Erdoğan: El Kaide, IŞİD ve Nusra'ya destek verdiğimiz iddiası komik ötesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki IŞİD ve Nusra gibi örgütlere destek verdikleri iddialarını yalanladı. Erdoğan, "Bizim Ortadoğu'daki bu terör örgütlerine destek verdiğimizi söylemek tüm hayallerin ötesinde bir şey ve bu insafsızlıktır....

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan: El Kaide, IŞİD ve Nusra'ya destek verdiğimiz iddiası komik ötesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki IŞİD ve Nusra gibi örgütlere destek verdikleri iddialarını yalanladı. Erdoğan, "Bizim Ortadoğu'daki bu terör örgütlerine destek verdiğimizi söylemek tüm hayallerin ötesinde bir şey ve bu insafsızlıktır. El Kaide gibi, IŞİD gibi, Nusra gibi bu tür örgütlere destek verdiğimiz, böyle bir şey söz konusu değil. Bölgeyi tanıyanlar bilir ki bu üç taraf birbiriyle taban tabana zıttır. Ve aynı anda her üç tarafı desteklediğimizi iddia etmek komik ötesidir." dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, bazı ülkelerin Ankara'daki büyükelçileri ve misyon şefleri, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve bazı dini cemaat liderleri ve temsilcileri ile iftarda bir araya geldi.

"ORTADOĞU'DA TEHLİKELİ FAY HATLARI DERİNLEŞİYOR"

Orta Afrika Cumhuriyeti’nden Myanmar’a kadar bir çok ülkede dinler arası bir çatışmanın tetiklenmeye çalışıldığını söyleyen Erdoğan, "Suriye’de 200 binden fazla masumun canına mal olan bir iç savaş dünyanın gözleri önünde tüm vahşetiyle sürüyor. Şu anda ülkemizde 1 milyon 150 bin sığınmacı var. Hemen yanı başımızda Irak hızla Suriye’nin sürüklendiği şiddet sarmalının içine çekiliyor. Filistin’e İsrail’in bu mübarek ayda başlattığı operasyon ne yazık ki sekizinci gününe girdi ve orada da 200’e yakın insan hayatını kaybetti ve bin 700 sivil yaralandı. Ortadoğu’da kimlik siyasetinin tüm çoğulcu hareketlerin üzerine çıktığı bir dönemden geçiliyor. Din ve mezhep ayrımı toplumları ayıran tehlikeli fay hatları olarak giderek derinleşiyor." şeklinde konuştu.

"BATI, SURİYE'YE GELEN GENÇLERE ÖNLEM ALMALI"

Irak’ta 2006-2007 yıllarına benzer şiddetli mezhep çatışması yaşanmasından endişe duyduklarını ifade eden Erdoğan, "Biz Irak’ta mezhepsel dayatmacı ve çatışmacı politikaların ülkeyi nasıl bir uçuruma sürüklediğini muhataplarımıza anlatabilmek için yıllardır adeta çırpınıyoruz. Maalesef ülkenin şu anda içinde bulunduğu durum bizim endişelerimizi haklı çıkardı. Irak’taki kaos ortamı ülkemiz başta olmak üzere bölgeyi ve tüm dünyayı tehdit eden aşırı unsurları adeta bir hayat alanı oluşturmak suretiyle saklıyor, gizliyor. Ne yazık ki Irak’ta IŞİD adlı örgütün faaliyetleri bölgeyi olduğu kadar bizi de doğrudan ve dolaylı etkilemiştir. Musul’da sadece Türkiye’nin diplomatik misyonu bulunuyordu. Bizden başka orada diplomatik misyon Musul’da yok. Bu misyon kuşatıldı. İçerideki çalışanlarımız, konsolosumuz ve ailesi bir aydan fazladır alıkonuluyor. Konsolosluk çalışanlarımızın serbest bırakılması içinde girişimlerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Irak ve Suriye’de din, mezhep ve etnik ayrımcılığın üstüne çıkılarak halkların ülkeye aidiyet hislerini güçlendirecek siyasi süreçlerin geliştirilmesi gerekiyor. Bölgenin radikal unsurların mücadele alanı haline dönüşmesi ancak bu şekilde engellenebilir. Batı başta olmak üzere diğer devletlerden Suriye’ye ve Irak’a savaşmaya gelen gençlerle ilgili öncelikle kendi ülkelerinde önlemler alınması gerekiyor. Biz, Suriye’ye geçerek radikal unsurlara katılmayı planlayan üçüncü ülke vatandaşlarıyla ilgili büyük hassasiyet gösteriyor bu noktada gereken önlemleri alıyoruz. Terör örgütleriyle ilişkisi olduğu şüphelenilen veya yasa dışı yollarla ülkemize giriş yapan yabancıları belirliyor ve sınır dışı ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"AMBARGO MESELESİNE GELİNCE İSRAİL SALDIRILARI BAŞLADI"

İsrail-Filistin çatışmasına da değinen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunların yanı sıra Filistin meselesi bölge istikrarı için önemli konuların başında yer almaya devam ediyor. İsrail, Gazze üzerindeki hukuksuz ambargosuna devam ederken aynı zamanda yasa dışı yerleşimleri sürdürerek iki devletli çözümü pratikte imkansız hale getiriyor. Filistinlilere insan onuruna yakışır bir hayat hakkı tanımayan bu anlayış bölgede barış umutlarının önündeki en büyük engeldir. Bu olumsuz iklim İsrail’in Gazze’ye yönelik toplu cezalandırma mantığıyla bir haftadır sürdürdüğü saldırılar sebebiyle insani bir drama dönüştü. Burada huzurlarınızda bir kez daha İsrail’e, Gazze’ye yönelik saldırılarını derhal durdurması çağrısını yapıyorum. Bakınız Mavi Marmara olayı ile ilgili olarak normalleşme süreci ne yazık ki tamamiyle ortadan kalkmıştı. Özür kabul edilmişti, tazminatta anlaşma noktasına geldik ve Filistin’e ambargo çözüm noktasına gelmişti ki bu olay patlak verdi. Şimdi böyle bir olay karşısında İsrail ve Türkiye ilişkileri normalleşe bilir mi? Bir tarafta burada 400-500 bomba yağdıracaksınız ve burada dünya gözü üzerinde barışı tehdit edeceksiniz, savunmasız insanları tehdit edeceksiniz, öldüreceksiniz ve ondan sonara da İsrail-Türkiye ilişkileri normalleşsin diyeceksiniz. Böyle bir şeyi kabullenmemiz mümkün değil."

AB MÜZAKERELERİ VE KIBRIS

Türkiye'nin, AB üyeliğinin, ırkçılık ve medeniyetler çatışması tezlerine sadece bölgesel değil küresel düzeyde de anlamlı bir cevap teşkil edeceğini aktaran Erdoğan, "Tam üyeliği müzakere eden aday bir ülke olarak birlik içindeki bu tartışmalara katkı sağlamaya hazırız. Bu amaçla 2014 yılını Avrupa Birliği yılı ilan ettik. Reformlarımız kararlılıkla sürdürerek üzerimize düşeni yerine getirmeye devam edeceğiz. Ülkemiz kamuoyunda AB'ye karşı Türkiye'ye yönelik objektif olmayan tavırdan dolayı bir güvensizlik hissi oluşmaya başladı. Bu ay dönem başkanlığını devralan İtalya'dan beklentimiz şu; yeni fasılların müzakereye açılmasıyla katılım sürecimize ivme kazandırılmasıdır. Tam üyelik sürecimizin kendi parametreleri içinde yürütülmesi ve siyasi mülahazalarla karşımız çıkarılan engellere bir son verilmesi gerekiyor. Bu çerçevede akla ilk gelen konu şüphesiz Kıbrıs meselesidir. Türkiye olarak Kıbrıs'ta iki halkın siyasi eşitliğine ve karşılıklı mutabakata dayalı bir siyasi çözüm istiyoruz. bu konuda her zaman bir adım önde olma anlayışımızı muhafaza ediyoruz. Kıbrıs'ta çözüm için gerekli olan Rum tarafının göstereceği siyasi iradedir. uluslararası toplumdan beklentimiz Rum tarafına bu yöndeki mesajları güçlü ve kararlı biçimde vermeleridir." şeklinde konuştu.

EL KAİDE, IŞD VE NUSRA'YA DESTEK İDDİASI KOMİK ÖTESİ

Konuşmasında Türk hükümetinin, Ortadoğu'daki bazı örgütlere destek verdiği iddialarına da sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, "Bizim Ortadoğu'daki bu terör örgütlerine destek verdiğimizi söylemek tüm hayallerin ötesinde bir şey ve bu insafsızlıktır. El-Kaide gibi, IŞİD gibi, Nusra gibi bu tür örgütlere destek verdiğimiz, böyle bir şey söz konusu değil. Ortadoğu'yu çok iyi tanımayanlar nezdinde bu algı operasyonunun zaman zaman etkili olduğunu üzülerek müşahede ediyoruz. Örneğin bizi aynı anda hem El Kaide'ye destek veren, hem IŞİD'e destek veren, hem İrancılık yapan bir hükümet gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu nasıl bir şey? Hepsi birbiri ile çelişkili. Bölgeyi tanıyanlar bilir ki bu üç taraf birbiriyle taban tabana zıttır. Ve aynı anda her üç tarafı desteklediğimizi iddia etmek komik ötesidir." dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili de konuşan Erdoğan, Türkiye tarihinde cumhurbaşkanının ilk kez halkın doğrudan oylarıyla seçileceğini hatırlattı. "Eğer 10 Ağustosta milletim takdir eder de seçilirsem, 12 yıldır sürdürdüğüm başbakanlık görevimi devredecek ve cumhurbaşkanı olarak ülkeme milletime hizmet edeceğim." diyen cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Seçilmem durumunda demokrasinin ekonomimizin dış politikamızın toplumsal barışın güç kazanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hem içeride hem bölgesinde ve dünyada barışı adaleti dayanışmayı en güçlü şekilde savunmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'DAN, HİZMET HAREKETİ'NE AĞIR İTHAM

Hizmet Hareketi'ni yabancı istihbarat örgütleri ile işbirliği yapmakla itham eden Erdoğan, buna dair somut deliller olduğunu iddia etti. Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Son dönemde uluslararası ayağı da olan bir başka çete gündemimizi meşgul etti. Son 40 yıl içinde oluşmuş faaliyetlerini gizlilik içerisinde yürütmüş, lideri de Pensilvanya'da bulunan bu çete, devlet kurumlarına sızarak iç ve dış politikamızı etki altına almaya hatta çok açık bir yargı darbesi gerçekleştirmeye yeltendi. Şu anda demokrasi ve hukuk çerçevesinde örgütle mücadelemiz yoğun şekilde sürüyor. Emniyet ve yargıda son derece tehlikeli bir boyuta ulaşmış olan bu yapılanmayı süratle tasfiye ediyoruz. Hatırlatma isterim ki örgütün uluslararası istihbarat örgütleri ile işbirliği bulunuyor. Buna ilişkin de somut deliller ortaya çıktı, çıkıyor. Şunun altını çiziyorum; ülkemiz güvenliğini tehdit eden bu unsurlara karşı bu can bu tende olduğu sürece ben ve arkadaşlarım kararlı bir şekilde mücadeleyi sürdüreceğiz." CİHAN

Yorumlar