Erdoğan: Filistin'de ateşkes sürdürülmeli

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'ye saldıran İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin sürdürülmesi temennisinde bulundu. Erdoğan, "Bugün sabah itibariyle Mısır’ın girişimiyle bir ateşkes kararı güya onaylandı. 2012’de de bir...

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan: Filistin'de ateşkes sürdürülmeli

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'ye saldıran İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin sürdürülmesi temennisinde bulundu. Erdoğan, "Bugün sabah itibariyle Mısır’ın girişimiyle bir ateşkes kararı güya onaylandı. 2012’de de bir ateşkes kararı verilmişti. Temenni ederim ki bu ateşkes sağlanır." dedi. Tarihte hiçbir devletin, hiçbir milletin zulüm ile abad olmadığını ifade eden Erdoğan, "Tarihin bize öğrettiği çok yalan, bir gerçek var: Hiçbir zulüm ebedi değildir. Zalim er yada geç zulmünün bedelini ödemiştir." ifadelerini kullandı.

AK Parti TBMM'deki Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmanın sonunda Gazze'deki saldırılara değinen Erdoğan, "Filistin’de İsrail’in şu son günlerde yaptıkları hiçbir şeyle izah edilemez. İsrail terör estiriyor ve bu bireysel terörün ötesine geçti. Bir terör devleti anlayışıyla bunu yapıyor. İsrail her Ramazan ayında yaptığı gibi Gazze’deki Müslümanların üzerine ölüm yağdırdı. Bugün sabah itibariyle Mısır’ın girişimiyle bir ateşkes kararı güya onaylandı. 2012’de de bir ateşkes kararı verilmişti. Temenni ederim ki bu ateşkes sağlanır." dedi.

Ateşkes girişiminin son derece olumlu ve değerli olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Ancak öyle anlaşılıyor ki Ortadoğu’nun kirli siyasette bir kez daha Filistinli masum çocukların kanı kullanılmıştır. 8 gün devam eden İsrail saldırılarında 200’e yakın Gazzeli şehit oldu. 2 bine yakın Gazzeli yaralındı. Şehit olanlar arasında çok sayıda çocuk ve kadın var. Gazzeliler önceki Ramazanlarda olduğu gibi maalesef oruçlarını bir kez daha şehadetle açtılar. İftar sofralarında, sahur sofralarında, okullarda, camilerde masum insanlar acımasızca katledildiler. Filistin’de, Gazze’de yaşanan katliamın en acı boyutlarında biride insanlığın büyük bir bölümünün bu katliama sessiz kalıyor olması. Maalesef Filistin’de çocukların havadan yağan bombalarla katledilmesi, insanlık için bir anlam ifade etmiyor. Bir şehrin en ileri silahlarla, en ağır silahlarla acımasızca bombalanması 400 ton, 500 ton bombanın oraya yağdırılması ‘evet’ başka bir şeyi ifade etmiyor. Batı başta olmak üzere dünya ülkeleri nezdinde bunun hiçbir anlamı bulunmuyor. Batı sadece ‘endişeliyiz’ diyor. Gazzeli çocuk ise ölüyor. 1948’den beri olduğu gibi bugün de bu mübarek Ramazan ayında hem insanlık hemde halkı Müslüman ülkelerin pek çoğu trajediyi seyretmekle yetindi. Hatta artık insanlık seyretmeyi de bıraktı. Sırtını dönüyor, olanları görmüyor, hissetmiyor. İsrail son derece şımarık bir biçimde bugünkü gazetelerde gördünüz tanklar bir tarafta ölüm kusuyor, onlar ise diğer bir tarafta halay çekiyor. Bu nasıl bir insanlıktır. Uluslararası hukuku çiğneyerek insani değerleri ayaklar altına alarak bölgede devlet terörü estirmeye devam ediyor ve bizim dışımızda bir tek ülke çıkıp da buna dur diyemiyor."

BU ZİHNİYETİN HİTLER'DEN FARKI YOK

Filistin’de 1948’den bugüne kadar devam eden sistemli zulüm, katliam ve soykırım girişiminin hesapsız kalmayacağını söyleyen Erdoğan, "Bunun bedeli er ya da geç mutlaka ödenecektir. O çocukların melekleri ağlatan feryatları karşılıksız kalmayacaktır. O kadınların yavrularının başında arş-ı âlâyı inleten çığlıkların inanın karşılıksız kalmayacaktır. Çocuk katilleri de çocukları katledenlere karşı sessiz duranlar da bunun bedeli öderler ve göreceksiniz ödeyeceklerdir. Bakın birkaç gün önce İsrail’de bir kadın çıktı aynen şunları söyledi: ‘Filistinlilerin hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Buna öldürülen teröristlerin anneleri de dahil. Filistinli annelerde öldürülmeli.’ Bunu söyleyen bir kadın milletvekili. İsrail parlamentosunun bir üyesi. Allah aşkına soruyorum bu zihniyetin Hitler'in zihniyetinden ne farkı var. Eğer buna benzer sözler Filistin anneler için değil başkaları için söylenseydi dünya ayağa kalkar mıydı, kalkmaz mıydı? Irkçılık, faşizm, ayrımcılık Filistinli annelere yönelikse dünya bunu umursamıyor. Avrupa’ya sesleniyorum neden susuyorsunuz? Batıya sesleniyorum bu zulme daha ne kadar destek vereceksiniz? İslam dünyasına sesleniyorum; kardeşleriniz alçakça öldürülürken birkaç ülke dışında daha ne kadar tepkisiz kalacaksınız? Dünya bu şımarıklığa daha ne kadar seyirci kalacak. Dünya devlet terörüne daha ne kadar tepkisiz kalacak. Filistin'de sadece Filistinli çocuklar ölmüyor, Filistin’de küresel adalet ölüyor. Küresel vicdan ölüyor. Filistin’de insanlık can çekişiyor. Susan bu zulmün ortağıdır. Zulme rıza gösteren bu zulmün ortağıdır." diye konuştu.

"AMA BİZ ONLARA DA İNSANLIK ÖĞRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz susmadık ve susmayacağız. Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin. Biz Filistin’deki acı gereği dünyanın yüzüne bir tokat gibi çarpmaya devam edeceğiz. Varsın birileri bundan rahatsız olsun. Varsın birileri içeride ve dışarıda tavrımızdan tedirgin olsun. Ecdadımız gibi bizde zalim değil mazlumun tarafında olmaya devam edeceğiz. Biliyorum ki bölgemizde bizim Filistin ile ilgili sesimizi yükseltmemizden rahatsız olanlar var. Biz onların vicdanına hitap etmeye devam edeceğiz. Sadece bölgemizde değil içeride de rahatsız olanlar var. Ana muhalefette rahatsız, yavru muhalefette rahatsız. İşte buyurun Suriye’den ülkemize sığınmış olan insanlardan dolayı Kahramanmaraş’ta yapılan eylem bu ülkenin evladına yakışan eylemler değildir. Adana’da yapılanlar bu ülkenin evladına yakışan eylemler değildir. Bu millet ensar olmaya kendisinin vazgeçilmez özelliği olarak kabul etmiştir. Ama bunu yapanlar ne yazık ki nasipsiz tiplerdir. Ama biz onlara da insanlık öğretmeye devam edeceğiz."

Erdoğan, Filistin konusunda CHP'ye de eleştiride bulundu: "Mavi Marmara konusunda CHP’nin Genel Müdürü kendi milletinin, kendi şehitlerin yanında değil gitti İsrail’in yanında durdu. Pensilvanya ile CHP Genel Müdürü Filistin davasına ihanet konusunda aslında tam bir fikir birliği içindeler. 2012 Sosyalist Enternasyonel’de CHP gitti Filistin davası ile Türkiye’deki terörist örgütü aynı kefeye koyan bir bildiriye imza attı. Biz ne zaman Tel Aviv’e bir eleştiri getirsek cevabı oradan değil CHP Genel Müdürü’nden aldık. İşte en son malum monşer Cumhurbaşkanı adayları da ‘bu meselelerle tarafsız olmak gerektiğini, Suriyelilere kapıyı açmamak gerektiğini’ söyleyerek yeni efendisi gibi o da CHP’nin gözüne girmeye çalışıyor. Hale bak. Bunların vicdanları kurumuş. Vicdanlar kurumuş. Bunlarda bir tarih şuuru yok. Bir medeniyet bilinci yok. Bunlarda ecdadın hatırasına saygı yok. Biz yarın ruz-i mahşerde zalime karşı elimle, dilimle ve kalbimle yapılması gerekeni yaptım diyebilmenin huzuru içinde olmak istiyoruz. Filistinli çocukların karşısında boynumuz yere eğilmesin istiyoruz. Çanakkale’deki Filistinli şehitlerin karşısında mahcup olmamak istiyoruz. Filistin için adalet mücadelesi veren Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamid’e kadar oradaki Osmanlı şehitlerine kadar hiç kimsenin önünde yüzümüz kızarmasın istiyoruz. Sizlerin de, milletimin de benim aynen bu hissiyatı paylaştığınızı biliyorum. Onun için son nefesimize kadar inşallah Filistin davasını savunmaya, Filistin'in hak, adalet ve insanca hayat mücadelesini savunmaya devam edeceğiz."

"DENGELER ADINA SUSUP TARİHİNE, ECDADINA, MİLLETİNE VE MEDENİYETİNE NANKÖRLÜK YAPANLARDAN OLMAYACAĞIZ"

Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz dengelere değil, Allah’a inanan bir milletiz. Dengeler adına susup tarihine, ecdadına, milletine ve medeniyetine nankörlük yapanlardan olmayacağız. Krizin başından itibaren Filistinli liderlerle, BM Genel Sekreteri, Fransa Cumhurbaşkanı, Katar Emiri ve İran Cumhurbaşkanı ile görüşmeler yaptım. Bu görüşmelerde Türkiye’nin tavrını muhataplarımıza ilettik hem de bu konuda birlikte neler yapabileceğimizi konuştuk. Dışişleri Bakanımız sürekli irtibatlarına devam ediyor. Bu görüşmelerimizi sürdüreceğiz ve Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan ben İsrail halkına da sesleniyorum; devletlerinin, hükümetlerini bu zulmüne, bu katliamına artık itiraz etsinler. İsrail halkı kendilerine gösterilen bahanelerin ne kadar gerçek dışı olduğunu, bahanelerle yapılan saldırının ne kadar orantısız olduğunu artık görsün. Böyle bir politikayla, ‘Efendim Hamas bomba attı.’ Bomba attı da kaç kişi öldü. Ölen yok, nasıl oluyor bu iş… Nasıl oluyor bu iş… Ama siz 200 kişiyi öldürdünüz 700 aşkın yaralı var ve tamamıyla yine Gazze’yi yerle yeksan hale getirdiniz. Dile kolay 400 ton bomba yağdırdınız. Böyle bir politikayla İsrail halkı hiçbir zaman güvenliğe kavuşamaz. Hiçbir zaman refaha kavuşamaz. İsrail hükümeti bilsin ki Türkiye olarak bu katliamlar sürdükçe, Filistin’de çocuklar katledildikçe ilişkilerimizin normalleşmesi asla mümkün değildir. Biz Mavi Marmara olayı olduğu zaman ne dedik; ‘önce özür.’ dedik. Peki, özür dilediler. Tazminat dedik onda da belli bir yere geldiler. Ama üçüncü maddemizde neydi Filistin’de ambargonun kaldırılmasıydı. O görüşüyorlar imzalamak üzereyiz dedikleri sırada aynı oyunu yaptılar. Orada da yine Suriye’nin İsrail’le olan sıkıntılarını giderme noktasında arabulucu konumundaydık tam işi bitiriyorduk geldik orada birkaç kelimeye takıldık 2-3 gün bir ara o arada yine bir şekilde Gazze’yi bombaladılar. Şimdi de Batı Şeria’da başlayan olayı aldılar Gazze’ye götürdüler. Ateşkes yetmez Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargonun derhal kaldırılmasını istiyoruz. Filistin'in bağımsız bir devlet olarak varlığına izin verilmedikçe ne İsrail ne de bölge asla güvende olmayacaktır. Ey ABD, sen bize hep şunu söyledin; ‘İki devletli bir Filistin dedin. İsrail dedin. Öbür tarafta Filistin dedin.’ Ne oluyor? Şu anda yine aynı şekilde aynı ifadeler kullanılıyor ama uygulamaya gelinince maalesef…Dünyanın bu mübarek ayda çocuk katledenlere etkili bir şekilde sesini yükseltmesin umuyoruz. Filistinli kardeşlerime sesleniyorum: Asla yalnız değilsiniz ve asla yalnız olmayacaksınız."

CİHAN

Yorumlar