Hamzaçebi: Sayıştay raporlarından, hükümetin neden korktuğu iyi anlaşıldı
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Sayıştay raporlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) neden gönderilmediği, hükümetin bu raporlardan neden korktuğunun bugün kamuoyunca çok daha iyi anlaşıldığını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Sayıştay raporlarının
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) neden gönderilmediği,
hükümetin bu raporlardan neden korktuğunun bugün kamuoyunca çok
daha iyi anlaşıldığını söyledi. Yazılı bir açıklama yapan
Hamzaçebi, hükümetin; harcamalarının denetlenmesini, denetlenmiş
olsa bile tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukların millet
tarafından bilinmesini istemediğini vurguladı. Sayıştay’ın 2011
yılı Sayıştay Raporlarını Meclis’e göndermesi aşamasında, AK Parti
iktidarının raporların Meclis'e gönderilmesini engellemek amacıyla,
4.7.2012 tarihinde 6353 Sayılı Kanun’u çıkardığını kaydetti.
"Açtığımız iptal davası sonucu Anayasa Mahkemesi 27.12.2012 tarihli
ve K.2012/207 sayılı Kararıyla yasayı iptal ederek Denetim
Raporlarının Meclise gönderilmesinin önünü açmıştır." diyen
Hamzaçebi, Sayıştay Başkanı’nın Anayasa Mahkemesi kararına rağmen,
2011 yılına ilişkin 132 adet Sayıştay Raporunu Meclis’e göndermeme
hukuksuzluğunda ısrar etmesi üzerine, açtıkları dava sonucunda
Ankara 14. İdare Mahkemesi'nin Aralık 2013’de E. 2012/1800 sayılı
kararıyla, Sayıştay Raporlarının Meclis'e gönderilmemesi kararını
iptal ettiğini kaydetti.
132 ADET SAYIŞTAY RAPORU
Yargı kararına rağmen, Sayıştay Başkanlığı 2011 yılına ilişkin 132
adet Sayıştay raporunu TBMM'ye göndermediğini anlatan Hamzaçebi,
süreci şöyle özetledi: Sayıştay’ın 2012 Sayıştay raporlarını
Meclis’e göndermesi aşamasında ise AKP iktidarı, raporlarının
Meclis'e gönderilmesini engellemek için Nisan 2013’de 135
Milletvekilinin imzasını taşıyan yeni bir kanun teklifi vermiştir.
Teklif, 2012 yılı Sayıştay raporlarının Meclis'e gönderilmesini
engellemenin ötesinde, Sayıştay’ın bağımsız ve tarafsız denetim
yapmasını engellemeyi ve Sayıştay’ı adeta AKP İktidarına bağlamayı
öngörmektedir. Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin ve
Sayıştay denetçilerinin direnci karşısında, AKP Teklifi
yasalaştıramamıştır. Bunun üzerine AKP iktidarı Meclis’te hiçbir
uzlaşma arayışına girmeden tek başına seçtiği Sayıştay Başkanı
üzerinden kestirme bir çözüm bulmuş; Sayıştay Başkanı'na Sayıştay
raporlarında yer alan yolsuzluk ve usulsüzlükleri Meclis’e
sunulacak raporlardan çıkarma görevi vermiştir. Nihayetinde, 2012
yılına ilişkin 146 adet Sayıştay raporunun ekinde yer alan, AKP
iktidarının yolsuzluk ve usulsüzlüklerine ilişkin denetim
bulguları, rapor eklerinden çıkarılmış ve yolsuzluk ve
usulsüzlüklerden arındırılmış raporlar TBMM’ye sunulmuştur.
Raporların Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında,
muhalefet milletvekillerinin yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin
denetim bulgularının Sayıştay raporlarından neden çıkarıldığı
sorusunu Sayıştay Başkanı Recai Akyel, 'Rapor Değerlendirme Kurulu
denetim bulgularının rapor eklerinden çıkarılmasına karar vermiş ve
Başkanlığımız Rapor Değerlendirme Kurulu’nun kararını yerine
getirmiştir.' şeklinde yanıtlamıştır. Ancak, gerçeğin Sayıştay
Başkanı’nın söylediğinin tam aksine olduğu ortaya çıkmıştır.
Sayıştay kaynaklarından edinilen bilgi ve belgelere göre; Sayıştay
Rapor Değerlendirme Kurulu TBMM’ye sunulacak 2012 yılına ilişkin
146 denetim raporu hakkındaki görüşlerini 23.07.2013 tarihli ve
49/1 sayılı Kararıyla Sayıştay Başkanlığı’na sunmuştur. Ancak, bu
kararlar içinde yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin denetim
bulgularının rapor eklerinden çıkarılmasına ilişkin herhangi bir
ifade yer almadığı gibi verilmiş böyle bir karar da
bulunmamaktadır. Sayıştay üyelerinin Sayıştay Başkanı'na, Plan ve
Bütçe Komisyonu'ndaki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını
hatırlatmaları üzerine, TBMM’ye 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma'
suçlamasıyla karşılaşacağı kaygısına kapılan Sayıştay Başkanı,
Rapor Değerlendirme Kurulu’nun 23.07.2013 tarihli ve 49/1 sayılı
Kararının 3. maddesine, Denetim Raporu eklerinin TBMM’ye sunulacak
Sayıştay raporlarından çıkarılmasına ilişkin bir cümle ekletmiş ve
Rapor Değerlendirme Kurulu üyelerine imzaya göndermiştir. 11 üyeli
Rapor Değerlendirme Kurulu’nun 9 üyesi ilave yapılmış bu karar
metnini imzalamıştır. Ancak, Kurul üyesi Nükrettin Parlak, Rapor
Değerlendirme Kurulu’nun böyle bir kararının olmadığını, nitekim
bunun 23.07.2013 tarihli ve 49/1 sayılı Kararla sabit olduğunu;
23.07.2013 tarihli ve 49/1 sayılı Kararın 3. maddesine bu yönde bir
cümle ilavesinin “gerçeğe aykırı belge düzenlemek” olacağını
belirterek metni imzalamadan iade etmiştir. Sayıştay Başkanı’nın
imzalaması için tekrar göndermesi üzerine, Kurul üyeleri Nükrettin
Parlak ile Bekir Aydınlı, Rapor Değerlendirme Kurulu’nun denetim
raporu eklerinin TBMM’ye sunulacak Sayıştay raporlarından
çıkarılmasına yönelik aldığı bir kararın olmadığı; bu durumun
Kurul’un 23.07.2013 tarihli ve 49/1 sayılı Kararıyla sabit olduğu;
23.07.2013 tarihli ve 49/1 sayılı Kararın 3. maddesine bu yönde bir
ilave yapılarak geçmişe yönelik karar alınmasının hukuka aykırı
olduğuna ilişkin olan ve Rapor Değerlendirme Kurulu’nda yapılan
görüşmelerin içeriğini de anlatan bir buçuk sayfalık şerh düşerek
geçmişe yönelik alınan kararı imzalamışlardır. Kurul’un iki
üyesinin gerçekleri ortaya koyan şerhi üzerine Sayıştay
Başkanı’nın, Rapor Değerlendirme Kurulu’na geçmişe yönelik olarak
gerçeğe aykırı karar aldırma girişimi fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Yasalara aykırı davranarak, Sayıştay Kanunu hükümlerini bir kenara
atarak usulüne uygun olmayan raporları Meclis'e gönderen ve bu
durum ortaya çıkınca da gerçeğe aykırı belge düzenleme teşebbüsünde
bulunan Sayıştay Başkanı görevinden istifa etmelidir. Bu
gerçeklerin ortaya çıkması üzerine, TBMM Başkanı Sayın Cemil
Çiçek’in yazılı olarak yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na
13.2.2014 tarihinde soru önergesi verdim. Yine 13.2.2014 tarihinde
bir başka yazı ile TBMM Başkanından 142 adet Sayıştay Raporu’nun
TBMM Başkanlığı'na intikalini sağlamasını istedim. Halen bu
raporların gönderilmesini bekliyorum." CİHAN
Yorumlar