İdris Bal: Hükümet kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracak diye cemaate saldırıyor

Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, Hükümetin, suçüstü yakalanmasına rağmen bir psikolojik hareket yürüttüğünü belirterek, “Başka seçenekleri olmadığı için bunu yaptılar. Uzun vadede yolsuzluklar ve devletin dizayn edilmesi...

Google Haberlere Abone ol
İdris Bal: Hükümet kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracak diye cemaate saldırıyor

Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, Hükümetin, suçüstü yakalanmasına rağmen bir psikolojik hareket yürüttüğünü belirterek, “Başka seçenekleri olmadığı için bunu yaptılar. Uzun vadede yolsuzluklar ve devletin dizayn edilmesi gibi hatalar ortaya çıkacaktır. Hükümet kendisine biat etmediği, gazetesini, televizyonunu ve okulunu yönettirmediği, çok sayıda sempatizanı ile hak, adalet ve demokrasi dediği, terörün camiadan çok rahatsız olduğu ve faaliyetleriyle Türkiye’nin önünü açacağından dolayı, bu hareketi bitirmeye çalışıyor. Hükümet, kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracak potansiyeli gördüğü için cemaate saldırıyor.” dedi.

Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in dile getirdiği ‘Hizmet Hareketi’ne kumpas ve bitirme planı’ iddiasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. AK Parti iktidarını genel tablo olarak ikiye ayıran ve ilk evreyi 2002-2011 dönemi olarak nitelendiren Bal, “Bu dönemde korkularından partilerinin kapatılması düşüncesinden, Anayasa Mahkemesi'nden, ordudan ve benzeri aktörlerinin korkusundan dolayı evrensel değerler, demokrasi, çoğulculuk, hukuk, adalet ve kardeşlik diyen bir zihniyet vardı. İkinci dönemde ise 2010 referandumundan sonra korkularından arındıktan ve 2011 yılında hem iktidar hem de muktedir olduktan sonra demokratik olmayan evrensel değerlere uymayan, İslami olmayan bir zihniyetle hem devleti hem de toplumu dizayna kalktı. İtiraz eden her yapıya karşı savaş açtı ve onları milli olmamakla, hain olmakla itham ederek onları yok etmeye çalıştı.” diye konuştu.

"HAKPERESTİM DİYEN HERKESİN ÜZERİNE GİDİLMEYE BAŞLANDI"

Devlet kurumlarının objektifliği ve güvenilirliğinin ortadan kalktığını belirten Bal, “Onların istek ve heveslerine göre karar vermeleri ve icraat yapmaları konusunda baskılar yapıldı. Direnen insanlar tasfiye edildi ve edilmeye devam ediliyor. Bunu en açık şekilde TÜBİTAK Başkan Yardımcısı söyledi. 'İstedikleri gibi rapor vermediğim için baskı yaptılar ve ayrıldım' dedi. 300 civarında TÜBİTAK görevlisi değiştirildi, kuruma Atatürk Orman Çiftliği’nden bir şahıs, yetkin ve ehliyetli olmayan bir şahıs getirildi. Medyaya çok ciddi baskı yapıldı. İtiraz edenler ve onların istediği gibi yazmayan gazeteciler işinden oldu. Örneğin Nazlı Ilıcak gibi onların en zor durumlarında evrensel değerler ve demokrasi adına onları savunanlar işlerinden oldu. Medya patronları bizzat Başbakan tarafından ağlatıldı ve baskı yapıldı.” şeklinde konuştu.

Hükümetin devleti ve toplumu dizayn etmeye çalıştığını anlatan Bal, “Bu dizayn etme STK’lara ve cemaatlere, vatandaşlara kadar inmeye başladı. Senin kolejin ve eğitim kurumların varsa onların yöneticilerini iktidar atayacak, bu demokrasiye uygun bir zihniyet değil. Demokrasi sandıktan ibaret değildi. Demokrasi siyasal alanda çoğulculuk, özgürlük, medya ve ifade hürriyeti, özgür üniversitedir ve ekonomik alanda hür teşebbüsün olduğu bir yapıdır. İtaat etmeyen, demokrasi diyen, evrensel değerler diyen irademin üzerine ipotek koydurmam diyen, hakperestim diyen herkesin üzerine gidilmeye başlandı.” şeklinde konuştu.

Hizmet Hareketi'nin üzerine birkaç sebepten dolayı gidildiğini, camianın yıllarca Türk insanını, özellikle dar gelirli öğrencilerin yetişmesine yardımcı olduğunu belirten Bal, şöyle devam etti: “Camiayı hakperestlik, demokrasi ve şeffaflık namına evrensel değerler namına seven saygı duyan ve şu anda da devletin farklı kademelerinde polisinde, yargısında ve özelde çok sayıda insan var. Bu insanlar demokrasiye, hukukun üstünlüğüne inandığı için siz bu insanları gayrı meşru şekilde tatmin edemezsiniz. Demokrat, iyi eğitimli ve ahlaklı olmaya çalışan bir yapı. Kendileri ise kirlendiklerinden dolayı bu yapının kendi kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracak potansiyeli gördükleri için en iyi savunma saldırıdır düşüncesi ile yok etme yoluna girdiler. İkinci olarak zannedersem camia kendini dizayn ettirmek istemedi. Biat etmedi. Medyasını yönettirmek istemedi. Çünkü bu, evrensel değerlere aykırı. Onurlu insanlar, iradeleri üstüne ipotek koydurmazlar.”

Terör sorunu karşısında demokrasi düşüncesini, etnik milliyetçiliğe karşı ise ortak medeniyet fikrini ortaya koyan en önemli aktörlerin STK’lar ve Hizmet Hareketi gibi cemaatlerin olduğunu kaydeden Bal, “Bu çerçevede en önde giden hareket Hizmet Hareketi olduğu için önce öndekini hizaya getirmek istediler. Terör örgütü, başta Hizmet Hareketi olmak üzere bu tür hareketlerin burnunun sürtülmesini, bölgede ve ülkede yok edilmesini ve hizaya getirilmesini istiyordu. Son olarak da Hizmet Hareketi gönüllülerini ülkelere gönderdi, kültür elçileri kazandı. Kültür köprüleri üzerinden iş adamları geçerek ekonomik bağlar kuruldu. Son olarak politik bağlar, dostluklar kuruldu. Türkiye namına dünyayı öğrenen gönüllüler var. Dini, dili, rengi ne olursa olsun herkesle anlaşan, İslam'ın aydınlık yüzünü temsil eden bir grup var. 170 ülkede dostluk kuran, Türkiye’nin bayrağını dalgalandıran, Atatürk’ü ve kültürümüzü götüren bir grup var. Dünyada saygın, barışa, istikrara hizmet eden bir Türkiye çıkacağını söylemek kehanet olmayacaktır. İşte bunu durdurmak isteyen, bu ülkenin ufkunu karartmak isteyenler, bu hareketin önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyor.” açıklamasında bulundu.

"İKTİDAR FRENİ PATLAMIŞ BİR TIR'LA ÇIKMAZ SOKAĞA HIZLA GİRDİ"

Kendisinin dindar olmadığını ancak Müslüman bir Türk olduğunu belirten Bal, şöyle dedi: “Ben Ankara merkezli, Türkiye merkezli düşünen bir ateist olsaydım Yahudi, Hristiyan olsaydım yine bu Hizmet Hareketi'nin karşısına geçmezdim. Aklın yolu bir, bu hareket, Türkiye’nin diplomasisinin, ekonomisinin önünü açıyor. Bu hareketin önüne Türkiye merkezli düşünen bir ateist bile geçmezse bunların ne kadar savurduklarının, ne kadar kendi dertlerine düştüklerinin bir ispatıdır. Bunlar kurtulmak için saldırıya geçiyorlar. Suçüstü yakalandılar benim bildiğim Erdoğan, değil 4 bakanı 24 bakanı feda ederdi. Tadını çıkarırdı. 12 yıldır iktidarız, hırsızları içimizden tasfiye edelim, çürük elmaları atalım derdi. Yargımız, polisimiz işini yapsın derdi. Bu halkta daha fazla destek verirdi. Niye diyemedi, başta Başbakan olmak üzere kendilerine güvenmiyorlar ve mantık çok bilenlerin değil az bilenlerin oyu bize yeter diye psikolojik savaş yürütüyorlar. İyi bir toplum mühendisliği ile baskı ile rızık peşinde koşan insanları yönlendiriyorlar. Ama uzun vadede yolsuzluk, devlet kurumlarına baskıyı herkes görecektir. Bu iktidar freni patlamış bir TIR'la çıkmaz sokağa hızla girdi, millet el işareti yaptı ama bunlar hızla duvara toslayacaklar.”

CİHAN

Yorumlar