Hüseyin Çelik: Başbakan'ın Obama'ya rapor verdiği iddiası doğru değil

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında ABD ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama’ya Hizmet Hareketi hakkında bir rapor verdiği iddialarının doğru olmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Hüseyin Çelik: Başbakan'ın Obama'ya rapor verdiği iddiası doğru değil

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında ABD ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama’ya Hizmet Hareketi hakkında bir rapor verdiği iddialarının doğru olmadığını söyledi. Çelik, “Böyle bir iddiadan, rapordan haberim yok. O seyahat esnasında Sayın Bülent Arınç Bey görüşme yaptı ama Sayın Başbakan'ın bir rapor verdiğine dair bu bir iddiadır, eğer doğru olsaydı bizim haberimiz olurdu. Ben kesinlikle böyle bir iddianın doğru olmadığını düşünüyorum.” dedi.

    Hüseyin Çelik, Başkent Öğretmen Evi’nde Şahsenem Çelik ve Ayten Yumuşak'ın düzenlediği Karma Resim Sergisi'nin açılışını yaptı. Çelik, açılışın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

    "MUHALEFETİN MECLİS'İN TOPLANMASI ÇAĞRISINA OLUMLU YANIT VERECEĞİZ"

    İlk olarak kendisine Meclis’te 4 bakan ile ilgili tezkereler için CHP’nin girişimiyle toplanacak Genel Kurul için partisinin tavrının olacağı sorulan Çelik, “Önce toplantı olmalı mı olmalı mı AK Parti’nin bu konudaki tavrı nedir size bazı bilgiler vereyim. Malumunuz yasalarımız gereği 110 milletvekilinin imzası olduğu zaman zaten TBMM toplantıya çağrılabiliyor. CHP tek başına zaten bu sayısı var. Diğer muhalefet partileri ile birlikte 184’ü bulmak gibi çabaları var. Buna da gerek yok. AK Parti hiçbir zaman Meclis’ten kaçan bir parti olmaz. Orası milletin meclisidir. Ne zaman makul bir zeminde bir çağrı söz konusu olursa tabi ki biz Meclis’te olacağız. Dolayısıyla muhalefetin Meclis’in toplanması çağrısına biz de olumlu cevap vereceğiz. AK Parti de Meclis’te bulunacak.” şeklinde konuştu.

    Çelik, fezlekelerin okunması konusunda ise “Fezlekelerin hangi bölümü okunacak hangi bölümü okunmayacak doğrusunu isterseniz o konuda detaylı bir bilgiye sahip değilim. TBMM Başkanı’nın, başkanlık yönetiminin bu konudaki tavrı nedir onu orada o gün birlikte göreceğiz. Mahkemelerin özellikle bir soruşturma ile ilgili bir gizlilik kararı olduğu zaman burası hukuk devleti ise orada azami derecede dikkat edilmesi gerekiyor. Ama dediğim gibi TBMM’de hangi bölümler okunur, orada nasıl bir tutum ortaya konur onu Meclis yönetimine bırakalım. Bu konuda ben detaylı bir bilgiye sahip değilim.” diye konuştu.

    "PUSLU HAVADAN YARARLANMAYA ÇALIŞAN BAZI ÇAKALLAR ORTALIKTA KOL GEZİYOR"

    Bir soru üzerine Berkin Elvan’ın cenazesinden sonra yaşananlarla ilgili de değerlendirmede bulunan Hüseyin Çelik, “Tabi ki Berkin evladımızın böyle müessif bir şey sonucu maalesef bir kaza sonucu hayatını kaybetmiş olmasını kesinlikle çok büyük bir keder, büyük bir elem büyük bir üzüntü ile karşılıyoruz. Vatandaşlarımızın bizim yurttaşlarımızın bu ülkedeki herhangi bir bireyin burnunun kanaması bile bizi kedere ve üzüntüye boğar. Kimsenin kimseyi dövmediği öldürmediği, insanların medeni ölçüler içerisinde farklılıklarını koruyarak medeni ilişkiler içerisinde bulunduğu bir toplum özlemi hepimizin özlemidir. Ama bir acı vardır. Bu Berkin’in vefat etmesinden dolayı bu acıyı millet olarak paylaşıyoruz. Öncelikle ben dün de söyledim Berkin Elvan’a Allah’tan rahmet, ailesine sevenlerine başsağlığı diliyorum. Vatandaşlarımızın buna tepki göstermiş olması cenazeye katılmış olması da son derece normaldir. Olması gerekendir. Ancak böyle bir elim hadiseden yola çıkarak birilerinin vandalizme yönelmesi, birilerinin diyelim ki bizim Şişli’deki seçim koordinasyon merkezimizi ateşe vermesi birilerinin polise saldırması birilerinin itfaiyeciyi linç etmeye çalışması birilerinin kamu mallarına zarar verme çabası kabul edilemez. Biz acılardan yeni acılar üreten bir toplum olmamalıyız. Acıları paylaşarak hafifletmeliyiz. Ama sizin de sorunuzda yer aldığı gibi işte Tunceli’nde bir polis memurumuz şehit oldu, ona da Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailesine başsağlığı diliyoruz. Yine başka bir evladımız İstanbul’daki çatışmalar esnasında hayatını kaybetti. Biz bir taraftan Berkin’in ölümüne, bu şekilde acı bir şekilde vefat etmesine üzülürken, bu kederi bu elemi paylaşırken, ama puslu havadan yararlanmaya çalışan bazı çakallar da ortalıkta maalesef kol geziyor. Genellikle illegal örgütler, kötü niyetliler, kaos kargaşa çıkarmaya çalışanlar provokasyonlar peşinde olanlar bu tür zamanlarda ortaya çıkarlar ve bu tür hadiseleri kendi emelleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışırlar. Biz Müslümanız, bir Müslüman vefat ettiği zaman onun cenazesine katılmak onun cenazesinde gereken vecibeleri yerine getirmek bizim asli görevimizdir olması gerekendir. Ama işin diğer tarafı kesinlikle kabul edilemez. Nitekim sadece iktidar olarak Başbakanımız değil diğer siyasi partilerin genel başkanları da bu anlamda kamuoyunu toplumu itidale davet ettiler. Bu tavırları sorumlu tavırlar olarak değerlendirdiğimizi ifade etmek istiyorum acılar başka acıları doğurmasın. Acıları yanlışları protesto ederken başka türlü yanlışların da ortaya çıkmasına zemin hazırlamamalıyız. Herkes bu konuda kendi üzerine düşen duyarlılığı gösterirse herhalde böyle hadiseler yaşamayız.” ifadelerini kullandı.

    "RAPOR VERİLDİĞİ DOĞRU DEĞİL"

    Başbakan Erdoğan’ın son ABD ziyaretinde Hizmet Hareketi’ne ilişkin bir rapor verdiği iddiaları da sorulan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, “Böyle bir iddiadan böyle bir rapordan haberim yok arkadaşlar. O seyahat esnasında sayın Bülent Arınç bey görüşme yaptı ama Sayın Başbakan'ın bir rapor verdiğine dair bu bir iddiadır, eğer doğru olsaydı bizim haberimiz olurdu. Ben kesinlikle böyle bir iddianın doğru olmadığını düşünüyorum.” diye kaydetti.

    "SİYASETİN DİLİNİ ÇİRKİNLEŞTİREN SÖYLEMLERİ KINIYORUM"

    Hüseyin Çelik’e ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti’nin bir provokasyon içinde yer aldığına dair iddiaları da soruldu. Çelik, şu değerlendirmede bulundu: “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu duyumları kimden alıyor hangi kargalar ona haber getiriyor onu bilmiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan'ın İsviçre bankalarında parası olduğuna dair de duyumlar almış, hesapları olduğuna dair duyumlar almış. Başbakan da dedi ki iddia sahibi iddiasını ispat etmekle mükelleftir. İspat etsin bütün o paraları ona vereyim. ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu maalesef siyaseti çirkinleştirmeye devam ediyor. Biz şu anda Türkiye için hayati öneme sahip olan bir seçim atmosferi içerisindeyiz. Bu seçimde biz başından itibaren dedik ki barış içinde yarış olsun. Demokratik bir seçim olsun bir karnaval havasında bir şehrayin havasında bir adeta düğün bayram havasında bir seçim yapalım. Ama maalesef siyasetin dilini çirkinleştiren siyasetin dilini sokak dilinden daha öteye taşıyan bazı söylemler var. Bunları da kınadığımı ifade etmek istiyorum. İktidar partisi ülkede kargaşa yaratacak provokasyonların içerisinde olmaz. Hiçbir dönem kargaşa kaos iktidarın lehine olmaz. İktidar sükunet ister. Ama bizim muhalefetin muhalefet anlayışı şu komşunun evi yansa da ben de yumurtamı pişirsem mantığıdır. Bugüne kadar hep böyle olmuştur. AK Parti sorumlu davranmaktadır. Ben doğuda güneydoğuda BDP’lilere de değişik vesilelerle seslendim. Seçimde bu saldırıları yapmayın. Başka taraflarda maalesef bazı nahoş şeyler meydana geliyor. Kaba kuvvet ancak kaba kuvveti bir sonuç alma işi olarak görenler genellikle hayvanlardır, insanlar daha çok aklıyla sonuç almaya çalışır. Sadece akılsız kuvvet çok kötü sonuçlara yol açar. Duygularımızı aklımızın önüne geçirmeyelim. Bir de iktidara zarar verelim hükümete zarar verelim diye kendi ülkemize zarar vermeyelim hepimiz bu geminin içerisindeyiz. Gemini dibi su alırsa gemi batarsa hep birlikte batarız. Birinin kaptan olması birinini mürettebattan olması birinin yolcu olması sonucu değiştirmez. Onun için rekabet olsun ama nezaketten mahrum bir rekabet olmasın. Nezaketten taviz verdiğimiz zaman, siyaset dilini sıyırdığımız zaman biz vatandaşlara kötü örnek oluyoruz. Ülkenin başbakanına ana muhalefet partisi söylediği sözleri taşa vursanız taş yarılır. Başbakan sabrediyor netice itibariyle o da insandır. Bir yerden ister istemez isyan ediyor. Biz iktidarda olmanın verdiği bir nezaket içerisindeyiz. İktidar olmak gibi bir sorumluluğumuz var. Ama biz iktidardayız diye kimsenin de şamar oğlanı değiliz. Dolayısıyla biz iktidarı özellikle iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte bu seçimleri tam bir demokratik bayram demokrasi bayramı haline getirelim. Herkes bu konuda sorumluluğunu bilsin. AK Parti provokasyon içinde olmaz. Provokasyon içinde olanlara iltifat etmez. Onlara asla prim vermez, taviz vermez. Sükunetle şurada 16 - 17 gün kaldı, 30 Mart’ta şu seçimlerin sonucunu alalım. Önümüzde 2 seçim daha var 2015’e kadar. Türkiye'nin artık bunlara alışması gerekiyor.” CİHAN

Yorumlar