Erdoğan, köşe yazarı için savcıları göreve çağırdı: Lütfen bununla ilgilensinler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma hakkındaki ifadelerinden dolayı köşe yazarı Yılmaz Özdil’i eleştirmeye devam ediyor. Erdoğan, son olarak "Bunu, benim o madenlerde çalışan kardeşlerime söylemeye kimsenin hakkı yok. Bunlar, aslında savcılıkları...

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan, köşe yazarı için savcıları göreve çağırdı: Lütfen bununla ilgilensinler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma hakkındaki ifadelerinden dolayı köşe yazarı Yılmaz Özdil’i eleştirmeye devam ediyor. Erdoğan, son olarak "Bunu, benim o madenlerde çalışan kardeşlerime söylemeye kimsenin hakkı yok. Bunlar, aslında savcılıkları devreye sokması gereken konular. Savcılara da lütfen bununla ilgilensinler diyorum.” dedi.

Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle Başbakanlık yeni binada Türkiye’nin farklı illerinden gelen bir kısmı milli sporcu gençleri kabul etti. Erdoğan, burada kısa bir konuşma yaptı. Erdoğan, ilk olarak seçme ve seçilme yaşını 18’e indirme yönündeki çalışmalarından bahsetti: "Bu ülkeye öyle siyasiler gelmiştir ki 'Taksim’e dört ayaklı koysam seçtiririm’ demişti. Maalesef bu ülke bunları gördü. Ama biz Parlamento'ya gidecek olanlara öyle bakmadık. Biz ecdadımızdan aldığımız miras anlayışı ile baktık. Yani bir devri kapatıp bir devri açan Fatih’in nesli neyse öyle baktık. Bunlar Batılıyız derler ama Batıdaki sistemleri dahi incelemezler. Şimdi hedefimiz seçme ve seçilme yaşının 18 olmasıdır. Madem seçme 18’dir, seçilme yaşı niye 18 yıl olmasın. Almanya’da, Hollanda’da oluyor niye Türkiye’de olmasın. Şimdi bunun çalışmalarını yaptırıyorum. Ben kısa zamanda belki bu yasma yılında olmasa dahi önümüzdeki yasama yılında grubumuz olarak seçme ve seçilme yaşını 18 olarak çıkarma azmindeyiz. Hani birileri Parlamento'da basın toplantısı yapıyor. Bir tarafına bir genç, diğer tarafına başka genç. Parlamento'yu çoluk çocukla mı dolduracağız diyor. Bu gençliğe hakarettir. Saygısızlıktır. Ve sevgili gençler asla bunu hak etmiyorsunuz. Seçme yaşının 18 olduğu Türkiye’de seçilme yaşının 18 olmasından daha isabetli bir şey olamaz. Kaldı ki seçilme yaşının 18 olması demek Parlamento'nun 18 yaşındaki gençlerle dolması anlamına gelmez ki. Şu anda Parlamento 25-30 yaş grubu arasında arkadaşlarımız olduğu gibi 75 - 80 yaşında olan arkadaşlarımız da var. Onların Parlamento'da görev yapmasına hoşgörü ile bakanlar lütfen 18 yaşında Parlamento'ya girebilecek olan gençlerin de Parlamento'da yer almasına anlayış ile bakmasını gerektirir. Bu büyük düşünmeyi getirir. Ben de gençlerimizin büyük düşündüğüne inanıyorum. Ellerinde molotofla dolaşanları kastetmiyorum. Evlerinde bilgisayarı ile kitabıyla düşünen gençlerimizi kastediyorum. Onlar bunu başaracaklardır. Seçme seçilme yaşını düşürerek siyasetin bürokrasinin kapılarını gençlere daha fazla açarak genlerin eğitimlerini yetişmelerine en büyük yatırımı yaparak bu vefa borcunu ödemeye çalışıyoruz. Makamlarda yaşlanana siyasetçi profilinden kurtulmalıyız. Arkadan gelen gençlere yer açan bir kültüre kavuşmak için örnek olmamız lazım. Şu anda bu Batı’da var. Gençliğimize güveniyor inanıyoruz.”

'SOSYAL MEDYA TEHLİKELİ BİR ARAÇ'

Erdoğan, ardından sosyal medyanın art niyetliler tarafından kullanıldığında tehlikeli bir araç olabileceğini vurguladı: "Kitle iletişimin duyguları değerleri alışkanlıkları ciddi şekilde törpülediği bir çağda yaşıyoruz. Art niyetli ellerde medya da sosyal medya da haber veren, bilgilendiren, özellikle paylaşmayı sağlayan araçlar olmaktan çıkıp kamplaşmanın, kutuplaşmanın, çatıştırmanın vasıtası olabiliyor. Kendi fikir ve ideolojisinin yegane doğru olarak görenler gençlerin duygularını bu vasıtalarla kolayca istismar ediyorlar. Yakın zamanda Mısır’da yaşanan acıları gördük, Ukrayna’da aynı şekilde yaşanan trajediyi gördük. Gençler üzerinde kurulan tuzaklar ne yazık ki bu ülkelere ağır bedeller ödetti, ödetiyor. Türkiye üzerinde aynı oyunu oynamak, gençler üzerinden aynı ağır bedelleri ödetmek istiyorlar.”

Ardından sözü Soma’daki faciaya getiren Erdoğan, “Öyle ki işte şu anda ortak bir acıyı yaşıyoruz. İnsani bir trajedi üzerinden bile kamplaşma, kutuplaşma üretebiliyorlar. Hatta sonra da ölen vatandaşlarımıza onların bu ölüme müstahak olduğunu söyleyecek kadar insanlıktan nasibini almayan, vicdani duygulardan nasibi olmayan köşe yazarı müsveddelerini görüyoruz. Bunu benim o madenlerde çalışan kardeşlerime söylemeye kimsenin hakkı yok. Bunlar aslında savcılıkları devreye sokması gereken konular. Savcılar da lütfen bununla ilgilensinler diyorum. Orada emeğini, alın terini, her türlü oradaki tehdide rağmen ortaya koymuş olan o vatandaşlarımıza bu şekilde bir yaklaşım insanlıktan nasibini alan kimsenin düşünce dünyasından geçmez. Daha yasımızı tutamadan, acılarımızı yaşayamadan hatta cenazelerimizi defnetmeden bu çirkin tuzakların devreye girdiğini görüyoruz. Biz acıları paylaşan ve paylaşarak bal eyleyen bir milletiz. Ama bizim bu tarihi dayanışmamızı tersine acılara, siyasete çevirmeye çalışan, buradan çıkar elde etme gayretine girenler oldu. Gençlerimizin bu tuzaklara, bu istismarcılara karşı son derece dikkatli olmaları gerekiyor. İfade özgürlüğü, eleştirme, gösteri yapma, protesto özgürlüğü gençlerimizin en tabii hakkıdır. Ancak bu hakların istismar edilmesi farklı hedeflere evrilmesi başkalarının özgürlüklerini kısıtlayacak noktaya gelmesi hem ülkemize hem de gençliğimize zarar verir.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, bu konuda da 12 Eylül darbesi öncesinde yaşananları örnek gösterdi: "Belki siz yaşamadınız ama bizler 12 Eylül öncesini birer genç olarak yaşadık. Konuşamayan, birbirlerine tahammül edemeyen, en çok da birtakım odakların maşası haline getirilen gençlik, ne yazık ki birbirine silah çekme noktasına getirildi. Bizim dönemimizde de çok canlar yandı. Milli ve manevi değerlerimizi tarih boyunca olduğu gibi bugün de yarın da bizim vazgeçilmez mihenk taşımızdır. Değişirken, ilerlerken, modern dünyayı yaşarken milli manevi değerlerimizden, insani vicdani değerlerimizden taviz veremeyiz. Gencecik şehitlerimiz uğruna can verdikleri toprakta koyun koyuna yatarken onların torunlarının birbirlerine kastetmesine tahammül edemeyiz. Onun için milli ve manevi değerlerimize en güçlü şekilde sahip çıkmanızı, aklı ilmi sağduyuyu vazgeçilmez azıkları olarak hep yanınızda tutmanızı sizlerden rica ediyorum. Sizler büyük Türkiye’siniz. Sizler bizim eksiklerimizi telafi edecek olanlarsınız.”

Konuşmasının ardından Erdoğan, gençlere hediye takdim etti. Bu sırada Down sendromlu Egehan Sınav isimli bir genç, Erdoğan'dan "Beni Obama ile görüştürür müsünüz?" ricasında bulundu. Erdoğan, "Ooo çok pahalı" diye cevap verdi. Erdoğan ardından merdivenlerde çocuklarla fotoğraf çektirdi. CİHAN

Yorumlar