Erdoğan: Koç ile görüşmeme Barzani aracı oldu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftasonunda Mustafa Koç ile yaptığı görüşmeye Barzani'nin aracı olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftasonunda Mustafa
Koç ile yaptığı görüşmeye Barzani'nin aracı olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Kendileri de böyle bir ricada bulundular. Meğerse o da
bundan dolayı bir ricada bulundu. Tabi şöyle bunu söyleyeyim. Koç
Grubu’nun Kuzey Irak’ta da yatırımları var. Dolayısıyla bu
yatırımlar sebebiyle orada bağlantıları oluyor. Ama bizim tabi
randevu olayı Ali beyden geldi ve Ali beyden gelince dedim büyük
ihtimalle herhalde Ali bey bu son zamanlarda gerek Fenerbahçe gibi
bu konuları benle görüşecek dedim. Tabi Mustafa beyle ilgili konuda
daha önceden olunca ben özel kalemime iki abi kardeş beraber
gelsinler dedik. Geldiler tabi" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayın programında A
Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün moderatörlüğünde, Sabah
Gazetesi Yazarı Mehmet Barlas, Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür,
Sabah Gazetesi Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Sabah Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’ın sorularını cevaplandırdı.
Seçim mitinglerinde meydanları nasıl gördüğü sorulan Erdoğan,
“Bugün tabi Elazığ ve Malatya’daydık. Gerek Elazığ’daki
vatandaşlarıma, gerekse Malatyalı vatandaşlarıma özellikle çok çok
teşekkür ediyorum. Hakikaten Elazığ’da bugün bambaşka bir heyecan
bambaşka bir coşku vardı. Benim Elazığ’a bugüne kadar başbakan
olarak 14. veya 16. gidişimdi. Bütün bu girişlerimde gördüğüm ilgi
alakanın çok çok fevkinde bir ilgi vardı, alaka vardı. Biliyorsunuz
gakgoşların coşkusu, heyecanı farklıdır. Gakgoşlarda bize bugün onu
caddelerde, yollarda çok açık net genciyle, yaşlısıyla, erkeğinle,
kanıyla gösterdiler. Tabi o coşku o heyecan bir şeyi gösteriyordu.
Yani bu paralel yapı meselesi halkı birbirine çok farlı bir şekilde
kenetlemiş. Yani bayanların coşkusuna bakıyorum çok ciddi
kenetlenmişler, gençler öyle. Diğer baylar öyle. Malatya’ya geldik.
Malatya tarih yazdı bugün. Resmi rakamlara bakılırsa emniyetin
söylediği rakam 100 bin dediler. Uçsuz bucaksız gerçekten tıklım
tıklım dolu bir meydan. Malatya’da da benim çok sık yaptığım
mitingler vardı. Bu meydanı yanılmıyorsam ikinci defa kullandık ve
bu meydanda da bundan önceki mitinge göre çok daha farklı bir
katılım vardı. Çok daha büyük bir coşku vardı. Daha zaten paralel
yapıya girmeden yani birinci, ikinci dediğiniz zaman üç kafadarın
üçüncüsünü zikretmeden meydan hemen tepkisi hemen ortaya koyuyor.
Orada da coşku, heyecan çok çok farklı. Bugün Mahmut bey bizimle
beraberdi ve vatandaş enteresan sloganlar uydurmuş. Nereden
bulmuşsa onları. Pankartlar çok çok farklı. Yine bakıyorsunuz
kendileri pankartlar hazırlıyorlar. Onlarla meydana geliyor. Tabi
insan hakikaten bunları görünce o duygu o tepki çok çok farklı.
Öbür taraftan da bakıyorsunuz muhalefet ikide bir işte fotomontaj,
Photoshop filan diyor. Montaj, shop ortada işte. Hepsi Malatya’da
meydanda, Elazığ’da meydanda. Demek ki bunların montaj tekniği çok
çok farklı. Bulamadıkları şeye hemen montaj diye yakıştırma
yapıyorlar. Photoshop diye yakıştırma yapıyorlar. Fakat onlar
onunla oyalana dursunlar. Biz yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz.
30 Mart akşamı zaten montajı da görecekler, Photoshop da
görecekler. Milli irade sandıkta en güzel şekliyle tecelli ederek
gerekli cevabı oradan gerekli şekliyle verecek” dedi.
SEÇİM ÖNCESİ PROVOKASYON
Seçimler öncesinde provokasyon tehlikesi ya da riski olup olmadığı
sorulan Erdoğan, “Yani ben bu tür şeyleri beklemiyorum ama olmazda
diyemeyiz. Niye? Çünkü gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin
İstanbul’da Trabzonlular gecesi.. Trabzonlular gecesinde düşünün
yani sizi kabullenmiyor toplum siz çıkarken oradan birisi belki
size lafta atmış olabilir ama kalkıp siz ona yumruk atarsanız bir
siyasetçi olarak bunun nasıl bir hazımsızlığı meydana getirdiğini,
ortaya koyduğunu orada görmüş oluyor. Bu şunu getirir. Demek ki
yaptığı kamuoyu araştırmaları vs. beklediği neticeyi göremeyince
artık bir hırçınlaşma başladı. Ertesi gün Eyüp’te yine konuşma
yaparken bir tane vatandaş alkışlamıyor. Alkışlamayınca ‘teneke
gibi orada niye duruyorsun, çek git’ diyor. Alkışlar veya
alkışlamaz. Sen Trabzonlular gecesine geliyorsun ondan sonra da
bugünkü açıklamaları gazetelerden okuyoruz. Diyor ki o zaten AK
Partili diyor. Fatih Belediyesi’ndeki AK Partili Belediye Başkan
Yardımcısının kardeşi diyor. O olabilir. Adam Trabzonlu.
Trabzonlular gecesine geldi. CHP’liler gecesine gelmedi ki.
Dolayısıyla Trabzonlular gecesinde orada her siyasi partinin
mensupları vardır. Ama sen İstanbul’a eğer belediye başkanı olmaya
karar vermişsen sen tüm İstanbulluların belediye başkanı olacaksın.
CHP’lilerin belediye başkanı olmayacaksın. Dolayısıyla mesajını
buna göre vermek zorundasın. Ama sen daha ilk elde bir defa
kaybettin işi. Niye? ‘Dedin ki o AK Partililerin.’ Sen AK
Partililerin belediye başkanı olmayacak mısın? Böyle bir mantık
olmaz. Böyle bir gidiş olmaz. Bu tabi bir sertleşmeyi getiriyor.
Ama o bazı illerden verdiğiniz örnek ki aynı şekilde Karadeniz’de
de olmuş, Rize’de, Trabzon’da olmuş. Tabi nasıl oldu, niye oldu.
Neden böyle bir tablo orada meydana geldi bilemiyorum. Siyasetin
içinde zaman zaman bazı yerlerde biz bunları yaşadık. Bende mesela
bundan önceki şeçimlerde HOPa’da benzer bir şeyi biliyorsunuz
yaşamıştık. Bunlar oluyor. Temenni ederim ki bu tür şeyleri
yaşamayız. Gayet güzel demokratik bir şekilde sandıklara gitme
fırsatını buluruz ve sandıklardan da en güzel şekilde, en güzel
neticeyi layıkı neyse sağlam irade olarak alırız.” ifadelerini
kullandı.
KOÇ İLE GÖRÜŞME
Erdoğan’a ayrıca Mustafa Koç ile görüşmesi ve bu görüşmeye yabancı
bir ismin aracılık ettiği de soruldu. Erdoğan ilk olarak “Doğru ama
ismini benden almayın” dedi. Bunun üzerine Barlas, “Mustafa Koç’un
sizle görüşmesi için Barzani aracı olmuş” deyince Erdoğan şöyle
devam etti: “Kendileri de böyle bir ricada bulundular. Meğerse o da
bundan dolayı bir ricada bulundu. Tabi şöyle bunu söyleyeyim. Koç
Grubu’nun Kuzey Irak’ta da yatırımları var. Dolayısıyla bu
yatırımlar sebebiyle orada bağlantıları oluyor. Ama bizim tabi
randevu olayı Ali beyden geldi ve Ali beyden gelince dedim büyük
ihtimalle herhalde Ali bey bu son zamanlarda gerek Fenerbahçe vs.
bu konuları benle görüşecek dedim. Tabi Mustafa beyle ilgili konuda
daha önceden olunca ben özel kalemime iki abi kardeş beraber
gelsinler dedik. Geldiler tabi biz açıkçası Hürriyet’teki o
söyleşiye de hiç girmedim. Hiç o konuya da ‘bugün böyle böyle
dediniz’ bu tür şeylere girmedim. Sadece orada bizim şeyimiz
özellikle yapacakları yatırımlar noktasında konuşmalarımız oldu.
Hatta Kuzey Irakla ilgili konulara da girmedik. Ağırlı olarak şu
anda Kocaeli Yeniköy’de bir büyük bir yatırımlarından bahsetti. O
da 400-500 milyon dolar civarında bir yatırım. Mayıs ayında
açılışını… Yani ısrarla şahsımı olmadığı takdirde tensip edeceğiniz
bir bakan arkadaşım orada olması veya malum Ford’un başındaki zat
şuanda ismi aklıma gelmiyor. Oda gelecek dediler. Bir randevu hiç
olmazsa ona verilir mi? Dedim buyursun gelsin randevuyu veririz
dedik. Özeti bu.” dedi.
AYDIN DOĞAN'IN İŞİ ZORLAŞTI
Rasim Ozan Kütahyalı, “Aydın Doğan da Barzani’yi ararsa herhangi
bir randevu olabilir mi?” diye sorunca Erdoğan, “Aydın Doğan’ın
zorlaştı işi” dedi. Kütahyalı, “Banzani de kurtarmaz yani” diye
ekledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ““Yok. O daha farklı yerleri şu
anda devreye sokması lazım. Öyle. Çünkü şu andaki yayın
politikalarıyla bir defa çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar.
Özellikle köşe yazarlarıyla vs. yani şöyle ahlak falan şu bu yok.
Tamamen zaten paralel yapının adeta bir yayın organı gibi şu anda
bir çalışmanın içinde. Köşe yazarları hakeza öyle. Ki bunların bir
tanesi geçenlerde ben deşifre ettim. Biliyorsunuz. Yani şu anda
Meclis Başkanvekillerinden hanımefendiyle aralarında geçen bir yine
bir telefon dinlenmesinden dolayı açtıkları mahkeme ve bunun
neticesinde de buradan aldıkları cezayı filan bunları şey yaptık.
Mesela yasa ihlalleri oluyor. Anayasa ihlali oluyor. Bunu
savunuyor. Bunu savunan gazeteyle nereye gidersiniz? Meclis’te bu
yayınlar yapılıyor. Kalkıyor bunu savunuyor. Yasa ihlalleri
yapıyorlar bunları savunuyorlar. Şimdi bu insanlara biz kalkıpta
buyurun gelsin konuşalım iyi oluyor filan böyle bir şey diyemem
yani. Benim bir yaradılışıma, fıtratıma ters.” dedi.
DİNLEMELER
Erdoğan’a ayrıca “Başbakan dinleniyor, bakanla konuşması
dinleniyor. Meydanlar siz bunu casusluk diye nitelendiyorsunuz.
Peki karşısında ne yapıyorsunuz?” sorusu yöneltildi.
Erdoğan, “Bunun müeyyedesi çok ağır. Casusluk, ajanlık. Bunlar
hepsine giriyor bu. Fakat şuanda yargı henüz adil bir karar verecek
bir kısmı yargı adil bir kararı verecek durumda değil. Çünkü
yargıyı da o şekilde dizayn etmişler. Şimdi bir defa bunun belli
bir düzene sokulması lazım. Niye biz olayı HSYK’dan başladık. Çünkü
alt derece mahkemelerde herhangi bir cezai müeyyide
uygulayamıyorsunuz. Bir defa kapanın elinde kalıyor. İşte
istediğini isteği zaman dinleye biliyor. Sadece dinleme değil bu.
Bu tam görüntüleme hepsi var. Şimdi bunların hepsini yaptılar ve
yapıyorlar. Açıklanan bakın 10 binlerce, 100 binlerce insan
dinlendi bu arada. Bunun tam rakamı ilgili kurumlarda vardır ama
benim açıklamam doğru olmaz. Ama biliyorum ki 10 binlerce insan bu
ülkede dinlendi. İşte geçenlerde biliyorsunuz Başsavcının yaptığı
açıklama 3 bin filan değil dedi. Bunun geleceği var dedi. Yine
açıldıkça ve yaptıkları atamalar neticesinde göreve başlayan
savcılar bir de bakıyorlar ki karıştırdıkça başka şeyler çıkıyor.
Emniyette bakıyorsunuz başka başka dosyalar ortaya çıkmaya başladı.
Bunlara ortaya çıkıyor. Bir çok şeylerde bu arada CD’ler vs.
kaçırılmış durumda. Yani bunlarda var. Bir taraftan da iz
sürülüyor. İş burada bitmiyor ki. Birde üst mahkeme var. Şimdi
yargıda durum ne olacak. Şimdi yargıya geldiğiniz zaman orada da
farklı bir düzenleme var. Dolayısıyla burada adil bir düzenleme
yapmadığınız sürece bir defa netice almak mümkün değil. Şimdi adam
kalkıp diyor ki hakarete ağırlaştırılmış eleştiri diyor. Veya bu
dinlemelerle ilgili adam dinlemedi de diye bilir. Çok zor bir şey
değil. Bizim başımızda bilir kişi denilen bir bela var mesela. Yani
nasıl bir bilir kişi gönderecek bunu. Gönderdiği o bilir kişi
kalkıp istedikleri istikamette bir rapor hazırladığı anda her şey
bitmiştir. Kendini de kurtarıyor, ajanı da kurtarıyor. Casusu da
kurtarıyor ve casusluk olayının müeyyidesi tabi çok ama çok ağır.
Bu bakımdan bizim şuanda 30 Mart’ı hayırlısıyla bir atlatıp,
atlattıktan sonra önümüze bu noktada çok farklı bakmaya mecburuz.
Yani yargıda bir düzenlemenin yapılması şart. Bunun adımları tabiî
ki atmadığımız sürece ben yine çok açık net söylüyorum ulusal
güvenliğimiz tehdit altındadır. Ulusal güvenliğimizi bu tehditten
kurtarmak için alacağımız tedbirlerin başında yargıdaki
düzenlemelerdir. Biz şimdi ilk adımını bunun attık. Ama şimdi bunun
devamı mahiyetinde olan adımlar var ki bunları da atmak zorundayız.
O zaman ben inanıyorum ki vatandaşlarım rahatlayacaktır. Benim
enerji bakanım uluslararası enerji görünmeleri yapıyor. Bu
görüşmeleri dinleniyor. Biz tahkime gideceğiz bu tahkimden ülkenin
menfaati var. Bir milyar dolar bizim oradan almamız gereken para
var. Adamlar bunu dinliyor. Onu ondan sonra kalkıp ona karşı
kullanıyor. Niye kendiler o alanlarda yatırımlara girecek. Oraya
adamlarını sokacaklar. Bunlar hakikaten yenilir yutulur şeyler
değil” diye ekledi. CİHAN
Yorumlar