"İktidarın takındığı yasakçı tavır, Gezi sendromunu atamadığını gösteriyor"

MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, 1 Mayıs için iktidarın takındığı yasakçı tavrın, AK Parti'nin Gezi sendromunu üzerinden atamadığını gösterdiğini söyledi. Taksim'i hukuka aykırı bir şekilde nedensiz ve gerekçesiz 1...

Google Haberlere Abone ol
"İktidarın takındığı yasakçı tavır, Gezi sendromunu atamadığını gösteriyor"

MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, 1 Mayıs için iktidarın takındığı yasakçı tavrın, AK Parti'nin Gezi sendromunu üzerinden atamadığını gösterdiğini söyledi. Taksim'i hukuka aykırı bir şekilde nedensiz ve gerekçesiz 1 Mayıs kutlamalarına kapatmanın aslında iktidarın Gezici muhalif kesime meydan okuması anlamına geldiğini belirten Yeniçeri, "Öyle anlaşılıyor ki giderek otoriterleşme eğilimi gösteren AKP iktidarı, 1 Mayıs'ta gücünü test etme gereğini duymuştur. Taksim yasağı böyle bir algının ürünüdür." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, Türkiye'nin 1 Mayıs'ı kutlamayı beceremediğini ifade etti. "Türkiye’de 1 Mayıs söz konusu olunca öteden beri insanlar bu günü kazasız-belasız-zayiatsız geçirmek için adeta nefeslerini tutarak beklerler. Mayıs 2014’de de 1 Mayıs bayramını kutlamasını maalesef Türkiye beceremedi." diyen Yeniçeri, Türkiye’de değil 1 Mayıs'ın dünyanın her yerinde kutlandığını belirterek orada meydanların neşeyle, coşkuyla çiçekler, müzik, oyunlar ve havai fişekler ile kutlandığını kaydetti.

"Türkiye’de ise 1 Mayıs gaz banyosu, TOMA’lar ve de teknolojinin ileri aşamasını temsil eden kale adlı modifiye edilmiş çelik duvarlı, gözaltı odalı araçlarla çatışma ortamı içinde geçti." diyen Yeniçeri, özellikle İstanbul’da dün bir çeşit adı konulmamış olağanüstü hal uygulaması olduğunu belirtti. Yasakta ısrar ve gösteri yapmada inadın dün İstanbul’da Taksim'e, Ankara’da Kızılay’a çıkan bütün yolları savaş alanına çevirdiğini anlatan Yeniçeri, şu değerlendirmeyi yaptı: "Siviller ve kamu malı zarar gördü, yüzlerce insan yaralandı. Hükümet gerdi ve tahrik etti. Fırsatçı gruplar ortamı istismar ederek saldırıya geçti. Özellikle maskeli guruplar molotof ve ses bombalarıyla İstanbul ve Ankara’da terör estirdi. Maskeli terörist gruplar polise molotof atması, sapanlarla polise saldırması, banka şubesini harabeye çevirmesi ortaya rezil bir manzara çıkardı. 1 Mayıs için iktidarın takındığı yasakçı tavır, AKP’nin Gezi Sendromunu üzerinden atamadığını göstermektedir. Taksim’i hukuka aykırı bir şekilde nedensiz ve gerekçesiz 1 Mayıs kutlamalarına kapatmak aslında iktidarın Gezici muhalif kesime meydan okuması anlamına gelmektedir. Öyle anlaşılıyor ki giderek otoriterleşme eğilimi gösteren AKP iktidarı, 1 Mayıs’ta gücünü test etme gereğini duymuştur. Taksim yasağı böyle bir algının ürünüdür. 2010’da serbest olarak kutlamaların yapıldığı bir alanın 2014’de inatla kutlamalara kapatılmasının makul bir gerekçesi yoktur. Kaldı ki 1 Mayıs’ı Taksim’le özdeş biçimde kutlayan kesimin bu ısrarından vazgeçmesi düşünülemezdi. Taksim'e yasak koymanın gerilimi ve çatışmayı körüklemek anlamına geldiğini her yurttaş az çok tahmin eder. Nitekim öyle olmuştur. Olan biten AKP’nin henüz gezi travmasını atamadığını göstermektedir. İktidar 1 Mayıs’ta güvenliğini ve yeni gücünü yeni araçlarla test etmiştir."

"Gösteri ve yürüyüş hakkının kısıtlanması, Basın ve ifade özgürlüğü ile kuvvetlerin ayrılığına ve hukuk devletine aykırı düzenlemeler AKP iktidarını daha da otoriterleştirmiştir." diyen Yeniçeri, AK Parti iktidarının özgürlükler aleyhine yaptığı bazı düzenlemelerin yalnız Türkiye’den değil yurt dışında da büyük yankı bulduğuna dikkat çekti.

AYM Başkanı'nın yaptığı konuşmanın birçok eleştiriye konu olduğunu hatırlatan Yeniçeri, Haşim Kılıç’ın kendisi değil söylediklerine bakmak gerektiğini vurguladı. Kılıç'ın, yaptığı malum konuşmada çok ciddi tespitler yaptığını kaydeden Yeniçeri, "AYM Başkanı'nın yaptığı değerlendirmeyi üslubu uygun değil, polemikçi ya da siyasi beklenti sonucu diyerek kimse görmezlikten gelmemelidir." ifadelerini kullandı.

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında eski bakan Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar ve Ali Ağaoğlu'nun da aralarında bulunduğu 60 kişi hakkında verilen takipsizlik kararıyla ilgili ise Yeniçeri, kendilerine göre yargı, mahkeme, hakim, savcı bulmak suretiyle bu olaylarda görevlendirerek beraat almakla kamu vicdanında da beraat edeceklerini sandıklarını kaydetti.

"Bütün yargılamalar, yönlendirmelerle yapılmış yargılamalardır, gerçek yargılamalar olmayacaktır." diyen Yeniçeri, Başbakan Erdoğan nasıl bakıyorsa Yargının da öyle baktığını belirterek yargıya yönelik müthiş bir baskı olduğunu söyledi. Deniz Feneri soruşturmasını hatırlatan Yeniçeri, olayın karıştırılarak meselenin devre dışı bırakılmak istendiğini vurguladı. İlk iktidar değişiminde bu yargılamaların yeniden yapılacağına dikkat çekti.

Eski 4 bakan hakkındaki soruşturma önergelerinin görüşülmesinin Meclis TV'den yayınlanmasını isteyen Yeniçeri, ancak iktidarın yüreğinin buna yeteceğini düşünmediğini ifade etti. Bu görüşmelerin en ince ayrıntısına kadar izlenmesi gerektiğini vurgulayan Yeniçeri, pazartesi yayınlanmayacaksa görüşmelerin salıya alınmasını istedi. "Halktan kaçırılarak, saklanarak oldu bittiye getirilmek isteniyor." diyen Yeniçeri, bunun bir suç göstergesi olduğunu kaydetti. CİHAN

Yorumlar