Ertuğrul Günay: Arap baharı, Başbakanın kimyasını bozdu
Eski Kültür ve Turizm Bakanı, İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, Ortadoğu'da yaşanan Arap baharının Başbakan'ın kimyasını biraz bozduğunu söyledi.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı, İzmir Bağımsız Milletvekili
Ertuğrul Günay, Ortadoğu'da yaşanan Arap baharının Başbakan'ın
kimyasını biraz bozduğunu söyledi. Arap baharında tıpkı Türkiye'de
miting hazırlar gibi arkadaşların önden gittiğini ve o ülkelerin
sokaklarını hazırladıklarını ifade etti.
Cihan TV Network 'Anadolu'da Sabah'
programı 'Başkent Konuğu' olan Ertuğrul Günay, yolsuzluk ve rüşvet
iddialarıyla ilgili görev yaptığı dönemde bir duyumunun olup
olmamasıyla ilgili soruya 2012'nin sonunda 2013'ün başında
ayrıldığını hatırlattı.
Ortaya dökülen, bilgiler, belgeler ve
tapelerin de büyük ölçüde 2013'ü kapsadığına dikkat çeken Günay,
"2012 ve 2011'de hemen hemen bu tür tartışmalar yok; en azından bu
boyutlara gelmemiş ve doğrusu kimsenin kulağına ulaşmamış. 2011
seçimlerinden sonra İstanbul'daki yapılaşmadan çok şikayet ettim.
2011'de İzmir'deydim, seçim süreci nedeniyle bir süre kopmuştum.
Döndüğümde baktım ki İstanbul'da hani yerel seçimler öncesinde
eskiden müthiş imar istismarı olurdu. İnsanlar gelirler, kaçak
yapılar yaparlar ama adaylar da onu görmezden gelirler. İstanbul
neredeyse o hale gelmiş. Kazlıçeşme'de çıkmış, Taksim'de başka bir
proje var, öbür tarafta bilmem ne var. Bunlarla ilgili ihtilafımız
oldu. Bunlarla ilgili belediyeleri, sayın Başbakanı rahatsız edecek
şeyler söyledim; basına da söyledim. Bakanlar Kurulu'na da
söyledim, ilgililere de söyledim. Ama sanıyordum ki bazı
belediyeler göz yumuyor. Başbakan da bazı siyasi nedenlerle veya
işte o belediyelere kıyamadığı için o nedenlerle bunları bir ölçüde
himaye ediyor falan. Doğrusu o boyutlarda olduğunu zannediyordum. O
boyutlar bile bizim ilişkimizi bozdu. O boyutlarda sandığım ve
üzerine gittiğim olaylar yüzünden biz sayın Başbakan ile son bir
yılı çok resmi geçirdik. Resmi toplantılar dışında diyaloğumuz
kalmamıştı. Bu boyutları doğrusu bilmiyordum. 'Şuraya şunu
yaptıracağız, buraya bunu yaptıracağız' tarzında bazı bağış
zorlamaları olduğunu, bir ölçüde duymuştum, ismi geçen bazı
bakanlıklarla ilgili ama köprüyü verdiğimiz konsorsiyumdan şu kadar
toplayalım medya grubu satın alalım; işte yurt dışından kara para
aklama süreci içinde veya altın kaçakçılığı süreci içinde şu kadar
toplayalım; bu boyutları doğrusu ne milletvekillerinin çok büyük
bir çoğunluğu ne ben, ne kamuoyu ne basın; çoğumuz doğrusu hiç
duymamıştık. 17 Aralık boyutları itibariyle hepimiz için gerçekten
üzüntü verici bir olumsuz sürpriz oldu." diye konuştu.
"HER DEVİRDE FETVA VERECEK SAHTE DİN ADAMI
ÇOKTUR"
AK Parti'nin halktan kopmasıyla ilgili bir
soruya ise Günay, "Sayın Başbakan'ın otoriter bir yapısı olduğu,
eskiden beri kendisiyle çalışanlar tarafından gözleniyor,
söyleniyor. Benim çalışma dönemimde bir iki konu dışında çok
ihtilafa düşmeden oldukça özgür çalışabildim. Şuan Sayın
Başbakan'ın telefuz ettiği birçok şey, bizim dönemimizde çok
telaffuz edilmedi. 2011'den sonra bazı ihtilaflarımız büyüdü ama
ondan önce en azından benim alanıma çok müdahil değildi. Başka bazı
arkadaşlara da sanıyorum aynı ölçülerde çalışma imkanı veriyordu
ama üçüncü seçimi de kazandıktan sonra Anayasal değişikliklerle
yargıyı da orduyu da bir ölçüde kendi sınırları içine geri
çektiğini hissettikten sonra bütün iktidarların başına geçegelen
doğulu toplumlarda çok daha fazla olan, güç zehirlenmesi onu da
etkiledi. Arap baharı biraz onun kimyasını bozdu diye düşünüyorum.
Arap baharında tıpkı Türkiye'de miting hazırlar gibi arkadaşlar
önden gidiyorlardı, o ülkelerin sokaklarını hazırlıyorlardı. İşte
diyelim ki Türkiye'de Adapazarı'na gidiyor Başbakan; önden
gidiyorsunuz, duvarlar, afişler, insanlar, araba giydirmeler, böyle
hazırlıklar Arap ülkelerinde yapılmaya başlandı. Arap sokağında
gördüğü o ilgiyi, sanki kendisine spontane oluyormuş falan gibi bir
yere yazmaya ve öyle okumaya başladı. O dünyanın kendisini Avrupa
Birliği üyesi bir Türkiye'nin lideri olmak yerine; bu yeniden inşa
edilmeye çalışılan Arap dünyasının, Ortadoğu İslam dünyasının
lideri gibi görmeye ve o senaryoya fazlaca yatırım yapmaya başladı.
O işin kimyasını bozdu. Tabi o ne yapmayı gerektiriyor; içerde çok
güçlü olmayı ve dışarıda da çok harcama yapabilme imkanını
gerektiriyor. O yüzden sanıyorum ki bu aşırı zenginleşme işi hem
bireysel zenginleşme, hem de siyasal iktidarı sürdürme amacıyla bir
projeye dönüştü. Kitabına da uydurmaya kalkışmışlar. Bizde
biliyorsunuz her devirde fetva verecek olan sahte din adamı çoktur.
Kitabına da uydurmaya kalkışmışlar. Bir senaryo yazılmış tabi hani
hep kendisi de söyler ya ben de söylüyorum; Allah'ın da bir hesabı
var. Siz böyle yanlış işlere kalkıştığınız zaman bir yerde
tökezleme kaçınılmaz. Gerçekten kritik bir eşikte tökezledi. Şuanda
onu kabul edemiyor, çünkü kendisi o dünyayı kendisi için yazmıştı.
Uygun bir senaryo diye yazmıştı. O senaryo çöktü, devamı artık
mümkün değil. Onu kabul etmek istemiyor. O kabul etme işinin
faturasını da şuanda bütün millete ödetmeye çalışıyor." şeklinde
konuştu. CİHAN
Yorumlar