Erdoğan, Meclis kürsüsünden de dinlemeleri anlattı

TBMM Genel Kurulu, TBMM’nin açılışının 94. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplandı.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan, Meclis kürsüsünden de dinlemeleri anlattı

TBMM Genel Kurulu, TBMM’nin açılışının 94. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplandı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan’ın gündeminde yine yasadışı dinlemeler vardı. İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının, ses montajlarının insanların mahremine girme ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin TBMM’yi nasıl hedef aldığını gördüklerini söyleyen Erdoğan, “Meclisi yok sayma, meclisi zayıflatmaya yönelik girişimler artık sadece silahlı darbe girişimleriyle olmuyor, modern dünyada silahların yerini başkası alabiliyor ve bu araçlar Meclis ve milli irade hazımsızları tarafından Meclis’e karşı saldırı aleti olarak kullanılabiliyor.” dedi. Erdoğan, "Daha birkaç hafta öncesine kadar bunu tecrübe ettik, sosyal medyanın kötü niyetlilerin elinde milli iradeye saldırı aracı olduğunu gördük. İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının, ses montajlarının, insanların mahremine girme ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin TBMM’ni nasıl hedef aldığını gördük” diye ekledi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ardından kürsüye gelen Erdoğan, "Birinci Dünya Savaşı sona erip Osmanlı Devleti’nin toprakları işgal edildiğinde en sonda Başkent İstanbul'da düştüğünde TBMM, Ankara’da bir kurtuluş umudu olarak tesis edildi. 23 Nisan 1920’de TBMM açıldığında meclisin bir kurucu meclis mi yoksa Osmanlı Devleti içinde olağanüstü yetkilerle donatılmış olduğu belirsiz bırakılmıştı. Gazi Mustafa Kemal Meclis’in açılışını duyurduğu telgrafta TBMM’nin sivil ve askeri makamların üzerinde olduğunu ifade etmişti.” diye konuştu.

O günün Türkiye’sinde daha Cumhuriyet ilan edilmeden Meclis’in en üst makam ve merci olarak belirlenmesinin başlı başına çok büyük bir hadise, çok büyük bir yenilik olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal hayatının her safhasında TBMM’nin en üst merci olduğunu defalarca vurgulamış, her meselenin çözüm yeri olarak Meclis’i işaret etmişti. Aslında TBMM’nin 94 yıllık tarihi işte bu buyük inkılabın çetin münakaşasına sahne olmuştur. Halk TBMM’yi çok büyük bir heyecanla benimsemiş, ona daima inanmış ve güvenmiştir. Halk, TBMM’ni kendi kurumu olarak kendisinin temsil edildiği makam olarak her zaman kucaklamış ve her zaman muhabbet beslemiştir.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meclis tek adam olma, diktatör olma heveslileri için halka ve halkın tercihlerine tepeden bakan kişi ve zümreler için adeta iktidarlarını paylaşmak zorunda olarak bir makam olarak kalmıştır. İmtiyazlı bazı kesimler egemenliği bir kişiden, bir zümreden alalım TBMM’ye devredilmesini hazmedememiştir. 94 yıl işte bunun mücadelesi ile geçmiştir. Askeri darbeler, bürokratik darbe girişimleri, postmodern darbeler, yargı darbeleri, halkın Meclis’ini zayıflatmak, halkın iktidarlarını gasp edip kendi iktidarlarını tesis etmek amacıyla yapılmıştır. Şunu gururla ifade etmeliyim ki Meclis bütün bu darbe ve darbe girişimlerine rağmen dimdik ayakta kalmış, milletin egemenliğini tecelli ettiren bir makam olarak yine bizzat millet tarafından muhafaza edilmiştir.”

Aradan 94 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün hala milli egemenliğini, halkın iktidarda olmasını, TBMM’nin tüm makam ve mercilerin üzerinde olmasını kabullenemeyen kesimler olduğunu bildiklerini ifade eden Erdoğan, “Bunun yansımalarını da maalesef bugün dahi yaşıyoruz. Darbeler sonrası tesis edilen kimi kurumların, kendilerin Meclis’in yani milli iradenin üzerinde görmek istediklerine şahit oluyoruz. Çetelerin, illegal yapıların, karanlık örgütlerin Meclis’i hiçe sayarak kendi şahsi ve örgütsel çıkarları adına Meclis’e ve milli iradeye kastettiklerini görüyor ve yaşıyoruz. Aynı şekilde kendisini elindeki kalemiyle ya da elindeki sermayesiyle herşeyin üzerinde görenlerin Meclis’e ve milli iradeye hükmetme sevdası içine girdiklerine de şahit oluyoruz. 94 yıl boyunca zaman zaman olduğu gibi bugün de yargı bürokrasi eliyle ya da sokakta şiddet üretmek suretiyle Meclis’in sesinin kısılmak, Meclis’in baskı altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. TBMM’ye tepeden bakmak, 94 yıl öncesine ait bir alışkanlıktır. TBMM’yi tahkir etmek, zayıflatmak Cumhuriyeti yok saymaktır, cumhuru dışlamaktır. 23 Nisan 1920’de bu Meclis bir kurucu Meclis olarak tesis edilmiş Cumhuriyeti kuran da bu meclis olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.

Meclis içinde ve dışında herkesin, Meclis’in en yüksek merci olarak kabullenmesi, bunu artık kabul etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Meclisi yok saymaya meclisi zayıflatmaya girişimler artık sadece silahlı darbe girişimleriyle olmuyor, modern dünyada silahların yerine başkası alabiliyor ve bu araçlar Meclis ve milli irade hazımsızları tarafından Meclis’e karşı saldırı aleti olarak kullanılabiliyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar bunu tecrübe ettik, sosyal medyanın kötü niyetlerinin elinde milli iradeye saldırı aracı olduğunu gördük. İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının ses montajlarının insanların mahremine girme ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin TBMM’yi nasıl hedef aldığını gördük. Siyasi partilerin Türkiye dışından odaklarından işbirliği ve ittifak yaptıklarını TBMM’ne tarihleri boyunca yaptıkları gibi bir kez daha kastettiklerine şahit olduk. 23 Nisan 1920’nin öncesinde ve sonrasında yaşanmayanlar son birkaç ay içinde yaşandı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanların bakanları hedef alındı. Siyasi partilerin genel merkezlerinin, il başkanlıklarının hukuksuzca dinlendiği ve bun dinlemelerin şantaj ve tehdit aracı olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Sanatçılarımızın, gazetecilerimizin dinlemeler yoluyla şantaja maruz kaldıkları açıkça ortaya çıktı. Bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı’ndaki çok gizli devlet görüşmesi dinlendi ve ses kaydı yayınlandı. Milletimiz tıpkı 23 Nisan 1920’de olduğu gibi bu saldırın mahiyetini anladı ve adete yeniden bir istiklal mücadelesi verircesine bir kez daha demokrasiye, milli iradeye ve Meclis’imize güç verdi. Halkımız bir kez daha tercihini milli iradeden, demokrasiden ve TBMM’den yana koydu. 94 yıl boyunca sahip olduğumuz olumsuzluklar bir yana halkımız demokrasiyi, milli egemenliği, seçim ve sandığı artık vazgeçilmez bir idare şekli olarak benimsemiştir. Halkın milli iradeye bağlığı ve inancı daha da güçlenmiştir. Bu aziz millet herşeyin en iyisini ve en güzelini hak ediyor. bu aziz millet kanla canla fedakarlıkla kurduğu Meclis’e canı evladı gibi sahip çıkıyor ve ona güveniyor. Milletimizi hayal kırıklığına uğratmadan istiklalimiz gibi istikbalimizi inşa etmeye devam edeceğiz.” dedi.
CİHAN

Yorumlar