ömer’in hayatından
hiç mi ders almamışlar. Hiç mi o adaletten, o dini duygulardan
nasibini almamışlar. Siyaseti din ticaretiyle, hırsızlığı, haramı,
din duygularıyla kapatmak istiyorlar. Siyaset ayrı, dini
duygularımız ayrı. İkisini birbirine karıştırmamak lazım, ama
hırsızlardan da hesap sormak lazım. Sen hesap sormazsan, o 6 kasa
12 kasa olur. Para sayma makinesinin daha da otomatiği gelir.”
diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmasının ardından İnce, CHP Yalova Belediye başkan adayı Vefa
Salman, CHP İl Başkanı Özcan Özel ve partililerle beraber İsmetpaşa
Mahallesi seçim irtibat bürosunun açılış kurdelesini kesti.
CİHAN
Yorumlar