İdris Bal: Bakanların istifası geç ama Bayraktar’ın istifası önemli
Kütahya Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, istifa eden 3 bakanın istifalarının geç olduğunu ama Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın istifasının önemli olduğunu açıkladı.
Kütahya Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, istifa eden 3
bakanın istifalarının geç olduğunu ama Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın istifasının önemli olduğunu açıkladı.
Olayların başladığı ilk gün Meclis'te yaptığı basın açıklamasında
bakanların istifa etmeleri gerektiğini söylediğini belirten Bal,
“Bugün üç bakanın istifaları çok geç alınmış bir karardır. Ancak
özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar’ın
tutumu son derece önemlidir ve dikkatle üzerinde durulmaya
değerdir. Zira Sayın Bayraktar, hem bakanlıktan hem vekillikten
istifa ederken, baskıcı ve dayatmacı tutumlar ile istifa
etmeyeceğini ve aslında esas istifa etmesi gereken kişinin sayın
Başbakan olduğunu söylemiştir. Aynı hassasiyeti diğer bakanların da
göstermesi gerekirdi.” dedi.
Kütahya Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, aralarında 3
bakanın oğlunun da olduğu yolsuzluk operasyonuyla ilgili yazılı bir
açıklama yaptı. Böylesine önemli bir operasyonda konunun farklı
mecralara çekilmeden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bal,
esas konunun çarpıtılmaması gerektiğini ve ortada bir suç var mı
yok mu bu konunun aydınlatılmasının esas konu olduğunu ifade etti.
Ortadaki iddiaların son derece önemli olduğunu, 3 bakanın
çocuklarının da aralarında bulunduğu böylesine bir yolsuzluk
iddiasının başka konular ile çarpıtılmaması gerektiğini belirten
Bal, “Yolsuzluk var ise üzerine sonuna kadar gidilmelidir. Açığa
kavuşturulması gereken konu suç var mıdır yok mudur ve bir an önce
bunun aydınlatılması konusudur. Başka söylemler ile konu asli
mecraından uzaklaştırılmamalıdır.” diye ifade etti.
Operasyon sonrası yapılan bazı yasama değişiklikleri ve yürütmenin
yaptığı atamaların demokratik gelenekler ile izah edilemeyeceğini
vurgulayan Bal, “Birinci sınıf demokrasilerde erkler ayrılığı
vardır. Yani yargı bir davayı takip ederken, ona yasama ve yürütme
müdahalesi demokrasiden çok uzak bir tavırdır. Böyle kritik bir
davada, üstelik süreç bir yıl devam etmişken ve savcının
delillerinden emin olmadan hareket ihtimali yokken, gözaltılar
başlar başlamaz, emniyet müdürlerini görevden almak ve savcıları
pasif hale getirme çabaları, yargıya direk bir müdahaledir.” diye
belirtti.
"TAYİNLER OPERASYONA VE YARGIYA MÜDAHALEDİR"
Yapılan operasyonun ardından birçok ilde emniyet mensuplarının
yerlerinin değiştirilmesinin yargıya müdahale ve operasyona zarar
vereceğine değinen Bal, şöyle dedi: “Yargı, yürütme ile ilgili
yerindelik denetimi yapamayacağı gibi yürütme ve yasamada yargıya
müdahale anlamına gelecek birtakım atamalar ve yasal düzenlemeler
yapamaz. Özellikle 3 bakanın çocuklarının aralarında olduğu ve
özellikle de içişleri bakanının oğlunun olduğu bir operasyonda,
operasyonu yapan polis müdürlerinin görevden alınması demokratik
bir ülkede olamayacak şeylerdir. Bununla da kalınmayarak yurdun
birçok yerinde polis müdürlerinin görevden alınmalarının devam
etmesi hiçbir şekilde izah edilemeyecek bir durumdur.”
"ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİ POLİSİN DOĞRU YAPTIĞINI
GÖSTERMEKTEDİR"
Operasyonda, polislerin silsile halinde amirlerine bilgi
verilmemesinin eleştirilmesinin doğru olmadığını ifade eden Bal,
Adli Kolluk Yönetmeliği'nin 5. Maddesi'nde bu konuya açıklık
getirildiğini belirtti. Adli Kolluk Yönetmeliği'nin 5. Maddesi'nin
gizliliği olan operasyonlarda polisin direk savcıya bağlı olduğunu
ve amirlerine ancak savcı izin verirse bilgi vereceğinin açıkça
ifade edildiğini anlatan Bal, şöyle devam etti: “Dolayısıyla
polislerin görevini kötüye kullanma gibi bir durumu söz konusu
değildir. Adli Kolluk Yönetmeliği'ndeki değişiklik hem başlamış
olan bir operasyona müdahale hem yargıya müdahale hem de bundan
sonraki benzeri durumlarda hırsıza kolaylık sağlayıcı bir durum. Bu
değişikliğin ne anlama geldiğini kamuoyunun vicdanlarına
bırakıyorum.”
İdris Bal, bakanların istifasını ise şöyle değerlendirdi: “Bu
vesileyle ta olayların başladığı ilk gün Meclis'te yaptığım basın
açıklamasında bakanların istifa etmeleri gerektiğini belirtmiştim.
Bugün üç bakanın istifaları çok geç alınmış bir karardır. Ancak
özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar’ın
tutumu son derece önemlidir ve dikkatle üzerinde durulmaya
değerdir. Zira Sayın Bayraktar hem bakanlıktan hem vekillikten
istifa ederken, baskıcı ve dayatmacı tutumlar ile istifa
etmeyeceğini ve aslında esas istifa etmesi gereken kişinin Sayın
Başbakan olduğunu söylemiştir. Aynı hassasiyeti diğer bakanların da
göstermesi gerekirdi. Ayrıca, Sayın Bayraktar, vekillikten de
istifa ederek dokunulmazlık zırhına sığınmadan yargılamaya açık
olduğunu ortaya koymuş ve bir nevi kendisinin hesap veremeyeceği
bir şey olmadığını da böylece ifade etmiştir.”
CİHAN
Yorumlar