Erdoğan, evdeki parayı sıfırlamak için alındığı iddia edilen 6 daireyi yalanladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, evdeki parayı sıfırlamak için Boğaz'a nazır Şehrizar Konakları'ndan 6 daire aldıkları iddialarını Aydın'dan yalandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, evdeki parayı sıfırlamak için
Boğaz'a nazır Şehrizar Konakları'ndan 6 daire aldıkları iddialarını
Aydın'dan yalandı. Erdoğan, "Bakıyorum yeni yeni, iftiralar. Bunlar
sahtekar ya. Kalkmış, iki tane gazete, yine paralel yapının
gazetesi, bir tanesi. Bir tanede paralel yapının desteklediği bir
gazete. Bu gazeteler, haber yapıyor. Haberde benim oğlum, yavruma,
hiç ilgisi alakası olmayan bir avukat uydurmuşlar, bir sitede evi
olduğuna dair haber yapmışlar. Hemen davayı açtık." dedi.
Aydın'daki seçim mitinginde Merhum Adnan Menderes’e de yolsuzluk
üzerine iftira atıldığını ileri süren Erdoğan, o dönemde de paralel
yapının olduğunu, kendisinin de şiir okuduğu için CHP’ye yakın
paralel yapı tarafından yargılatıldığını anlattı. Erdoğan,
Bediüzzaman Said Nursi'nin Rusya’da esir düştüğünü, buna rağmen
oradan kaçarak yurduna döndüğünü belirtti. Fethullah Gülen
Hocaefendi’nin ise yurt dışından dönmediğini ifade eden Erdoğan,
“Bu ülkede Said Nursi’yi yargıladılar. Nereye sürdüler. Taaa
Sibirya’ya. Ama O, Sibirya'da yaşamadı. Buldu fırsatını, kaçtı
ülkesine geldi. Kendi topraklarına geldi. Ben, bu topraklarda
öleceğim dedi. İşte onun bir çok hatıraları var. Kütahya da,
Isparta da o yolculukta birçok hatıraları var. Hepsi birbirinden
enteresan. Bu topraklarda vefat etti. Ama ona bile tahammül
edemediler. Ne çileler çektirdiler. Hatta hatta, ölümünden sonra
onu tuttular aylar yıllar sonra, kemiklerini Isparta’ya götürdüler.
Ben Said Nursi’nin izinden gittiğini söyleyen şu paralel yapı
izinden gidiyor mu? Hayır, yalan söylüyor. Takiyye yapıyor, iftira
atıyor. Hayatında Bediüzzaman ifadesini kullanmış değil. Ve onu,
bir kere görmüşte değil. Ve, onun eserlerini bir kenara bırakarak
güya, kendine göre külliyat oluşturmaya çalışan bir zat. Ama o, ne
yaptı, 1999 da tam aksine Türkiye’den kaçıp dünyanın bir başka
ucuna gitti. Ya şimdi niye orada duruyorsun. Madem sen
vatanseversin, madem sen, milletini seviyorsun, bak iki yıl önce
ben sana davet yaptım. Gel dedim, Türkiye’ye. Bak bu millet seni
seviyor. Gel, niye gelmedin. Niye gelmiyorsun. Üstelik o gün,
enteresan bir şeyde söyledim. Olimpiyatlardaydı bu dedi ki,
Peygamber de oradaydı. Ya ne diyeceksin böyle bir insana. Ne
diyeceksin. Böyle bir şey olabilir mi? Orada folklorik gösteriler
var. Peygamberimiz'de orada, böyle bir şey olabilir mi? Ama buna
sorarsan, olur. Ve hala, bu ifadelerde bile hikmet arayan benim saf
kardeşlerim var. Ne hikmeti ya. Sen Yaradan’ın hükmüne bak,
hükmüne. Bırak bunların hikmetlerini. Hep bayat senaryolar. Bu
senaryolar üzerinden çeşitli tuzaklar." diye konuştu.
"SEN NASIL BİR MÜSLÜMANSIN YA!"
Oğluyla ilgili yapılan haberlerin yalan olduğunu da ifade eden
Erdoğan, “Bakıyorum yeni yeni, iftiralar. Bunlar sahtekar ya.
Kalkmış, iki tane gazete, yine paralel yapının gazetesi, bir
tanesi. Bir tanede paralel yapının desteklediği bir gazete. Bu
gazeteler, haber yapıyor. Haberde benim oğlum, yavruma, hiç ilgisi
alakası olmayan bir avukat uydurmuşlar, bir sitede evi olduğuna
dair haber yapmışlar. Hemen davayı açtık. Davası devam ediyor.
Bunlarda iftira var, bunlarda yalan var. Bunlarda takiyye var.
İftira at, tutmasa da izi kalır, diyor. Ya böyle sahtekarlık olur
mu? Sen nasıl din istismarı yapıyorsun ya. Sen nasıl, bir
Müslümansın ya. Sevgili Peygamberimiz'in huzuruna bireysel, kişisel
suçlarla ilgili geliyorlar. Hatta hatta, zina yaparsa ne olur,
diyorlar. Peki yalan söylerse ne olur, deyince Sevgili
Peygamberimiz, ayağa fırlıyor: asla, asla diyor. Yalan bu denli,
tehlikeli bir şey. Çünkü yalan bireysel değil. Yalan, toplumsal,
kollektif zararları olan bir şey. Biz Ergenekonla mücadele ettik.
Pensilvanya'daki yeni Ergenekon'la da amansız mücadele edeceğiz."
şeklinde konuştu.
"BEN ÖYLE BİR HOCA TANIMIYORUM"
Hocaefendi’nin, başörtüsüyle ilgili fetva verdiğini belirten
Erdoğan, “Hanım kardeşlerim kapılarınıza gelen bazı ablalar olursa,
geliyor mu size de. Gelmiyor değil mi? Onlara sadece bir şey
söyleyeyim. Eğer gelen olursa olur ya! Onlara deyin ki, Hocanıza
söyleyin, benim kızımın başörtüsüyle uğraşmasın. Hocanız 28 Şubat
olayında 'üniversitelere başınızı açın öyle girin?' diyen bir hoca.
Ben öyle bir hoca tanımıyorum.” şeklinde konuştu. CİHAN
Yorumlar