Halaçoğlu: Kendi caniliklerini ortaya koyan örgüte karşı sessiz kalan dünyayı uyarmak gerekiyor

MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu, "IŞİD adı altında Irak Şam İslam Devleti örgütü, gerçekten hepimizin sahip olduğu İslam inancının içerisinde yer aldığını iddia ederek, Allahuekber diyerek insanların kafasını kesen ve masum insanları katleden bir örgüt olarak hepimiz tarafından bilinmektedir." dedi.

MHP İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Yusuf Halaçoğlu, gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. IŞİD terör örgütü ile ilgili açıklamalarda bulunan Halaçoğlu, bu örgüte karşı dünyanın artık sessiz kalmamasını istedi. Halaçoğlu, "IŞİD insanların kafasını keserek, top oynuyor. İnsanlık dışı bu hareketin Allahuekber denilerek yapılması çok garip. Kendi caniliklerini ortaya koyan bu örgüte karşı artık sessiz kalan dünyayı uyarmak gerekmektedir. Zira Saddam’ı diktatör diye tepesine binen Avrupa ve ABD bugün Saddam gölgede bırakan örgütü görmüyor. Bunlar Saddam’ın tırnağı bile olamazlar. İnsanları kurşun yağmuruna tutan bu insanlara karşı muhakkak ki dünyanın harekete geçmesi lazım." ifadelerini kullandı.

"DANIŞIKLI DÖVÜŞ VE KATİLAM YAPILIYOR"

Türkiye’nin harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Halaçoğlu, Başbakan Erdoğan’ın IŞİD’i terör örgütü olarak nitelemediğini belirterek, şunları söyledi: "Bunun en başında Türkiye’nin el atması gerekiyor. İran bu konuda taraftar ve onlarla işbirliği içinde yapılabilir. Türkiye’de sayın Başbakan IŞİD terör örgütü olarak nitelemedi bugüne kadar. Zira ortaya konulan bilgiler IŞİD yaralılarının Hatay’da tedavi edildiklerini dair kayıtlar elimizde. Bunu biz dile getirdiğimizde sonuçta yaralı ne yapalım sonuçta bakmalıyız denildi. Yaralı Türkmenlerin neden getirilmediğinin cevabını veremediler. Dolayısıyla bu işin arkasında farklı konuların olduğunu düşünüyoruz. O da Irak Başbakanı ile anlaşamayan Kürt yönetiminin Kerkük’ü ve petrol bölgelerinin IŞİD ile ele geçirmesi oldu. Oradan akan petrolde Türkiye üzerinden dünya sunuluyor. Operasyonun Büyük Ortadoğu Projesi olduğunu düşünüyoruz. İşte Amerika 300 özel timini Bağdat’a indirdiği ifade ediliyor. IŞİD en büyük rafineriyi ele geçirmiş durumda. 300 Amerikalının bunlara müdahale etmesi söz konusu değil. Aslında danışıklı dövüş ve katliam yaşanıyor. Buna Türkiye’nin müdahale etmesi lazım. Musul’daki tutsak olan insanlarımız için hükümet müdahale bulunursak öldürülür bahanesi süreceği kesindir. Ama bunun sonuçlarını daha sonraki dönemlerde göreceğiz. MHP olarak elimizde gelen her türlü maddi ve manevi desteği esirgemeyeceğiz."

Halaçoğlu, IŞİD terör örgütünden kaçan Türkmenlere yardım konusunda milletvekilleri olarak maaşlarını bağışlayacaklarını belirtti. Halaçoğlu, "Türkiye gerçekte şu sıralarda çok ciddi bir takım dönemeçlerden geçmektedir. Sıkıntılar yaşamaktadır ve bu sıkıntılar içinde en önemlilerden bir tanesi Türkiye’nin güneydoğusunda meydana gelen hadiselerdir. Irak-Suriye sınırında meydana gelen hadiselerdir. Aşağı yukarı bir ay yakın bir süredir Suriye’de Esat güçleriyle muhalif güçler çatışması göz ardı edilecek Irak’ta hadiseler meydana gelmektedir. IŞİD adı altında Irak Şam İslam Devleti adı altındaki örgüt, gerçekten hepimizin sahip olduğu İslam inancının içerisinde yer aldığını iddia ederek, Allahuekber diyerek insanların kafasını kesen ve masum insanları katleden bir örgüt olarak hepimiz tarafından bilinmektedir. IŞİD oradaki faaliyetlerinin sonuçlarının ne olacağı konusunda herkes değişik fikirler ileriye sürmektedir. IŞİD Musul’u ele geçirdi. Yeterli uyarılara rağmen konsolos çalışanlarımız orada boşaltılmadı. Konsolos mensuplarımızın neden alınmadığı konusunda hükümet tarafından açıklama yapılması gerekir." dedi.

-PKK İLE İLGİL YASAL ZEMİN HAZIRLANIYOR

Balyoz sanıklarının tahliye edilmesine de değinen Halaçoğlu, Anayasa’daki 14.maddenin değişmesi durumunda Abdullah Öcalan’ında yargılanmasının söz konusu olacağı için buna dahil olmadıklarını söyledi. Balyoz davasındaki en önemli delilerin üzerinde oynandığına dair raporların kabul edilmediğini hatırlatan Halaçoğlu, şunları dedi: "Yolsuzluk ses kayıtlarındaki montaj olduğu iddiası hemen kabul ettiler. Balyoz davasındaki en önemli delillerden CD’nin üzerinde oynandığı raporunu bir türlü kabul etmediler. Buna bağlı olarak da Yargıtay Başsavcılığı tarafından serbest bırakılması konusunda delillerin yetersiz olduğu konusunda bir açıklama yapılmadı. Ve bugüne kadar uzadı. AYM’nin verdiği karar şöyle değerlendiriliyor. Dinlenmesi gereken kişiler dinlenmedi yani şahit gösterilen başta Hilmi Özkök olmak üzere şahitlerin dinlenmediği ve dolayısıyla mahkemede savunmanın öne sürdüğü şahitlerin dillenmemesinin savunmanın tam yapılmadığı anlamına geleceği şimdi ifade ediliyor. O zaman neden söylemiyorlardı."

CİHAN