Hasip Kaplan: Devlet gücünün seçimlerde kullanılmayacağını Erdoğan'a öğreteceğiz

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hasip Kaplan, seçim kampanyası sürecinde haksız rekabet olacağını söyleyerek Başbakan Reep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığına aday olması halinde istifa etmesi gerektiğini söyledi. Kaplan,...

Google Haberlere Abone ol
Hasip Kaplan: Devlet gücünün seçimlerde kullanılmayacağını Erdoğan'a öğreteceğiz

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hasip Kaplan, seçim kampanyası sürecinde haksız rekabet olacağını söyleyerek Başbakan Reep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığına aday olması halinde istifa etmesi gerektiğini söyledi. Kaplan, "Burada bu seçimde Başbakan'a seçim rekabetinin ne olduğunu, etik davranmanın ne olduğunu, devletin kaynaklarının, aracının gücünün bu seçimde kullanılamayacağını mutlaka öğreteceğiz. 'Utanmıyor musun?' diyeceğiz. Gittin Köln'e, altında cumhurbaşkanının uçağı. Bütün devlet erkanını almışsın gidip orada cumhurbaşkanlığı propagandası yapıyorsun. Bir de ayrımcılık yapıyorsun. Adaylığını açıkladığı gün Başbakanlık'tan istifa etmesi lazım. Ve Yüksek Seçim Kurulu'nun da bu haksız rekabeti önlemek için kesinlikle devlet kaynağının kuruşunun kullanılmaması lazım. Cumhurbaşkanlığı makamı devletin kuruşuna tenezzül edilecek makam değildir." dedi.

HDP milletvekilleri; Selma Irmak, Nursel Aydoğan, Mülkiye Birtane, Hasip Kaplan ve Levent Tüzel’den oluşan heyet, cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair başlattığı ziyaret programı çerçevesinde sırasıyla Ulus'taki Genel-İş Sendikası'nda DİSK Başkanı Kani Beko'yu ziyaret etti. Ziyarette kısa bir konuşma yapan Beko, 'Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz, nasıl bir cumhuriyet istiyoruz?' diye sorduktan sonra şu değerlendirmede bulundu: "Ağustos ayında Türkiye 12. cumhurbaşkanını seçecek. Doğal olarak önümüzdeki siyasal gündemi cumhurbaşkanlığı seçimi belirleyecek. Hangi adayın uygun isim olduğu tartışmaları bugünden başlamıştır. Ancak burada çoğunlukla gözden kaçırılan konu, nasıl bir cumhuriyet istediğimizdir. Nasıl bir cumhurbaşkanı değil nasıl bir cumhuriyet istiyoruz? Bize göre önemli noktalardan bir tanesi budur. Burada gözden kaçırılan konu, bu kampanyalarda kişilerin ön plana çıkması değil demokratik bir cumhuriyetin ön plana çıkması önem kazanmaktadır. AK Parti iktidarının en temel hak ve özgürlükleri giderek daha fazla kısıtlayan baskıcı bir rejime dönüştüğü ortadadır. Son 12 yılda medya baskı altına alındı. Hapishaneler ve adliyeler büyürken adalete güven küçüldü. Sokaklar gaza ve kana boğuldu. Devletin kolluk kuvvetlerinin sokak ortasında infazı bile meşrulaştırılmak istendi. Bu koşullar altında en büyük ihtiyacımızın demokratik bir cumhuriyet olduğu ortadadır."

Bugüne kadar adı en net telaffuz edilen adayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Beko, "Erdoğan da bir cumhurbaşkanı olmaktan çok başkan olmayı istediğini açıkça ifade etmektedir. Yasama, yürütme ve yargıyı tamamen tek bir kişinin kontrolüne sokmayı hedefleyen dönüşüm sürecinin başkanlık ile taçlandırmak istemektedir. İşte bu nedenle ağustos ayında sadece bir aday tercihi yapılmayacak. Sandıktan ya bir başkan ya da bir cumhurbaşkanı çıkacaktır. Bu noktada eşitlikçi özgürlükçü, halkçı, kamucu bir cumhuriyet isteyen bizler ağustos ayında bir cumhurbaşkanı değil başkan seçilmesine seyirci kalamayız." dedi.

"SEÇİMLERE ANTİDEMOKRATİK BİR ORTAMDA GİRİLDİ"

Toplantıda söz alan HDP Milletvekili Levent Tüzel de seçimlere 'antidemokratik bir ortamda' girildiğini vurguladı. Tüzel, "Sadece Parlamento'da grubu olan partiler ve milletvekilleri aday gösterebilecekler. Biz HDP olarak bu süreci aynı zamanda ülkemiz halklarının, emekçilerinin ve ezilenlerinin; birlik, mücadele ve örgütlenme süreci olarak ülkemizin sorunlarını çözüm mücadelesi olarak ele alıyoruz. O nedenle seçeceğimiz cumhurbaşkanı önce emekçileri, ezilen halkları, insan haklarını, demokrasiyi, özgürlükleri, barışı temsil eden içeride ve dışarıda halkların barışını savunan bir cumhurbaşkanı olmalı. Böyle bir programa, anlayışa ve kişiliğe sahip olmalı. Önümüze bu kutuplaştırma ayrımcı ve nefret söyleminin temsil eden ve şu anki başbakanın adaylığından başka bir isim getirilmiyor. Onun dışında MHP Başkanı'nın yaptığı görüşmeler var. O da milliyetçi muhafazakar mukaddesatçı bir çatı öneriyor. Milliyetçilik, yani ırkçılık, yani bir milletin diğerlerinden daha üstün olduğunu daha değerli olduğunu savunan anlayış işçi sınıfımıza yabancıdır. İşçi sınıfımızın daha çok birliğe beraberliğe ortak mücadeleye sınıf temelli bir geleceğe doğru yürüme ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

Tüzel ayrıca "Demokratik bir cumhuriyete acil ihtiyacımız var. Demokrasiye özgürlüklere çok acil ihtiyacımız var. Ancak böyle bir ortamda iş cinayetlerini önleyebiliriz, yeniden gençlerimizin ölüme sürüklenmesini ancak bu koşullarda önleyebiliriz. Bu süreçte bunları hızlı bir şekilde ele almamız ve güçlerimizi birleştirmemiz gerekecek." diye kaydetti.

KAPLAN: BUYURSUN

Ardından söz alan HDP Milletvekili Hasip Kaplan ise şunları söyledi: "Bizim HDP olarak görüş ve öneri alışverişlerinde en çok üzerinde durduğumuz konu nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı. Net. Devlet Başkanı, sultan olmak isteyen gücü yetiyorsa anayasayı değiştirir. Buyursun. Bugün Kenan Evren'in yargılaması vardı. Bunun hesabını soracağım diyenler davayı uzatıyorlar, ölümünü bekliyorlar da düşürsünler, bu şekilde hesap soracaklar. Acıklı olan şu. Meclis müdahil, Başbakanlık hükümet de müdahil, anamuhalefet partisi müdahil DİSK gibi gruplar da müdahil ama sınırlanıyor ve öteleniyor."

Kaplan, seçim kampanyası sürecinde haksız rekabet olacağını söyleyerek Erdoğan'ı aday olması halinde istifaya çağırdı: "Burada bu seçimde başbakana seçim rekabetinin ne olduğunu, etik davranmanın ne olduğunu, devletin kaynaklarının, aracının gücünün bu seçimde kullanılamayacağını mutlaka öğreteceğiz. 'Utanmıyor musun?' diyeceğiz. Gittin Köln'e, altında cumhurbaşkanının uçağı. Bütün devlet erkanını almışsın gidip orada cumhurbaşkanlığı propagandası yapıyorsun. Bir de ayrımcılık yapıyorsun. Adaylığını açıkladığı gün başbakanlıktan istifa etmesi lazım. Ve Yüksek Seçim Kurulu'nun da bu haksız rekabeti önlemek için kesinlikle devlet kaynağının kuruşunun kullanılmaması lazım. Cumhurbaşkanlığı makamı devletin kuruşuna tenezzül edilecek makam değildir. Birileri edebilir ama onlara hatırlatmak gibi bir görevimiz var bizim."

HDP Milletvekilleri Selma Irmak, Nursel Aydoğan da kısa birer konuşma yaptılar ve özellikle kadın bir cumhurbaşkanı istediklerini dile getirdiler. HDP milletvekilleri ardından toplantı salonunda bulunan kişilerle soru cevap şeklinde bir tartışma gerçekleştirdi. CİHAN

Yorumlar