"Hırsızlık ve yolsuzluk belgelerinin uçuştuğu dönemde gündem saptırılmamalı"
MHP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, demokrasinin kurumsallaştığı ülkelerde en küçük yolsuzluk söylentisinin bile istifaya neden olduğunu belirterek "Hırsızlık ve yolsuzluk belgelerinin havada uçuştuğu bir dönemde, bunların üzerine hep birlikte git.
MHP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, demokrasinin
kurumsallaştığı ülkelerde en küçük yolsuzluk söylentisinin bile
istifaya neden olduğunu belirterek "Hırsızlık ve yolsuzluk
belgelerinin havada uçuştuğu bir dönemde, bunların üzerine hep
birlikte gitmek yerine gündem maharetli bir şekilde
saptırılmamalıdır." dedi.
TBMM Genel Kurulunun 14 Ocak 2014 Salı günlü 46. birleşimi saat
15.00'te yoklama ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Güldal
Mumcu yönetiyor. Başkanlığın Genel Kurula sunuşları yapılıyor. Üç
adet Meclis araştırması önergesi bilgiye sunuldu.
MHP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, dış politikanın içinde
bulunulan bölgenin güç dengelerinin korunması bir yana, Türkiye'ye
itibar ve güç kaybettirdiğini, bölgedeki ilişkileri daha büyük
tehlikeye ittiğini söyledi. Bölgede radikal grupları destekleyen
ülke görünümünün ön plana çıktığını belirten İrbeç, "Türkiye'nin
bölgedeki dengeli, güvenilir gücünü kaybetmesi millî güvenliğimizde
dâhil pek çok diplomatik krize karşılık bizi kırılgan hâle getirdi.
El Kaide'nin kurduğu devlet yapısı şu anda, sınır komşumuz oldu.
Bölgesel liderlik peşinde koşarken, hemen yanı başımızdaki 3 ülkede
büyükelçisi olmayan bir ülke konumuna geldik. Bu çelişkili
politikalar nedeniyle, küresel barış ve istikrara katkı yapamayan
bir ülke görüntüsü veriyoruz. Türkiye'nin dış politikasını
yönlendiren hükûmet, bu ülkenin insanlarının bir fil dişi kulesinde
değil, bölgesinde ve dünyada karşılıklı iletişim içinde yaşama
arzusunda olduğunu unutamaz. Bu ülkede hukuk normlarının çoğunluk
anlayışına göre değil, evrensel değerlere göre düzenlenme
mecburiyetinden kimse kaçamaz. Aksi takdirde, otoriter bir yapının
oluşacağı kaygıları ortadan kaldırılamaz. Demokrasinin
kurumsallaştığı ülkelerde en küçük yolsuzluk söylentisi bile
istifaya neden olurken, hırsızlık ve yolsuzluk belgelerinin havada
uçuştuğu bir dönemde bunların üzerine hep birlikte gitmek yerine
gündem maharetli bir şekilde saptırılmamalıdır. Bu yolsuzluklar
ampulü patlatırsa Türkiye'nin ışıksız ve enerjisiz kalacak hâli
yoktur. Ampul patlayınca yerine yenisi gelir. Sistem böyle
çalıştığı için de kimse çıkıp 'Neden bu ampul patladı?' diye
sorgulama lüzumunu hissetmez. Devletin devamlılığı hiçbir şeyle
kıyas kabul etmez, her şeyin üstündedir." dedi.
"ÜMİT EDERİZ Kİ, HUKUKA SAĞDUYU HAKİM OLUR"
"Hükûmet öyle bir gündem maddesi önümüze koydu ki ayakkabı kutusu
içindeki paraları ve diğer yolsuzluk soruşturmalarını konuşamaz
olduk." diye devam eden İrbeç, "Yargı yürütmenin emrine giriyorsa,
mevcut yolsuzluk soruşturmalarının güncelliği ikinci planda
kalabilir çünkü bu yasa çıktıktan sonra ucu hükûmete değen hiçbir
soruşturma yapılamaz. Türkiye'de evrensel hukuk normları ikinci
plana atılarak siyaset de yapılamaz. Başbakan 'Referandumda iyi
niyet gösterdik, HSYK'yı bağımsız yaptık. Fırsat bildiler. Yargı
kimilerine göre şimdi fiilen yürütme ve yasamanın üstüne çıktı.'
diyerek kendisine uymayan yargıyı kontrol altına alma girişiminde
de bulunamaz. Günlerdir süren gerginlikten sonra Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, teklifi Cumhurbaşkanlığı hukukçularına inceletiyor ve
teklifin Anayasa'ya aykırı olduğu yönünde görüş gelince harekete
geçiyor. Ümit ederiz ki hukuka sağduyu hakim olur." ifadelerini
kullandı.
CHP'Lİ SARI: PARLAMENTOLARIN İKİ TANE İŞLEVİ VAR
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, çağdaş sistemlerde
parlamentoların iki tane temel işlevi bulunduğunu belirterek
bunlardan birinin yasa yapmak, diğerinin ise yürütmeyi denetlemek
olduğunu kaydetti.
24. Dönem Parlamentosu içinden geçtiğimiz süreç içinde bu iki
işlevini de tam olarak yerine getiremediğini vurgulayan Sarı, şöyle
devam etti:
"24. dönemde, ilk defa kaba kuvvetin, zorun Parlamento'da bir yasa
yapma tekniği olarak Türk hukuk sistemine ve Türk Parlamento
geleneğine eklemlendiği bir süreç yaşıyoruz. Geçen cumartesi günü
ve pazar günü Adalet Komisyonu'nda yaşananlar da aslında bu
eğilimin ve bu yaklaşımın bir uzantısıydı. Bugün bu Parlamento'da,
24. Dönemin Parlamentos'unda artık kaba kuvvet ve zor da bir yasa
yapma tekniği olarak tarihe geçmiştir. AKP'li milletvekilleri,
kendi çoğunluklarına güvenerek, kaba kuvvet kullanarak bir yasayı
çıkartmaya çalışmaktadırlar. Ancak, 4+4+4'ten farklı olarak farklı
bir motivasyonla konuya yaklaşmaktalar. 4+4+4'te kendi yaşam
biçimlerine uygun bir eğitim sistemi dizaynıyla bunu yapmaya
çalışıyorlardı ancak, şimdi, mevcut yasanın yolsuzlukların üstünü
örtmeye çalışan, yargıyı müdahale edemez hâle getiren, yargıyı
idareye bağlamaya çalışan bir yasa olduğunu çok iyi biliyorlar.
Hukuku ayaklar altına almaya çalışan bir yasa olduğunu, kuvvetler
ayrılığını ortadan kaldırmaya çalışan bir yasa olduğunu,
Parlamentonun geleneğine uygun olmayan bir yasa olduğunu çok iyi
biliyorlar. Bunu bildikleri için, iktidar partisine mensup
milletvekilleri, bu durumu ve bu pozisyonu savunamadıkları için,
fakat başka bir motivasyonla, kaba kuvvet kullanarak bir yasa
yapmaya çalışıyorlar. Ne o motivasyon? O motivasyon, AKP'nin
aslında gitmekte olduğunun, AKP'nin aslında erimekte olduğunun,
AKP'nin aslında iktidardan uzaklaşmakta olduğunun vermiş olduğu
baskı ve strestir. AKP'li milletvekilleri bu baskıyı ve bu stresi
üzerlerinde hissederek, gitmekte olduklarının telaşesi içerisinde,
sözün bittiği yerde kaba kuvveti kullanarak bir yasayı çıkartmaya
çalışıyorlar. Ben, Meclis Başkanını göreve çağırıyorum. Parlamento
çatısı altında milletvekillerine zor ve baskı uygulanmaktadır. Ve
her şeyden önce, Meclis Başkanının bulunduğu pozisyondan, çok daha
net tavırlar takınması, çok daha net pozisyonlar alması
gerekmektedir."
CİHAN
Yorumlar